Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/674 E. 2023/687 K. 29.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/674
KARAR NO : 2023/687

DAVA : Ticari Şirket (Fesih İstemli)
DAVA TARİHİ : 02/02/2023
KARAR TARİHİ : 29/09/2023

—- Asliye Ticaret Mahkemesinin —–. Sayılı 13/07/2023 tarihli yetkisizlik kararı üzerine dosya mahkememize gönderilmiş ve mahkememizin yukarıda yazılı numarasına kaydı yapılmış olmakla incelendi ;

DAVA : Davacı vekili dava dilekçesi özetle ; —–bölgesinde tanıştığı ve ismi —– olarak bildirdiği şahıs ile yaptıkları görüşme sırasında bankadan adına kredi kullandırılabileceğini bunun için bir kısım işlemlerin yerine getirilmesi gerektiğini söylemesi ve yapılacak bütün işlemlerin usul ve yasalara uygun olarak yapılacağını beyan etmesi üzerine bu teklifi kabul ettiğini, bu şahıs ile birlikte notere gidip düzenlenen belgelere imza attıktan sonra birlikte —-Ticaret Odasına gidip şirketin kurulumu için lazım olan işlemler yerine getirilip tarafına imzalatıldığını, sonuç olarak adına——Şirketi kurulumu yapılmış olduğunu sonradan öğrendiğini, yapılan işlemin kredi ile ilgili olmadığını, adına başlatılıp sonuçlandırılan işlemlerin bir dolandırıcılık ile ilgili olduğunu düşündüğünü ve şirket faaliyetine başlanmamışken vergi kaydını kapatıp şirketin feshini sağlamak üzere—– Vergi Dairesine başvurup vergi kaydının kapatılmasını talep ettiğini, bu talebin uygun şekilde vergi kaydı kapatıldığını, ancak şirketin feshi ile ilgili Mahkemeden dava açılması ve alınacak karar ile birlikte —–Ticaret Sicil Odasına başvurulması gerektiğini, adına kurulan şirketin herhangi bir ortağı olmadığını, kandırılması nedeniyle kurulan bu şirket faaliyetine başlamadan vergi kaydının kapatıldığını, şirketin unvanı ile ilgili düzenlenen fatura vs belgeler kullanılmadığını, bunun yanı sıra şirketin hiçbir banka hesabı, üzerine kayıtlı taşınır – taşınmaz malı bulunmadığını, dolayısı ile faaliyetine başlanılmadan vergi kaydı sonlandırılmış olduğundan herhangi bir kuruma borcu da bulunmadığını, sonuç olarak şirketin yalnızca —– Ticaret Sicilinde kaydı bulunmakta olduğunu, bunun dışında herhangi bir faaliyet alanı bulunmadığından şirketin haklı nedenle feshini talep etme zorunluluğu doğduğunu, açıklanan işbu nedenlerle davanın kabulü ile haklı nedenle tasfiyesiz olarak şirketin feshini talep ettiği anlaşıldı.

İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava; Hukuki niteliği itibariyle dava dışı —— tasfiyesiz olarak feshine karar verilmesi istemine ilişkindir.Davacı … tarafından , hasımsız olarak —– haklı nedenle tasfiyesiz olarak feshi konusunda dava ikame edilmiştir.Mahkemece yapılan 13.07.2023 tarihli ön inceleme duruşmasında ; Davacı asil dava dilekçesinde özetle ; —– bölgesinde tanıştığı ve ismi—–olarak bildirdiği şahıs ile yaptıkları görüşme sırasında bankadan adına kredi kullandırılabileceğini bunun için bir kısım işlemlerin yerine getirilmesi gerektiğini söylemesi ve yapılacak bütün işlemlerin usul ve yasalara uygun olarak yapılacağını beyan etmesi üzerine bu teklifi kabul ettiğini, bu şahıs ile birlikte notere gidip düzenlenen belgelere imza attıktan sonra birlikte—– Ticaret Odasına gidip şirketin kurulumu için lazım olan işlemler yerine getirilip tarafına imzalatıldığını, sonuç olarak adına —– Şirketi kurulumu yapılmış olduğunu sonradan öğrendiğini, yapılan işlemin kredi ile ilgili olmadığını, adına başlatılıp sonuçlandırılan işlemlerin bir dolandırıcılık ile ilgili olduğunu düşündüğünü ve şirket faaliyetine başlanmamışken vergi kaydını kapatıp şirketin feshini sağlamak üzere —– Vergi Dairesine başvurup vergi kaydının kapatılmasını talep ettiğini, bu talebin uygun şekilde vergi kaydı kapatıldığını, ancak şirketin feshi ile ilgili Mahkemeden dava açılması ve alınacak karar ile birlikte—–Ticaret Sicil Odasına başvurulması gerektiğini, adına kurulan şirketin herhangi bir ortağı olmadığını, kandırılması nedeniyle kurulan bu şirket faaliyetine başlamadan vergi kaydının kapatıldığını, şirketin unvanı ile ilgili düzenlenen fatura vs belgeler kullanılmadığını, bunun yanı sıra şirketin hiçbir banka hesabı, üzerine kayıtlı taşınır – taşınmaz malı bulunmadığını, dolayısı ile faaliyetine başlanılmadan vergi kaydı sonlandırılmış olduğundan herhangi bir kuruma borcu da bulunmadığını, sonuç olarak şirketin yalnızca —–Ticaret Sicilinde kaydı bulunmakta olduğunu, bunun dışında herhangi bir faaliyet alanı bulunmadığından şirketin haklı nedenle feshini talep etme zorunluluğu doğduğunu, açıklanan işbu nedenlerle davanın kabulü ile haklı nedenle tasfiyesiz olarak şirketin feshini talep ettiği anlaşıldı.
Davacı asilden soruldu : dava dilekçemizi tekrar ederiz dedi.
Davanın; şirket ortağı olmadığının tespiti ve şirketin haklı nedenle fesih talebinden ibaret olduğu anlaşıldı. Şeklinde duruşma tutanağına geçirilmiş, Uyap kayıtlarına da mahkemece davalı olarak şirket giriş yapılmıştır.Oysaki davacı tarafından açılan iş bu davada haklı nedenlere dayalı olarak şirketin feshi istenilmiş, duruşmadaki talebi dava dilekçesini tekrar ile birlikte şirketin feshinin istenildiği, ancak dava dilekçesinde feshi istenilen şirketin hasım gösterilmediği görülmüştür.
HMK 115 madde hükmü gereğince mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.HMK 114/1-d madde hükümlerinde, tarafların taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları dava şartı olarak düzenlenmiştir. HMK 50 madde hükmü gereğince taraf ehliyeti medeni haklardan yararlanma ehliyetine sahip olan davada da taraf ehliyetine sahiptir.Mahkemenin taraflar arasında dava konusu hakkın esası hakkında bir karar verebilmesi için, bu kişilerin o davada gerçekten davacı ve davalı sıfatlarına sahip olmaları gerekir.Bir davada taraf olarak gösterilen kişiler, taraf ve dava ehliyetine ve davayı takip yetkisine sahip olsalar bile, taraflardan birinin o davada gerçekten davacı ve davalı sıfatı yoksa, davanın esası hakkında bir karar verilemeyeceğinden, dava sıfat yokluğundan (husumetten) reddedilir. Taraf sıfatı usul hukuku sorunu olmayıp, dava konusu sübjektif hakkın özüne ilişkin bir maddi hukuk sorunu olduğundan taraf sıfatının yokluğu, davada taraf olarak gözüken kişiler arasında dava konusu hakkın doğumuna engel olduğu için def’i değil, yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülmesi mümkün ve mahkemece de kendiliğinden nazara alınması zorunlu bir itiraz niteliğindedir.
Davacı tarafından, feshi istenilen şirket hasım gösterilmek suretiyle dava açılması gerekir iken, hasımsız olarak açılmıştır.
Bu nedenle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmış ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere :
1-Davanın dava şartı yokluğu nedeniyle REDDİNE,
HARÇLAR
2-Alınması gerekli 269,85 TL harcın davacı tarafından dava açılışı sırasında yatırılan 179,90 TL harçtan mahsubu ile, eksik bakiye 89,95 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
YARGILAMA GİDERLERİ
3-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bıraklımasına,
4-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
HMK 138 maddesi gereği dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda kararın davacı tarafa tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile —- Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.