Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/101 E. 2019/40 K. 23.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/101 Esas
KARAR NO : 2019/40
DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 20/08/2015
KARAR TARİHİ: 23/05/2019
Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan haksız rekabetin tespiti, önlenmesi, maddi ve manevi tazminat davasının yapılan açık yargılama sonucunda;
İSTEM / Davacı vekili İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne sunduğu dava dilekçesinde; müvekkili şirket yetkilisi ———- ile 2 nolu davalı şirket yetkilisi … arasında 25.11.2008 tarihinde hisseleri yarı yarıa olacak şekilde ———– şirketini kurduklarını, …’nın internet sitesinin kurulum ve prosedürünü yürüttüğünü ve ————- isimli siteleri ortak şirket yerine kendi şahsı adına kurduğunu, 2013 Eylül ayında yapılan yazılı protokoller aralarındaki ortaklığın sona erdiğini, şirketin tüm isimlerinin isim haklarıyla birlikte ——- devredildiğini ve—— sayılı ticaret sicil gazetesinde tescil edildiğini—————— adlı sitenin ———-adlı sitenin ise …’ya ait olacak şekilde anlaşıldığını, yapılan bu sözleşmeye rağmen domain namelerini kendisinde tutan ..——— adlı siteyi ve sitenin uzantılı mail adresinden yapılan yazışmaları, müvekkili şirketin müşterileriyle yaptığı yazışmaları ve verilen fiyat tekliflerini görebildiği farkedilerek kendisine ihtar yapıldığını, davalının sitenin kullanımını engellediğini, …’nın her iki siteyi de kullanmaya devam ettiğini, İstanbul Anadolu 8. SHM’nin ——– D.İŞ sayılı dosyası ile bu durumun tespit edildiğini, davacı şirketin- tarihinde ——- numaralı “——— markasını tescil ettirdiğini, markayı tanıttığını, davalının her iki sitenin logosunda ——– logosu olmasına rağmen, içeriklerinde üzerinde davacıya ait logo bulunan reklam ve tanıtım amaçlı ürünlerin sergilendiğini, davalının bu eylemlerinin haksız rekabet teşkil ettiğini, ayrıca davalı …’ya ait e-posta adresi olan ———– hesabından atılan postalarda imza olarak ——— logosunun kullanıldığını, davalı …’nın ortaklık devam ederken 10/06/2013 tarihinde “——–markasını kendi adına tescil ettirmek için başvuru yaptığını, davacının ortaklık sona erdikten sonra itiraz etmesi üzerine tescilin yapılmadığını, davalının bu şekilde davacının müşteri kaybına ve itibar kaybına neden olduğunu belirterek, öncelikle davalı tarafın elinde bulundurduğu———– alan adlı sitenin domain ve kullanıma yarar tüm anahtar, şifre vs. gibi bilgileriyle beraber davacıya devrine, devrin mümkün olmaması halinde sitenin ve ilgili tüm uzantılarının kapatılmasına, 50.000,00 TL manevi ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak şartıyla 1.000,00 TL kazanç kaybının dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahdiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili, 12.07.2016 tarihli ıslah dilekçesi ile; maddi tazminat talebini 67.977,00 TL olarak artırmıştır.
İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, —— Esas ve —— Kara sayılı ——- tarihli karar ile 67.977,00 TL maddi tazminat ve 1.750,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş, karara karşı davalı tarafça istinaf yoluna başvurulması üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi’nin – E ve ——– K sayılı kararı ile davaya bakma görevinin Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi olduğu belirtilerek görevsizlik kararı verilmesi üzerine dosya mahkememize gönderilmiştir.
DAVAYA CEVAP / Davalı vekili cevap dilekçesi ile; ortaklar arasındaki ortaklık ilişkisinin ———Eylül ayında bittiğini, ————- tarihli protokolde davacının iddia ettiği gibi ———–sitesinin devrine ilişkin bir anlaşmanın olmadığını, davacının mail adresinden yapılan yazışmaları, müşteriler ile yaptığı yazışmaları ve verilen fiyat tekliflerini görebildiği iddiasının asılsız olduğunu, bahse konu sitelerin uluslararası domain kullanım haklarının başından beri müvekkili şirket ortağı …’nın şahsına ait olduğunu, buna rağmen müvekkilinin ——– sitesini kullanmadığını, ticari faaliyetini kendisine ait olan —— adlı siteden devam ettirdiğini,————–adresinin domain kullanım haklarının ve ———- markasının müvekkili …’ya ait olduğunu, haksız rekabet teşkil edecek bir eylemin bulunmadığını belirterek, açılan davanın reddini talep etmiştir.
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava, davacıya ait marka ve logoların davalılar tarafından internet sitesinde kullanıldığı iddiası ile açılan haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi ile maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Mahkememiz ——- K sayılı —– tarihli karar ile Davacı tarafından davalılar aleyhine açılan haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi ile maddi ve manevi tazminat alacağı davasının yapılan yargılaması sonucunda İstanbul Anadolu 4.Asliye Ticaret Mahkemesinin —-tarih, —–esas, ——— karar sayılı ilamı ile maddi tazminat talebinin kabulüne, manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verildiği, davalı taraflarca istinaf yoluna başvurulması üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14.Hukuk Dairesinin —————— tarih, —-Esas, —– Karar sayılı ilamları ile “HMK’nun 353/1-a-3 maddesi uyarınca kararı veren İlk Derece Mahkemesinin görevli olmadığı, görevli mahkemenin Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşılmakla, İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılmasına, dosyanın görevli İstanbul Anadolu Nöbetçi Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesine gönderilmek üzere kararı veren ilk derece mahkemesine aktarılmasına ” karar verildiği, kararın davacı vekiline 18.01.2017, davalı vekiline 04/01/2017 tarihinde tebliğ edildiği, HMK’nun 20/1.maddesine göre görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi hâlinde, taraflardan birinin, bu karar verildiği anda kesin ise bu tarihten, süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesinin gerektiği, aksi takdirde, bu mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği, Bölge Adliye Mahkemesinin görevsizlik kararının davacı vekiline 1—— davalılar vekiline ———– tarihinde tebliğ edilmesine rağmen taraflarca HMK 20/1.maddesi gereğince iki hafta içinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi dair talepte bulunulmadığı, dava dosyasının İstanbul Anadolu 4.Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından mahkememize talep olmaksızın re’sen gönderildiği anlaşıldığından, mahkememize usulünce açılmış bir dava bulunmadığından karar verilmesine yer olmadığına, dosyanın HMK 20/1.maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere İstanbul Anadolu 4.Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verildiği anlaşılmıştır.
Dosya davacı vekilince istinaf edilmiş ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin —————– K sayılı karar ile gönderme kararlarına karşı istinaf yolu kapalı olmakla başvururun usulden reddine karar verilmiştir.
İstanbul Anadolu (Kapatılan) 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’-
‘nin ——— Karar sayılı kararı ile; HMK 20/1 maddesinde düzenlenen iki haftalık süre içerisinde, gönderme talep edilmediğinden, mahkeme tarafından resen gönderildiği anlaşıldığından, “usulünce açılmış bir dava bulunmadığından karar verilmesine yer olmadığına, dosyanın HMK 20/1 maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine ” karar verdiği, karar her ne kadar istinaf yolu açık olarak verilmişse de, başvuru konusu kararın esasen “gönderme” kararı olduğu, 6100 Sayılı HMK 341/1 maddesinde düzenlenen istinaf yoluna başvurulabilecek nihai kararlardan yada geçici koruma tedbiri kararlarından olmadığı anlaşılmakla istinaf isteminin HMK 352. Maddesi gereğince usulden reddine karar verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinde; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14.Hukuk
Dairesi’nin ———— Karar sayılı kararı ile; “HMK’nun 353/1-a-3 maddesi uyarınca kararı veren İlk Derece Mahkemesinin görevli olmadığı, görevli mahkemenin Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşılmakla, İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılmasına, dosyanın görevli İstanbul Anadolu Nöbetçi Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesine gönderilmek üzere kararı veren ilk derece mahkemesine aktarılmasına ” kesin olarak karar verdiği, kararın davacı vekiline ——, davalı vekiline ——– tarihinde tebliğ edildiği, mahkemenin ——- tarihli yazısı ile, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14.Hukuk Dairesi’nin ———–tarihli kararı gereğince dosyanın Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’ne tevzi edilmesi için dosyayı Tevzi Bürosuna gönderdiği görülmüştür.
Dava dosyasında HMK 20.madde gereğince işlem yapılmak üzere Mahkemesine gönderilmesine rağmen İstanbul Anadolu 4. Ticaret Mahkemesi tarafından yeniden esas alarak görevsizlik kararı verilmiş ve dosya Mahkememize gönderilmiştir. İddia, savunma, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi’nin ——— Esas – ———- Karar sayılı kararı ilamı ile birlikte değerlendirildiğinde; HMK’nun 20/1.maddesinde; “görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi hâlinde, taraflardan birinin, bu karar verildiği anda kesin ise bu tarihten, süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesinin gerektiği, aksi takdirde, bu mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği” belirtilmiştir. Usul ekonomisi ve Yargıtay 20. Hukuk Dairesi’nin ——— K. Sayılı ———— tarihli kararında da belirtildiği üzere, görevsiz Mahkeme tarafından davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken, bu konuda karar vermeden dosyanın görevli Mahkeme’ye gönderilmesi halinde, dosyanın gönderildiği Mahkeme tarafından da davanın açılmamış sayılmasına karar verilebileceği hususu nazara alınarak, davanın açılmamış sayılmasına karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. HD.nin ———–
Karar sayılı dosyası üzerinden HMK. 353 /1-a-3 maddesi uyarınca karar veren ilk derece mahkemesinin görevli olmadığı, görevli mahkemenin Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşılmakla, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın görevli İstanbul Anadolu Nöbetçi Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesine gönderilmek üzere kararı veren ilk derece mahkemesine aktarılmasına karar verilmiş olup, taraflarca süresinde gönderme talebinde bulunulmadığından HMK. 20. Maddesine göre davanın Açılmamış Sayılmasına,
Alınması gereken 44,40 TL harçtan peşin alınan 870,96 TL harcın ve 1.144,00 TL ıslah harcının mahsubu ile fazla alınan 1.970,56 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Davalı kendisini vekille temsil ettiğinden; Karar tarihinde yürürlükte
bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, 3.931,00 TL vekalet ücretinin davacı tarafından alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının talepleri halinde ilgili taraflara iadesine,
Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın
tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/05/2019