Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/112 E. 2019/63 K. 11.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/112 Esas
KARAR NO : 2019/63

DAVA : Fikir ve Sanat Eseri Sahipliğinden Kaynaklanan Haklara Tecavüzün Ref’i, önlenmesi ve tazmini
DAVA TARİHİ : 06/09/2013
KARAR TARİHİ : 11/07/2019

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan fikir ve sanat eseri sahipliğinden kaynaklanan telif hakkı ihlali nedeniyle akdin feshi, maddi ve manevi tazminat davasının yapılan açık yargılama sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dileakçesi ile; — yılında davacı ile davalı —– arasında yazılı sözleşme düzenlendiğini, müvekkili tarafından telif edilen ———- tarafından basıldığını, —yılından itibaren kitabın basımının durdurulduğunu, müvekkilinin bunun asıl sebebini — yılında öğrendiğini,—— kitabını alıp incelediğini ve kendisine ait —— kitabının tamamına yakın kısmının davalılara ait kitaba aktarıldığını gördüğünü, müvekkile ait kitabın metninin ve kullanılan taş resimlerinin davalı yayın evinde bilgisayar ortamında mevcut olduğunu, kitaptaki bilgilerin ve resimlerin davalı tarafın kitabına bilgisayar ortamında aktarıldığını, davalılardan—-müvekkile ait kitaptaki bilgileri aktararak daha meşhur durumdaki davalılara kitap oluşturduğunu ve daha fazla para kazanma yolunu seçerek akde aykırı davrandığını, taşlar ve şifası hakkında yeterli bilgisi olmamasına rağmen —- taşlarla ilgili de şöhret bulduğunu ve yaygın ticaret ağını taş satışıyla da zenginleştirdiğini, —- da bu işleme ortaklık ettiğini, bu suretle de müvekkilinin şöhretinin gölgelendiğini, bu sebeplerle ——– eserin basımının durdurulmasını, yayınlanan nüshaların toplanıp imha edilmesini, 150.000,00 TL manevi tazminat ve 23.383,44 TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde; Yetki itirazında bulunduklarını, yetkili mahkemenin İstanbul Mahkemeleri olduğunu, müvekkili …’nin kitap yayınlanmadan önce de gerek eğitimi gerekse bilimsel çalışmaları çerçevesinde —– alanında da araştırmalar yapıp eserler sunduğunu, davacı tarafça haksız eleştirilere konu olan ———– sonucunda oluşturulduğunu, davacı tarafın dilekçesindeki iddiaların gerçek olmadığını, davacı tarafın kendi kitabında taşların,———— aldığını, —– kullanıldığını, ancak bunun bütün kaynaklarda aynı şekilde yer aldığını, herkesin bildiği bilgilerin diğer kaynaklardan da alınabileceğini, bu sebeplerle haksız açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememiz ———— Karar sayılı ilamı ile sonuç olarak; Davanın KISMEN KABÜLÜ ile, davalı– ————davacı arasında imzalanmış —–adlı eser ile ilgili akdin feshine, davalılar tarafından yayınlanmış eserlerin nüshalarının toplatılıp imha edilmesine, 23.383,44 TL maddi ve 20.000,00 TL manevi olmak üzere 43.383,43 TL tazminatın davalılardan dayanışmalı olarak tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya dair manevi tazminatın reddine dair karar verilmiş, karar taraf vekillerince temyiz edilmiş, dosya temyiz incelemesi için Yargıtaya gönderilmiş, Yargıtay ——Hukuk Dairesinin 09/03/2017 tarih,————– karar sayılı ilamı ile “…(1) Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin manevi tazminat yönünden verilen karara ilişkin tüm, davalılar vekilinin (2) no’lu bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir. (2) Ancak, bilirkişi raporlarında davalıların davacı kitabının belli kısımlarını alıntıladıkları, davalıların eyleminin kısmi intihal niteliğinde olduğu belirlenmiş olmasına rağmen, davalılar tarafından alıntılanan kısımların davalıların kitabındaki oranının yüzdesi esas alınmak suretiyle bir hesap yapılması gerekirken, kitabın tamamı intihal ürünü olarak kabul edilmek suretiyle yapılan tazminat hesabı yöntemi benimsenerek hüküm tesisi doğru olmamış, hükmün temyiz eden davalılar yararına bozulması gerekmiştir. (3) Bozma sebep ve şekline göre davacı vekilinin vekalet ücreti ve yargılama giderlerine yönelik temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin manevi tazminat yönünden verilen karara ilişkin tüm, davalılar vekilinin (2) nolu bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün temyiz eden davalılar yararına BOZULMASINA, (3) bozma sebep ve şekline göre davacı vekilinin vekalet ücreti ve yargılama giderlerine yönelik temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, takdir olunan 1.480,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalılara verilmesine, ödedikleri peşin temyiz harcın istekleri halinde temyiz edenlere iadesine…”karar verilerek mahkememiz kararı bozulmasına karar verilerek dosya mahkememize gönderilmiş, davacı vekili ——— tarihli dilekçesi ile maddi tazminat talebi yönünden eksik harç tamamlama ve beyanlarını içeren dilekçesini sunmuş ve davacının dava dilekçesinde 150.000,00 TL.manevi tazminat talep etmesine rağmen manevi tazminat talebi açısından 75.000,00 TL. Üzerinden eksik harcı tamamladığı anlaşılmıştır.
