Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/285 E. 2023/956 K. 13.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2023/285 Esas
KARAR NO: 2023/956
DAVA: Ticari Şirket (Pay Defteri Kaydına İlişkin)
DAVA TARİHİ: 18/04/2023
KARAR TARİHİ: 13/12/2023

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Pay Defteri Kaydına İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

DAVA : Davacı vekili dava dilekçesi özetle ; Davalılardan ——- şirketinin 31.12.2020 tarihli genel kurul toplantısında alınan sermaye artırımı kararı uyarınca şirketin sermayesi iç ve dış kaynaklar kullanılarak 110 milyon TL’ye çıkarıldığını, bu meblağın dış kaynaklardan ve nakit olarak artırılan kısmı olan 21.380.660,76 TL’nin dörtte biri, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (kısaca “TK”) m. 459/3 ve 344 hükümlerine uygun olarak artırımın tescilinden önce peşinen ödenmiş, bakiye sermaye taahhütlerinin ise 24 ay içinde ödenmesi kararlaştırıldığını, artırım kararının sonrasında, müvekkili ———-, diğer davalı babası ———- bakiye sermaye borcunu ifa edebilmesi için kendisine 5.708.154 TL borç vermiş; böylece ——— dış kaynaklardan artırım yolu ile oluşan paylara yönelik sermaye borcunu yerine getirdiğini, daha sonra davalı ——— ile müvekkili, söz konusu borcun karşılığı olarak, ——— ait bir kısım ——- paylarının müvekkiline devredilmesi konusunda anlaştığını, bu doğrultuda taraflar bir araya gelerek, 28.02.2023 tarihli Anonim Şirket Pay Devir Sözleşmesi ile ——— ait, her biri 1 TL nominal değerdeki senede bağlanmamış (çıplak) 5.708.154 adet ——— payını müvekkiline devrettiğini, devir keyfiyeti ——— Noterliği aracılığıyla düzenlenen 03.03.2023 tarih ve——– yevmiye no.lu ihbarname ile davalı şirkete bildirilmiş, beraberinde hisse devir sözleşmesinin bir örneği ibraz edilmiş ve devir konusu payların pay defterinde müvekkil adına kaydedilmesi talep edildiğini, davalı şirket ise bu ihbarnameye cevaben, ———- Noterliğinin 24.03.2023 tarih ve ———- yevmiye no.lu ihtarnamesi ile “söz konusu hisse bedelinin ödenip ödenmediğine ilişkin herhangi bir somut bilgi ve belge bulunmadığını, TK m. 493/1’deki “Şirket, esas sözleşmede öngörülmüş önemli bir sebebi ileri sürerek veya devredene, paylarını, başvurma anındaki gerçek değeriyle, kendi adına veya diğer pay sahipleri ya da üçüncü kişiler hesabına almayı önererek, onay istemini reddedebilir” hükmü uyarınca, şirket yönetim kurulunun 10.03.2023 tarih ve ——— toplantı no.lu kararı ile ——— yapılan devir işlemi ve devir konusu payların pay defterine işlenmesi talebinin reddedilmesine, devre konu payların yönetim kurulu üyeleri ——— ve ——— tarafından satın alınmasının önerilmesine karar verildiğini,bu sebeplerle müvekkilinin talebine ilişkin olarak şirketçe yapılacak herhangi bir işlemin bulunmadığını bildirdikleri, davalı şirketin red gerekçelerinin hukuken mesnetsiz olduğunu, açıklanan nedenlerle müvekkilinin devraldığı 5.708.154 adet pay ile ilgili olarak pay sahibi sıfatının tespiti ile pay defterine bu sıfatla hükmen kaydedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesi özetle ; Taraflar arasında imzalanan 28/02/2023 tarihli Anonim Şirket Pay Devir Sözleşmesine doğrultusunda, satış yapıldığına dair devir işlemine ilişkin herhangi bir ödeme makbuzu, banka makbuzu vs sunulmamış olması da yapılan devir işleminin üçüncü kişileri aldatmaya yönelik muvazaalı bir işlem olduğunu ortaya koyduğunu,
