Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/315 E. 2023/286 K. 23.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İstanbul Anadolu 2. FİKRİ VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/315
KARAR NO : 2023/286

DAVA : Marka (Maddi Tazminat İstemli)
DAVA TARİHİ : 10/06/2014
KARAR TARİHİ : 23/11/2023

Mahkememizden verilen 19/01/2017 tarih ve—-sayılı kararı —-Bölge Adliye Mahkemesi —–Hukuk Dairesinin ‘nin 11/10/2019 tarih ve—–Esas —– Karar sayılı ilamına istinaden dava mahkememizin yukarıdaki esasına kaydı yapılıp Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Maddi Tazminat İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,

Davacı-karşı davalı vekili dava dilekçesini duruşmada tekrarla;
Davaya konu eğitim modelinin (sistemi) davacı şirketin sahibi —–tarafından 1996-2003 tarihleri arasında geliştirildiğini, 2001’de kurduğu eğitim kurumunda öğrencileri üzerinde uygulayarak denediğini ve 2003’te yazdığı kitapla —-tanıttığını, —– numarası ile markasının tescil edildiğini, sistemin taklitçiler tarafından uygulandığını ve haksız rekabet ve kazanç oluştuğunu, patenti alınmış olan “—- kitap, dergi gibi basılı yayın organlarında kullanıldığı, algılama, öğrenme ve çalışmayı kolaylaştırdığını, yöntemde örnek soru —- açıklamalı çözüm, alıştırma soruları, sayfa düzeni ve sayfa içeriğinin koruma altına alınmış olunduğunu, davalı-karşı davacının koruma altına alınmış olan sayfa yapısını birebir kullandığının ekte sunulan kitaplarından anlaşılacağını, sadece ömek soruda —– isim değişikliği yaparak sayıların tamamının kullanılmasının patentli sistemin sayfa yapısı ve ilgili kısmına tecavüz olduğunu, aynı şekilde bileşenlerinin de (sayfaların art arda dizilmesi, örnek soru sayfalarından sonra testlerin konulması, —- sorularının konulması gibi) taklit edildiğini, davalı-karşı davacının, davacı-karşı davalıya ait marka tescili yapılmış —- Sistemini hiçbir emek ve mesai harcamadan kitaplarında kullanmak suretiyle kazanç elde ettiğini, davalının haksız kazanç elde etmesiyle zarara ve itibar kaybına uğradığını, davalı-karşı davacının bastığı ve sattığı kitap, dergi ve soru bankalarından elde ettiği kazancın haksız olduğunu belirterek, 556 sayılı KHK’nın 64 maddesi gereğince 10.000,00 TL maddi, 100.000,00 TL manevi tazminat olarak toplam 110.000,00 TL tazminatın davalı-karşı davacıdan tahsiline, fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına, 02/09/2010 tarihinden itibaren ticari faize hükmedilmesine, davalı tarafından davacıya ait ürünün taklitlerinin basımı yapılanların toplatılmasına, imhasına,yeni basım yapılmasının önlenmesine, kararın Türkiye çapında yayın yapan bir gazetede ilanına verilmesini talep etmiştir.

Davalı-karşı davacı vekili cevap ve karşı dava dilekçesini duruşmada tekrarla;
Davalı-karşı davacının piyasada 2010 yılından çok daha önceki yıllardan bu yana uygulanan sistematik ile yayın yaptığını, müvekkilince davacı-karşı davalının markasının kullanılmadığını, kendi yayınlarında davacıya ait —– veya davacı-karşı davalı şirket adına tescilli benzer bir işaretin kullanılmadığını—-olarak adlandırılan sistemin yeni ve özgün olmadığını, davacı-karşı davalının 2010 patent tescil tarihinden ve hatta marka tescil tarihi olan 2004 tarihinden çok daha önce bir çok yayında kullanıldığını, kullanımların Milli Eğitim Bakanlığı Talim Terbiye Kurulu’nun belirlediği konular ve konu başlıkları, yani ders müfredatlarının ana konu başlıkları olduklarını, davacı-karşı davalının “konu başlıklarını” —- olarak adlandırdığını, davacı-karşı davalının kitaplarında —-konu başlığı) sonrasında örnek soru çözümü, tarama testleri, konu testleri, geçmiş yıllarda çıkmış soruların yer aldığını, davalı-karşı davacının yayınlarında ise —-yerine “Konu Başlığı” kullanıldığını, altında örnek soru, yanında çözüm ve onun da altında konu testleri, en son da geçmiş yıllardaki sınavlarda çıkmış test sorularının yer aldığını, 1990’lardan itibaren karşılaşılabilecek her soru tipinin örnek olarak yazıldığını, altında bu örneğe ilişkin soruların yer aldığı sayfa uygulamasının farklı yayınlarda kullanıldığını, tüm yardımcı ders kitaplarında patente konu tarama testleri, konu testleri ve en son geçmiş yıllarda —-soruları) çıkmış soruların test kitapları basılmaya başladığı andan itibaren yer aldığını, davacı-karşı davalı tarafından incelemesiz patent alınmış olan yöntemin ve sistemin 2004’ten çok daha önce kullanılmaya başlandığını, davacı-karşı davalının patente bağladığı yöntemin patentlenme niteliklerine sahip olmadığını ve dolayısıyla bir buluş sayılamayacağını, davacı-karşı davalının tazminat taleplerinin yasal dayanaktan yoksun olduğunu, patent verilerek korunabilecek buluşlarda aranan kriterlerin 551 sayılı KHK’nın 5. 7. 9. 10. maddelerinde hüküm altına alınmış olduğunu, patentin yenilik kriterini haiz bulunmadığını, bu nedenle asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile davacı-karşı davalı adına tescil edilmiş olan —– tescil nolu “—-” başlıklı incelemesiz patentinin hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E :
Dava, Asıl dava marka hakkına tecavüzün tespiti, maddi ve manevi tazminat, karşı dava ise patentin hükümsüzlüğü davasıdır.
