Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/118 E. 2023/159 K. 22.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/118 Esas
KARAR NO : 2023/159

DAVA : TANIMA-TENFİZ
DAVA TARİHİ : 13/08/2021
KARAR TARİHİ : 22/02/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tanıma Ve Tenfiz davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
D A V A :
Davacı—–vekilince —— Asliye Hukuk Mahkemesine hitaben sunulan dava dilekçesinde özetle; ——Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından verilen 09/03/2020 tarihli ve ——- sayılı onaylı ve kesinleşmiş yabancı mahkeme kararının tercümesinin yapılarak tanıma ve tenfizini talep ettiklerini, söz konusu mahkeme kararında müvekkili hakkında borç ödemeden aciz ve iflas kararı verildiğini, Türkiye’de devam eden yargılama dosyalarına sunmak ve idari mercilerde işlem tesis etmek için anılan mahkeme kararının tanınması gerektiğini belirterek ilgili kararın Türkiye’de de geçerli olabilmesi için tanıma ve tenfizini talep ve dava etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibariyle——Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından verilen 09.03.2020 tarih ve —— sayılı kararının tenfiz ve tanınmasına karar verilmesi isteğine ilişkindir.
——.Asliye Ticaret mahkemesine açılan iş bu tenfiz ve tanıma davası, Mahkemece 15.02.2023 tarihinde verilen—– esas —— sayılı kararı ile Hakimler ve Savcılar Kurulu—-Dairesinin 03.04.2018 tarih ve—— sayılı kararı gereğince iflas ve konkordato hukukuna ilişkin davalarda üçten fazla Asliye Ticaret Mahkemesi bulunan yerlerde —–Asliye Ticaret Mahkemeleri ihtisas mahkemesi olmakla, görevsizlik kararı verilerek dava dosyası Mahkememize gönderilmiştir.
——Asliye Ticaret Mahkemesince daha önce 06.10.2022 tarihinde verilen—— esas —— sayılı kararının, davacı——Avukatı tarafından istinaf edilmesi üzerine, —–Bölge Adliye Mahkemesi——. Hukuk Dairesinin 18.01.2023 tarih ve —— esas —— sayılı kararı ile ;
Dava, davacı——hakkında verilen iflasa ilişkin yabancı mahkeme kararının tanıma ve tenfizi istemine ilişkin olduğu, uyuşmazlık yabancı mahkeme kararının tenfizi şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplandığı belirtilip,
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme 6100 Sayılyı HMK.nun 355 maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmış, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı re’sen gözetilmiş, ayrıca HMK.nun 357 maddesindeki ” ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafa yeni delillere dayanılamaz” kuralı nazara alınarak incelendiği,Yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak verilmiş ve o devlet kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan ilamların Türkiye’de icra olunabilmesi, yetkili Türk mahkemesi tarafından tenfiz kararı verilmesine bağlı olduğu, (5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun, m. 50).
Kesinleşmiş karara ilişkin tenfizin şartları ise 5718 sayılı MÖHUK’un 54. maddesinde düzenlendiği, bu madde gereğince; kararın verildiği devlet ile Türkiye Cumhuriyeti arasında karşılıklılık bulunması, kararın münhasıran Türk mahkemelerinin yetkisine giren bir konuda verilmemiş olması, kararın Türk kamu düzenine açıkça aykırı olmaması, o yer kanunları uyarınca kendisine karşı tenfiz istenen kişinin hükmü veren mahkemeye usulüne uygun bir şekilde çağrılmamış veya o mahkemede temsil edilmemiş yahut bu kanunlara aykırı bir şekilde gıyabında veya yokluğunda hüküm verilmiş ve bu kişinin yukarıdaki hususlardan birine dayanarak tenfiz istemine karşı Türk mahkemesine itiraz etmemiş olması gerektiği,
