Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/212 E. 2023/78 K. 06.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. FİKRİ VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/212 Esas
KARAR NO : 2023/78

DAVA : Marka (Manevi Tazminat İstemli), Marka (Maddi Tazminat İstemli)
DAVA TARİHİ : 02/07/2019
KARAR TARİHİ : 06/04/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Manevi Tazminat İstemli), Marka (Maddi Tazminat İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının “—– markasının—- tek sahibi olduğunu, markaların şirketin sahibi ve yetkilisi … adına tescilli olduklarını, 2006 yılından beri markalarını korumak için faaliyette bulunduğu alanların dışında da tescillendirildiğini,—– markası ile —— ve ürünlerin ticari olarak satılması, pazarlanması, Sergi, fuar ve organizasyonlarda dava konusu markanın kullanılması, reklam amaçlı tasarım, alıcı ve satıcılar için online sağlama hizmetleri gibi birçok hususta sadece davacının ait marka ile —– satış mağazası açıp faaliyette bulunduğunu, davalının —— ile —- satış yetkisinin bulunmadığını, davalıya ait mağaza iç ve dış resimlerde alenen davacının haklarını kullandığını, yüzlerce —– ve modeli edilerek kayıt altına alındığını belirterek; davacı adına—– marka numarası ile tescillenen —— markasının, davalı tarafından hukuka aykırı olarak, tescilli markalarına zarar verecek ve iltibasa yol açacak şekilde kullandığı bu marka ile satış yapıldığı tespit edildiğinden davalıya ait işyerlerinde, yazılı ve görsel medyada —— markasının kullanmasının tedbiren yasaklanmasını, davalının davacının tescilli markasına tecavüz ve haksız rekabet teşkil eden eylemlerinin ref’ine ve men’ini, davacıya ait markaya tecavüz oluştuğundan fazlaya itişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000 TL maddi, 500.000 TL manevi tazminatın davalı taraftan tahsilini, tüm yargılama giderleriyle ücret i vekaletin davalılara tahmilini talep ve dava ettiği anlaşıldı.

Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Davalı —– 2005 yılından itibaren “—– markasını kuaför hizmetleri ve —– imalat ve satışı alanında kullandığını, davalıya ait “—– markasının davacı tarafın tescillerinden ve fiili önce ticari olarak markasal kullandığını, davalı tarafından 2005-2019 yılları arasında kesilen fiş ve faturalarda davalının ismi, “—— markası, tarih ve satılan ürün cinsi görüldüğünü, davalının birden çok bayisinin bulunduğunu, müşterilerin —— hizmeti ile birlikte kuaför hizmetini de almakta bu sayede birbirinin ayrılmaz parçası olan iki işlemin tek seferde tamamlanabildiğini, davalının markayı kullanım geçmişinin davacıdan daha önce olduğunu, davalının —–markası altında —– dikim ve satışı yaptığını belirterek; değişen durum ve koşullar nedeniyle tedbir kararının yeniden ele alınmasını ve tedbir kararının kaldırılmasını, taleplerinin usulen kabul edilmediği takdirde dilekçelerinin itiraz dilekçesi olarak işleme alınmasını, mahkemece verilen tedbir kararının itirazları çerçevesinde kaldırılmasını, davalının haklılığı sunulan belgelerden açıkça görüldüğünden tedbir kararının icrasının itiraz incelemesi sonuçlanıncaya kadar ertelenmesini, mümkün olan en yakın tarihe duruşma günü verilmesini, taleplerinin hiçbirinin kabul edilmemesi durumunda mahkemece belirlenecek uygun bir teminat karşılığında tedbir kararının kaldırılmasını, davalının —– sınıfta tescilli —-numaralı “—— markasını kullanımının mahkemece verilen tedbir kararına aykırılık teşkil etmediğinin tespitini ve tüm itirazlarının reddi halinde de kararın bu yönden tavzihini talep ettiği şeklinde beyanda bulunduğu görüldü.