Müvekkili şirket dünyanın en büyük kompresör üretici firmalarından birisi olduğunu, ——– dışında bir çok ülkede fabrikaları bulunan, yıllık ihracat rakamları ile ——— çok büyük katma değer sağlayan, sadece ——— yüzlerce kişiye istihdam sağlamış makine sektörünün önde gelen firmalarından bir tanesi olduğunu, bu büyüklüğe de işini doğru yapması, hukuka uygun davranması ve ticari olarak kalite ve güven esaslarını benimsemiş olması hasebiyle geldiğini, ancak davacılar ve dava dışı ——— müvekkil şirket hissedarı ve yönetim kurulu üyeleri ve aynı zamanda müvekkil şirketin ulusal ve uluslararası büyümesini sağlayan ——— ve ——– dolayısıyla müvekkil şirketi ticari anlamda zor duruma düşürmek ve yapılacak yatırımlar ile büyümelerin önüne geçebilmek ve bundan da menfaat elde edebilmek amacıyla hukukun tüm kurallarını çiğnediklerini, Türk Medeni Kanunu Madde 2’ye göre “Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz.” denilerek dürüstlük kuralı hüküm altına alınmıştır.Yine TMK madde 3’te ise “Kanunun iyiniyete hukukî bir sonuç bağladığı durumlarda, asıl olan iyiniyetin varlığıdır. Ancak, durumun gereklerine göre kendisinden beklenen özeni göstermeyen kimse iyiniyet iddiasında bulunamaz.” iyiniyetten bahsedilmektedir.Davacı ve davalı ——— tarafından yapılan işlemlerin muvazaalı, iyiniyetten yoksun ve dürüstlük kuralına aykırılık teşkil eden işlemler olduğunu, dürüstlük kuralına aykırı bir durum varsa hukuk düzeni bu hususu korumaz. Hisse devri işleminin ise dürüstlük kuralına aykırı olduğu devir işleminin önce satış olduğunun bildirilmesi sonrasında ancak sermaye koyma borcunun davacıdan alınan borç ile ödendiğinin de belirtilmesi ile ortaya çıkmıştır. Bu husus ayrıca muvazaalı bir devir yapılmaya çalışıldığını da gösterdiğini, Bir hak, dürüstlük kuralına aykırı kullanılırsa kötüye kullanılmış olur. Bu açıdan dürüstlük kuralı ve hakkın kötüye kullanılması yasağı birbirine bağlıdır. Bir hakkın kötüye kullanıldığını kabul etmek için failin kusurlu olması ve özellikle zarar verme kastının bulunması zorunlu bir unsur değildir. Hakkın kötüye kullanılmasına dair birçok olayda böyle bir kastın varlığı, bunun zorunlu bir unsur olduğunu göstermez. Hisse Devri İşleminin Hukuka Aykırılığı;———sayılı kararı ile “6102 sayılı TTK’nın “borsaya kota edilmemiş nama yazılı paylar” başlıklı 493/1. maddesinde şirketin, esas sözleşmede öngörülmüş önemli bir sebebi ileri sürerek veya devredene, paylarını, başvurma anındaki gerçek değeriyle, kendi veya diğer pay sahipleri ya da üçüncü kişiler hesabına almayı önererek, onay istemini reddedebileceği düzenlenmiştir. Bu maddeyle anonim şirkete, devre konu olan pay senetlerini gerçek değer üzerinden devralma önerisinde bulunabilme olanağı tanınması, şirkete haklı sebepler yanında sağlanmış, uygun görmediği devirlerden kurtulabilme olanağıdır. Bu suretle şirketin yabancılaşması veya niteliklerini kaybetmesinin önlenmesi amaçlanmıştır. Şirketin bu olanağı kullanabilmesi için ana sözleşmede hüküm bulunmasına gerek yoktur.” şeklinde karar verildiğini, bu doğrultuda müvekkil şirket tarafından yapılan önerinin hukuka uygun olduğu, ancak davacılar ve dava dışı ——— gerçekte devir işlemi yapmadıkları müvekkil şirketi zarara uğratmak, şirket bütünlüğünü bozmaya çalışmak ve ——— sağlığında mirastan haksız pay dağıtmak gayesinde olduğunu, Müvekkili şirket tarafından davalı ——– gönderilen ——– Noterliğinin 24/03/2023 tarih ve ——– yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davacı ——— gönderilen ———- Noterliği’nin 24/03/2023 tarih ve——– yevmiye numaralı ihtarnameler ile müvekkil şirket yönetim kurulunca alınan kararın net bir şekilde bildirildiğini, bu bildirimle devre konu hisselerin şirket yönetim kurulu üyeleri ve hissedarları ——- ve ——- adına ve eşit olarak, ——— devredilen hissenin 5.708.154 TL bedelle satın alınması önerisinde bulunulduğunu, bu öneri ile Yargıtay’ın aradığı anlamda usul tam olarak gerçekleştiğini ancak davalı ——— davacı ———- tarafından talebin kabul veya reddedildiğine dair bir cevap verilmediğini, bu doğrultuda mevzuat uyarınca, müvekkil şirket tarafından yapılan önerinin hüküm doğurduğu ve kesinleştiği, hisselerin belirtilen bedeller üzerinden müvekkil şirket yönetim kurulu kararı doğrultusunda ilgili üçüncü kişilere devredilmesi gerektiği ortaya çıktığını, TTK m. 493/2 uyarınca, pay devrinin şirketin işletme konusu veya işletmenin ekonomik bağımsızlığı yönünden önemli sebeplerden biri gerçekleştiğinde reddedilebileceği öngörülmektedir.
