Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/185 E. 2021/40 K. 11.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/185 Esas
KARAR NO: 2021/40
DAVA: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 17/06/2019
KARAR TARİHİ: 11/03/2021
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
İ D D İ A /Davacı vekili——- yaptığı — vasıtasıyla —– tüketiciye ulaşmakta olduğunu, müvekkilinin aynı zamanda —- esas unsuru olan—- sattığı ürünlerin zamansız —- anlayışı ve üstün kalitesi ile —-çapında bir tanınmışlık elde eden köklü ve —— olduğunu, müvekkilinin ticaret unvanının esas unsurunu teşkil eden ve tüketici nezdinde son derece tanınmış hale getirdiği—- tescillerinin de sahibi olduğunu, bu kapsamda müvekkilinin — kurumu nezdinde tescilli ve tanınmış olan ve aynı zamanda iş bu davaya dayanak teşkil eden —— markasını kopyalamakta ve tescil ettirmeye çalıştığını, davalının —– da kötü niyetle kendi adına tescil ettirmeye çalıştığını, dava konusu markaların kötü niyetli tescil ettirildiğini tevsik eder nitelikte —— belirtmekle, dava konusu markaların müvekkilinin tescilli markaları ile ilişkilendirme dahil karıştırılma ihtimali yaratmakta olup —- kılınması gerektiğini, dava konusu markaların karıştırma ihtimali yaratacak derecede benzer olduğunu, dava konusu marka tescilleri kapsamında yer alan mal ve hizmetlerin müvekkiline ait—— markaları ile karıştırılma ihtimali yaratacak derecede benzer olması ve tescil kapsamlarında yer alan malların/hizmetlerin de müvekkiline ait dayanak markalar kapsamındaki mallar/hizmetlerle aynı/aynı tür/benzer olması neticesinde markaların halk tarafından karıştırılacağının açık olduğunu, dava konusu marka tescillerinin —– hükümsüzlüğüne karar verilmesi gerektiğini, dava konusu marka tescilleri nedeniyle müvekkilinin markasının itibarının zarar göreceğini, ayırt edici karakterinin zedeleneceğini, dava konusu markaların müvekkilinin alan adınını ve ticaret unvanının esaslı unsurunu içeriyor olduklarından — da hükümsüz kılınmasını, bu nedenlerle, Davalı adına — yer alan tüm mallar için dava tarihinden önceki son – yıl içerisinde ciddi biçimde kullanılmamaları nedeniyle—- maddeleri uyarınca tümden iptalleri ve sicilden terkinlerine karar verilmesini talep etmiştir.
K A R Ş I İ D D İ A / Davalı vekili cevap dilekçesi ile, Davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, iddia ettiği gibi tanınmış marka olmadığını, üstelik bu hususta —— kendisine ait bir tanınmış marka kaydının bulunmadığını, tarafların mal hizmetlerinin birbirinden farklı olduğunu, davacının—– müvekkilinin ise ——– bulunduğunu, tarafların mal ve hizmetlerinin birbiriyle çakışmadığını, davacının tanınmış marka olmaması —- tamamında tescilinin bulunmaması davacının ——- faaliyette bulunmamasının tüm bu hususlara ek olarak müvekkilinin markasının esas unsurunun ——- nedeniyle, davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, gerek kavramsal, gerek görsel, gerekse de işitsel bir benzerlik bulunmayan davacı ve müvekkili markalarına yönelik olarak davacının tüm iddialarının reddini, kötü niyet, iptal ve hükümsüzlük iddialarının reddinin gerektiğini, davanın reddini talep etmiştir.
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Davanın davalının —- kullanmama nedeniyle tescil oldukları tüm mal ve hizmet sınıfları yönünden iptali istemine ilişkindir.
Tarafların gösterdikleri deliller toplanmış, tüm usuli eksiklikler giderilmiş, denetime elverişli bilirkişi raporu alınmış ve hükme dayanak yapılmıştır.
