Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/960 E. 2023/353 K. 25.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2022/960 Esas
KARAR NO:2023/353
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:28/11/2022
KARAR TARİHİ:25/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali (ticari nitelikteki hizmet sözleşmesinden kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 19/10/2021 tarihli sözleşmeye göre müvekkili şirketin sözleşme hükümlerini yerine getirerek hizmet vermeye başladığını, davalının sözleşme gereği ödemesi gereken miktarın tamamını ödemediğini, tarafların ——-şeklinde anlaştıklarını ödeme vadelerinin sözleşmede açıkça belirtildiğini, davalıdan bir kısım ödemenin başlarda alındığını, ancak bakiye kısmın tahsil edilemediğini, bunun üzerine vadesi dolan kısmın bakiyesine ilişkin ödemenin —– tarihli faturaya rağmen müvekkili tarafından yasal yollar kullanılarak alınabildiğini, aynı sözleşmeye dayalı olarak hali hazırda taraflarınca ——- bakiye kısmın vadesi gelmesine rağmen borçlu tarafından ödenmediğini, alacaklarının tahsili amacıyla icra takibine başlandığını, ancak davalı tarafça başta belirli bir kısım ödeme yapılmasına rağmen bakiye ödemelerin yapılmadığını, bunun üzerine taraflarınca davaya konu —– Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, bunun üzerine davalı tarafın icra dairesine sunduğu dilekçe ile borca ve ferilerine itiraz ettiğini ve takibin durdurulmasına karar verildiğini, davalının itirazının haksız ve hukuki mesnetten uzak olduğunu, tüm bu nedenlerle davalının ——- dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilince ödemelerin 60.000,00 TL + KDV’nin 01/09/2021 tarihindeyapıldığını, 150.000,00 TL + KDV’nin 24/11/2022 tarihinde ödendiğini, 90.000,00 TL +KDV’nin 3 ay vadeli çek ile 01/10/2021 tarihinde 30.00,00 TL + 18/10/2021 tarihinde 30.000,00 TL + 24/11/2021 tarihinde 150.000,00 TL , 50.000,00 TL + KDV’nin 6 ay vadeli çek ile——–sayılı dosyasından geriye kalan bakiye 155.640,00 TL bedelin ( 187.384,00 TL) toplamda 350.000,00 TL bedel + KDV’nin davacıya ödendiğini, yine şirketlerince davacı ile 31/12/2021 yılında ——- referans kodu ile mutabakat mektubunda tanzim edildiğini, bu mutabakat mektubunda 155.640,00 TL alacakları olduğunun davacı tarafça teyit edildiğini, davacı tarafça bu mutabakat mektubu ile ve fatura ile haklarında ——- olarak 22/04/2022 tarihinde ödendiğini ve dosyanın infaz edildiğini, davacının iddia ettiği gibi müvekkilinin bir borcu söz konusu olmadığını——– Mahkeme ve icra dairelerinin yetkili olduğunu, tüm bu nedenlerle davanın reddini, %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Hukuki Nitelendirme, Delillerin Değerlendirilmesi ve Netice Dava, 19/10/2021 tarihli sözleşmeye istinaden başlatın ilmasız takibe itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.Mahkememizce ön inceleme duruşmasında 19/10/2021 tarihli sözleşmeden kaynaklanan bakiye alacağın tahsili amacı ile başlatılan takibe itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasında uyuşmazlığın, sözleşme nedeni ile davacının alacaklı olup olmadığı, davalının itirazının haklı olup olmadığı, değilse inkar tazminatı şartlarının oluşup oluşmadığı ve mahkememizin yetkili olup olmadığı noktalarında toplandığı belirlenmiştir.İtirazın iptali davası, takip borçlusunun ödeme emrine süresi içinde itiraz etmesi halinde, takibin devamını sağlamak amacıyla, takip alacaklısı tarafından 2004 sayılı Yasanın 67 nci maddesine göre, itirazın kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde açılan ve genel hükümler çerçevesinde incelenen bir eda davasıdır.