MÖHUK 51.maddesinde; “(1) Tenfiz kararları hakkında görevli mahkeme asliye mahkemesidir. (2) Bu kararlar kendisine karşı tenfiz istenen kişinin Türkiye’deki yerleşim yeri, yoksa sâkin olduğu yer mahkemesinden, Türkiye’de yerleşim yeri veya sâkin olduğu bir yer mevcut değilse—- veya—– mahkemelerinden birinden istenebilir.” düzenlemesi yer aldığı,
Yabancı mahkeme kararlarının tanınması, MÖHUK’un 58/1. maddesinin yollamasıyla, aynı Yasa’nın 51/1. maddesi uyarınca asliye mahkemesinin görevinde ise de somut olayda istem, iflasa ilişkin olduğundan görevli mahkeme İİK 154/son uyarınca Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu,
6102 Sayılı TTK’nın 5. maddesi uyarınca da; dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm “ticari davalar” ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir. 6102 Sayılı TTK’nın getirdiği yenilik uyarınca, asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki artık görev ilişkisi olup, bu durumda göreve dair usul hükümleri uygulanacaktır (6102 Sayılı TTK, m. 5/3). Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde, taraflar arasındaki uyuşmazlığın ticari nitelikte uluslararası nakliye (taşıma) sözleşmesinden kaynaklandığı hususunda bir tereddüt bulunmamakta olup, tacir olan taraflar arasındaki nakliye sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlığın çözümü için verilen yabancı hakem kararının tenfizine karar vermekle görevli mahkeme yukarıda açıklanan mevzuat uyarınca asliye ticaret mahkemesidir.İcra ve İflas Kanunu’nun 43 üncü maddesine göre ancak Türk Ticaret Kanunu’na göre tacir sayılan ya da tacirler hakkındaki hükümlere tâbi olanlar ile tacir olmadıkları halde, özel yasalara göre iflasa tâbi tutulan kimselerin iflasına karar verilebilir; bu husus Türk kamu düzeni ile ilgilidir. ——Bu hukuki açıklamalar ışığında somut uyuşmazlıkta davacının talebi, yabancı mahkeme kararının tanıma ve tenfizi istemine ilişkin olduğu,İİK’nun 154/3 maddesinde ise “Borçlu ile alacaklı yetkili icra dairesini yazılı anlaşma ile tayin etmişlerse, o yerin icra dairesi dahi iflas takibi için yetkili sayılır.Şu kadar ki, iflas davaları için yetki sözleşmesi yapılamaz ve iflas davası mutlaka borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yer ticaret mahkemesinde açılır.” düzenlemesi yer almaktadır. Bu nedenle davacının gerçek kişi tacir olup olmadığı öncelikle tespit edilmeli, tacir değil ise talebi bu nedenle reddedilmelidir. Tacir olduğunun tespit halinde ise İİK 154. maddesinin değerlendirilmesi gerekecek olup, bu madde hükmü uyarınca yetki hususu MÖHUK’un 54.maddesinde yer alan münhasır yetki kavramı da dikkate alınarak incelenmelidir.Yapılan açıklamalar uyarınca davacının iflasa tabi şahıslardan olup olmadığı hususunda davacı——taraftan delilleri sorularak, ilgili ——meslek odalarından, borsadan, davalının bir ticari işletmeyi kendi adına işletip işletmediği, tacir sıfatıyla vergi mükellefiyetinin bulunup bulunmadığı araştırılarak ve gerekirse zabıta marifetiyle bu hususta araştırma ve inceleme yaptırılarak ayrıca İİK 154. maddesi ile MÖHUK’un 54.maddesinde yer alan münhasır yetki kavramı değerlendirilerek karar verilmesi gerekirken yukarıda yazılı olduğu şekilde hüküm tesis edilmesi hatalıdır şeklinde kaldırma kararı verilmiştir.
——. Asliye Ticaret Mahkemesince HSK —–Dairesinin 03.04.2018 tarih ve —– sayılı kararı ile iflas ve konkordato hukukuna ilişkin davalarda üçten fazla Asliye Ticaret Mahkemesi bulunan yerlerde——- Asliye Ticaret Mahkemeleri ihtisas mahkemesi olduğundan bahisle dava dosyasının görevsizlik kararı verilerek mahkememize gönderilmiştir.
Hakimler ve Savcılar Kurulu —– dairesinin 03.04.2018 tarihli —— sayılı kararı ile 28.02.2018 tarihli 7101 sayılı İcra İflas Kanunu ve bazı kanunlarda değişiklik yapılması hakkında kanunun 46 maddesi ile 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa eklenen geçici 14 maddesi uyarınca “1)İflas yoluyla adi takipten doğan ;a) İflas davası (İcra ve İflas Kanunu 156.Madde),b)İtirazın kaldırılması ve İflas davası ( İcra ve İflas Kanunu 156. madde),2) Kambiyo senetlerine mahsus iflas yolu ile takipten doğan; a)İflas davası (İcra ve İflas Kanunu 173. madde), b) İtirazın kaldırılması ve İflas davası ( İcra ve İflas Kanunu 174.Madde)3) Doğrudan doğruya; a) Alacaklı tarafından talep edilen iflas davaları ( İcra ve İflas Kanunu 177.Madde)b)Borçlu tarafından talep edilen İflas davaları ( İcra ve İflas Kanunu 178. madde),c)Sermaye şirketleri ile kooperatiflerin iflas davaları ( İcra ve İflas Kanunu 179. Madde),4) İflas tasfiyesinde düzenlenen sıra cetveline yönelik davalar ( İflas tarihinden önce açılıp yargılama sırasında kayıt kabul davasına dönüşen alacak davaları hariç olmak üzere kayıt kabul ve kayıt terkin davaları )( İcra ve İflas Kanunu 235. madde) ,5) Takasa itiraz davaları ( İcra ve İflas Kanunu 201. Madde), 6) İflasın kaldırılması talepleri ( İcra İflas Kanunu 182.Madde),7) İflasın kapanması talepleri ( İcra ve İflas Kanunu 254.Madde), 8) İtibarın yerine gelmesi talebi ( İcra ve İflas Kanunu 313 ve 314. maddeleri )9) Adi konkordatodan kaynaklanan talepler ( İcra ve İflas Kanunu 285 İle 308/ h Maddeleri )10)İflastan sonra konkordatodan kaynaklanan talepler ( İcra ve İflas Kanunu 309.Madde),11) Malvarlığının terki suretiyle konkordatodan kaynaklanan talepler (İcra ve İflas Kanunu 309/a ila 309/1 maddeleri ),12 ) Sermaye şirketleri ve kooperatifin uzlaşma yoluyla yeniden yapılandırılması talepleri (İcra ve İflas Kanunu 309/ m ila 309/ ü Maddeleri ) Hususlardan kaynaklanan davalara bakılacağının düzenlendiği,
Yukarıda belirtilen davalar içerisinde yabancı mahkemelerce verilen kararların TENFİZ VE TANIMA kararlarına da bakılacağına ilişkin bir düzenlemenin yer almadığı,
Kaldıki söz konusu göreve ilişkin düzenlemenin kamu düzeni ile ilgili bulunduğu, —— Bölge Adliye Mahkemesi —–Hukuk Dairesince söz konusu düzenlemeler dikkate alınmak suretiyle inceleme yapılarak, davanın ihtisas mahkemesinde bakılması gerektiği hususları da dikkate alınmak suretiyle kaldırma kararı verildiği, uyuşmazlık konusu yabancı mahkeme tarafından verilen kararın tenfiz ve tanınmasına ilişkin bulunması nedeniyle mahkememizin görevli olduğuna ilişkin bir düzenleme yer almadığından, mahkememizin görevsizliği ile dava dosyasının ——.Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın USULDEN REDDİNE,
2-Karar kesinleştiğinde ve istem halinde dava dosyasının görevli ——.Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine,
3-Karar kesinleştiğinde, meydana gelen görev uyuşmazlığı nedeniyle dava dosyasının —— Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
4-Süresi içinde başvurulması halinde harç ve yargılama giderleri ve avansa ilişkin hususların 6100 Sayılı HMK.nun 331/2 maddesi gereğince görevli mahkemece değerlendirilmesine,
5.Süresinde başvuruda bulunulmaması halinde HMK.nun madde 20 düzenlemesine bağlı olarak davanın açılmamış sayılmasına yönelik gerekli usulü kararın verilmesi ve bu karar ile birlikte harç hususunun resen karara bağlanmasına,
2-Kararın taraflara tebliğine,Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.