Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/176 E. 2023/355 K. 25.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2023/176 Esas
KARAR NO: 2023/355
DAVA: Menfi Tespit (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
DAVA TARİHİ: 08/03/2023
KARAR TARİHİ: 25/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan menfi tespit (ticari satıma konu malın iadesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketi temsil ve ilzama yetkili müdürü ——– yılı ——– ayı başlarında ani olarak hastalandığını ve felç geçirdiğini, halen ——–tedavi gördüğünü, önemli ve ciddi bir hastalıkla karşılaşan müvekkili şirket müdürünün bu şartlarda dahi şirket yönetimi ve işlerini yerine getirmeye çalıştığını, ancak 28/02/2023 tarihinde gerçekleştirmek istediği şirket ödemesi nedeniyle o ana kadar tanımadığı ve hiçbir hukuki ve ticari ilişkide bulunmadığı aynı banka bünyesindeki başka bir şubede hesabı olan ——— unvanlı şirket hesabına yanlışlıkla 109.904,46 TL gönderdiğini, haricen yapılan araştırmada davalı şirketin —— kayıtlı olduğunu, 03/10/2014 tarihli şirketin —— tasfiyeye girdiğini ve ticaret unvanının Tasfiye Halinde—— olarak kaydının bulunduğunun öğrenildiğini, araştırmanın devamında davalının tasfiye işlemlerinin 17/10/2016 tarihinde sonlandığı ve ———– nezdindeki şirketin sicil kaydının kapalı olduğu, ——– terkin edildiği bilgisinin alındığını, müvekkili şirketin davalıya herhangi bir borcu olmadığını, dava konusu ödemenin yanlışlıkla yapıldığını, yanlışlıkla yapılan ödemenin iadesi için banka ile yapılan görüşmelerin de olumsuz netice verdiğini, söz konusu ödemenin davalının sebepsiz yere zenginleşmesine yol açacak nitelikle olduğunu, tüm bu nedenlerle davalıya yanlışlıkla yapılan 109.904,46 TL ödemenin davalıdan istirdadı ile müvekkiline ödenmesini, davalının yeniden ihyası ile ——– kaydının yapılmasını, davalının hesabında bulunan bedel üzerine başkalarına devir ve temliki ile çekilmesinin önlenmesi için bloke veya ihtiyati tedbir konulmasını talep etmiştir.
Hukuki Nitelendirme, Delillerin Değerlendirilmesi ve Netice
Dava, sebepsiz zenginleşme nedeniyle açılan alacak davasıdır.
Uyuşmazlık, davacı tarafından davalı şirkete havale edilen tutarın sebepsiz zenginleşme hükümleri doğrultusunda iadesi koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin yetkilisi——- ——-hastalanarak tedavi gördüğünü, 28/2/2023 tarihinde şirket ödemesi yapmak için hiçbir ticari ilişkisi bulunmadığı davalı şirket hesabına 109904,46 TL havale gerçekleştirdiğini, haricen yapılan araştırmalarda para gönderilen davalı şirketin 3/10/2014 tarihinde ortaklar kararıyla tasfiye sürecine girdiğinin, tasfiye işlemlerinin 17/10/2014 te neticelendiğinin ve şirketin sicil kaydının kapalı olduğunun tespit edildiğini belirterek şirketin önce ihyasına, daha sonra sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince havale edilen tutarın iadesine karar verilmesini talep etmiş Mahkememizde görülmekte olan —–Esas sayılı şirketin ihyası davasının yapılan açık yargılaması sırasında; davacı tarafından davalılar —— Müdürlüğü, Tasfiye Halinde ———–aleyhine açılan şirketin ihyası ve istirdat konulu davaların birlikte görülemeyeceğinden, davacı tarafından davalı Tasfiye Halinde ———— yapılan ödemenin istirdadına ilişkin davanın tefriki ile Mahkememizin 2023/176 sayılı esasına kaydedildiği, Mahkememizce verilen 21/03/2023 tarihli ara karar ile gider avansı eksikliğinin tamamlanması ve arabuluculuk anlaşamama son tutanak aslının mahkememize sunulması için davacı vekiline bir haftalık kesin süre verildiği, ara kararın davacı vekiline 07/04/2023 tarihinde tebliğ edildiği, ancak verilen kesin sürede eksikliklerin tamamlanmadığı anlaşıldı.”(…) Davanın ilk olarak açıldığı ————- sayılı kararı ile davaya bakma görevinin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verildiği, kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine, dairemizin ——– sayılı kararı ile gerekçede belirtilen nedenlerle, davanın ticari dava olup görevsizlik kararının isabetli olduğu sonucuyla davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği, bu surette görev hususunun kesinleştiği anlaşılmaktadır. Kesinleşen görevsizlik kararı uyarınca dava dosyasının ——- tevzi olunduğu, bu mahkemece de ——–sayılı karar ile davanın TTK’nın 5/A, 6326 sayılı Kanun’un 18/A-2 ve HMK’nın 115/2. maddeleri gereğince arabuluculuk dava şartı eksiği nedeniyle dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Yukarıda açıklandığı üzere, davanın ilk olarak açıldığı anlaşılan ——- sayılı kararı ile verilen görevsizlik kararının istinaf edilmesi üzerine, dairemizin ——– sayılı kararı ile eldeki davanın ticari dava olup, görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğu belirtilerek görev hususu kesinleşmiştir. Kesinleşen bu konuda tekrar ileri sürülen istinaf nedenlerinin dinlenmesi mümkün değildir.Bilindiği üzere, 7155 sayılı Kanunun 20. maddesi ile 13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa 5/A maddesi eklenmiştir. Anılan maddenin 1. fıkrası ile “Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” hükmü getirilmiştir.
Yine aynı kanunun 23. maddesi ile 6325 sayılı Kanuna eklenen dava şartı olarak arabuluculuk başlıklı 18/A maddesinde “(1)İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir.Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” hükmü yer almıştır.İlk derce mahkemesi gerekçesinde de işaret edildiği üzere, davacı eldeki davada, davalılardan davalı şirkette gizli ortaklığı bulunduğu iddiasıyla hisse oranı karşılığında alacak talep etmektedir. Davanın açılış tarihi 29.04.2020 tarihi olup, davacı vekilince 24.01.2022 tarihli beyan dilekçesi ile arabulucuya başvurmaksızın eldeki davanın açıldığı beyan ve kabul edildiği gözetildiğinde, ilk derece mahkemesi kararı isabetli olup, aksi yöndeki davacı vekili istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir” ————Uyuşmazlığın mahiyeti göz önünde bulundurularak, öncesinde zorunlu arabuluculuk dava şartının yerine getirildiğine dair tutanağın sunulmadığı ve yeterli gider avansının bulunmadığının anlaşılması üzerine, yasal düzenlemesi gereği davacı tarafa arabuluculuk anlaşamama tutanağını sunması ve gider avansı yatırması için bir hafta kesin süre verilmiş ancak süresi içinde arabuluculuk anlaşamama tutanağın sunulmadığı, gider avansının yatırılmadığı anlaşıldığından davanın usulden reddine karar verilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davanın 6325 sayılı Yasanın 18/A ve 6100 sayılı Yasanın 114 ve 115/f.2 hükümleri gereği dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2- Alınması gereken karar ve ilam harcı 179,90 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3- Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacı yan üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça herhangi bir masraf yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde ——- Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu. 25/04/2023