Dosya mahkememiz—- esasına kaydı yapılarak taraflara yeni duruşma gün ve saati tebliğ edilmiş, yapılan duruşmada Yargıtay —-.Hukuk Dairesinin 09/03/2017 tarihli bozma ilamına uyulmuş, yapılan duruşmada Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda en son rapor alınan heyetten büyük oranda intihal yapıldığı belirtilmesine rağmen oran belirtilmediği dikkate alınarak intihal oranının belirlenererek ek rapor düzenlenmesine, ilk alınan raporda %50 oranında intihal yapıldığı belirtildiğinden bu orandan ayrılınması durumunda buna ilişkin gerekçenin ek raporda belirtilmesinin istenmesine, karar verilerek dosya bilirkişilere ek rapor düzenlenmek üzere tevdi edilmiştir. Bilirkişiler 24/06/2019 tarihli ek raporunu mahkememize sunmuşlar, raporda sonuç olarak; —- tarihli kök raporumuzda; Davacının kitabının ülkemizde sahasında ilk yayınlanan eserlerden olduğu ve—–belirtilen eser kategorileri kapsamında ————anlamında —-Davalıların kitabında büyük oranda davacıya ait ——– açıklama ve resimlere yer verildiği ve bu nedenle davalıların kitabının ve ——oluşturduğu ve bu yönüyle davacının eser üzerindeki man ihlal ettiği, aynı zamanda mali haklarına da tecavüz oluşturduğu, c) Davacının talep edebileceği manevi tazminatın miktarının belirlenmesinin tamamen yüce Mahkemenin takdir alanına girdiği; davacının FSEK m. 68, f.1 uyarınca talep edebileceği bedelin ise ancak bir hesap bilirkişisi tarafından belirlenebileceği, Bu bağlamda kök raporumuzun çeşitli yerlerinde “esinlenmeyi fazlasıyla aşan açık bir kısmi intihal mevcuttur ve bu açıdan bakıldığında Heyetimiz 30/10/2013 tarihli Bilirkişi Raporundaki tespit ve sonuca katılmaktadır şeklinde beyanda bulunulmuştur. 30/10/2013 tarihli bilirkişi raporunun sonuç kısmında ise,——— adlı eserin %50 civarındaki içeriğinin,——– adlı eserden kaynak gösterilmeden ve amacın haklı kıldığı ölçüyü aşar şekilde, aktarıldığı ve bu haliyle intihal teşkil ettiği” sonucuna varılmıştır. —— 30/10/2013 tarihli Bilirkişi Raporuyla aynı doğrultuda, ——– —-adlı kitabın %50 civarındaki içeriğinin, davacının ———- adlı kitabından kaynak gösterilmeden ve atıf yapılmadan, amacın haklı kıldığı ölçüyü fazlasıyla aşacak ölçüde aktarıldığı ve bu haliyle yolsuz iktisap ve kısmi intihal oluşturduğu düşüncesindedir. Yüce Yargıtay —-. Hukuk Dairesinin 09/-03/2017 tarih ve ———. sayılı kararında, haklı olarak, alıntılanma oranı esas alınarak hesaplarla yapılması gerekirken kitabın tamamı intihal ürünü olarak kabul edilmek suretiyle hesaplama yapılmasının doğru olmadığı belirtilmiştir. Gerçekten de, 11/11/2014 tarihli hesap raporunda, bilirkişi; davacıya her bir kitap için tahakkuk ettirilen telif hakkı bedelinin —- olmasından ve davalılara ait kitaba —- yıllarında 14,100 adet bandrol alınmasından hareketle, davacının mahrum kaldığı telif bedelinin 14,100 x 0,5528= 7.794,48 TL olduğu, FSEK m,68’e göre davacının bunun üç kat fazlasını isteyebileceği, böyle olunca davacının maddi tazminat olarak en fazla 7.794,48 TL x 3= 23.383,44 TL talep edebileceği sonucuna varılmıştır. Heyet kök raporunda intihal oranı bakımından %50 oranını 30/10/2013 tarihli Bilirkişi Raporuna atıf yapmak suretiyle kabul etmekle birlikte, talep edilebilecek bedel yönünden herhangi bir hesaplama yapmamış, davacının FSEK m.68, f.l uyarınca talep edebileceği bedelin ancak bir hesap bilirkişisi tarafından helirlenebileceği sonucuna varmıştır.” şeklinde ek raporu mahkememize sunmuşlar.
Bilirkişi ek raporu taraflara tebliğe çıkartılmış, taraf vekilleri bilirkişi ek raporuna karşı süresinde beyanda bulunmuşlar, mahkememiz 11/07/2019 tarihli duruşmada taraf vekillerin beyanlmarı alınmış, davacı vekili; bilirkişi raporuna karşı beyanda bulunduklarını, 08/01/2015 tarihli dilekçelerindeki maddi manevi tazminat taleplerinin kabulüne karar verilmesini istemiş,
Davalılar vekili; Cevap dilekçelerini tekrar etmiş, bilirkişilerin bildirdiği %50 oranı kabul edilebilir oran olmadığını, Yargıtayın aradığı şartlar bilirkişi raporunda karşılanmadığı, bilirkişi raporunu kabul etmediklerini, davanın tümden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava———-sahipliğinden kaynaklanan telif hakkı ihlali nedeniyle akdin feshi, maddi ve manevi tazminat davasıdır. Mahkememiz tarafından Yargıtay —–. Hukuk Dairesinin 09/03/2017 tarih, ——- karar sayılı ilamı ile doğrultusunda 19.06.2015 tarihli heyet raporunda belirtilen ve büyük oranda intihal olduğu yönündeki görüşün oransal olarak belirlenmesi için rapor alınmış ve ek rapor içeriği ve Mahkememiz tarafından alınan 30.10.2013 tarihli bilirkişi raporu intihalin varlığı ve oranı hususunda örtüştüğü görülmüştür.Dosyada mevcut olan 11.11.2014 havale tarihli hesap raporunda da davacının mahrum kaldığı telif bedelinin 7.794,48 TL. olup,FSEK 68. Madde kapsamında 3 kat bedelin 23.383,44 TL. olarak belirlendiği anlaşılmıştır.Yapılan hesaplama Mahkememiz tarafından da uygun bulunmuş olup, intihal oranının % 50 oranında olması da değerlendirilerek davacının talep edebileceği maddi tazminatın,11.691,72 TL. olduğu anlaşıldığından davacının maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile FSEK 70. Madde kapsamında zenginleşme aracı olamakla birlikte,tarafların ekonomik ve sosyal durumları ,ihlalin ağırlığı,ölçülülük ilkesi gereğince davacı lehine 20.000,00 TL. Manevi tazminat takdir edilerek tazminat talepleri hakkında aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1-Mahkememizin ——–Karar sayılı ilamı doğrultusunda dava konusu taleplerden Sözleşmenin feshi, imha talepleri hakkında karar kesinleştiğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
2-Davacının maddi tazminat talebine yönelik olarak davanın Kısmen Kabulü ile 11.691,72 TL maddi tazminatın davalılardan müteselsilen talsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-Davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile, 20.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine fazlaya ilişkin kısmın reddine,
4-Alınması gereken 2.164,90 TL harçtan peşin alınan 1.687,30 TL harcın mahsubu ile 477,60 TL harcın davalılardan dayanışmalı olarak tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-Bozmadan önce davalılar tarafından yatırılan 1.276,20 TL bakiye karar harcının isteği halinde ve karar kesinleştiğinde davalılara iadesine,
6-Davacı vekiline avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince sözleşmenin feshi davası üzerinden takdir olunan 3.931,00 TL ücreti vekalet, maddi tazminat davasının kabul edilen kısmı üzerinden takdir olunan 3.931,00 TL ücreti vekalet ve manevi tazminat davasının kabul edilen kısmı üzerinden takdir olunan 3.931,00 TL ücreti vekalet olmak üzere toplam 11.793,00 TL ücreti vekaletin davalılardan müteselsil olarak tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-Davalılar vekiline maddi tazminatın reddedilen kısmı üzerinden avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca takdir olunan 3.931,00 TL ücreti vekalet ve manevi tazminat davasının reddedilen kısmı üzerinden takdir olunan 3.931,00 TL ücreti vekalet olmak üzere toplam 7.862,00 TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalılara ödenmesine,
8-Davacı tarafından yatırılan 1.687,30 TL peşin harç ve 24,30 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 1.711,60 TL harç giderinin davalılardan dayanışmalı olarak tahsili ile davacıya ödenmesine,
9-Davacı tarafından yapılan 1.318,65 TL yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranına göre, (%59) 778,00 TL’nin davalılardan dayanışmalı olarak tahsili ile davacıya ödenmesine, bakiye (%41) 540,65 TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,
10-Davalılar tarafından yapılan 2.069,00 TL yargılama giderinin davanın ret ve kabul oranına göre, (%41) 848,30 TL’nin davacıdan tahsili ile davalılara ödenmesine, bakiye (%59) 1.220,70 TL’nin davalılar üzerinde bırakılmasına,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde Yargıtay yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.