Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/162 E. 2023/153 K. 06.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. FİKRİ VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/162
KARAR NO : 2023/153

DAVA : Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/05/2019
KARAR TARİHİ : 06/07/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirket adına , —– numaralı 35,36,37 ve 42. Sınıf hizmetlerde “— ve—- markalarının ve ticaret unvanının esas unsuru olan “—-” ibaresinin aynılarını ve ayırt edilmeyecek derecede benzerlerini —- FSHHM ‘nin —– dosyası kapsamında yapılan tespit ile —–proje adresinde kullandıklarını, bu durumun davacının marka ve ticaret unvanından doğan hakkına tecavüz oluşturduğunu, davacı şirket tarafından —-. Noterliği —–yevmiye numaralı 21.12.2016 tarihli keşide edilen ihtarnamede davalı taraflara “..—-markalarının sahibinin müvekkil şirketin olduğu, bu marka veya benzerinin davalılarca izinsiz kullanıldığı ve bu duruma son verilmesi gerektiği…” beyan edildiğini, Davalı taraflardan —- Noterliği 30.12.2016 tarih —-numaralı ihtarnamesinde davacının markalarının kullanıldığını ve—— ibaresinin ön plana çıktığı tüm reklam, afiş ve broşürleri kaldıracağını beyan ettiğini, ancak iş bu bildirimden sonrada tecavüz teşkil eden eylemlere devam edildiğini, Davalı —–23.12.2016 tarihinde —- başvuru numaralı”—–” markasının tescili ve Davalı —- 04.08.2017 tarihinde —–başvuru numarasıyla —–markasının tescili için başvurdukları, davacı şirketin itirazları neticesinde red edildiğini, Davalıların davacıya ait markayı kullanırken sunduğu hizmetin kalitesiz olduğunu ve davacının itibarını zedeleyecek olmasından ötürü fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 100.000 TL manevi tazminatın ve davacının markasının kullanarak pazar payının düşmesi ile davacının zarara uğradığını fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000 TL maddi tazminatın ihtarnamenin tebliğ tarifinden işleyecek faiz ile ödenmesini, davaya ilişkin yargılama giderleri ve vekalet ücretinin, değişik iş dosyasına ait harç ve giderleri, vekalet ücreti de dâhil edilerek Davalılara tahmiline karar verilmesini talep ve dava ettiği anlaşıldı.
Davalı —- vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı ile diğer Davalı —- inşaatın arsa karşılığı inşaat sözleşmesi imzaladığını, kampanyaya ilişkin tüm hususların —- bağımsız yüklenici —-inşaat tarafından organize edildiğini, Davacının isminin ——ile başlamasının bu ismin başkası tarafından kullanılamayacağı ve yasaklandığı anlamına gelmediğini, davacının ana iştigal konusunun mobilya işi olduğunu, manevi tazminat hususlarının oluşmadığı, maddi tazminat taleplerinin çok yüksek olup sebepsiz zenginleşmeye mahal vereceği, Davacı iddialarını ve beyanlarını kabul etmediklerini, davanın kendileri yönünden usul ve esastan red edilmesini, yargılama giderleri ve vekâletin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ettiği şeklinde beyanda bulunduğu anlaşıldı.
Davalı —–İnşaatın cevap dilekçesinde özetle; proje ismi olarak belirlenen ibarelerin marka hükmünde olmayıp bu anlamda marka hakkı tecavüzü söz konusu olmadığını, konut alacak kişiler konut satın alma kararlarını proje ismine göre değil, ilgili konut projesini yapmayı üstlenen şirketleri araştırmak suretiyle verdiklerini, ilgili konut projesinin yapımı, davalı şirket —– Ve diğer davalı —-tarafından üstlenildiğini, uzun senelerdir inşaat sektöründe saygın bir şirket olan davalı şirket ile—–iştiraki olan —-, ilgili sektördeki ortalama tüketici nezdinde kendilerinden daha düşük itibarlı —–ait markadan haksız menfaat elde ettiği iddiası somut gerçeklikten uzak olduğunu, davalı şirket adına TPE nezdinde tescilli olan ve—-‘ ibaresini barındıran —- gibi markalar bulunduğunu, Davacı şirketin ilgili konut projesinin tamamlanmasının ardından ‘—–‘ ibaresini barındıran yeni tescil başvurularında bulunmasının kötü niyetini ortaya koyduğunu, daha önceki marka tescilleri —–‘ ibaresini içerdiğini fakat söz konusu konut projesinin bitimini müteakiben gerçekleştirilen marka tescili —- ibaresini içerdiğini, mezkur projelerde proje adı olarak kullanılan ‘—–” davalı şirketin daha önce TPE nezdinde gerçekleştirdiği marka tescili ile ilintili olduğunu, ”—-” ise proje adı olarak kullanıldığı dönemde tescilli bir marka olmayıp Davacı şirket tarafından projenin bitimini müteakiben kötü niyetli olarak davalı şirket ile —– haksız kazanç sağlama amacıyla tescil edildiğini, Davacıya ait ——- markasının müvekkil tarafından yapılan projeye bir değer katmadığı ve davacıya ait marka ile davalının haksız kazanç elde etmediği, zira davalı şirket ve diğer davalı —— zaten kendi müşteri portföyünü oluşturmuş ve piyasada bilinen seçkin firmalar olduklarını ve müşteri nazarında oluşan tercih sebebi de proje adından ziyada projeyi gerçekleştiren davalı şirket ve—– olduğu, Davacının haksız ve hukuka aykırı olarak ikame edilmiş bulunan işbu davasının reddine karar verilmesi şeklinde beyanda bulunduğu görüldü.