Mahkememizce 19/01/2017 tarih ve —– sayılı kararı ile Toplanan deliller, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı ile, her ne kadar davacı-karşı davalı marka hakkına tecavüz edildiği iddiasıyla tecavüzün tespiti, durdurulması ve maddi-manevi tazminat davası açmışsa da, davalı-karşı davacıya ait dava konusu kitaplarda davacı-karşı davalının tescilli markasının kullanılmadığı, dava dilekçesinin içeriğinden davacı-karşı davalıya ait —- numaralı patent hakkına tecavüz edildiğinin de iddia edildiğinin anlaşıldığı, ancak davacı- karşı davalı adına tescilli —- numaralı patentin yenilik ve buluş basamağı içermemesi nedeniyle patent verilebilirlik şartlarını taşımadığı, tüm yardımcı ders kitaplarında uygulanan genel bir yöntem olduğu, bu nedenle hükümsüz olduğu, davalı-karşı davacının davacı-karşı davalı adına tescilli —– numaralı markasına herhangi bir tecavüzünün bulunmadığı, kitaplarında kullanılan yöntemin davacı-karşı davalının patentindeki sisteme benzer olduğu tespit edilmişse de davacı-karşı davalıya ait patentin hükümsüz olması nedeniyle tecavüzünden söz edilemeyeceği anlaşılmakla, asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne, davacı-karşı davalı adına tescilli —- numaralı “—-buluş başlıklı patentin hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar vermek gerekmiştir. Kararı verilmiştir.
Mahkememizden verilen 19/01/2017 tarih ve—- sayılı kararı—– Bölge Adliye Mahkemesi —– Hukuk Dairesinin ‘nin 11/10/2019 tarih ve—– Karar sayılı ilamında Dairemizce yapılan incelemede; hükme esas alınan 18.07.2016 tarihli raporun yetersiz olduğu kanaatine varılmakla, yeni bir üçlü bilirkişi heyetinden rapor alınmasına karar verilmiş, Dairemizce alınan 01.09.2019 tarihli bilirkişi heyet raporunda patent vekilinin yaptığı incelemede; asıl davaya konu —-tescil numaralı patentin, 28.08.2017 tarihinde mahkemenin kararından sonra incelemeli patente dönüştürülmesi için başvuru yapıldığının beyan edildiği, dava tarihinde yürürlükte olan 551 sayılı KHK 136/son maddesinde; patent veya faydalı modelin verildiğine ilişkin ilanın ilgili bültende yayınlanmasından önce tecavüze yönelik öne sürülen iddiaların geçerliliğine ilişkin karar verilemeyeceğinin düzenlendiği, birleşen davadaki hükümsüzlük talebi yönünden ise; başvuru tarihi itibariyle, mahkemece incelemesiz patent olarak patent başvurusunun buluş basamağının önceki teknik karşısında yeniliği sağlayan özelliklerin teknik etkilerinin ve buluşun patentlenebilir olup olmadığı incelenmişse de, patentin incelemeli patente dönüştürülmesi nedeniyle, kurum tarafından patent ofisinden alınan rapora göre; başvuru sahibi tarafından istemlerin düzeltilmesinin mümkün bulunduğu, bu nedenle asıl dava ve birleşen hükümsüzlük davası yönünden bu aşamada karar verilemeyeceği, idari işlem sonucunun beklenmesi gerektiği kanaatiyle davacı-karşı davalı vekilinin istinaf başvurusunun esasa yönelik sebepler incelenmeksizin kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın idari işlem sonucu bekletici mesele yapılarak hasıl olacak sonuca göre yargılamaya devam edilerek karar verilmek üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Dosyaya sunulan 14/09/2015 tarihli raporda; davacı-karşı davalıya ait patentin—-(Araştırma Raporu) incelenmesinde tüm istemleri açısından (İstem 1-İstem 8) buluş basamağı adımının olmadığını gösteren 3 adet–dökümanı saptandığını, sonuç olarak dava konusu —– sayılı patent buluş basamağı içermediğinden hükümsüzlüğünün gerektiğini, patent hükümsüz olduğundan patent hakkına tecavüzün de söz konusu olamayacağını bildirmişlerdir.
