Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/374 E. 2023/633 K. 19.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2023/374 Esas
KARAR NO: 2023/633
DAVA: Alacak (Ticari İşletmenin Satılması Veya Devrinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 25/05/2023
KARAR TARİHİ: 19/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari İşletmenin Satılması Veya Devrinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

DAVA:Davacı vekili dava dilekçesi özetle ;Müvekkillerinden——– de aralarında bulunduğu ——- yılında, inşaat faaliyetlerinde bulunup elde edilen kârı eşit şekilde ——– paylaşmak ve işleri büyüterek ekonomik menfaat elde etmek amacıyla bir adi ortaklık kurulduğunu, buna göre kardeşlerden -halihazırda- —— iştiğal eden———- sermayelerini, inşaat mühendisi olan—- emeğini katılım payı olarak koyduğunu,——— tarihinde vefat etmesiyle adi ortaklık sona erdiğini, Ekonomik olarak ticaret yaparak para kazanan abisi ——– ve kardeşi———bağlı olan ——inşaat mühendisi olduktan sonra bu 2 kardeşi ile inşaat faalıyetlerinde bulunup kâr elde etmek, bu kârı zaman zaman paylaşmak ancak paylaşımdan ziyade sermaye artırarak ekonomik menfaat sağlamak amacıyla bir ortaklık kurduğunu, ——-yılında kurulan bu ortaklığa, ticaretle uğraşan —-nakdi yatırımlarda bulunurken inşaat mühendisi ——emeğini koyduğunu, —– bu ortaklık ve sonradan kurulan şirketler; ——– tacir olması ve—— de kendi işleri sebebiyle yaşadığı ticari yoğunluğu dikkate alınarak, —— inşaat mühendisi olması sebebiyle, yeni bir alanda yapılacak yatırım ve işlerin— uzmanlık alanına girdiği de göz önünde bulundurularak —- üzerinden yürütülmüş, yönetici ortak olarak ——–seçildiğini, Müteahhitlik faaliyetleriyle başlayan ortaklığın, inşaat mühendisi kardeş üzerinden yürütülmesi bu kardeşler açısından çok makul olduğu gibi hayatın olağan akışına da oldukça uygun bir tercih olduğunu, Ortaklardan ———–yılında vefat etmesi üzerine —– payına düşen 1/3 hisse; —–mirasçıları olan eşi——- ve beş çocuğu üzerinden devam ettiğini, Nitekim vefatından sonra ——- faaliyetlerini de eşi —–yürütmüş ve ortaklığın paraya ihtiyacı olduğu dönemlerde —, direkt ortaklığı yöneten ——– toplam 162.000-TL ve 100.000-USD gönderdiğini, Kardeşlerden; ömrü boyunca evlenmeyen ve çocuk sahibi de olmayan ———- 03.07.2022 tarihinde vefat etmesi üzerine adi ortaklık sona erdiğinden tasfiyesi gerektiğini, Müvekkillerinden —— hariç tüm davacılar ile bütün davalılar,——- kanuni mirasçıları olup davalı mirasçılarla adi ortaklığın tasfiyesi hususunda anlaşma sağlanamadığından bahisle adi ortaklığın feshini talep ve dava etmiştir.