D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E : Dava, davanın davacının tescilli —- tescil nolu—-tescil nolu —- ve henüz tescil aşamasında olan—– markalarının davalılar tarafından kullanımı iddiası ile davacının markalarından kaynaklana haklarına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, meni, refi, maddi va manevi tazminat talebi olup taraflar davacının markalarının davalılar tarafından kullanılıp kullanılmadıı, davalıların kullanıldı ise kullanımlarının davacının markalarından kaynaklanan haklarına tecavüz ve haksız rekabet kapsamında olup olmadığı., davalıların kullanımının davalılardan —- inşaat adın atescilli oludğu belirtilen —- marka kapsamında kalıp kalmadığı, davalı —– inşaatın davacının markası üzerinde gerçek hak sahibi olup olmadıı, tecavüz ve haksız ve rekabet var ise bunun maddi ve manevi tazminatı gerektirip gerektirmediğine ilişkin davadır.Mahkememizde aldırılan 21/01/2021 tarihli bilirkişi raporunda; Dosya içerisinde bulunan bilgi ve belgelerin incelenmesi ve yukarıda yapılan tespitler ve yürürlükteki mevzuat hükümleri çerçevesinde yapılan değerlendirmeler sonucu; Mali inceleme görevlendirme çerçevesinde takdirlerinize sunulmuştur: Davacı vekilinin 22/09/2020 Tarihinde Mahkemeye vermiş olduğu dilekçede “Sayın mahkemenin 10/09/2020 tarihli duruşmada maddi tazminat hesap yöntemini bildirilmesi için davacıya süre verildiği, Maddi tazminat hesabının SMK 151/2-b : “Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin elde ettiği net kazanç” üzerinden hesaplanması talep edilmiş olup, ayrıca Davalıların defterlerinin usulüne uygun tutulmadığı yönünde ciddi endişelerimiz mevcuttur. Bu çerçevede davalıların defterlerinin TTK ve ilgili mevzuatlara uygun tutulmaması durumun da 6769 sayılı SMK md 152/2-a ve c bentleri uyarınca hesaplama yapılmasını talep etme Hakkılarının saklı tutulmasını da talep ettikleri anlaşıldı. Davacı tarafından SMK MADDE 151- (1/b) bendinde yer alınan haklardan “Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin elde ettiği net kazanç” seçeneğinin seçildiği, davalı … Ve … dava konusu markayı kullanarak (Dava dosyasında mevcut 31.01.2019 tarihli Marka Vekili—-ve Bilgisayar Programcısı Öğr. Gör. —–tarafından yazılan bilirkişi raporunda tespit edilen; “Dava konusu markanın davalılar tarafından kullanılması ve davalının mahkemenin lehine karar vermesi durumunda hesaplanacak tazminatın SMK 151/2-b’’b Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin elde ettiği net kazanç üzerinden hesaplanması talebinde bulunmasına istinaden tazminat hesaplanması aşağıda yapıldığını, Raporun ilgili bölülerinde detaylı bir şekilde açıklandığı üzere Davalılar arasında imzalanan Hasılat paylaşımı sözleşmesinde; Davalı … (%32,979) Davalı … (%67,021) Aşağıda belirtildiği şekilde hasılat paylaşımı işi kapsamında dava konusu inşaat taahhüt işini yapmışlardır: Yapılan inşaat işinde davalıların elde etmiş olduğu gelir ve —- inşaatın kâr durumu ile ilgili açıklama aşağıdaki gibi olduğunu, davalı … dava konusu olay ile ilgili 102.797.037,28 TL Gelir ve bu kapsam da 105.305.819,91 TL Gider yapmış olup bu işin neticesinde (2.508.782,63 TL ) Zarar ettiği görülmüştür. Ancak gider hesapları incelendiğinde —-inşaatın sözleşme dışı inşaat imalatı yaptığı ve yapmış olduğu bu imalatın giderlerini de dava konusu işin maliyetinin içerisinde kaydettiği görülmüştür. Bu