Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/254 E. 2023/670 K. 26.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2023/254 Esas
KARAR NO:2023/670
DAVA: Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 05/04/2023
KARAR TARİHİ: 26/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan alacak (satım sözleşmesinden kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Davalı ile müvekkili şirket arasında —– adresindeki ——- yapımı hususunda anlaşmaya varıldığını, sözleşme bedelinin —- olduğunu, sözleşmenin 11. Maddesi ile de KDV dâhil olmak üzere toplam bedelin %30’unun(10.620,-$)’ın peşin ödenmesi konusunda mutabakata varıldığını, müvekkili şirketin istenen peşinatının yine sözleşmenin 11.Maddesinin 2.fıkrası gereği —– o günkü alış kuru üzerinden TL cinsinde 30.798,00.-TL olarak davalının mail yoluyla gönderdiği ————– şubesi hesap numarasına 10.06.2016 tarihinde havale yapılarak ödediğini, müvekkili şirketin, asansör kuyusunun imalatını davalının istemleri doğrultusunda tamamladığını, montajın yapılabilinmesi için davalıya teslim ettiğini, müvekkilinin böylelikle sözleşmeden kaynaklı kendi üzerine düşen görevleri yerine getirdiğini, sözleşmenin 11.Maddesinin son fıkrasına göre öncelikle asansörün tüm parçalarının şantiye alanına getirilmesi ve yine sözleşmenin 5.2. Maddesine göre de 1,5 ayda da montaj işleminin bitirilerek asansörün çalışır vaziyette tesliminin davalı tarafından kabul ve taahhüt edildiğini, ancak davalı tarafca, taahhüt edilen panaromik asansörün tedarik edilememesinden bahisle, geçici çözüm üreterek ‘değiştirilmek’ kaydıyla, sözleşmenin ekinin teknik şartnamede belirtilen özelliklere haiz olmayan (her tarafı kapalı) kıymet itibariyle de kıyas kabul etmeyecek değerde kullanılmış bir asansörün geçici olarak montajını yaptığını, asansör kuyusunun sözleşmede belirtilen daha büyük asansöre göre yapıldığını, buraya döşenen rayların büyük asansöre göre döşendiğini, ancak daha küçük ve kullanılmış asansörün takılırken önceden yapılan bu yapıya uydurulmaya çalışıldığını, davalının ağır kusuru ile sözleşmeyi gereği gibi yerine getirmemesinin, kabul edilemez malzeme ile sağlıksız ve verimsiz çalışan sözleşme dışı asansörün derhal değiştirilmesi ve sözleşme şartları dahilinde bir asansörün montajının yapılmasını müteaddit defalar istenmiş olunmasına rağmen davalı tarafından gereği yerine getirilmediğini, belirtilen konuların tespiti için ——- sayılı dosyası ile delil tespiti yapıldığını, bilirkişi tarafından dosyaya sunulan —– tarihli raporun da asansörün sözleşme şartlarına uygun bir asansör olmadığı yönündeki iddialarını teyit ettiğini, davalıya —- yevmiye nolu ihtarının keşide edildiğini, ve Ön ödemenin iadesinin talep edildiğini, davalının da ——– yevmiye nolu cevabi ihtarında taleplerini ret ettiğini, ancak bu cevapta – sözleşme şartlarında taahhüt edilen asansörün montajının yapıldığı bu nedenle bedelinin ödenmesi ve asansörün iadesi- talep edildiğini, hem bedelin ödenmesi hemde asansörün iadesinin istendiğini, yanı sırada müvekkilinin kötü niyetli olarak addedildiğini, davalı şirketin yetkilileri ile yapılan muhtelif görüşmelerde, yapılan ön ödemenin iadesine, halihazırda bahse konu işletmede bulunan asansörün kendilerine verilmesi yönünden muvafakat edeceklerinin dile getirildiğini, belirtilen nedenlerle davalının sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemesinden dolayı haksız ve kötü niyetle ellerinde tuttukları sözleşme ile yapılan ön ödemenin iadesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkil —— ile davacı—– arasında, ————– adresinde 1 adet insan asansörünün imalatı ve montajı için sözleşme imzalandığını, müvekkili şirketin davacı ile imzalanan sözleşme gereği 1 adet insan asansörünün imalatını ve montaj işlemini yaparak edimini yerine getirdiğini, müvekkili şirket ve davacı