Bilirkişilerin—tarihli raporunda sonuç olarak; Davacının ——- no.lu markaların başvurularının yapılmış olduğu tarihlerde tanınmış marka statüsünde olduğu, tarafların—- benzer olduğuna dair tespitleri nedeniyle, tescil kapsamları açısından da karşılaştırılması neticesinde, davacı markaları ile davalı adına —– açısından aynı ve benzer/birbiri ile ilgili olduğu, söz konusu mal ve hizmetlerin ——– hitap ettiği ve tüketici nezdinde iltibas meydana gelme ihtimalinin mevcut olduğu, davacı markaları ile davalı adına —– açısından aynı ve benzer/birbiri ile ilgili olduğu, söz konusu mal ve hizmetlerin orta düzeydeki tüketici kitlesine —-hitap ettiği ve tüketici nezdinde iltibas meydana gelme ihtimalinin mevcut olduğu, davacı markaları ile davalı adına—– benzer/birbiri ile ilgili olduğu, söz konusu mal ve hizmetlerin orta düzeydeki —- — ettiği ve —– iltibas meyda gelme ihtimalinin mevcut olduğu, davacı markaları ile davalı adına—— Sınıfta yer alan emtialar açısından davacı markaları ile aynı ve birbiri ile benzer ve ilgili olmadığı ve—— hitap ettikleri, bu nedenle bağlantı kurulması ihtimali dahil ortalama tüketicilerin idari, ticari, ekonomik bir ilişki bulunduğu yanılgısına kapılmalarının mümkün bulunmadığı, söz konusu markanın bu sınıflarda yer alan mallar ve hizmetler için tüketici nezdinde iltibas meydana gelme ihtimalinin olmadığı, mal ve hizmetlerin benzerliği ve birbiriyle ilgili olup olmadığı değerlendirilirken mal ve hizmetlerin beraber kullanılıp kullanılmadığı, ——— dikkate alındığı, buna göre davalı adına——- yer alan mal ve hizmetler açısından davacı markalarıyla ayniyet ve benzer olduğu, söz konusu mal ve hizmetlerin —– —–hitap ettiği ve tüketici nezdinde iltibas meydana gelme ihtimalinin mevcut olduğu, davalının, davacı ile aynı sektörde faaliyet göstermesi nedeniyle basiretli bir tacirin davacı marka ve faaliyetlerini bilmesi gerektiği—- nedenleri ile, davalının marka tescil başvuruları ve tescilleri ile kullanımlarının mevcut verilere göre kötü niyet olarak değerlendirilip değerlendirilmemesi hakkında takdirin ve hukuki yorumun mahkemeye ait olduğu, mali kayıtlarda yapılan inceleme neticesinde; davalının adına —- alan —– emtiası dışındaki emtialarda ciddi şekilde kullanmadığı, tescil kapsamında yer alan —- koşullarının oluşmuş olduğu yönünde raporu mahkememize sunulmuştur.
İncelenen dosya kapsamı, alınan bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; Dava davalı adına tescilli —— markaların ise hüküsüzlük talebi yerinde görülmediği takdirde kullanılmama nedeniyle iptaline ilişkindir. Mahkememizce öncelikle hükümsüzlük yönünden yapılan değerlendirme neticesi aldırılan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre davacı şirketin yaklaşık —- yıllık bir şirket olduğu, yurtdışında birçok ——- numaralı şekil markalarının sahibi olduğu, davalının ise dava konusu markaların tescilli sahibi olduğu, öncelikle benzerlik yönünden yapılan incelemede; Davalı adına tescilli dava konusu —- numaralı ——- yer alan emtialar açısından markalar arasında benzerlik yoksa da alınan bilirkişi raporuna göre, aynı müşteri kitlesine hitap etmeleri, markasal arasında bağlantı kurulması nedeniyle karıştırılma ihtimali olabileceği bu nedenle —- numaralı marka yönünden iltibas tehlikesinin olduğu ve —– tarafından karıştırılma ihtimali de olduğundan hükümsüz kılınması gerekeceği sonucuna ulaşıldığı, davalı adına tescilli dava konusu —–markasının davacı markası olan —– ibaresini de içerdiği her ne kadar şekil farklılıkları varsa da —— kelimesinin ayırt ediciliğinin yüksek bir ifade olması nedeniyle markanın esaslı unsuru olduğu ve markanın tescilli olduğu— ortalama müşteri kitlesine hitap ettiği ve iltibas ihtimalinin mevcut olduğu, bu nedenle bu markanın da benzerlik nedeniyle hükümsüz kılınması gerektiği, dava konusu —- değerlendirmede, — davalı — — türetildiği, davacı markalarının tescilli oldukları —- aynı müşteri kitlesine hitap etmesi nedeniyle ortalama tüketici nezdinde iltibas tehlikesinin mevcut olduğu karıştırılma ihtimalinin olduğu bu nedenle karıştırılma ihtimali nedeniyle hükümsüz kılınması gerektiği sonucuna ulaşıldığı fakat tescil tarihi itibari ile —- geçtikten sonra dava açıldığından sessiz