nedenle davalı —– Şirketi’nin dava konusu iş ile ilgili elde ettiği kar 2017 yılı karı olan 13.259.917,30 TL olarak kabul edilmesi gerekir. Davalı tarafın sunulan bilirkişi raporunda bu konuya itiraz etmesi durumunda Sayın Mahkemenin inşaat ve inşaat sözleşmesi konusunda uzman bir bilirkişiye dava konusu hasılat paylaşımı işinde —–inşaatın inşaat maliyetini hesaplatmasının dosya için faydalı olacağı kanaatine varılmıştır. Davalılar arasında yapılan dava konusu hasılat paylaşımı işi ile ilgili elde edilen gelir aşağıdaki gibi olduğunu, —Gelir Paylaşımı Gelir Paylaşım işi Ortağı Gelir Paylaşım Toplam Gelir/Kar Vergi Karşılığı Net Kar Hisse oranında No İnşaat İşi Oranı Elde Edilen Gelir ——Yüce mahkemenin dava konusu olayda tazminat ödenmesi, —– inşaatın inşaat maliyetinin inşaat bilirkişisi tarafından incelenmesine gerek olmadığı yönünde karar vermesi durumunda davalıların davacıya —- yönünden 7.999.078,68TL—- — şirketi yönünden ise 12.689.413,73TL olmak üzere toplam 20.688.492,41 TL SMK 151/2-b kapsamında: (“Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin elde ettiği net kazanç”) Tazminat ödemesi gerektiği Sıra Yıl Gelir Paylaşımı Gelir Paylaşım işi Ortağı Gelir Paylaşım Toplam Gelir/Kar Vergi Karşılığı Net Kar Hisse oranında No İnşaat İşi Oranı Elde Edilen Gelir —-Bilirkişi heyeti olarak davalıların —-markalarını kullanarak elde ettikleri gelir ve bilirkişi olarak yapmış olduğum hesaplamalar neticesinde oluşan tazminat tutarı neticesinde oluşan tutar Yüce mahkeme tarafından değerlendirilirken “Sebepsiz zenginleşmenin de değerlendirilmesi gerektiği Takdir yüce mahkemenin olmak üzere görüş ve kanaatine varılmıştır. (Türk Borçlar Kanunu md. 77 Haklı bir sebep olmaksızın, bir başkasının malvarlığından veya emeğinden zenginleşen, bu zenginleşmeyi geri vermekle yükümlüdür. Manevi tazminat, tazminat sahibinin toplum içinde itibarı, statü ve güvenin sarsılmasının karşılığını giderilmesine olup manevi tazminatın tarafların kusur ve tutumları doğrultusun da tamamen sayın mahkemenin takdirinde bulunduğu şeklinde rapor sunulduğu görüldü.Mahkememizde aldırılan 30/11/2020 tarihli bilirkişi raporunda; Kök rapor davalı resmi defter ve kayıtları ulaştığında düzenleneceği görüldü.Mahkememizce aldırılan 08/01/2022 tarihli bilirkişi raporunda; Mali yönden yapılan inceleme neticesinde; Davacının ticari defterlerinin açılış ve kapanış onaylarının süresinde yapıldığı, defterlerinin yazılı olduğu ve birbirlerini doğruladıkları, kanunlara uygun şekilde eksiksiz ve usulüne uygun tutuldukları, Davacının 37. Sınıf içerisinde “İnşaat Hizmetlerine” ait faaliyetlerde bulunduğu, 2014-2019 yılları arasında toplam cirosunun 25.380.047,42 TL olduğu ve bu ciro içerisinde kat karşılığı arsa inşaat faaliyetinden 23.242.034,20 TL konut ve dükkân satışı yaptığı, bu tutarın toplam ciro içerisindeki payının ortalama 485,43 oranına tekabül ettiği, Satış faturaları üzerinde matbu olarak 36. Ve 42 sınıfa ait tescilli —— numaralı “İş Bitirme Tutanakları” ve “ Yapı Kullanma izin Belgeleri” üzerinde şirket unvanının yer aldığı, 2- Marka Hukuku ve Sektörel yönden Yapılan İncelemede de; Davacı taraf adına—-tescil nolu “—–” markasının inşaat hizmetlerinde dava tarihinden geriye doğru 5 yıl içinde ciddi şekilde kullanıldığı şeklinde rapor sunulduğu görüldü.
Tarafların gösterdikleri deliller toplanmış, tüm usuli eksiklikler giderilmiştir.