tarafından asansörün mezkur sözleşmeye uygun şekilde tamamlandığını belirtilerek 10.08.2016 tarihinde asansörün teslim edildiğinin tutanak ile imza altına alındığını, davacının döviz kurundaki dalgalanmalar nedeni ile sebepsiz zenginleşme amacı gütmekte olduğunu, haksız ve mesnetsiz davanın reddinin gerektiğini, davacı tarafından işbu davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, davacının dava dilekçesinde belirtmiş olduğu ve iddiasına dayanak yaptığı sözleşmenin 17.maddesi “Bu sözleşme ile ilgili olarak ortaya çıkabilecek anlaşmazlıklar, öncelikle tarafların iyi niyetle yapacakları görüşmeler ile çözümlenmeye çalışılacağı, ancak bu yolla çözüm elde edilemez ise; ——- Mahkemeleri ve İcra Daireleri yetkili olduğu şeklinde olduğunu, işbu davada yetkili mahkemenin ——— Mahkemeleri olması sebebiyle mahkemenizce yetkisizlik kararı verilmesini talep etmiştir. davacının sözleşmeye uyulmadığı iddiasının soyut ve mesnetsiz olduğunu, davacı asansörün ayıplı olduğu iddiasında ise kabul anlamına gelmemek üzere talebinin zamanaşımına uğradığını, TBK m. 478’de eser sözleşmelerinde, yüklenicinin ayıplı bir eser meydana getirmesi durumunda, bu sebeple açılacak davaların teslim tarihinden başlamak üzere, taşınmaz yapılarda 5 yılın, taşınmaz yapılar dışındaki eserlerde ise 2 yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrayacağının hüküm altına alındığını, sözleşme konusu asansörün sözleşmeye uygun şekilde tamamlanarak 10.08.2016 tarihinde teslim edildiğinin göz önüne alındığında davacının ayıba dayalı talebi 10.08.2018 tarihinde zamanaşımına uğradığını, asansörün teslim tutanağı ile teslim edildiğini 10.08.2016 tarihi dikkate alındığında 10.08.2021 tarihinde iddia ve taleplerin zamanaşımına uğradığını, Cevap dilekçesi ekinde sunulan 10.08.2016 tarihli teslim tutanağı ile asansörün sözleşmeye uygun şekilde teslim edildiğini, davacının asansörü teslimden itibaren uygun süre zarfında ayıp ihbarı yapmadığını, müvekkilinin ——–sayılı dosyasından alınan bilirkişi raporu müvekkil şirkete tebliğ edilmediğini, müvekkili şirketin itiraz hakkını kullanamadığını, —– bu dava cevap dilekçesi ile delil tespiti neticesinde alınan bilirkişi raporundan muttali olunduğunu, delil tespiti neticesinde alınan bilirkişi raporunda yer alan aleyhe bütün hususlara itiraz ettiğini, bilirkişi raporu, işletmenin kapalı olduğu, asansörün çalışmaz vaziyette dışarıdan göz ucu ile bakılarak yapılan son derece taraflı ve bilimsel olmayan hatalı şeklide düzenlenen bir bilirkişi raporu olduğunu, Bilirkişi tarafından gerekli ölçümlerin yapılamadığı, iç kısımlarının tam olarak görülemediği, kapısının kapalı olduğundan kabin içi kısımlarının tam olarak görülemediği açık şekilde belirtilmesine karşın sonradan konstrüksiyona eklemeler yapılmış olabileceği, asansörün çıkma bir asansör olabileceği şeklinde hiçbir somut veriye dayanmadan tamamen varsayımsal bir yaklaşımla rapor düzenlendiğini, Bilirkişi tarafından asansörün iç kısımlarının görülebildiği kadarı ve ölçüm cihazı ile ölçmeden rapor tanzim edilemeyeceğini, anılan bilirkişi raporuna itiraz ettiklerini, davada hükme esas alınmamasını, Davacının kabul anlamına gelmemek kaydıyla işbu dava ile talep edebileceği tutarın müvekkili şirkete ödemiş olduğu bedelin 30.798 TL olduğunu, davacının asansörü müvekkil şirkete iade etmeyerek asansörden fayda sağlaması sebebiyle dava konusu asansörü tarafımıza iade etmeden ödediği bedel için faiz talep edemeyeceğini, işbu davada ——–Mahkemelerinin yetkili olması sebebiyle yetkisizlik kararı verilmesini, Davanın zamanaşımına uğramış olması sebebiyle reddine, Mahkemeniz aksi kanaatte ise haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Hukuki Nitelendirme, Delillerin Değerlendirilmesi ve Netice
Dava taraflar arasında düzenlenen satım sözleşmesinden kaynaklı alacak davasıdır.
Davalı cevap dilekçesi ile usule ve esasa dair itirazlarını ve savunma vasıtalarını ileri sürmüş, taraflar arasında akdedilen sözleşme ile kararlaştırılan——— Mahkeme ve İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğu belirtilmiştir.6100 sayılı Yasanın 18/2 maddesinde, yetki sözleşmesinin geçerli olabilmesi için yazılı olarak yapılması, uyuşmazlığın kaynaklandığı hukuki ilişkinin belirli veya belirlenebilir olması ve yetkili kılınan mahkeme veya mahkemelerin gösterilmesinin şart olduğu düzenlenmiş olup somut olayda sözleşmenin yazılı olarak yapıldığı ve sözleşmenin tarafların kabulünde olup inkar edilmediği ve sözleşmede yetkili mahkemenin gösterildiği anlaşılmıştır.
Yasanın 17 nci maddesine göre, “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır”.“… bir dava için birden fazla (genel ve özel) yetkili mahkeme varsa, davacı, bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda bir seçimlik hakka sahiptir. Davacı davasını bu genel ve özel yetkili mahkemelerden hiçbirinde açmaz (yetkisiz bir mahkemede açar) ise, o zaman seçme hakkı davalıya geçer. Yani davalı, yetki itirazında bu mahkemelerden (kendi seçimine göre) birinin yetkili olduğunu bildirebilir——— mahkeme de yetkisizlik kararında dava dosyasının bu (davalının yetki itirazında yetkili olduğunu bildirdiği) mahkemeye gönderilmesine karar verir” ——-Mahkemelerin ilk itiraz olarak yetkisizlik kararı verebilmeleri için aşağıdaki şartların tamamının birlikte gerçekleşmesi gerekir;
– Davacının, davayı yetkisiz bir mahkemede açması,
– Kesin yetkili mahkemenin bulunmaması ve
– Davalı tarafın cevap dilekçesi ile yetkisizlik ilk itirazında bulunup, yasaya göre yetkili bir mahkemeyi bildirmiş olması Kümülatif mahiyetteki bu üç şartın gerçekleşmesi halinde 6100 sayılı Yasanın 116/1 hükmüne göre yetkisizlik kararı verilebilir. Somut olayda, tacir olan taraflar arasında akdedilen Sözleşmenin 17 inci maddesine göre; “Bu sözleşme ile ilgili olarak ortaya çıkabilecek anlaşmazlıklar, öncelikle tarafların iyi niyetle yapacakları görüşmeler ile çözümlenmeye çalışılacaktır. Ancak bu yolla çözüm elde edilemez ise, ——- Mahkemeleri ve İcra Daireleri yetkilidir”. Davalı vekili cevap dilekçesi ile yetki itirazında bulunmuş ve yetkili mahkeme olarak sözleşmede belirtilen—– Mahkemelerini belirtmiştir. Bu nedenle yetkiye dair ilk itiraz kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1.-Davanın, taraflar arasındaki münhasır yetki sözleşmesi ile kararlaştırılan mahkemenin yetkili olması nedeniyle davalının yetkiye dair ilk itirazının kabulü ile 6100 sayılı yasanın 116/f.1-b hükmü gereği usulden REDDİNE,
2.-Kararın kesinleşmesinden itibaren iki (2) hafta içinde başvuru halinde dosyanın yetkili ———–Nöbetçi Asliye Ticaret mahkemesine gönderilmesine,
3.-Yargılama gideri ve vekâlet ücretinin yetkili mahkemece hüküm altına alınmasına,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren iki (2) hafta süre içerisinde ———-Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu. 26/09/2023