Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/233 E. 2019/80 K. 15.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/233 Esas
KARAR NO: 2019/80
DAVA : Marka (Manevi Tazminat İstemli)
DAVA TARİHİ : 19/07/2019
KARAR TARİHİ : 15/10/2019
Mahkememizin——— Esas sayılı dosyasından tazminat talepleri yönünden tefrik edilen ve Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Tazminat davasının yapılan açık yargılama sonucunda;
İSTEM : Müvekkilinin ———- ibareli ve ———— tescil numaralı markayı—- nezdinde tescil ettirerek koruma altına almış ve bu hususta yatırımlar gerçekleştirdiğini, müvekili————yenilikçi ve tüketici ihtiyacı odaklı hizmetler ile markalar üretiyor olup, piyasadaki eksiklikler düşünülerek kurulmuş ve tadilat, dönüştürme ve hobi sektöründe öncü marka haline geldiğini, özellikle tüketicilerin atmaya kıyamadığı ve değer verdiği ürünlerin dönüşümü ve tekrar ekonomiye katkı sağlanması bakımından, ————— sloganı ile markalaşmış ve tanınmış olduğunu. davalı tarafın ürünlerinin tanıtıldığı bir sosyal medya paylaşımında davacıya ait tescilli slogan izinsiz surette kullanıldığını, davalı tarafın —– markasının sahibi olup, piyasada müvekkili ile aynı sektörde faaliyet gösterdiğini, davalı tarafın özgünlükten uzak ve kötü niyetli surette, müvekkiline ait olan ——- tescil numaralı—————–ksızın piyasada kullanmakta ve ihtar eden davacının tanınmışlığından yararlandığını, . Davalı tarafın, haksız ve izinsiz surette gerçekleştirdiği tüm kullanımlar, tüm iyi niyetimize ve haklı ihtarımıza karşın hali hazırda kötü niyetli surette devam etmekte olup, gerek haksız rekabet hükümlerine gerek ise marka tesciline dayanan haklarımıza aykırılık teşkil ettiğini, ihtar olunan davalı taraf, —— tarihinde—- numarası ile———– sloganının marka tescili için başvuruda bulunduğunu, ——– sloganı ile faaliyet göstermekte ve kötü niyetli surette de ————- şeklindeki birebir benzer sloganı aynı faaliyet sınıfında tescil ettirmeyi, tüketiciler nezdinde karışıklığa sebep olduğunu kesinlikle bilmesine karşın, istemekte ve faaliyetlerine devam etmekte olduğunu, bu nedenlerle davanınn ve tüm taleplerinin kabulüne, davalının gerçekleştirmiş olduğu tüketiciler nezdinde karışıklığa neden olan, davacının bilinirliğini haksız olarak kullandığı tecavüz teşkil eden faaliyetlerinden men edilmesine, bu hususta davacının maruz kaldığı itibar zedelenmesinden dolayı manevi tazminata hükmedilmesine, tüm dava harç, masraf ve giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava SMK 149 ve devamı maddeleri gereğince maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Mahkememizce ——— Esas sayılı dosyasından tazminat talepleri yönünden tefrik edilerek———– Esas numarası almıştır.
19/12/2018 tarih 30630 sayılı T.C. Resmi Gazetede yayımlanan Abonelik Sözleşme-
sinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usülü Hakkında Kanun’ un 20. Maddesinde 6102 sayılı TTK.5.maddesinden sonra aşağıda belirtilen maddenin eklendiği ve Madde 5/A (1)’ de ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olarak düzenlendiği ve anılan kanunun 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe girmiş olduğu anlaşılmıştır.
Yasanın 18/A-(2) gereğince: Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya
varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması halinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilemez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkmaksızın davanın usulden reddedine karar verilir. Arabulucuya barvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın, davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.
Davacı vekiline dava açmadan önce arabulucuğa başvurulması halinde anlaşmaya
varılmadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dosyaya ibraz etmesi için muhtıra gönderilmesine karar verilmiş, davacı vekili 14/10/2019 tarihli dilekçesi ile; iş bu davanın konusunun bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında olduğunu, dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulması dava şartı olduğu üzere tarafına bu hususta muhtıra gönderildiğini, davacı müvekkilinin iş bu davadan ilerideki tüm yasal hakları saklı kalmak kaydıyla feragat ettiğini, dolayısıyla öngürelen zorunlu arabuluculuk dava şartını yerine getiremeyeceklerini ve ilerideki tüm yasal hakları saklı kalmak kaydıyla davadan feragat ettiklerini içerir dilekçe göndermiştir.
Davalı vekili 20/09/2019 tarihli cevap dilekçesi ile, dava şartı arabuluculuk şartı yerine getirilmediğinden davanın usulden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Tüm dosya kapsamından; Davacı vekilinin 14/10/2019 tarihli dilekçesi ile davadan ilerideki tüm yasal hakları saklı kalmak kaydıyla feragat ettiği, feragatın HMK 309./4 madde gereği kayıtsız ve şartsız olmalıdır gereğince, davacı vekilinin feragatinin şartlı bir feragat olduğu anlaşıldığından, HMK 311/1 gereğince feragat kesin hüküm gibi hukuki sonuçlarını doğuracağından, bu nedenle şartla bağlı feragat yapılamayacağından, davacının feragatinin geçerli olmadığı kabul edilerek, Yasanın aradığı şekilde dava açılmadan önce arabuluculuk kurumuna başvurulmadığı ve son tutanağın dava açılmadan önce alınmadığı ve dava şartının gerçekleşmediği anlaşılmakla, bu hali ile HMK 114/2 yollaması ile HMK 115/2 gereğince davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
Davanın USULDEN REDDİNE,
Alınması gereken harç yeterli olduğundan başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Davalı kendisini vekille temsil ettiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 3.931,00 TL vekalet ücreti takdiri ile, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair; dosya üzerinden gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içersinde İstinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.15/10/2019