Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/91 E. 2023/70 K. 26.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/91 Esas
KARAR NO: 2023/70
DAVA: Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ: 03/02/2022
KARAR TARİHİ: 26/01/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Yukarıda adı ve adresi yazılı davacı tarafından açılan hukuk davasının 2709 sayılı —–Maddesi gereğince —–adına yargılama yapmaya görevli ve yetkili ——-Mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda aşağıda gerekçesi yazılı hükme ulaşılmıştır.
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı şirket arasında ——- tarihinde —— şehrinde gerçekleşecek olan —– Fuarında müvekkilin ürün tanıtımı yapabilmesi adına davalı şirketin mülkiyetinde bulunan ——- tarihinde imzalandığı, davalı şirket fuar standının tüm işlemlerini yapacağını taahhüt altına almış ise de; müvekkili fuar bitiminde haksız ve mesnetsiz olarak —— bedelini davalı şirket adına fuar yönetimine ödediği, bu durum davalı şirkete defalarca iletilmesine rağmen davalı şirket tarafından müvekkili şirkete herhangi bir ödeme yapılmadığı, somut olayda müvekkili şirket fuar katılımcısı, davalı yan fuar düzenleyicisi olup, müvekkili şirket, taraflar arasındaki fuar katılım sözleşmesine dayanarak fuar alanında sergilemek üzere getirmiş olduğu tekstil ürünlerinin üzerine yağ kokusunun sinmesinden kaynaklı tazminat talebinde bulunduğu, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nın 5/1. maddesi uyarınca, ticari davalara bakmak görevi, asliye ticaret mahkemesine ait olduğu, Ticari davalar, mutlak ve nispi ticari davalar olarak ikiye ayrıldığı, nispi ticari davalar, TTK’nın 4/1. maddesinin ilk cümlesinde tarif edilen davalar olduğu, buna göre, her iki tarafın da “ticari işletmesiyle ilgili hususlardan kaynaklanan” hukuk davalarının ticari dava sayıldığı, davaya dayanak oluşturan 04.12.2013 tarihli sözleşme ve ekleri incelendiğinde fuar katılım sözleşmesi başlıklı sözleşmede müvekkili şirkete——- yazılı standın tahsisinin yapıldığı, sözleşmenin 5. maddesinde kiralama bedeline dahil olan hizmetlerin; ——–şeklinde gösterildiği anlaşıldığı, sözleşmenin niteliğine göre taraflar arasında kira ilişkisi değil hizmet ilişkisi mevcut olduğu, her iki tarafın tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olmasına göre ticari dava niteliğinde bulunan uyuşmazlığın asliye ticaret mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir.” şeklinde olduğu, görüldüğü üzere müvekkili şirketin haksız olarak ödediği çöp cezası, davalı şirket tarafından sözleşme hükümlerine göre ödenmeli iken ödenmemiş olması mahkemenizde yargılamayı gerektirmiş olup işbu davayı mahkemenizde açma gereği hasıl olduğundan bahisle davanın kabulüne, dava, çöp cezas alacağına ilişkin olduğu ve taraflar arasında yabancı para ——– sözleşme imzalandığı için, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalının sebep olduğu menfi, müspet ve munzam zararların tazmini için 1.992,35 EURO’nun temerrüt tarihinden itibaren avans faizi ile müvekkiline ödenmesine, dava masrafları ve ücret-i vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı tarafa mahkememiz tarafından usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen dosyaya cevap dilekçesi sunulmamıştır.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, fuar için stant kiralanmasına dair alacak davasıdır.
Mahkememizce; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek; taraf vekillerinin vermiş olduğu dilekçeler, tarafların ibraz ettiği tüm deliller, mahkememizce aldırılan bilirkişi raporu ile tek tek incelenmiştir.
Mahkememizce dosya sözleşmeler/nitelikli hesaplamalar konusunda uzman akademisyen bilirkişiye tevdii edilmiştir.