D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E : Dava, Davacı- karşı davalı adına tescilli olan —- tescil nolu—- markalarının davalı- karşı tarafından benzerinin kullanıldığı iddiası ile davacının marka hakkına tecavüz v ehaksız rekabetin men’i, refi, maddi ve manevi tazminat davası olup, maddi ve manevi tazminat taleplerinin tefrik edildği, karşı davanın ise; davacı – karşı davalı adına tescilli olan dava konusu markaların karşı dava dilekçesi ile belirtilen sınıflarda hükümsüzlüğü olup, taraf markalarının tescilli oldukları mal ve hizmet sınıfları da dikkate alınarak benzer olup olmadığı, asıl davada Defi, karşı davada Hükümsüzlük nedeni olarak —– ibaresi üzerinde davalı – karşı davacının öncelik hakkı gerçek hak sahipliği olup olmadığı hususlarında ilişkin davadır.Mahkememizde aldırılan 24/09/2019 tarihli bilirkişi raporunda; ilgili internet adreslerinde davalı tarafından —–ibarelerinin –sınıf kapsamında mearkasal anlamda iltibasa yol açacak düzeyde kullarıldığı, her ne kadar davalı adına tescilli markafar olsa da ilgili sitelerde bu markalara ilişkin bir kullanıma rastlanmadığı, davalı tarafın eylemlerinin marka hakkına tecavüz teşkil edip etmediği konusundaki hukuki değerlendirmenin tamamen mahkemenin takdirinde olduğu şeklinde rapor sunulduğu görüldü.
Mahkememizde aldırılan 19/04/2021 tarihli bilirkişi raporunda; İnternet üzerinden yapılan teknik inceleme sonucunda; —– alan adındaki internet sitesine erişim sağlanamadığı, —- alan adındaki internet sitesinde, —— ürünlerinin tanıtımının yapıldığı, —— ibareli logonun kullanıldığı,—— alan adındaki internet sitesi için yapılan arşiv kaydı sorgulamasında, internet sitesinin 23 Temmuz 2011 ile 28 Ocak 2020 tarihleri arasında toplam 70 adet arşiv kaydının bulunduğu, 2015 yılına kadar olan arşiv kayıtlarının görüntülenemediği, 2015 3 Ağustos 2019 tarihleri arasındaki arşiv kayıtlarında ——ibarelerinin internet sitesi arşiv kayıtlarında görüldüğü,—–alan adındaki internet sitesi için yapılan arşiv kaydı sorgulamasında, internet sitesinin 14 Eylül 2008 ile 1 Kasım 2020 tarihleri arasında 188 adet arşiv kaydının bulunduğu, 2008 – 9 Mart 2010 tarihleri arasındaki arşiv kayıtlarının görüntülenemediği, 13 Nisan 2010 tarihinden itibaren olan arşiv kayıtlarında —– ibarelerinin internet sitesi arşiv kayıtlarında görüldüğü, —– alan adının incelemesi; incelenen sosyal medya sayfalarında —– ibarelerinin yer aldığı, incelenen sosyal medya sayfalarında “—— ibarelerinin yer aldığı tespit edildiğini, dosya kapsamında ticari belgeler üzerinde yapılan Mali inceleme sonucunda; davacı tarafın —— Ticaret Sicil Müdürlüğüne kayıtlı tüzel kişi şirket , davalı tarafın ise ticaret sicil müdürlüğüne kayıtlı olmayan gerçek kişi tacir olduğu, Davacı tarafın “ ——” kelime unsurunu – ticari belgelerinde ilk defa 26.07.1994 tarihinde , davalı tarafın ise 17.03.2005 tarihli işyeri ruhsatı dışında ticari faaliyet olarak, 21.10.2006 tarihinde kullanmaya başladığı, davacı tarafın davaya konu ettiği —– tescil no’lu “ ——” ve —– tescil no’lu —— markalarını ticari belgelerinde birebir kullanmadığı, genel olarak —– unsurunu kullandığı, davalı tarafın—- Sınıfta kuaförlük hizmetinin yanı sıra —–.sınıfa uygun —– alım satımını gerek hazır alarak gerekse dikimini yaparak ticaretini yaptığı fakat tescilli markalarından —–tescil no’lu “ …” markasını tescil edildiği şekilde —– sınıflarında ticari belgelerinde kullanmadığı , diğer tescilli “ —–” markasını ise ticari belgelerinde —– unsurunun devamında “ —–kelimeleri ile birlikte —–Sınıflarında kullandığı, davacı tarafça maddi tazminatın SMK. ‘nın 151. Maddesinde yazılı usullerden hangisi yoluyla hesaplanmasını talep ettiğini açıklaması gerektiği, sayın Mahkemenizce inceleme yapılacak dönemin belirlenmesi ve akabinde taraflara ait ticari defterlerinin yanı sıra ticari belgelerinin de ( satış, alış . masraf vb. belgeler ile , mizan ve kurumlar vergisi beyannamesi ile eki mali tabloları ) sunulması halinde denetime elverişli bir maddi tazminat hesaplaması yapılabileceği, maddi Tazminat hususunda Sayın Mahkeme aksi kanaatte ise nihai takdir Sayın Mahkemenizde olmak üzere TBK ” nun 50. Ve 51. Maddeleri uyarınca hakkaniyete uygun bir maddi tazminat belirlenebileceği, taraf Markalarının İncelenmesi Sonucunda tarafların internet sitesi üzerinden yapılan teknik incelemesi sonucunda —– asli unsurlu markayı tescilsiz olarak —– emtiasında ilk kullananın davacı taraf olduğuna, tarafların dosyadaki mali belgeleri üzerinde yapılan incelemede——” asli unsurlu markayı tescilsiz olarak —– emtiasında ilk kullananın davacı taraf olduğuna, Davacı tarafın ——. Sınıf kapsamındaki —– emtiasına ilişkin ilk markasının 16.05.2016 —– koruma tarihi —– dosya numaralı olduğuna, davalı tarafın —–. Sınıf kapsamındaki —– emtiasına ilişkin ilk markasının koruma tarihi —–dosya numaralı — olduğuna, davacı ve davalı tarafın, dosyaya sunduğu delil, internet ve sosyal medya mecralarındaki teknik tespitler ve ticari belgeler üzerinde yapılan incelemeler sonucunda, aynı sektörde (—– imalat satış) faaliyet gösterdiklerine, davalı tarafın —– emtiasını barındıran markasının olduğu, davalı tarafın sosyal medya mecralarındaki ve ticari belgeleri üzerinde markasal kullanımında “——” ibaresini ön plana çıkartmak suretiyle, tescilli markasının ayırt edici karakterini zedelediği, davalının sosyal medya mecralarındaki kullanımının 6769 Sayılı SMK m. 7/3-ç hükmüne muhalefet yarattığına, davalı tarafın ticari belgeleri üzerinde markasal kullanımında——” ibaresini ön plana çıkartmak suretiyle, davacı markasıyla ortalama tüketiciler nezdinde karışıklığa yol açtığına bu sebeple 6769 S.M.K.(Sınai Mülkiyet Kanunu) Md.29/1(b) gereği davacı markasına tecavüz ettiğine dair rapor sunulduğu görüldü.Mahkememizde aldırılan 08/12/2021 tarihli ek bilirkişi raporunda; Kök raporumuzda yapılan tespit ve değerlendirmelerimizin aynı olduğu, davalı karşı Davacı vekilinin bilirkişi raporuna itirazları doğrultusunda yapılan incelemelerin sonucunda; davacı—– 1994-2011 yılları arasında şahıs işletmesi olarak faaliyette olduğu, akabinde 2011 yılından itibaren —— unvanı ile faaliyetine devam ettiği, tüm bu süreçte “——” kelime unsurunu 1994 yılından dava tarihine kadar ticari belge, reklam, basın haberlerinde kullandığı, davalı tarafın 17/03/2005 tarihinde İşyeri Açma Ruhsatında ve yazar kasa fişlerinde 21/10/2006 tarihinde unvan olarak “—– kelime unsurunu kullanmaya başladığını, dolayısıyla —– unsurlu markayı ilk kullananın Davacı taraf olduğu, davalı tarafın itiraza konu ettiği 21/10/2006 tarihli yazar kasa fişindeki açıklamanın kök raporda da belirtildiği üzere —-yazmadığı—-yazdığı “—–” harfinin izahata muhtaç olduğu, kuaförlük hizmeti ile ilgili bir anlama gelebileceği, keza belge üzerinde—— unvanı bulunduğu ve tutarının 0,50 TL ( Elli kuruş) yazdığı, bu tutarda —– satışı olamayacağının aşikar olduğu , diğer yazar kasa fişlerinde de aynı açıklamaların yazıldığı ve bazılarının tutarlarının 2,30 TL, 5 TL ve 50 TL gibi —— satışına konu olamayacak meblağlar olduğu, konu bu belgelerdeki satışların ise—— Sınıfa ait “Kuaför Salonları Hizmetleri’ne girdiği tarafların gösterdikleri deliller toplanmış, tüm usuli eksiklikler giderildiği şeklinde rapor sunulduğu görüldü.Mahkememizde aldırılan 22/09/2022 tarihli ek bilirkişi raporunda; Dosya kapsamı, davalı vekilinin kök ve ek rapora yaptığı itirazların incelenmesi ve birleşen dava yönünden yapılan incelemeler neticesinde Kök ve Ek Raporumuzda yaptığımız tespitleri değiştirecek bir husus olmadığı, birleşen dava bakımından Hükümsüzlüğü istenen—– tescil numaralı —– ibareli markanın davacı markalarıyla bir bütün olarak değerlendirildiğinde markalar arası benzerlik bulunmadığı, bununla beraber 6769 Sayılı SMK Marka tescilinden doğan hakların kapsamı ve istisnaları başlıklı 7/5 (a) kapsamında “Gerçek kişilerin kendi ad veya adresini belirtmesi.” Marka tescilinden doğan haklar kapsamı dışında olduğu ve markaların bütünsel incelemesi sonucunda ortalama tüketiciler nezdinde karışıklığa sebebiyet vermeyeceği kanaatine varılmış olup, bu hususta hükümsüzlük koşullarının oluşmadığına, Hükümsüzlüğü istenen —-tescil numaralı—–ibareli markanın koruma tarihinin 2008 olduğu, davacı markalarına koruma tarihlerinin 2015, 2016 ve 2018 yıllarını kapsadığı,davacının hükümsüzlük temelini SMK 6/1 kapsamına göre belirlediğinden ve öncelik başvurusu davalı tarafta olduğundan bu bağlamda hükümsüzlük koşulları oluşmadığını, yine davacı taraf her ne kadar gerçek hak sahipliğinden bahsetmiş ise de dosya SMK 6/3 kapsamında ele alındığında davacının hükümsüzlüğünü talep ettiği, hizmetler kapsamında dosyaya sunulu somut bir delil bulunmamasından kaynaklı bu yöndeki hükümsüzlük koşullarının oluşmadığına,—– davacının öncelikli başvurusuna konu —– markası değerlendirildiğinde; davacının diğer markalarından farklı olarak markanın başına —–ibaresi getirdiği, markanın bir bütün olarak—–olduğu, —–ibaresinin markadaki asli unsurunu kaybettiği, bu sebeple taraf markaları arasında ayırt ediciliğin bulunduğu, bununla beraber davalı markasının 2009 yılında tescil edildiği, davanın açıldığı tarihle davacının tescil tarihi arasında yaklaşık 10 sene bulunduğu, davalının kötü niyetle hareket ettiğine dair somut delillerin bulunmaması sebebi ile SMK 25/6 kapsamında takdir Sayın Mahkemeye ait olmak üzere davalının zaman aşımı def’i ileri sürebileceği sonuç ve kanaatine varıldığı şeklinde rapor aldırıldığı görüldü. İncelenen dosya kapsamı, mevcut deliller, bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; asıl dava davacılar —– tarafından davalı —— aleyhine açılan marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin refi ve meni talebine ilişkin olup ayrıca talep edilen maddi manevi tazminat talebi yönünden tefrik kararı verildiği, asıl dava yönünden sadece marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin meni olarak davaya devam edildiği, birleşen mahkememizin——esas numaralı dosyasında ise asıl davadaki davacılar tarafından asıl davadaki davalı adına tescilli ——numaralı … ibareli ve —– numaralı —– ibareli markaların gerçek hak sahipliği, tanınmışlık, benzerlik, kötüniyetli tescil iddiası sebebiyle hükümsüzlüğüne ilişkin olduğu, karşı davanın ise karşı davalı … adına tescilli —– numaralı markaların kısmen —— numaralı markanın ise tüm mal ve hizmetler bakımından markalar arasındaki iltibas sebebiyle ve gerçek hak sahipliği iddiası sebebiyle hükümsüzlüğüne ilişkin olup mahkememizce aldırılan 24/09/2019 tarihli raporda davalı … tarafından yapılan kullanımların davacının —– ibareli markaları ile teşkil ettiği yönünde görüş bildirildiği, daha sonra esas yönünden aldırılan 19/04/2021 tarihli bilirkişi raporunda davacı tarafın —— ibaresini ilk olarak ticari belgelerde 26/07/1994 tarihinde davalı tarafın ise 21/10/2006 tarihinde kullanmaya başladığı, davacı tarafın davaya konu edilen —– emtiyası bakımından tescil edilen ilk markasının —— numaralı—– ibareli marka olduğu davalının ise —– emtiyasına ilişkin ilk marka tescilinin——- numaralı … ibareli marka olduğu, —– emtiyası bakımından ilk kullanımın davacılar karşı davalılar- karşı davacılar olarak tespit edildiği, itiraz üzerine aldırılan ek raporda ise kök rapordaki görüşlerin muhafaza edildiği, daha sonra birleşen dava ve karşı dava değerlendirilmediğinden dosya kapsamından aldırılan 22/09/2022 tarihli ek raporda ise birleşen dava bakımından hükümsüzlük koşullarının oluşmadığı, yönünde görüş bildirildiği, buna göre tüm dosya kapsamı birarada değerlendirildiğinde, davacı-karşı davalılar ile davalı karşı davacının ortak olarak terzilik-dikim-giyim sektöründe hizmet verdiği, davacı karşı davalının iddiasına göre karşı davacı —– —– emtiyası bakımından ——kullanma hakkı olmadığı, bu şekildeki kullanımların marka hakkına tecavüz teşkil ettiği, dosyamız esas karşı dava ve birleşen dava incelendiğinde uyuşmazlığın esasının da —— markasını —- emtiyası bakımından gerçek hak sahipliği kötüniyetli kullanım olup olmadığı ve bu şekilde tescil edilen markaların hükümsüz kılınması ve asıl davada marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin oluşup oluşmadığına ilişkin olduğu, taraflarca sunulan—–markasının ilk kullanıldığına dair deliller bilirkişi heyetince incelenmiş, bilirkişi heyetince öncelikle internet ve sosyal medya hesapları yönünden yapılan incelemede davacı tarafın—– isimli internet sitesinde davacı karşı davalı —— 1972 yılından beri —– tasarımları yaptığı ve 1994 yılından beri —— günümüze taşıdığı hususunun yazılı olduğu davacı-karşı davalı tarafa ait —–sosyal medya hesapları incelendiğinde —– resimlerinin ve——markasını kullanılmış olduğunun tespit edildiği, davalıya ait —– hesaplarında ise ——- şeklinde paylaşımların olduğu, dükkan tabelası üzerinde—– ibaresinin yer aldığı, buna göre