CEVAP:Davalı —— cevap dilekçesi özetle ; ———- böyle bir ortaklıktan haberdar olmadığını, hastalık döneminden önce kendi iradesi ile hiçbir mülkünün kullanımına dahi izin vermediğini, açılan iş bu dava ile tereke davasını durdurmak istediklerini, davanın reddini talep etmiştir.Davalı ——— vekili cevap dilekçesi özetle ; Öncelikle huzurdaki davanın zamanaşımına uğradığını, zira, davacılar, murisin ölümünden sonra, farazi bir iddiada bulunarak, aslında murisin ,tüm malvarlığına ortak olduğundan bahisle ütopik bir iddiada bulunduklarını, Davacıların madem böyle bir iddiaları vardı, neden 50 sene, muris ———– ölmesini bekleyip bu iddiada bulunduklarını da açıklamaları gerektiğini, işbu iddia TTK’ya göre, zamanaşımın uğramış olup, zira hiçbir maddi somut bir delille de desteklenmediği, ispatlanmadığı için farazi, mesnetsiz, dedikodu mahiyetinde bir iddia olmaktan öteye gitmediğini, davacı, halihazırda tereke miktarının 3/2 sini talep etiği ve terekenin miktarı halihazırdaki haliyle enaz 980 milyon TL olduğuna göre, davacı öncelikle eksik harcı tamamlaması gerektiğini, davacıların böyle bir iddası var, o vakit, murisin, tüm borçlarına da iddiaları oranında ortak olduğuna karine teskil eden bu muvafakatlarına göre, murisin borçlarını da, iddia ettiği oranda üstlenmesini gerektiğini, zira, murisin———–hayatının son günlerini akıl sağlığı yerinde olmayarak, dolayısıyla ticari faaliyetlerini yürütemeyecek sekiklde gecirmiş olup, bu kadar basiretli bir tacirken, borca batık olarak yaşamaya başladığını, çektiği kredileri ödeyemediği için, bazı gayrımenkulleri, satış aşamasına gelmiş, işbu borçlar, mallar yok pahasına gitmesin diye, davalılardan ——— tarafından ödendiğini, davacılar madem mallar ortaktı, neden borçları ödememesi durumu bile tüm iddlaların asılsız olduğuna karinendir. Zira adi ortaklıklarda, ortaklık iddiasına bulunanlar, tüm malvarlığıyla ve müteselsilen borçlardan da sorumlu olduğunu, muris ——-, toplamda 8 kardeş olduğunu, eğer , aralarında böyle bir adi ortaklık ilşkisi olsaydı, diğer kardeşler mutlaka bilgi sahibi olurdu. kaldıki, muris, yapı olarak da, ortaklık müessesenine karsı bir insan olduğunu, Zirai TTK gereğince, bir———- kurmak için gereken ortrak sayısını sağlamak için, kardeşleri ———- usulen çok düşük bir hisseyle, diğer kardeşlerini ortak ettiği zamanlar olduysada, hemen akabinde, onlara ait hissleleri satın olarak tek ortak olarak kalmayı tercih ettiğini, bu sebeple de davacının aksine olan iddiasına itibar edilemeyeceğini, açıklanan nedenlerle Maddi dayanaktan yoksun ve mesnetsiz, Haksız ve kötüniyetli davanın, öncelikle ZAMANAŞIMINA UĞRAMIŞ OLMASI ile, yasa ve usule aykırı olması sebebiyle reddini talep etmiştir.Bir kısım davalılar—— diğerleri vekili ————– cevap dilekçesi özetle ; Davacıların kurguya dayalı sözde ortaklık için yaptıklarını iddia ettikleri ödemeler, sundukları defter sayfalarına dayanarak ileri sürdükleri her türlü alacak talepleri ve hak talepleri zamanaşımına uğradığını, öncelikle bu sebeple davacların taleplerinin reddini, davacıların ikame ettiği kurguya dayalı sözde ortaklığın tespiti, feshi ve tasfiyesi davasının reddine, tasfiye talebine bağlı, sözde ortaklık mallarının tespiti, katılım paylarının rayiç değerlerinin ortaklara ödenmesi, ortaklık karının (mallarının) 1/3 payın ————– 1/3 payın ———— mirasçılarına verilmesi ve iddia edilen sözde adi ortaklık gerçekmiş gibi ileri sürülen tasfiyeye dayalı tüm taleplerinin reddini, davacılar, Muris’in babası———– bulunan dükkandan elde ettiği gelir sayesinde edindikleri sermayeyi yine babalarının isteği üzerine,———– payın denkleştirilmesi amacıyla yaptıkları ödemeyi, kurguya dayalı ortaklığa yatırdıkları sermaye olarak nitelendirmişlerdir. Dolayısıyla, maddi ve hukuki gerçeğe uymayan sözde ortaklık sermayesinin güncel hesaplamasının yapılarak——- ve ———- mirasçılarına verilmesi taleplerinin reddini, belirsiz alacak taleplerinin reddine, ——aldığı vekaleti kötüye kullanarak terekeden kaçırdığı 15 adet dairenin terekeye iadesi için, ————— Muris’e ait —–paylarının —— aldığı yönetim kurulu kararıyla kendi üzerinde ve kardeşi üzerine devretmesi kararına karşı karşı ——-sayılı dosyasına bağlı olarak açılan davaların sonucunun, işbu davayı etkileyecek olması sebebiyle, bu davalarla ilgili verilecek kararların kesinleşinceye kadar HMK m. 165 hükmü gereği, yargılamanın bekletilmesine, davacıların dosyaya sundukları defter sayfalarının, sözde adi ortaklığın delili niteliklerini taşımaması sebebiyle de davanın reddini, muris, taşımazlarını yıllarca kiraya vermediğini, bu durumu açılığa kavyuşturmak için son 20 yılla ilgili gayrimenkul iradına ilişkin beyannamelerin celbini, davanın reddini istemiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:Dava, adi ortaklığın tesbiti, feshi ve tasfiyesi talebine ve belirsiz alacağın davalılardan tahsiline karar verilmesi isteğine ilişkindir.
