Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/309 E. 2021/168 K. 05.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/309 Esas
KARAR NO: 2021/168
DAVA: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/10/2019
KARAR TARİHİ : 05/10/2021
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
İ D D İ A /Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin , tekstil sektöründe——– mal ve/veya hizmet sınıfları bakımından ayniyet göstermekle birlikte, ayırt edici ibarenin markalarda ortak olarak yer alması nedeniyle işitsel ve görsel olarak da benzerlik gösterdiğini,——– marka vasfı olmayan genel bir unsur odluğunu, ayırt edici nitelik katmadığını, tüketicilerin davaya konu markayı gördüğünde sunulan hizmetin müvekkili tarafından sunulduğunu düşünerek tercih edeceklerini, karıştırılma ihtimaline yol açacağından söz konusu markasının sicilden terkini gerekli olduğunu, müvekkilinin markasını kötüniyetli olarak tescil ettirdiğini, bu nedenle —– markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.
K A R Ş I İ D D İ A / Davalı vekili cevap dilekçesi ile, Davaların yıllardır —– sözcüğünü marka olarak oluşturduklarını —– tescil ettirdiklerini, davacının bahsettiği diğer marka başvuruları incelendiğinde müvekkilinin markasıyla benzer ve ilişkili olmadığını, müvekkilinin markasının farklı renk şekil ve kompozisyondan oluştuğunu, bütünsel bakış açısıyla markalar arasında karşılaştırma yapıldığında markaların birbirlerinden görsel, işitsel ve arlamsal olarak farklı olduklarını ve bu farklar nedeniyle tüketici nezdinde iltibas oluşması ihtimalinin bulunmadığını, müvekkilinin kötü niyetli tescil başvurusunda bulunmadığını, bunun somut olarak davacı tarafından ispat edilmesinin gerektiğini, davacı markasının tanınmış marka olmadığını bu kriterleri karşılamadığını, dolayısıyla müvekkilinin, davacının markasının tanınmışlığından faydalanmak gibi bir kötü niyetinin ve kastının olduğundan söz edilemeyeceğini beyanla davanın raddine karar verilmesini talep etmiştir
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava, —— davasıdır.
Mahkememiz dosyasından alınan — tarihli bilirkişi raporunda sonuç olarak: Davacının —– nolu markası başvurusunun henüz tescil edilmediği ve davalının başvuru tarihinden sonraki tarihte yapılması nedenlerinden dolayı gözönüne alınmadığı, dosya içindeki verilerden davacının—- Sınıfta yer alan —– açısından davalıya nazaran öncelikli hak sahibi olduğu, dosya içinde yer alan belgelerden, markanın tescilli alan ve süre gözönüne alındığında davacının markasının, hükümsüzlüğü talep edilmiş olan —- tescil edilmiş olan tessil edilmiş olan markalar arasında görsel farklılıklar olsa da bu görsel farklıların markaları birbirilerinden uzaklaştırmaya yetmediği, fonetik etkisinin daha fazla olduğu bu nedenle taraf markaları arasında fonetik anlamda benzerlik olduğu, her iki taraf markalarının, tescil kapsamları ele alındığında orta düzeydeki tüketici kitlesine hitap ettiği, markalar arasında fonetik açıdan benzerlik olduğu için davalıya ait ve hükümsüzlüğü talep edilmiş olan—– şekil markası kapsamındaki davacı markası ile aynı ve benzer ——— hizmetlerinde kullanılmasının orta düzeydeki tüketici nezdinde iltibas yaratma ihtimalinin mevcut olduğu, mevcut verilere göre kötü niyet olarak değerlendirilip değerlendirilmemesi hakkındaki takdirin ve hukuki yorumun mahkerneye ait olduğuna dair raporunu sunmuşlardır.
Tarafların gösterdikleri deliller toplanmış, tüm usuli eksiklikler giderilmiştir.
Dosya içerisine alınan bilirkişi raporu, kayıt ve belgeler, sicil dosyaları,taraf iddia ve savunmaları birlikte değerlendirildiğinde, Davacının —– markaların tescilli sahibi olduğunu, davalının ise davaya konu —– markasının tescilli sahibi olduğunu, davacı tarafından markalar arasında iltibas olduğu, hem fonetik yönden hem de sınıfsal yönden benzerlik olduğu ayrıca davalının tescilinin kötü niyetli olduğu iddia edilerek, davalıya ait davaya konu —– inşaat markasının hükümsüzlüğünü talep ettiği, davalı vekili ise davalının kötü niyetli olmadığını, davacı markasının tanınmış marka olmadığını, markalar arasında karıştırılma ihtimali olmadığını belirterek davanın reddini talep ettiği, mahkememizce tüm deliller toplandıktan sonra dosyanın bilirkişi heyetine tevdi edildiği, bilirkişi tarafından sunulan — tarihli raporda, markaların fonetik olarak benzediği, ortak olarak —- emtialar bakımından iltibas olduğu yönünde görüş bildirildiği buna göre, davacının davaya konu ettiği, markalardan —- daha sonra tescil edildiği dikkate alındığında iltibas ve markanın öncelikli hak sahipliği bakımından davacının — numaralı markasının değerlendirilmeye alındığı, iş bu markanın —- Sınıfta koruyucu amaçlı olanlar —- tescilli olduğu, davalının davaya konu markasının ise—-Sınıflarda tescilli olduğu, öncelikle markaların kelime yapıları itibariyle ve fonetik yönden yapılan değerlendirmede, davacıya ait—-olduğu bu nedenle davacıya ait —- ibaresine hem kelime yapısı itibariyle hem de fonetik yönden benzediği, sınıfsal yönden yapılan benzerlik incelemesinde ise, davacı markasının—– koruyucu amaçlı olanlar hariç her türlü malzemeden yapılmış — numaralı —– emtiaların bir araya getirilmesi hizmetleri yönünden tescil edildiği, bu bakımından değerlendirildiğinde, belirtilen emtialar bakımından taraf markaları arasında benzerlik olduğu, bu nedenle ortalama tüketiciler tarafından karıştırılma ihtimali olduğu, davacının—- markasının davalı markasından daha önce tescil edilmiş olması nedeniyle davacının davalıya nazaran marka üzerinde öncelikli ve üstün hak sahibi olduğu bu nedenle yukarıda belirtilen benzer sınıf ve emtialar bakımından karıştırılma ihtimali nedeniyle davalı markası davalının davaya konu —- markasının kısmen hükümsüzlüğüne karar vermek gerekmiş, kötü niyetli tescil iddiası yönünden kötü niyeti iddia edenin ispat etmesi gerekli olup, taraf markalarının her ne kadar fonetik yönden benzese de birebir aynı olmadığı gibi tescil edilen sınıflar yönünden de tam olarak benzemediği, davacının davalının kötü niyetine ilişkin soyut iddia dışında hiçbir iddia sunmadığı, kötü niyet iddiasının ispatlanamadığı anlaşılmakla bu yöndeki talebin reddine karar verilerek, davanın kısmen kabulü ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda izah edilen nedenlerle;
1-Davanın KISMENKABUL KISMEN REDDİ ile, Davalı adına tescilli ———- bakımından Kısmen hükümsüzlüğüne,
3-Alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL harcın davacıdan tahsiline, hazineye gelir kaydına,
4-Davacı vekiline davanın kabul edilen kısmı üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-Davalı vekiline davanın red edilen kısmı üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 44,40 TL harç, 167,60 tebligat ve müzekkere ile, 1.200,00 TL bilirkişi masrafları olmak üzere toplam 1.412,00 TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre 1/2 ‘si olan 706,00 TL sinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,
Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 05/10/2021