internet ve sosyal medya hesapları incelendiğinde tarafların her ikisinin ortak olarak ——markasını, giyim—— sektöründe kullanılmış olduğunun tespit edildiği, davacı-karşı davalının—– numaralı —— ibareli markanın —-Sınıfta —— numaralı —–ibareli markanın —–Sınıfta——numaralı—– ibareli markanın —–Sınıfta——numaralı ——ibareli markanın —–. Sınıfta —– numaralı —– ibareli markanın —– Sınıflarda —— numaralı —— ibareli markanın ise—–. Sınıflarda tescilli sahibi olduğu, davalı tarafın ise ——- numaralı —— ibareli markanın ——Sınıfta —— numaralı … isimli markanın ise ——. Sınıflarda tescilli sahibi olduğu, uyuşmazlığa konu —– emtiyasının —– Sınıftaki emtiyalar içerisine girdiği, —— Sınıf yönünden davacının ——- numaralı ——markasının davalı karşı davacıya nazaran daha önce tescil edildiği fakat uyuşmazlığın esasının —— markasının özellikle —- emtiyası bakımından ilk kimin tarafından ve ne zamandan beri ve bu konudaki gerçek hak sahipliğine ilişkin olduğu, gerçek hak sahipliğinin tespiti bakımından davacı şirketin 10/06/2011 tarihinde kurulduğu, davacı karşı davalı ——03/04/2006 tarihli vergi levhasında ticaret ünvanını —–olarak geçtiği, davalı karşı davacı —–adına ise —– belediyesi tarafından verilen 17/03/2005 tarihli işyeri ruhsaında —–ibaresinin yer aldığı, dosyaya sunulan faturalar incelendiğinde ise davacının —- markasını ilk olarak 1994 tarihinde ——. Sınıfta kullanmaya başlandığı, davalı karşı davacının sunmuş olduğu faturalar incelendiğinde 22/11/2010 tarihli faturada —— ibaresinin yer aldığı, yine bilirkişi heyetince meblağlar düşük olduğu için kabul görmese de 2006 tarihinden itibaren —– ibaresinin bulunduğu faturaları kesmiş olduğunun tespit edildiği, buna göre uyuşmazlığa konu —— markası bakımından her ne kadar davacı karşı davalının 1994 yılından başlayan kullanımıyla davalı karşı davacıya karşı öncelik hakkı olduğu tespit edilmiş ise de davalı karşı davacının da 2005 yılından itibaren —— markasını —– emtiyasında kullanmış olduğu, bu tarihten itibaren —– emtiyası bakımından faaliyette bulunduğu, dava tarihinin 2019 yılı olduğu, davalı karşı davacının —— ibaresinin —- emtiyası bakımından kullanım tarihinden itibaren yaklaşık olarak 13 yıl süre geçtiği, bu süre zarfında davalı karşı davacının—–markası ile ticari faaliyette bulunarak bu marka ile tanındığının bilindiği, markaya yatırım yaptığı, tarafların aynı sektörde faaliyette olmaları sebebiyle birbirlerinden haberdar olmaları gerektiği, olmasalar dahi —— markasının —– emtiyası bakımından öncelik hakkı olduğu tespit edilen davacı karşı davalının davalı karşı davacının —— ibaresini kullanmış olduktan yaklaşık 13-14 yıllık bir süre geçtikten sonra dava açmasının iyiniyetli olmayacağı bu tarihten sonra davalı karşı davacının —–ibaresini kullanımının yasaklanması halinde bu durumun hakkaniyete aykırı olacağı tarafların çok uzun yıllardır bu isimle aynı alanda piyasada var olmaları sebebiyle artık birbirlerine katlanmak zorunda kalacakları bu durumun markanın teknik ilkesinin istisnai durumlarından olduğu bu sebeple asıl dava bakımından tecavüz ve haksız rekabet koşullarının davalı karşı davacının uzun yıllar yapmış olduğu kullanım sebebiyle kazanılmış hakkı olduğu bu