Davacı-karşı davalının rapora itirazı nedeniyle ikinci bir bilirkişi heyetinden yeniden rapor alınmış, 18/07/2016 tarihli raporda bilirkişiler, patent korunmasının temelinde “buluş” kavramının önem taşıdığını, buluşun, kısaca sanayideki teknik bir problemin çözümü olarak tanımlanabilmekte ve yeni teknolojilerin üretilmesini, var olan teknolojinin ise gelişmesini sağlayan en önemli unsurlardan biri olduğunu, patent tescil hakkının, buluş sahibine verilen sınai bir hak olduğunu, hakkın korunması ile amaçlananın buluş yapma faaliyetini özendirerek teknik, ekonomik ve sosyal ilerlemeyi sağlamak olduğunu, patent hakkının, buluş sahibinin izni olmaksızın buluşun üçüncü kişilerce üretimini, satış ve pazarlamasını, kullanılmasını engelleme yetkilerini kapsadığını, patent korumasından yararlanabilecek olan buluşların yeni, tekniğin bilinen durumunu aşması ve sanayiye uygulanabilir olması gerektiğini, karşı davada, —- tescil no.lu “—–başlıklı incelemesiz patent tescil belgesinin patent verilebilirlik şartlarının taşımadığı gerekçesiyle hükümsüzlüğünün talep edildiğini, asıl davada davacının davasına dayanak yaptığı vc karşı davada hükümsüzlüğü talep edilen—–tescil no.lu “—– başlıklı incelemesiz patente ait Türk Patent Enstitüsü’nün kaydı incelendiğinde; —–tescil no.lu ve başlığı “—– patentin özetinin;”Buluş, kitap, dergi gibi basılı yayın organlarında kullanılan, algılamanın, öğrenmenin ve çalışmanın kolaylaşmasını sağlayan, aynı sayfada (9) bulunan, öğretilmek istenen konunun özünü ve amaçlarının som biçiminde ifadelendirilmiş halini barındıran, sayfanın (9) üst kenarında konumlanmış —— (1), bahsedilen —- (1) altında konumlandırılmış, bahsedilen —- (1) yer alan somnun çözümünün açıklamalı bir anlatımını barındıran Açıklamalı çözüm bölgesi (2), bahsedilen Açıklamalı çözüm bölgesinin (2) altında konumlandırılmış, bahsedilen —- (1) yer alan soruyu temel alan sorular barındıran Alıştırma soruları bölgesi (3) içeren, kendine özel içeriğe, sayfa düzenine ve formata sahip modüler piramit eğitim sistemidir.” Şeklinde olduğunu, davacı-karşı davalının da, 2004 yılından bu yana patente konu metodu uyguladığını, ancak 2010 yılında patent tescil başvurusu yaptığını beyan ettiğini, davacı-karşı davalının tescilli patent hakkına tecavüz teşkil ettiğini iddia ettiği sayfanın üst sol kısmında örnek soru, üst sağ kısmında örnek soru çözümü, sonrasında konu testleri ve üniversite sınavlarında çıkmış soruların yer almasının üniversiteye hazırlıkta yardımcı kitaplar için olağan bir durum olduğunu, netice itibariyle, karşı davada —– tcscil nolu ve başlığı—–” başlıklı incelemesiz patent tescilinin hükümsüzlüğü şartlarının mevcut olduğu, esas davada patent hakkına tecavüz ve buna bağlı talep koşullarının mevcut olmadığının tespit edildiğini bildirmişlerdir.
