Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/284 E. 2021/217 K. 14.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/284 Esas
KARAR NO : 2021/217
DAVA : Tazminat (Fikir Ve Sanat Eseri Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/10/2019
KARAR TARİHİ : 14/12/2021
Mahkememizde görülmekte bulunanTazminat (Fikir Ve Sanat Eseri Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
İ D D İ A /Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı ile davalı—- imzalandığını, imzanın ardından davacının —- davalı şirketin yayınlamaya başladığını, ancak —- isimli eserin yayınlanmaya başladığını, —içeriğinde davacının —- yapılmak suretiyle yazıldığını, bu kapsamda — dava dilekçesiyle davalılara karşı fikir ve sanat eseri sahipliğinden kaynaklanan telif haklarının ihlal edilmesinden dolayı sözleşmenin feshi ile maddi ve manevi tazminat sitemli dava açıldığını, bu davada faiz talebinde bulunulmadığını, — ile ilgili sözleşmenin feshine, davalılar tarafından yayımlanan eserlerin toplatılıp imha edilmesine, toplam— tazminatın davalılardan müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin manevi tazminatın reddine karar verildiği, hükmün taraflarca temyizi sonrasında “intikal oranına göre maddi tazminatın belirlenmesi gerektiğinden “ davalılar lehine bozulmasına karar verildiğini, bozma sonrasında aynı mahkemenin — ilamı doğrultusunda davanın kısmen kabulü ile —maddi tazminat, — manevi tazminatın davalılardan müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin taleplerin reddine, sair hususlarla ilgili daha öne verilen karar kesinleştiğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verildiğini, faiz alacağının asıl alacağa bağlı fer’ i bir alacak olduğunu, buna bağlı olarak faiz alacağının doğumu, varlığı, ve geçerliliği, asıl borcun doğumuna, varlığına ve geçerliliğine bağlı olduğunu, TBK’nın 131. Maddesi hükmüne göre, asıl borç sona erince, daha önce işlemiş ve doğmuş faiz alacağının da sona ereceği, faiz alacağı doğduktan sonra, açıkça vazgeçilmedikçe ayrı dava ve takip konusu edilebileceğini, alacak davasında faiz istenmemiş olmasının faiz alacağının ayrı bir dava ile engel oluşturmayacağını, tazminat davasında faiz talep edilmediği ve alacak zaman aşımına uğramadığı için işbu davayı açmanın gerektiğini, bununla birlikte “birikmiş faiz” kapitale dönüşmüş olmakla, 6098 sayılı TBK’nın 121. Maddesi uyarınca ayrıca faiz istenebileceğinden faize faiz e-imzalıdır. yürütülmesi yasağına aykırı bir durum söz konusu olmayacağını, bu nedenle faiz alacağının faizi ile birlikte hüküm altına alınmasının talep edildiğini, 6102 sayılı TTK’ nın 4. ve 19. Maddeleri ve —–gereğince taraflar arasında ticari bir uyuşmazlık bulunması sebebiyle faiz türünün ticari temerrüt faizi olduğunu beyan ile; fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla, davanın kabulüne, — faiz alacağının arabulucuya başvuru tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile tüm davalılardan müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalılar üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
K A R Ş I İ D D İ A / Davalılar — cevap dilekçesinde özetle; Davalılar hakkında açılan —- davanın temyiz edilmiş olduğunu, henüz kesinleşmediğini, davalıların fikri ve sınai haklar kapsamında davacıya yönelik bir eylem veya fiili olmadığından maddi ve manevi tazminat sorumluluğu olmadığı gibi fer’ i nitelikteki faiz sorumluluğunun da bulunmadığını, faiz talebinin ayrı bir dava ile istenecek bir alacak kalemi olmadığını, asıl dava ile istenmediğinden zimnen bu haktan feragat ettiği anlamına gelecek olmakla birlikte ayrı bir talep olarak dava açılabileceği düşünülse dahi bu talebin zamanaşımına uğradığını, faiz talebinin ayrı bir dava olarak açılabileceği kabul edildiğinde zaman aşımı süresinde açılması gerektiğini, eski ve yeni Borçlar Kanunu’ na göre 1 ve 2 yıllık süre geçtikten sonra dava açılmış olduğundan davacının talebinin zamanaşımına uğradığını, belirli istisnalar dışında faize faiz talebinin mümkün olamayacağını, davalıların tacir olmaması nedeniyle dava konusu olayın haksız fiillere ilişkin hükümlere tabi olduğunu, ticari temerrüt faiz oranının uygulanmasının mümkün olmadığını, işbu açıklanan nedenlerle haksız ve hukuka aykırı olarak açılan davanın reddi ile yargılama giderlerinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep ettiğini beyan etmiştir.
Davalı ——- davaya cevap vermediği görülmüştür
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava, Mahkememizin —dosyasından istenmeyen faiz alacağı istenmesi davasıdır.