sebeple reddine karar vermek gerektiği, birleşen dava yönünden de davalı karşı davacının markalarını ticari faaliyetine uygun şekilde tescil edilerek kullanıldığı bu sebeple hükümsüzlük koşullarının oluşmadığı her ne kadar markalar arasında benzerlik var ise de—– numaralı marka yönünden tescil tarihinden itibaren 11 yıllık süre geçtiği, 5 yıllık hak düşürücü süre geçmiş olduğundan davanın reddine karar vermek gerektiği, davaya konu —— numaralı … markasının ise davalının marka ve soyadından oluştuğu, ticari faaliyeti kapsamına ve önceki tescilli —— markasının devamı niteliğinde olduğundan ve yukarıda belirtilen gerekçelerle de reddine karar vermek gerektiği, yine davacı karşı davalı tarafından kötüniyetli tescil iddiasında bulunulmuş ise de kötüniyeti iddia edenin ispat etmesi gerekmekte olup davalı karşı davacının uzun yıllardır ——- markasını kullanması ve kullanımın doğal sonucu olarak markayı tescil ettirmesi ve bu şekilde tescil tarihinden itibaren 11 yıl kullandığı da gözetildiğinde kötüniyetli tescil olduğu kanaatine ulaşılamadığı bu bakımdan kötüniyetli tescil talebi yönünden de hükümsüzlük davasının reddine karar vermek gerektiği, karşı dava yönünden ise karşı davacının ——-markası üzerinde davacı karşı davalıya nazaran öncelik hakkı sahibi olduğu ve ——- emtiyasında davalı karşı davacıdan daha önce markayı kullandığı ve yine ——markası ile 1994 yılından itibaren ticari faaliyette bulunduğu da anlaşıldığından markalar arasında hem kelime hem de sınıfsal olarak iltibas mevcut ise de davalı karşı davacının kendisinden daha üstün hakka sahip olan asıl davacıya karşı hükümsüzlük talebinde bulunamayacağından davanın reddine karar vermek gerekmiştir.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
HÜKÜM:
1-Asıl davanın, birleşen davanın ve karşı davanın REDDİNE,
ASIL DAVA YÖNÜNDEN
1-Tazminat davası tefrik olduğundan tazminat davası yönünden dava yürütülmediğinden alınması gereken 179,90 TL harcın mahsubu ile fazla alınan 8.529,63‬ TL nin derhal davacılara iadesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, takdir olunan 15.000,00 TL ücreti vekaletin davacılar … ve—– alınarak davalı——ödenmesine,
3-Davacı tarafından yapılan masrafların davacı taraf üzerinde bırakılmasına,

KARŞI DAVA YÖNÜNDEN
1-Alınması gereken 179,90 TL harçtan eksik alınan 135,50 TL harcın davalı karşı davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
2-Davalı karşı davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerine bırakılmasına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince takdir olunan 15.000,00 TL ücreti vekaletin davacı karşı davalı —– alınarak karşı davalılar olan ——– ödenmesine,
4-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının talebi halinde taraflara iadesine,

BİRLEŞEN DAVA YÖNÜNDEN
1-Alınması gereken 179,90 TL harçtan eksik alınan 135,50 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
2-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, takdir olunan 15.000,00 TL ücreti vekaletin davacılar … ve —–alınarak davalı ——ödenmesine,
4-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının talebi halinde taraflara iadesine,Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.