İncelenen dosya kapsamı, mevcut deliller, bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; Dava, marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti ve men’i ile maddi manevi tazminat talebine ilişkin olup davacı taraf —- markalarının ve ticaret unvanının esaslı unsuru olan—— ibaresinin tescilli sahibi olduğunu, davalılarca kullanılan —– ibaresinin davacının marka hakkına tecavüz teşkil ettiğini iddia ederek tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, men’i ile maddi manevi tazminat talebinde bulunduğu, davalılardan —– cevap dilekçesi ile, diğer davalı —-ile birlikte gerçekleştirilen proje isminin —-olduğunu, —- ibaresinin tasviri bir işaret olarak değerlendirilmesi gerektiği, davalılarca kullanılan—- ibarelerinin marka hükmünde olmadığını belirterek davanın reddinin talep edildiği diğer davalı —-husumet yönünden itirazda bulunduğu ayrıca —-ibaresi üzerinde davacının tekel hakkının olmadığını, davacının faaliyet alanının mobilya olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir. Tedbire ilişkin aldırılan 31/01/2019 tarihli bilirkişi raporunda, davalılarca —- ibarelerinin afiş, katalog, tabela, pano v.s. Kullanıldığı ayrıca sitenin isminin de—— şeklinde olduğu yönünde görüş bildirildiği, mahkememizce dosyanın esasına ilişkin aldırılan bilirkişi raporunda ise, bilirkişi raporunda taraflarca kullanılan markaların iltibas yaratacak derecede benzer olmadığı yönünde görüş bildirildiği, maddi tazminat yönünden ise davalılarca elde edilen gelirin 20.688.492,41 TL olarak hesaplandığı, itiraz üzerine aldırılan 02/11/2021 tarihli bilirkişi raporunda ise tazminat yönünden davalıların 20.688.492,41 TL elde ettiği net kazanç üzerinde bu miktarı tazminat olarak ödemesi gerektiği yönünde görüş bildirildiği, yargılama devam ederken davalı —–tarafından kullanılmama definde bulunulması sebebiyle davacının —- markasını inşaat hizmetlerinde kullanılıp kullanılmadığı yönünden yeniden bilirkişi raporu aldırıldığı, alınan 08/01/2022 tarihli bilirkişi raporuna göre davacının —– markasını inşaat hizmetleri bakımından kullandığı yönünde görüş bildirildiği, buna göre tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde, davacı şirketin —- numaralı —– ibareli markanın 35. Ve 37. Sınıflarda tescilli sahibi olduğunu yine davacı şirketin —-numaralı —- ibareli markanın 36. Ve 41. Sınıflarda —- numaralı —— markasının ise 37. Sınıfta tescilli sahibi olduğu, davalı —- İnşaat tarafından —- numarası ile —–markasının 37. Sınıfta tescili için başvuruda bulunduğu, davacının itirazı üzerine marka başvurusunun red edildiği, öncelikle taraf marka ve kullanımlarının benzerlik yönünde değerlendirildiğinde, davacının markasının esas unsurunun —- markası olduğu, davalılarca kullanılan markanın ise —–olduğu, bu yönüyle karşılaştırıldığında, davalılarca kullanılan ibare içerisinde —- ibaresi yer almış ise de bir bütün olarak değerlendirildiğinde —- ibaresinin tek başına kullanılmayıp—–şeklinde kullanılmakla, davacı markasından ayrıştığı, her ne kadar davacı yanın tescilli —–numaralı —-markası mevcut ise de iş bu marka ile davalı kullanımlarında yer alan —–ibareleri benziyor ise de davacı —- marka tescillinin davalılarca —-ibaresinin kullanıldıktan sonra ve marka tescil başvurusundan sonra yapıldığı, bu yönüyle bakıldığında esas itibariyle davacının —-ibaresi yönünde davalılara nazaran üstün ve öncelik hak sahibi olmadığı, davacının davalılara nazaran üstün hak ve öncelik hakkına sahip olduğu —– ibaresi bakımından ise gerek bilirkişi raporu gerekse mahkememizce oluşan kanaate göre, davalılarca kullanılan —- ibaresinin bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davacının —-ibaresi ile benzer olmadığı kaldı ki davalılarca kullanılan —– ibaresinin bir proje ismi olarak sürekli bir şekilde değil o projeye mahsus olarak kullanıldığı, davacının markasına yönelik tecavüz ve haksız rekabet eylemini içerir kullanımının da tespit edilemediği bu nedenle mahkememizce tecavüz ve haksız rekabet oluşmadığı kanaatine ulaşıldığından davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:
Davanın REDDİNE,
1-Alınması gereken 179,90 TL harçtan alınan peşin alınan 1.769,40 TL harcın mahsubu ile kalan 1.589,50 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
2-Davalı —- İnşaat tarafından yapılan toplam 3.100,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
3-Marka Hakkına Tecavüz ve Haksız Rekabet Davası yönünden: Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince takdir olunan 15.000,00 TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
4-Maddi tazminat talebi yönünden: Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince takdir olunan 1.000,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5-Manevi tazminat talebi yönünden: Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince takdir olunan 15.000,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
7-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,Dair davacı vekili ile davalı vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.