Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/112 E. 2023/460 K. 06.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/112 Esas
KARAR NO : 2023/460

DAVA : Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/02/2023
KARAR TARİHİ : 06/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan tazminat (ticari satımdan kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davalı şirkette 05.07.2022 tarihli 82.831,00.-TL fatura ile “—–” tarafından üretilmiş “—–” model seramik satın alığını, bu seramiklerin müvekkili şirketin taşeronları tarafından —– adresindeki —– Apartmanında kullanıldığını, dairelerin teslimi yapıldıktan sonra daire sahiplerinin döşenen seramik ürünlerle ilgili şikayetlerinin bulunduğunu, renk ve doku farkının bulunduğunu ve bazılarında üretim hatalarının mevcut olduğunun anlaşıldığını, bu durum üzerine davalı firma ile irtibata geçilerek durumun anlatıldığını, 62.299,29.-TL nin tazmininin talep edildiğini, olumlu sonuç alınamadığını, davalı firmanın 6098 sayılı yasanın 219. Md. Uyarınca sorumlu olduğunu, bu zararı tazmin etmesi gerektiğini, 223/2 deki yükümlülüğün müvekkili şirket tarafından yerine getirildiğini belirterek ayıplı mal satımı nedeni ile müvekkilinin uğradığı zararın tespit ve tazminini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarını destekleyecek sübut delillerinin bulunmadığını, yapılan satışta malzemelerin bizzat davacı taraf yetkililerince görülüp seçildiğini, buna binaen satış işleminin gerçekleştiğini, malzemelerin kendilerine tesliminden kullanım zamanına kadar ayıplı mal hususunda bir dönüş almadıklarını, söz konusu ayıplı ifanın gerçekleştiğini kabul etmediklerini, bu ihtimalde ise iş bu davada davacı tarafın alıcı olmasına rağmen seramikleri kullandığını, inşaatını tamamladığını, bu süre zarfında herhangi bir bildirimde bulunulmadığını, davacının kötü niyetli bir maddi menfaat sağlamaya çalışmakta olduğunu, gerekli özeni göstermemesinden dolayı sorumlu olduğunu, taşınmaz maliklerine karşı kendini haklı çıkarma çabasında olduğunu, davacının mesnetsiz ve kötü niyetle açılan davasının reddine yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Hukuki Nitelendirme, Delillerin Değerlendirilmesi ve Netice
Dava, taraflar arasında fatura karşılığı alım satımı yapılan seramiklerin ayıplı olduğu iddiası ile açılan maddi tazminat talebine ilişkindir.
Uyuşmazlığın, taraflar arasındaki sözleşmeye istinaden davalı firmadan satın alınıp dava dışı —-Apt.na döşenen seramiklerin ayıplı olup olmadığı, ayıbın mahiyeti, ayıp söz konusu ise bunun davalı firma tarafından tazmin şartlarının oluşup oluşmadığı noktalarında, davacı şirketin ayıp nedeniyle seçimlik hakka sahip olup olmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
6102 sayılı Yasanın “Ticari satış ve mal değişimi” başlıklı 23 üncü maddesinin il fıkrasına göre, bu maddedeki özel hükümler saklı kalmak şartıyla, tacirler arasındaki satış ve mal değişimlerinde de Türk Borçlar Kanununun satış sözleşmesi ile mal değişim sözleşmesine ilişkin hükümleri uygulanır.
Anılı maddenin ilk fıkrasının (b) bendine göre, malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanununun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrası uygulanır.
6098 sayılı Yasanın “Gözden geçirme ve satıcıya bildirme” üst başlıklı 223 üncü maddesine göre ise, alıcı, devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorundadır.
Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır (f.2).
Tüm dosya kapsamından davacı şirketin davalıdan aldığı ürünleri (seramikleri), dava dışı —— Apartmanındaki bağımsız bölümlere uyguladığı, 6102 sayılı Yasanın 23 ve 6098 sayılı Yasanın 223 üncü maddesindeki seçimlik hakların kullanımı bakımından davacının aktif husumetinin bulunmadığı, aksine dava dışı (ürünlerin uygulandığı) apartmandaki maliklerin davacıya karşı anılı yasa hükümlerince başvuru hak ve iddiasının söz konusu olabileceği anlaşıldığından davacı adi ortaklığın aktif husumetinin bulunmaması nedeniyle davanın usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1.Davacının aktif husumeti bulunmadığından davanın usulden REDDİNE,
2.Alınması gerekli karar ve ilam harcı olan 179,90.-TL’den dava açılırken peşin olarak yatırıldığından tekrar alınmasına yer olmadığına,
3.Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4.Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5.Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 5.000,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili davalıya verilmesine,
6.-Karar kesinleştiğinde bakiye kalan gider avansının yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren iki hafta süre içerisinde —–Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu.