Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/274 E. 2023/935 K. 05.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2023/274 Esas
KARAR NO: 2023/935
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 13/04/2023
KARAR TARİHİ: 05/12/2023

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali (ticari satımdan kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;

Müvekkili şirket ile davalı taraf arasında 31/12/2020 tarihli Asansör Periyodik Bakım Sözleşmesinin akdedildiğini, davalı tarafın sözleşme ile yükümlendiği edimlerini ifa etmediğini, hem önceki dönemden hem de sözleşmenin yeni dönemindeki muaccel borçlarını ödemediğini, bu nedenle davalı tarafa ihtarname gönderildiğini, ihtara rağmen ödeme yapılmadığını, icra takibi başlatıldığını, takibe haksız yere itiraz edildiğini, müvekkili şirketin kendi edimlerini eksiksiz yerine getirdiğini, davalı yanın ise 20/08/2021 tarihinden sonra herhangi bir ödeme yapmadığını, cari hesapta görülen toplam borcunun 338.377,68.-TL olduğunu, cari hesaba konu faturaların itiraz görmediğini, takibe itirazın tamamen kötü niyetli ve haksız olduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın görevli mahkemede açılmadığını, müvekkilinin site yönetimi olduğunu, görevli mahkemenin tüketici mahkemesi olduğunu, davanın usulden reddi gerektiğini, her ne kadar görevsiz mahkemede açılmış olsa da davacının ticaret mahkemesinde dava şartı olan arabuluculuk şartını yerine getirmeden dava açtığını, davanın bu dava şartı eksikliğinden reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı ile müvekkili arasında düzenlenen sözleşme uyarınca davacının müvekkili siteye kurulumunu yaptığı asansörlerin bakımını bila bedel karşılığında yapacağını taahhüt etmiş olmasına rağmen kesilen faturaların kendilerine tebliğ edilmediğini, takılan ve değiştirildiği iddia olunan parçaların irsaliyesinin düzenlenmediğini, davacı tarafça 16/09/2021 tarihli haksız fesih tarihine kadar aylık ve sözleşme bedellerinin ödendiğini, haksız ve kötü niyetli şekilde talep edilen fazla ödemelere ilişkin icra takibine itirazın iptaline ilişkin talebinin reddinin gerektiğini, müvekkilinin asansör bakım hizmetine ilişkin yaptığı, ödemelere göre borcu bulunmadığını, müvekkil site yönetiminin, 2019-2021 yılları arasında, davacının sözleşmeye uygun şekilde hizmet verdiği yıllara ilişkin tüm ödemeleri fazlasıyla yaptığını, müvekkiline tebliğ edilmeyen ve takıldığı veya değiştirildiği iddia edilen, irsaliyesi mevcut olmayan faturalardan kaynaklı ödemeler müvekkili site yönetimi tarafından kabul edilmediğini, davanın dava şartı noksanlığından usulden reddine, mahkeme aksi kanaatte ise müvekkil hakkında açılmış bulunan iş bu itirazın iptali davasının esastan reddine, takibinde haksız ve kötü niyetli olan alacaklı hakkında takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini, talep etmiştir.

Hukuki Nitelendirme, Delillerin Değerlendirilmesi ve Netice:

Dava, taraflar arasındaki 31/12/2020 tarihli Asansör Periyodik Bakım Sözleşmesi kapsamında doğan alacağın tahsili için başlatılan takibe yönelik itirazın 2004 sayılı Yasanın 67 nci maddesi uyarınca iptali ve kötü niyet tazminatı talebine ilişkindir
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4 üncü maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlendikten sonra anılan kanunun 5 inci maddesinde ticaret mahkemelerinin kuruluşu ve hangi mahkemelerin ticaret mahkemesi sıfatıyla bakacağı belirlendikten sonra asliye ticaret mahkemesi ile asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür. Somut olayda, davalı site yönetimi 634 sayılı K.K.nın 34. maddesi gereğince kat malikleri adına vekil sıfatı ile iş bu sözleşmeyi imzaladığından, 6502 sy 3/1-k bendi gereği tüketici, davacı ise 3/1-ı bendi gereği hizmet sunan-sağlayıcı olup taraflar arasındaki hizmet sözleşmesi aynı yasanın 3/1-l bendi gereğince tüketici işlemidir. İhtilafa bakmakla görevli mahkeme aynı yasanın 73.maddesi uyarınca Tüketici Mahkemesidir.”… Site yönetimi ile yapılan Hizmet Sözleşmesi (onarım işi) kapsamında doğan alacağın tahsili için başlatılan takibe yönelik itirazın İİK 67.maddesi uyarınca iptali ve kötü niyet tazminatı talebine ilişkin eldeki davada; davalı site yönetimi, 634 sayılı K.K.nın 34.maddesi gereğince kat malikleri adına vekil sıfatı ile iş bu sözleşmeyi imzaladığından, 6502 sy 3/1-k bendi gereği tüketici, davacı ise 3/1-ı bendi gereği hizmet sunan-sağlayıcı olup taraflar arasındaki hizmet sözleşmesi aynı yasanın 3/1-l bendi gereğince tüketici işlemidir. İhtilafa bakmakla görevli mahkeme, aynı yasanın 73.maddesi uyarınca Tüketici Mahkemesidir. Bu gerekçe ile verilen karar isabetlidir 6100 sayılı Yasanın 114/1-c maddesi uyarınca görev dava şartıdır ve aynı kanunun 115 inci maddesine göre mahkemeler dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Bu durumda davaya bakmaya Tüketici Mahkemesinin görevli olması nedeniyle Mahkememizin görevsizliğine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1.-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ nedeni ile davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden REDDİNE,
6100 sayılı Yasanın 20 nci maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip iki haftalık yasal süresinde talepte bulunulduğunda dosyanın görevli——— Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine,
2.-Yargılama gideri ve vekâlet ücretinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren iki (2) hafta süre içerisinde———- Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu.05/12/2023