Eldeki dava, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01/07/2012 tarihinden sonra 25/05/2023 tarihinde açılmıştır.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre; bir davanın ticari dava sayılması için, uyuşmazlık konusu işin, taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin bakacağı yönünde düzenleme olmalıdır. Yine, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19. maddesinin ikinci fıkrası gereğince, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir.
Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir.
6335 Sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5 inci maddesi uyarınca, ticari davalar Asliye Ticaret Mahkemeleri’nce görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, Asliye Ticaret Mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir.
Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 Sayılı HMK’nun 1. maddesi gereğince kamu düzenine ilişkin olduğundan, ilk derece mahkemesi, istinaf ve temyiz aşamasında re’sen incelenir. Davacılar —— tarafından, davalılar——–mirasçıları aleyhine müvekkillerinden — de aralarında bulunduğu üç kardeş ———- yılında inşaat faaliyetlerinde bulunup elde edilen karı eşit şekilde———- paylaşmak ve işleri büyüterek ekonomik menfaat elde etmek amacıyla bir adi ortaklık kurduklarını, buna göre kardeşlerden hali hazırda ticaretle iştigal eden —– sermayelerini, inşaat mühendisi olan—- ise emeğini katılım payı olarak koyduğunu, ortaklardan ——–tarihinde vefat etmesiyle adi ortaklığın sona erdiğini belirtip, adi ortaklığın feshinin mahkeme tarafından tespiti ile adi ortaklığın tasfiye edilmesini, ortaklık mallarının tespit edilmesini ortakların katılım paylarının tespit edilerek bu payların rayiç değerinin ortaklara ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Yapılan bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; mahkememizce tarafların esnaf-tacir araştırmasının yapılabilmesi için ilgili yerlere müzekkereler yazılmış, gelen yazı cevaplarına göre ; ——— tarihlerinde mükellif olduğu ve 2. Sınıf tüccar olduğu, daha sonrasında şirket ortaklıklarının olduğu,——— ölüm tarihi itibariyle —- olduğu,—–ölüm tarihi olan—- tarihi itibariyle —– ortağı olduğu,——— gerçek kişi ticari işletme kaydının bulunmadığı, sadece şirket ortağı olmakla kişinin tacir sayılmayacağı, dava tarihi itibariyle dava konusu adi ortaklığın ortaklarının tacir olmadığı belirlenmiştir.Bu açıklamalar sonucunda somut uyuşmazlığa bakıldığında, tüm tarafların tacir olmadıkları, Ticaret Kanunundan kaynaklanan bir uyuşmazlık bulunmadığı belirlenmiştir.Tekmil dosya kapsamından dosyamız taraflarının ikisinin de tacir olmadığı, gerçek kişi tacir olmadığı,————–bu hali ile dava tarihi itibariyle tarafların gerçek kişi tacir kaydının bulunmadığı, şirket ortağı olmakla tacir olmadıkları mahkememizce anlaşılmış ,taraflar arasındaki uyuşmazlığın TBK’da düzenlenen adi ortaklık ilişkisinden kaynaklı olduğu, tarafların TTK’da düzenlendiği gibi tacir sıfatını taşımadığı, adi ortaklığın konusunun gelir elde etmek olmasının, davayı kendiliğinden ticari dava haline getirmeyeceği ve TTK’da ön görülen, tarafların her ikisinin de tacir olması koşulunun davada oluşmadığı, tarafların her ikisinin de tacir olmaması durumunda uyuşmazlığın çözümünde genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu mahkememizce anlaşılmış ve mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir. ————-

HÜKÜM : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere :
1-TTK 5/3. ve HMK.114/c maddeleri uyarınca mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-HMK.’nun 20.maddesi uyarınca, iş bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki haftalık süre içinde başvuru halinde, dava dosyasının GÖREVLİ ———— NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK.’nun 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine, davada ilgili mahkemede devam edilmediği durumunda talep halinde bu konuda karar verilmesine,
4-Kararın taraflara tebliğine,
HMK 138 maddesi gereği dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile ————- Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.19/09/2023