Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/381 E. 2023/757 K. 19.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/381
KARAR NO : 2023/757

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 27/05/2023
KARAR TARİHİ : 19/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

Yukarıda adı ve adresi yazılı davacı tarafından açılan hukuk davasının 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 9. Maddesi gereğince Türk Milleti adına yargılama yapmaya görevli ve yetkili —–. Asliye Ticaret Mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda aşağıda gerekçesi yazılı hükme ulaşılmıştır.

DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davalı borçlunun sürücüsü ve maliki olduğu —–plakalı aracın %100 kusuru ile müvekkili şirket sigortalısı ——- plakalı araca verdiği hasara ilişkin trafik poliçesi teminat üstü kalan tutara ilişkin kasko poliçesinden ödenen tutarın tazmini doğrultusunda müvekkili şirket tarafından davalı aleyhine —-. İcra Müdürlüğünün —— Esas sayılı dosyası ile girişilen icra takibine ilişkin davalı tarafından yapılan haksız itirazın iptaline, fazlaya ilişkin alacak ve talep haklarımız saklı kalmak kaydıyla, takip konusu alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek yasal (sonradan lehlerine değişen ve artan oranlarda) faiziyle birlikte takibin devamına ve davalıdan alınarak müvekkili şirkete verilmek üzere davalılar aleyhine alacağın % 20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine ve İ.İ.K 257 maddesi doğrultusunda davalıya ait——plakalı ait aracın ve borcun karşılanmasına yetecek tutarda davalının menkul ve gayrimenkullerin ihtiyati haczine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; aracının ticari vasıf taşımaması nedeniyle görevsizlik kararı verilmesini, görevli mahkemelerin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, kendi sevk ve idaresinde olan —–plakalı arçla 28.10.2021 tarihinde davacıya ait—— plakalı araçla çarpışma sonucu trafik kazası meydana geldiğini, davacı tarafça dava açmadan önce —– Plakalı aracı ile davacı şirket sigortası—– plakalı araca verilen hasar ilişkin trafik poliçesi sigorta şirketinin talep ettiği evrakların sigorta şirketi gerekli ödemeleri yaptıktan sonra ek bahanelerle trafik poliçesi teminat üstü kalan tutar kasko poliçesinden ödenen tutarın tanzimi adı altında—-. İcra müdürlüğü —– Esas sayılı dosya ile icra takibi başlatıldığını, yapılan takibe haklı nedenlerle itirazda bulunduğunu, eğer davacının bir tutar alacağı varsa aracın sigorta şirketinin muhatabı olduğunu, zorunlu olarak her sürücü tarafından yaptırılması gereken trafik sigortasının, kaza meydana geldiğinde karşı tarafın maruz kaldığı hasarı karşıladığını, dolayısıyla hasar ödemelerinin sigortalı kişinin sigorta şirketi tarafından karşılanacağını, kaza sonrası araçtaki değer kaybının sigorta şirketinden talep edilmesinin mümkün olduğunu, tüm bu nedenlerle davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, İİK’nun 67/1 maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır.
Mahkememizce; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek; taraf vekillerinin vermiş olduğu dilekçeler, ibraz ettikleri tüm deliller, —–. İcra Müdürlüğü’nün —–Esas sayılı dosyası, tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.—–İcra Müdürlüğü’nün —— Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine 19.035,76-TL Asıl Alacak, 760,39-TL işlemiş Faiz olmak üzere toplam 19.796,15-TL’nin tahsiline yönelik icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya 22/12/2022 tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafından 23/12/2022 tarihinde icra takibine itiraz edildiği, davanın yasal 1 yıllık süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Davanın, “Kara Araçları Genişletilmiş Kasko Sigorta” poliçesi ile sigortalı aracın, trafik kazasında hasara uğraması nedeniyle dava dışı sigortalısının zararını ödeyen sigorta şirketinin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1472. maddesi uyarınca ödediği tazminatın rücuen tahsiline ilişkin olduğu, 6100 sayılı HMK’nın 1.maddesine göre göreve ilişkin kuralların kamu düzenine ilişkin olduğu, 6100 sayılı HMK’nın 114/1-c bendi ile mahkemenin görevli olmasının dava şartı olarak kabul edildiği, 115/1. maddesine göre de mahkemenin dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştıracağı, dava tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’ nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; bu Kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davalarının ticari dava sayılacağı, 6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca ticari davaların asliye ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanacağı, sigortacının halefiyete dayalı olarak açacağı rücuen tazminat davalarında, görevli mahkemenin belirlenmesi konusunda; 22.03.1944 tarih,—-Esas, —– Karar sayılı (03.07.1944 tarihli —– yayınlanan) Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında “sigortacının halefiyete dayalı açtığı davanın aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” ilkesinin benimsendiği, buna göre; sigortacının halefiyete dayalı olarak açtığı davada, davanın nitelendirmesi yapılırken, davacının sigortalısı ile zarara neden olduğu iddia edilen arasındaki hukuki ilişkiye bakılması gerekeceği, somut uyuşmazlıkta sigortalısına hasar bedelini ödeyen davacı sigorta şirketinin kusuru bulunduğunu iddia ettiği davalı aleyhine ödediği hasar bedelinin tahsilini dava ettiği, mezkur İBK kararı uyarınca değerlendirme yapıldığında davacı ve davalı arasında doğrudan bir hukuki ilişki bulunmadığından halefiyet kuralı gereğince sigortalı ile davalı arasındaki hukuki ilişkiye göre görevli mahkemenin belirlenmesinin gerekeceği, davacı şirketin haklarına halef olduğu sigortalısı ile davalı arasındaki uyuşmazlığın, haksız fiil niteliğindeki trafik kazasından kaynaklandığı gibi davalının gerçek kişi olduğu, dava dışı sigortalının ise tüzel kişi şirket olduğu, araçların da hususi olduğu, bu durumda halefiyet şartları çerçevesinde somut dosya incelendiğinde dava dışı sigortalı olan —— adına kayıtlı olan ve davacı tarafından kaskolanan—— plakalı aracın hasarı sebebiyle davalıya açacağı davanın ticari dava niteliğinde olmadığı, davalının tacir olmadığı netice olarak TTK’nın 4/1. maddesinde açıklandığı şekilde her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan bir dava bulunmadığı, (bknz: —– Bam —–.H.D —–Esas——Karar,—– Bam —–.H.D—–Esas——Karar) ihtilafın çözümünde Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu anlaşılmış olup davanın görevsizlik sebebiyle usulden reddine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan HMK’nun 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca DAVANIN USULDEN REDDİNE,
2-Yasal sürede başvurulması halinde dosyanın görevli —–Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK’nun 331/2 madde gereğince süresi içerisinde müracaat yapıldığı takdirde yargılama giderlerine gönderilen mahkemece dikkate alınmasına,
4-Kararın kesinleşmesinden itibaren HMK’nun 20/1-son cümle gereği dosyanın iki haftalık süre içerisinde görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin istenilmemesi halinde DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesi için dosyanın yeniden ele alınmasına,
Dair, davacı vekili ve davalı —-yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde—–BAM nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.