Davacı ——— ile davalı ———- arasında ——— şirketinin hisseleri de benzer şekilde devre konu olmuş ve şirket tarafından TTk 493/2 hükümlerinin uygulanması için öneride bulunulmuş ancak taraflarca herhangi bir cevap verilmediğini, taraflarca cevap verilmemesi sonrasında yine davacı tararfından ———- esas sayılı dosyası ile satışa konu hisselerin pay defterine kaydı amacıyla dava açıldığını, bu davada ——- sayılı kararı ile satışa konu hisselerin pay defterine kaydına ilişkin talebin reddine karar verildiğini, Mezkur kanun hükmünden de anlaşılacağı üzere, somut olayda konu kaçınma klozu bakımından şirketin önerisinin iki önemli hususa dayalı olması zorunlu olduğunu, bunlardan birincisi devre konu paylar, diğeri ise devre konu payların başvuru anındaki gerçek değeri olduğunu, şirketin bu konudaki önerisinin muhatabı ise, madde hükmünde de açıkça yazdığı üzere “devreden”dir. Bu hüküm, Kanunun 494/1. maddesindeki, iradi devirlerde şirket tarafından devre onay verilene değin devre konu payların mülkiyetinin ve paylara bağlı hakların devredene ait olacağı şeklindeki düzenleme ile uyum içerisinde olup, iradi devir hallerinde, alım önerisinin şirket ile devreden arasındaki hukuksal sürecin dışındaki devralanlara yapılması gibi bir ihtimal, esasen, söz konusu olmadığını, şirketin önerisinde devre konu payların gerçek değerinin rakamsal olarak belirtilmemiş olması yahut gerçek değerin çok altında olduğu düşünülen bir rakamsal bedel öngörülmesi hallerinde, gerçek değerin ne şekilde belirleneceği konusunda anılan kanun maddesinde açık bir hüküm bulunmadığını, buna mukabil, 493. maddenin 5. fıkrasında ise, 4. fıkradaki “kanuni” devir hallerine ve bu biçimdeki pay devirlerinde, 494/2. maddede düzenlendiği üzere payın mülkiyetinin ve paya bağlı hakların derhal devralanlara intikal etmesi hükmü ile uyumlu olacak şekilde, şirket önerisindeki gerçek değerin belirlenmesini, önerinin muhatabı olan devralanın isteyebileceği açıkça öngörülmüş olup” şeklinde karar verildiğini, kaçış klozuna başvuru, ortaklık açısından yenilik doğuran hak niteliğinde değildir. Zira ortaklığın devre konu payları satın alabilmesi, devredenin ortaklığın satın alma önerisini kabul etmesiyle mümkün olduğunu, devreden, ortaklığın satın alma önerisini kabul etmediği takdirde pay devri gerek pay sahibinin payını devretmek istediği kişi gerekse ortaklığın hesabına pay satın almayı önerdiği kişi açısından gerçekleşmemekte; paylar devredenin malvarlığının bir unsuru olarak kalmaya devam ettiğini, bu itibarla, kaçış klozu ortaklığa, her halükarda payın devredenin devir sözleşmesi yaptığı kişiye devrini engelleyici etkiye sahip bir satın alma önerisinde bulunma hakkı (kanundan doğan icap) tanır. Kanun koyucu, borsaya kote olmayan nama yazılı paylar için esas sözleşmede öngörülebilen önemli sebepler bakımından uygulanan sıkı şekle bağlılık şartına karşılık, şirkete satın alma önerisinde bulunma hakkı ile geniş bir hareket alanı sağlamış ve pay sahipleri çevresi açısından uygun görmediği üçüncü kişilere yapılacak pay devirlerini herhangi bir gerekçe göstermeksizin reddetme imkânı tanıdığını, açıklanan nedenlerle ; Davacı ve davalı ——— arasında iyiniyet ve dürüstlük kuralına aykırı, muvazaalı bir devir işlemi yapılmış olması, müvekkili şirketin TTK 493/1 uyarınca öneride bulunmasına rağmen bu öneriye cevap verilmemesi, sebepleri ve resen gözetilecek hususlar göz önüne alındığında haksız ve hukuka aykırı açılan işbu davanın reddine karar verilmesi talep etmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :
Davacı vekili 04/10/2023 tarihli dilekçesi ile açılan iş bu davadan feragat ettiğini bildirmiş, davacı vekilinin vekaletnamesinin incelemesinde feragate yetkisi olduğu anlaşılmıştır.
Davalılar vekilleri ayrı ayrı sundukları dilekçeler ile yargılama gideri ve vekalet ücreti talebi olmadıklarını beyan etmişlerdir. Feragat kati bir hükmün hukuki neticelerini hasıl ettiğinden, feragat nedeniyle davanın reddine, karar verilmesi gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere :
1-Feragat nedeniyle DAVANIN REDDİNE,
2-Alınması gerekli 269,85 TL harcın, dava açılırken peşin olarak alınan 97.481,00 TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 97.211,15 ‬TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından sarfedilen yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalılar ayrı ayrı masraf ve vekalet ücreti talep etmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, davacı vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile ——— Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.13/12/2023