Bilirkişi —tarihli raporunda sonuç olarak; —— göre faiz alacağı doğduktan sonra açıkça vazgeçilmedikçe ayrı dava ve takip konusu yapılabileceğinden Davacının faiz talep edebileceği, Davalı tarafa ait —-yılında ilk baskısının çıktığı anlaşıldığından ihlalin —- gerçekleştiğinin kabulü ile bu tarihten itibaren dava tarihine kadar faiz hesabı yapılabileceği, Söz konusu olaya haksız fiil hükümleri uygulanacağından davacının yasal faiz talep edebileceği, Davacının, ihlalin gerçekleştiği —yılından işbu dava tarihi olan — yıl için işlemiş yasal faiz alacağının maddi tazminat alacağı yönünden —-olduğu, sonucuna varılmış olup, tüm delillerin takdiri ve —–uyarınca hukuki değerlendirmenin tamamı—- ait olduğu”, yönünde raporu mahkememize sunmuşlardır.
Mahkememiz—– esas sayılı dosyası dosyamız arasına alınmıştır.
Davacı vekili — tarihli dilekçesi ile davasını ıslah etmiştir.
Tarafların gösterdikleri deliller toplanmış, tüm usuli eksiklikler giderilmiştir.
Dosya içerisine alınan bilirkişi raporları, kayıt ve belgeler, sicil dosyaları,taraf iddia ve savunmaları birlikte değerlendirildiğinde, dava, istenmeyen faiz alacağına ilişkindir. Davacı ile davalılar arasında mahkememizin — Karar sayısı ile görülen davada, davalılar tarafından davacının fikir ve sanat eserinden kaynaklanan telif hakkı ihlali nedeni ile maddi ve manevi tazminat davasının karara bağlandığı, kararın —- maddi tazminatın ve —manevi tazminatın davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verildiği, bu davada faiz talep edilmediğinden faiz yönünden herhangi bir hüküm kurulmadığı, huzurdaki dava, yukarıda belirtilen davada istenmeyen faiz alacağına ilişkin olup, davacı tarafından faizin ticari temerrüt faizi olarak hesaplanarak davalılardan müştereken ve müteselsilen alınmasının talep edildiği, davalılar tarafından faiz talebinin ayrı bir dava ile istenemeyeceğini bu talebin zaman aşımına uğradığını belirterek davanın reddini talep ettikleri, buna göre dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; —- kararlarında da belirtildiği üzere “fer’i nitelikte bir alacak olan faizin esas alacak tahsil edilmedikçe ayrı bir dava ile istenmesine engel yoktur” bu nedenle davacının faiz talebinde bulunabileceği, faiz talebinin hesaplanması yönünden ise dosyanın konusunda uzman bilirkişiye tevdi edildiği, bilirkişi tarafından sunulan ve hükme esas alınan — tarihli bilirkişi raporunda davacının maddi tazminat yönünden — manevi tazminat yönünden ise —alacağının hesaplandığı, bu hesaplamanın usul ve yasaya uygun gerekçeli olduğu bu şekilde, davacının mahkememizin — Karar sayılı dosyası ile hükme bağlanan taraflar arasında görülen telif haklarının ihlali sebebi ile oluşan maddi manevi tazminat davasında istenmeyen faiz alacağının davacı tarafından iş bu dava ile talep edildiği, asıl alacak tahsil edilmediği için faizin zaman aşımına uğrayamayacağı ve ayrı bir dava ile talep edilebileceği davacının ticari temerrüt faizi talebinde bulunduğu, taraflar arasındaki telif hakkı ihlalinin kitap yayınlanmasından kaynaklandığı ve işin ticari bir iş olduğu anlaşıldığından ticari temerrüt faiz talebinin yerinde olduğu,ayrıca asıl alacağa ilişkin uyuşmazlığın haksız fiilden kaynaklanması sebebi ile faiz başlangıcının haksız fiil tarihi olacağı, haksız fiil tarihinin ise ihlale konu kitapların bandrol alındığı tarih olan — olarak tespit edildiği bu tarih itibari ile hesaplanan faizin dava tarihi itibari ile toplam —olarak hesaplandığı, faiz ayrı bir dava ile istendiğinden bu faiz alacağına dava tarihinden itibarende faiz işletilebileceği bu nedenle dava dilekçesinde istenen — faiz alacağının dava tarihinden itibaren — ise ıslah tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi işletilerek dava dilekçesi ve ıslah dilekçesi kapsamında davanın kabulü ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1-Davanın KABULÜ ile, — davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, bu miktarın 34.000 TL sine dava tarihinden itibaren, 4.162,34 TL sine ise ıslah tarihinden itibaren ticari faiz yürütülmesine,
2-Alınması gereken 2.606,86 TL harçtan peşin alınan 652,54 TL(ıslah dahil) harcın mahsubu ile bakiye 1.954,32 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, Davacı vekiline avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince takdir olunan 7.375,00’TL ücreti vekaletin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan ve 652,54 TL harç, 239,25 TL müzekkere, tebligat gideri, 1.000,00 TL Bilirkişi ücreti olmak üzere toplam: 1.891,79 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-Dava açılmadan önce — tarafından ödenen Arabuluculuk gideri olan 1.320,00 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
6-Davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
7-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,
Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.14/12/2021