kalma nedeni ile davacının hükümsüzlük davası açamayacağı anlaşıldığından karıştırılma ihtimali nedeni ile hükümsüzlk talebinin reddi gerektiği ve yine davalı adına tescilli——- ile her iki markanın ortak unsurunun ——— olması —— ayrıca davalı markasının tescilli olduğu —– yönünden aynı müşteri kitlesine hitap etmeleri nedeniyle iltibas tehlikesinin olduğu ——nezdinde karıştırılma ihtimali bulunduğundan iş bu markanın da hükümsüz kılınması gerektiği sonucuna ulaşıldığı fakat bu marka yönünden de — yıllık yasal süre geçtiğinden sessiz kalma nedeni ile hükümsüzlük davası açılamayacağından karıştırılma ihtimali nedeni ile hükümsüzlük talebinin reddi gerektiği , davacı markasının tanınmış marka olup olmadığı yönünden yaptırılan bilirkişi incelemesinde davacıya ait markanın —— marka statüsünde bulunduğunun tespit edildiği, buna göre de gerek bilirkişi raporu gerekse de yukarıda belirtilen — davacı markasının tanınmış marka statüsünde olduğunun kabulü gerektiği, yine davaya konu esas unsur olar — yılından beri davacı tarafından yaratılıp kullanıldığı, ve iş bu markanın gerçek üstün hak sahibinin davacı olduğu , davacının davaya konu —- üzerinde gerçek ve üstün hak sahibi olması ve aynı zamanda markanın tanınmış marka olması karşısında, davalının davaya konu tescillerinin kötü niyetli olup olmadığı yönünden yapılan inceleme ve değerlendirmede, davalı tarafından davaya konu markalar dışında mahkeme kararı ile iptal edilen ——– yılından başlayarak ısrarlı bir şekilde davacıya markasını tescil ettirdiği, mahkeme kararlarıyla markaların hükümsüzlüğüne karar verilmesine rağmen bu defa değişik —– eklemek suretiyle —– markasını ısrarlı bir şekilde kendi adına tescil ettirmeye çalışması, buna ilişkin mahkeme kararlarına rağmen,——- tescil başvuru tarihi olan —- tarihinden başlayarak kötü niyetli davranış içerisinde olduğu sonucuna ulaşılmış, kötü niyetin varlığı halinde zaman aşımı sürelerinin işlemeyeceği gibi taraf markaları arasında benzerlik olmayan tescil edilen sınıflar yönünden dahi hükümsüzlük kararı verileceği ——ısrarlı kararlarında da belirtildiği üzere kötü niyetin hiçbir zaman korunamayacağı mahkememizce tüm dosya kapsamı ve bilirkişi raporu ve taraflar arasında önceki tarihlerde görülmüş ve sonuçlanmış olan davalar göz önüne alındığında davalı tarafın marka tescillerinin ilk marka tescilinden başlamak üzere ayırt ediciliği son derece yüksek olan —- markasının kendi adına tescil ettirmek yönündeki ısrarlı davranış ve fiillerinin kötü niyetli olarak yapıldığı kanaatine ulaşıldığı bu nedenle—— gereğince kötü niyetli tescil yönünden davaya konu tüm markaların hükümsüzlüğüne karar verilmesi gerektiği, davacı tarafından dava konusu iki marka yönünden iptal talebinde bulunulmuş ise de iş bu markalar yönünden hükümsülük kararı verildiğinden iptal talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına dair karar vermek gerekmiş yine davacı tarafından müvekkili ile arasında kararlaştırılan vekalet ücretinin ödenmesi talebinde bulunmuş ise de her ne kadar mahkememizce kötü niyet nedeniyle hükümsüzlük kararı verilmiş ise de davacının müvekkili ile arasında kararlaştırılan vekalet ücreti sözleşmesine dair dosyamıza her hangi bir delil sunmadığı, mahkememizce bu husususun değerlendirilip tartışabileceği bir belge olmadığından davacı vekilinin bu talebinin reddine karar verilerek neticeten davanın kabulü ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1-Davanın KABULÜ ile, davalı adına tescilli——– sayılı markalar yönünden kullanılmama nedeniyle iptal talebinde bulunulmuş ise de markalar ile ilgili hükümsüzlük kararı verildiğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
3-Davacının yargılama giderinden başka müvekkille kararlaştırılan vekalet ücretinin tamamının ödenmesi talebinin reddine,
4-Alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, Davacı vekiline avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince takdir olunan 5.900,00 TL ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 44,40 TL harç, 202,90 TL tebligat ve müzekkere masrafları, 4.500,00 TL ile bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 4.747,30 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 11/03/2021