Tarafların gösterdikleri deliller toplanmış, tüm usuli eksiklikler giderilmiştir. İncelenen dosya kapsamı, mevcut deliller, bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; Davacı şirketin —–numaralı “—–” başlıklı patentin ve —– numaralı —–Şekil markasının tescilli sahibi olduğu, davalı tarafından marka ve patent haklarına yönelik tecavüzde bulunulduğu iddiasıyla tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti önlenmesi ve men’i ile maddi manevi tazminat talebinde bulunduğu, davalı – karşı davacı tarafından davacıya ait —– numaralı patentin tescil koşullarını taşımayıp yenilik ve buluş basamağını içermediğinden karşı dava olarak patentin hükümsüzlüğünü talep ettiği, öncelikle karşı dava yönünden yapılan değerlendirmede asıl davacı tarafından davaya konu —–numaralı patentin incelemeli patent olarak tescili için başvuruda bulunduğu, mahkememizce bu başvuru sonucunun beklendiği, TPMK’ dan yazılan cevabı yazıda tescil talebinin olumsuz neticelenerek patentin başvurusunun geçersiz hale geldiğinin bildirildiği, buna göre de davaya konu edilen patent incelemeli patent başvurusu neticesinde patentlenebilirlik koşullarını taşımadığı anlaşıldığından, tescil başvuru kaydının geçersiz hale geldiği, bu sebeple hükümsüzlük davamızın konusuz kaldığı, hükümsüzlük davası bakımından dava konusuz kaldığından yargılama giderlerinin dava tarihi itibariyle haklılık durumuna göre mahkemece değerlendirileceği, buna göre de hem dosyada mevcut bilirkişi raporu ile davaya konu patentin yeni olmadığı, buluş basamağını içermediği hem de incelemeli patent başvurusunun ret edilmesi hususu da dikkate alındığında, karşı davacının iş bu davayı açtığı esnada haklı olduğu bu sebeple karşı dava olan hükümsüzlük davası bakımından yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı davalı – asıl davacıya yükletilmesine karar vermek gerekmiş, esas dava yönünden yapılan incelemede ise tecavüze dayanak —– numaralı patent hükümsüz kılındığından ve sonuçlarının başvuru tarihi itibariyle hiç doğmamış gibi değerlendirilmesi gerektiğinden, davacının patent hakkına tecavüz nedeniyle davalıdan talepte bulunamayacağı, marka hakkına tecavüz davası yönünden ise, dosya kapsamında aldırılan 14/09/2015 ve 18/07/2016 tarihli bilirkişi raporlarında patent hakkına ve marka hakkına tecavüz tespit edilmediğinin belirtildiği, davalı tarafından davacıya ait —– numaralı markanın kullanıldığına dair delil de sunulmadığı, kullanımın sadece patent ihlaline ilişkin deliller olduğu bu sebeple marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet iddiasının da ispatlanamayacağı, bilirkişi raporlarında davacıya ait —-numaralı patentin 2004 yılından beri birçok sınav sisteminde uygulandığı, herhangi bir yenilik içermediği tespit edildiğinden, davacının tescilsiz patentte yönelik olarak haksız rekabet talebinde de bulunamayacağı anlaşıldığından bu talepler yönünden de asıl davanın reddine karar verilerek neticeten aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:
Asıl davanın REDDİNE,
Karşı dava hakkında konusu kalmadığından KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,

ASIL DAVA YÖNÜNDEN:
1-Alınması gereken 269,85 TL harçtan alınan 1.878,55 TL harcın mahsubu ile kalan 1.608,70 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı – karşı davalı … iadesine,
2-Asıl dava reddedildiğinden: Tecavüz ve haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi bakımından: Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 25.500,00 TL ücreti vekaletin asıl davacı …alınarak, karşı davacı … – ödenmesine,
3-Asıl dava reddedildiğinden: Maddi tazminat yönünden: Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 10.000,00 TL ücreti vekaletin asıl davacı …’ nden alınarak, karşı davacı … – ödenmesine,
4-Asıl dava reddedildiğinden: Manevi tazminat bakımından: Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 25.500,00 TL ücreti vekaletin asıl davacı … alınarak, karşı davacı … – ödenmesine,
5-Asıl davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
7-Kullanılmayan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,

KARŞI DAVA YÖNÜNDEN:
1-Alınması gereken 269,85 TL harçtan alınan 25,20 TL harcın mahsubu ile kalan 244,65 TL harcın karşı karşı davalı … tahsili ile hazineye irat kaydına,
2-Karşı dava Konusuz kaldığından: Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 25.500,00 TL ücreti vekaletin asıl davacı …alınarak, karşı davacı … -ödenmesine,
3-Karşı davacı tarafından yapılan 349,90 TL yargılama gider’ inin asıl davacı …’ nden alınarak, karşı davacı … – ödenmesine,
4-Kullanılmayan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı..