Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/99 E. 2021/32 K. 02.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/99 Esas
KARAR NO : 2021/32

DAVA : Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/12/2018
KARAR TARİHİ : 02/03/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
İSTEM / Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin ——- kullanarak faaliyetlerine kesintisiz bir şekilde devam ettiğini, büyük yatırımlar yaparak sektörün en önde gelen şirketlerden bir haline geldiğini, müvekkili şirketin sektöründe haklı bir —-bulunduğunu, davalı şirketin ise müvekkili şirketin—– şirketin eski ortağı olan ——- olduğunu aynı zamanda ———-davalı şirketin eski ortaklarından olduğunu, tarafların unvanlarından da anlaşılacağı —— kullananın esasen müvekkili şirket olduğunu, müvekkilinin “————” markasını fiilen kullandığını geliştirmek için atılımlarda bulunduğunu ve dava tarihi itibariyle satış rakamlarını rekor seviyelere yükseltiğini, davalı şirket ortaklarından —– müvekkili şirketin paylarını ——– devrettiğini, davalı şirkete ait olan ——– markası,——– numaralı “———- numaralı “——— adına tescil edildiğini, daha sonra—- müvekkili şirketin ve davalı şirketin kurulması—— markası davalı şirkete, ——– müvekkili şirkete devredildiğini——–numaralı markanın daha sonra müddet olması nedeniyle devri yapılmamış —- marka tescili müvekkili şirket adına yapılarak müvekkilin şirketin markayı kullanmasının sağlandığını, bu devirlerin ve tescilinin —- markasının müvekkili şirket —– markasının ise davalı şirket tarafından kullanılmasının sağlanması olduğunu İstanbul —-. FSHM nin —— Esas sayılı doyasından alınan hem kök hem de ek raporda bu hususun tespit edildiğini, —-” markasının baştan itibaren gerçek hak sahibinin müvekkili olduğunu, müvekkili şirketin markasının davalı şirket tarafından tescil edilmeye çalışılmasının kötü niyetli olduğunu, dava konusu markanın müvekkili şirketin önceki markalarında yer alan mal ve hizmetleri aynen içermesi, müvekkili şirket adına tescilli markalara yakınlaşması, benzeşmesi yönünden iltibas ve haksız rekabet oluşturduğunu, davalı şirketçe kötü niyetle adına tescil edilmiş —— başvuru numaralı, ——- başvuru tarihli ———- ibareli markanın müvekkili—– ——– bakımından benzer olduğunun tespitine, kötü niyetli tescil edilen markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVAYA CEVAP / Davalı vekili cevap dilekçesi ile, Müvekkili şirketin———– markaların tek ve mutlak hak sahibi olup , Müvekkilinin——-nezdinde ——- ———— markalarının tescilli hak sahibi olduğunu, müvekkilinin————–unsurlu markaların mutlak ve gerçek hak sahibi olup müvekkilinin —– hak sahibi olduğu marka hakkına dayanarak sicilde adına tescil edilen ——- başvuru numaralı ———-marka tesciline yönelik açılan iş bu dava——— hukuken dinlenemez nitelikte olduğu gibi ki yine sunulan marka devir ve marka lisans sözleşmeleri ile davalının kötüniyeti açıkça sabit olduğunu, iş bu davanın yöneltilmesinin dürüstlük kuralına aykırılığı ve hakkın kötüye kullanılmasının—- —– olduğunu, davacının —————- olarak sadece kullanma hakkı verilen marka olan ————- —– marka tescillerinin kötüniyetli tescil niteliğinde olduğunun açık olduğunu resmi sözleşmeler ile devir ettiği ve lisans alarak kullanım sağladığı markaya yönelik müvekkilin marka hakkını gasbetmek —– açıklanamaz surette bu markaya yönelik gerçek hak sahibi olduğu yönündeki beyanlarının akıl ve izan dışı ve hukuken— iştigal eden beyan niteliğinde olduğunu, davacının müvekkiline karşı lisans alan sıfatına haiz iken marka lisans sözleşmesine aykırı ve kötüniyetli surette müvekkili markaları ile ayniyet arzeden surette marka tescil başvurularında bulunması üzerine lisans sözleşmesi haklı nedenlerle fesih edilmiş akabinde davalının kötüniyetli marka tescillerinin hükümsüzlüğü ve sicilden terkini taleplerini içerir İstanbul—— dosyası ile davacı şirketin kötüniyetli marka tescillerinin iptali talebi ile dava açıldığını, mahkemece hukuka aykırı surette hiçbir surette somut ihtilafa uygulanma şartları bulunmamasına karşın —– uygulanması gerektiğinden bahisle davalının markaları hakkındaki hükümsüzlük taleplerinin red edilmiştir ki karar hukuka aykırı olup kararın istinaf edildiğini, davacının gerçek hak sahipliği iddiasının hiçbir surette dinlenemeyeceğinin açık olduğunu, haksız ve hukuka aykırı davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / dava, davalı adına tescilli olan —— tescil numaralı ——– markasının hükümsüzlüğü davasıdır.
Dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, alınan 07/10/2019 tarihli bilirkişi raporunda; davacı ile davalı taraf markalarının tescilli oldukları sınıflarda göz önünde bulundurularak yapılan incelemede; taraf markalarının benzer olduğu, belirtilen sınıflar açısından benzer olduğu, aralarında iltibas ihtimalinin bulunduğu, ancak taraf şirketlerinin kurucuları ——— markalarının birlikte yaratıldığı, markaların yine taraf şirketler kurularak şirketlere devredildiği,——- şirketi tarafından fiilen kullanıldığı ve —— yılından itibaren ticaret unvanı ve marka olarak kullanıldığı, taraflarca fiilen ayrı ayrı kullanılan ——– yılına kadar marka sahipliğinin ——– şirketinde toplandığı, bu tarihten sonra markaların marka sahipliğinin devir ile ——- şirketine geçtiği, ancak yapılan—- süresiz lisans sözleşmesi ile yine kullanımın tamamen—- şirketine bırakıldığı, bu nedenle fili durumun da ——- şirketi tarafından kullanımına devam edildiği, 2007 yılından sonra tarafların farklı sınıflarda kapsama alarak başka markalar da tescil ettirmeye başladığı, ———– markaların tescil ettirildiği, bu durumun da hem tarafların marka paylaşımına devam ettikleri hem de birbirlerinin tescillerinden haberdar oldukları neticesine ulaşıldığını, bu durumun tescillerin kötü niyetle yaptırıldığından bahsedilemeyeceği, zira karşı tarafın kullanıma ve tescile onayının olduğu var sayılı ile gerçekleştirildiği, ayrıca devir ve aynı tarihte yapılan lisans sözleşmesinin tarafların fiili durumu korumaya yönelik iradelerini gösterdiği, bu nedenle taraf şirket kurucularının—– uygulanması gerektiği, ayrıca tarafların bu kadar uzun süre ihtilaf yaşamayarak markaları birlikte kullanmalarına, piyasada aynı tüketici gurubuna hitap etmelerine ve piyasada —– olarak anılmalarına, bu kanının oluşmasına sessiz kalarak izin vermelerinin ardından, hükümsüzlük davasının açılmasının hakkın kötüye kullanılması sayılabileceği, davacı ———– marka için marka hükümsüzlüğünün iptali, talebinin hükümlerinin oluşmadığı yönünde raporunu mahkememize sunmuştur.
Dosyaya sunulan ——Aleyhine açılan dava konusu ———— marka için marka hükümsüzlüğünün iptali, talebinin hükümlerinin oluşmadığının bildirir raporu mahkememize sunmuştur.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı, alınan bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; Dava davalı adına tescilli———- markasının gerçek hak sahipliği iddiası kötü niyetli tescil, ——- ve piyasada birlikte var olma ilkesine aykırılık nedeniyle hükümsüzlük talebine ilişkin olup, —— —– üretimi alanında ticari faaliyete başladıkları,— isimlerinin ——– markasını oluşturdukları, —-ibareli —- —– ibareli markayı hatta kendi adlarına tescil ettirdikten sonra bu defa —– sayılı markayı kendi adlarına tescil ettirdikleri, Üsküdar —- Noterliğinin —– sayılı sözleşme ile markaların ortaklaşa olarak kullanımı konusunda sözleşme yaptıkları, daha sonra —— ibareli markayı da kendi adlarına tescil ettirdikleri, —— tarihinde —– bir başka ortak ——– birlikte kurulduğu,—— her iki şirkete de ortak oldukları, Beşiktaş —. Noterliğinin —- yevmiye numaralı marka devir sözleşmesi—–sayılı—– ibareli markanın müddet olması nedeniyle devrinin yapılamadığı, daha sonra —- ibareli —- numaralı markanın tescil edilerek —– üzerine kayıt edildiği, bu tarihten sonra bu defa Ankara —. Noterliğinin —— tarafından davalı ——devredildiği, aynı tarihte devredilen bu markalardan—– markanın kullanımının süresiz olarak ———– olarak bırakıldığı, ayrıca marka sahibinin de markayı kullanmayacağının hüküm altına alındığı, Üsküdar —-. Noterliğinin ——— feshedildiği, hali hazırda davacı şirket adına—— numaralı markalar ile —–numaralı,—— numaralı,——- numaralı markaların tescilli olduğu, tescillerin ağırlıklı —- Sınıflarda olduğu, davalı adına ise davaya konu marka dışında ———- numaralı ——— markaların gösterildiği, öncelikle taraf markalarının ibare olarak incelendiğinde, esaslı unsurlarının —– olduğu, bu yönüyle birebir aynı olduğu, tescilli oldukları sınıflar bakımından, davaya konu markanın—- Sınıflarda tescilli oldukları, davacı tarafından dayanak yapılan markaların da aynı sınıflarda tescilli olduğu, benzerlik ve karıştırılma ihtimali yönünden, markaların birebir aynı olması ve tescil edildiği sınıflarında aynı olması, tarafların ticari faaliyetlerinin de aynı alanda olması nedeniyle ortalama tüketici nezdinde karıştırılma ihtimalinin olduğu, bu nedenle mahkememizce davacının hükümsüzlük taleplerinin haklı olup olmadığı, hükümsüzlük talebinde bulunup bulunamayacağı yönünden yapılan incelemede, gerçek hak sahipliği bakımından, davaya konu —- taraf şirketlerinin kurucuları olan —– tarafından oluşturulduğu, ilk —– yılında yapıldığı daha sonra davacı—— ibareli markaların davacı şirkete devredildiği, Yargıtay kararlarında da belirtildiği üzere markanın devredilmesinden sonra devralan markayı devredenin tüm hak ve yetkilerine sahip olur, bu anlamda davalı … —– markanın tüm hak ve yetkilerini devraldıktan sonra markanın gerçek hak sahibi olarak korunacağı ve buna göre de bu devir sözleşmesi ile gerçek hak sahipliğinin davalı—- Olduğu kanaatine ulaşıldı. Her ne kadar davacı vekili tarafından marka devir sözleşmesi ile aynı gün yapılan lisans sözleşmesi işaret edilerek devir sözleşmesinin muvazaalı olduğu iddia edilip gerçek hak sahipliğinin halen markaları devreden davacı —— Olduğunu iddia etmiş ise de, devir tarihinin 2001 yılı olduğu, ve bu tarihten beri devir ve devirden sonra düzenlenen lisans sözleşmesi kapsamında —- ibareli markanın davacı şirketçe kullanıldığı, marka devrinin muvazaalı olduğuna yönelik herhangi bir itiraz öne sürülmediği, buna ilişkin bir davada açılmadığı, kaldı ki işlem muvazaalı olsa bile muvazaalı işleri gerçekleştiren taraflardan birinin davacı şirket olduğu, hem muvazaalı işlemi gerçekleştirip hem de bu işlemin hükümsüz olduğunun ileri sürülmesinin de iyi niyet kuralları ile bağdaşmayacağı ve kötü niyetli bir davranış olarak değerlendirilmesi gerektiği, bu kapsamda Ankara —- Noterliğinin ——– ibareli markanın davalı şirkete devredilmesi ve daha sonra sözleşmeye dayanılarak markanın davalı şirket adına sicile kaydedilmesi karşısında anılan işlemlerin resmi işlemler olması ve aksinin ancak yazılı delil ile ispatlanması gerektiği, buna ilişkin aynı kuvvette yazılı bir delil ibraz edilmediğinden, marka devir sözleşmesinin geçerli olduğunun kabulünün gerektiği ve bu sözleşmeye dayanılarak yapılan marka devirlerinin ——— markalarının ilk ve gerçek hak sahibi olduğu kanaatine ulaşıldığı bu nedenle de gerçek hak sahipliği iddiasına dayalı hükümsüzlük talebinin reddine karar vermek gerektiği, kötü niyetli tescil iddiası yönünden ise asıl olan iyi niyet olup kötü niyeti iddia edenin bu iddiasını ispat etmesi gerekir, davacı kötü niyet iddiasına dayanak olarak davalı şirketin ——– numaralı marka başvurusunun reddedilmesi, İstanbul —- Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinde görülen ——Esas sayılı dosyası ile davacı adına tescilli markaların hükümsüzlüğüne ilişkin davanın reddedilmesi, yine davalı şirketin ———— unsurlu marka tescil başvurusunun reddedilmesi kararlarının gösterildiği, taraflar arasında piyasada birlikte var olma ilkesinin mevcut olduğunu fakat davalının buna aykırı davrandığını bu nedenle kötü niyetli olduğunu iddia etmiş, davacı tarafından kötü niyete dayanak olarak gösterilen ve dosyamız içine alınan mahkeme kararları incelendiğinde, red sebeplerinin dava konumuzdan farklı olduğu, davalı şirketin işletmesi ile ———-unsurları içeren ve önceki tescilli —– ile bağlantılı olduğu anlaşılan ve tescilli önceki markaların devamı niteliğinde bulunan davaya konu ——–markasının tescil ettirmesinin kötü niyetli bir davranış olarak değerlendirilemeyeceği, nitekim Yargıtay ——– Sayılı kararında da marka sahibinin önceki markaların —-şekilde yeni bir marka tescil hakkının bulunduğunun belirtildiği, gerek davacı şirket adına —–esas unsurlu markaların gerekçe davalı adına kayıtlı ——- esas unsurlu markaların devir tarihi —- yılından başlayarak markaların tescil tarihi itibariyle taraf şirketlerince kullanıldığı, bu kullanıma taraflarca rıza gösterildiği, yıllarca birlikte piyasada —– olarak anılıp bu şekilde faaliyet gösterdikleri, tarafların birbirlerine ait marka kullanımlarının uzunca bir süre sessiz kaldıktan sonra dava açılmasının hakkın kötüye kullanılması sayılacağı, bu nedenle koşulları oluşmayan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile eksik
alınan 23,40 TL Harcın davacıdan tahsiline, hazineye gelir kaydına,
3-Davalı vekiline —- Tarifesi gereğince takdir olunan 5.900,00 TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere
iadesine,
Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.