Borçlunun itirazı, icra dairesi tarafından alacaklıya tebliğ edilmiş olmadıkça bir yıllık süre işlemeye başlamaz; yüksek mahkeme kararlarına göre alacaklı, itirazın kendisine tebliğinden önce de itirazın iptali davası açabilir ——-. Alacaklı bir yıllık süresi içinde itirazın iptali davası açmaması halinde takip düşer ise de alacağı zamanaşımına uğramadığı sürece genel hükümlere göre alacağını dava edebilir.Davanın kabul edilmesi halinde, borçlu tarafından yapılan itiraz iptal edildiğinden, itiraz üzerine duran takibe (haciz) devam edilebilir. İtirazın iptali davası devam ettiği sürece, bir yıllık haciz talebi süresi işlemez.İspat yükünün -kural olarak- davacıda olduğu itirazın iptali davasında, alacaklı (normal bir alacak davasında olduğu gibi) alacağının varlığını usul muhakemesinde caiz olan her türlü delil ile ispat edebilir. Davanın reddi halinde, itiraz ile duran takip iptal edilmiş sayılır ve ilam kesin hüküm teşkil ettiğinden takip alacaklısı tarafından konusu aynı olan bir dava tekrar ikame edilemez. Ayrıca borçlunun talep etmesi halinde, mahkeme, alacaklının kötüniyetle icra takibinde bulunduğu kanısına varırsa alacaklıyı yüze yirmiden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum eder (67/II). Kötüniyet olgusunu ispat yükü, tazminat talep eden davalı borçludadır. Tazminatın, asıl alacak üzerinden hesaplanması gerekir.Davanın kabulü halinde, itiraz üzerine duran takibe devam edilir; (varsa) ihtiyati haciz, kesin hacze dönüşür. Ayrıca, alacaklı tarafça talep edilmesi halinde, takip konusu alacağın belirlenebilir (likit) olduğu durumlarda davalı (takip borçlusu) alacak miktarının asgari yüzde yirmisi oranında inkar tazminatına mahkum edilir. —— yerleşik uygulamasına göre hüküm altına alınacak inkâr tazminatının asıl alacak üzerinden hesaplanması gerekir———-Taraflar arasındaki 19/10/2021 tarihli sözleşme incelendiğinde, sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlıkların — mahkeme ve icra dairelerinde giderileceği kararlaştırılmış, münhasır yetki sözleşmesi mevcuttur.Cevap dilekçesinde yetki itirazı ileri sürülmüş ve yetkili mahkemenin ———mahkemeleri olduğu belirtilmiştir.”Dava, faturaya dayalı alacağın tahsili için yapılan takiplere itirazın iptaline ilişkindir.Davacı, taraflar arasındaki mal tedarik sözleşmesi gereğince davalıya mal satıldığını, fatura bedellerinin ödenmediğini, fatura bedellerinin tahsili için yaptıkları takibe haksız itiraz edildiğini belirterek itirazın iptalini talep etmiş, davalı süresinde yetki itirazında bulunmuş, mahkemece yetkisizlik kararı verilmiş, karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.Taraflar arasında 15/12/2009 tarihli tahta palet alım sözleşmesi imzalandığı ihtilaf konusu değildir. Davaya konu takip dayanağı faturalar bu sözleşmeye istinaden düzenlenmiştir.Sözleşmenin ——- maddesinde iş bu sözleşmeden kaynaklanacak anlaşmazlıkların hallinde——- İcra daireleri ve mahkemelerinin yetkili olduğu düzenlenmiştir.Taraflar tacir olup HMK 17. Maddesine göre aralarında yetki sözleşmesi yapabileceklerdir. Aynı maddeye göre aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşme ile kararlaştırılan mahkemede açılabilir.
Davalı borçlunun icra dairesinin yetkisine itiraz etmemesi mahkemenin yetkisinin de kabul edildiği sonucunu doğurmaz. İcra dairesinin yetkisine itiraz etmeyen davalının, süresi içinde usulüne uygun olarak mahkemenin yetkisine itiraz etmesi geçerlidir.
Davalı da süresinde verdiği cevap dilekçesi ile mahkemenin yetkisine itiraz etmiştir.
Takip dayanağı sözleşmeye göre ilk derece mahkemesi yetkili olmadığından davacının istinaf sebepleri yerinde değildir.Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur” ———Taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu olmayan sözleşme incelendiğinde “Anlaşmazlıkların çözümü” başlıklı 13 üncü maddeye göre, sözleşmenin ve protokolün uygulanmasından doğacak uyuşmazlıkların çözümünde —- mahkeme ve icra dairelerinin yetkili olduğunun kararlaştırıldığı anlaşılmıştır.
Davalı süresinde verdiği cevap dilekçesinde, —– mahkeme ve icra dairelerinin yetkili olduğunu ileri sürmüştür. Yukarıda açıklanan nedenlerle, davanın, sözleşmede münhasır yetki sözleşmesinin yer alması nedeni ile davalı yanın yetkiye dair ilk itirazının kabulü ile 6100 sayılı yasanın 116/f.1-b hükmü gereği usulden reddine, kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde başvuru halinde dosyanın yetkili —– Nöbetçi Asliye Ticaret mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1.Davanın, sözleşmede münhasır yetki sözleşmesinin yer alması nedeni ile davalı yanın yetkiye dair ilk itirazının kabulü ile 6100 sayılı yasanın 116/f.1-b hükmü gereği usulden REDDİNE,
2.Kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde başvuru halinde dosyanın yetkili ——– Nöbetçi Asliye Ticaret mahkemesine gönderilmesine,
Dair, Davacı Vekilinin ve Davalı Vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta süre içerisinde ——- Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu. 25/04/2023