Mahkememizce aldırılan 24/11/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacı dava dilekçesinde söz konusu yükümlülüğün taraflar arasındaki sözleşmeye dayandığını ve bu sözleşmenin hizmet sözleşmesi olduğun iddia ederek, davanın ticari dava niteliği bulunduğunu, kira sözleşmesinden kaynaklanan bir dava olmadığını, davalının yükümlülüklerini hizmet yükümlülüğü niteliğinde olduğunu örnek —— sunmak suretiyle belirtildiği, bu—— fuar organizasyonunun geniş anlamda bir iş görme sözleşmesi niteliği taşıdığı belirtildiği, davacı tarafından sunulan sözleşme incelendiğinde, davalının fuar organizatörü olmadığı, davacının ihtiyaç duyduğu standın kurulması ve bunun kullandırılmasına yönelik temel yükümlülük ile standın bir kereye mahsus temizliği dışında bir asli yükümlülüğünün bulunmadığı, temelde standın kullanıma hazır olarak teslimi ve bazı yan edimleri içerdiği görüldüğünden, somut uyuşmazlığın kira sözleşmesi temelli olduğu kanaati oluşmakta olup, bu hususun —– takdirinde olduğu, davacı ile davalı arasında oluştuğu belirtilen sözleşmeye ilişkin metinde davalı tarafın imzasının bulunmadığı, varlığı iddia edilen sözleşmede tarafların yükümlülükleri incelendiğinde, davalının———- olmadığı sadece fuarda kullanılacak standın kiralanmasını üstlendiği, bu yükümlülüğün kullanıma hazır hale getirmeye yönelik bazı yan edimlerle güçlendirildiği, Takdirin Sayın Mahkemede olduğu, yapılan ödemenin fuar alanında bırakılan standın kaldırılması işleminin karşılığı olduğu iddiası bakımından, dosyaya sunulan belgelerin bu durumu açık biçimde ifade etmediği, fuar sonrası temizlik veya atık bertaraf edilmesi açıklamalı faturaların, stant sökümü imhası vs gibi iddialar bakımından yeterli bilgi içermediği, davalıdan sadır olan mailin, stant kurma ve sökmeye yönelik yükümlülük üstlenildiğine yönelik açık bir irade ortaya koymadığı, bu konuda dosya kapsamında başkaca bir bilgi ve belgenin de bulunmadığı yönünden görüş ve kanaate varıldığı bildirilmiştir.
6100 Sayılı HMK’nun “Sulh Hukuk mahkemelerinin görevi” başlığı altındaki 4. maddesinde de “(1) Sulh Hukuk mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın; a) Kiralanan taşınmazların, ———göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine dair hükümler ayrık olmak üzere,kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları, b) Taşınır ve taşınmaz mal veya hakkın paylaştırılmasına ve ortaklığın giderilmesine dair davaları, c) Taşınır ve taşınmaz mallarda, sadece zilyetliğin korunmasına yönelik olan davaları, ç) Bu Kanun ile diğer kanunların, sulh hukuk mahkemesi veya sulh hukuk hâkimini görevlendirdiği davaları, görürler” hükmüne yer verilmiştir.
Tekmil dosya kapsamında somut olayda ; davacı vekilinin dava dilekçesinde de belirttiği üzre taraflar arasında — tarihinde —- düzenlenecek olan—- davacının ürünlerini tanıtabilmesi için davalının mülkiyetinde bulunan —- standının kiralanmasına dair ——- tarihli sözleşme imzalandığı, sözleşme altında tarafların sıfatlarının kiracı ve kiralayan olarak belirtildiği, bilirkişi raporunda da belirtildiği üzre kira sözleşmesinin altında kiralayan sıfatı altında davalı ——- imzasının da bulunmadığı, yine dosyaya sunulu kira sözleşmesi incelendiğinde, davalının fuar organizatörü olmadığı, davacının ihtiyaç duyduğu standın kurulması ve bunun kullandırılmasına yönelik temel yükümlülük ile standın bir kereye mahsus temizliği dışında bir asli yükümlülüğünün de bulunmadığı, sözleşmenin asli unsur ve edimlerinin temelde standın kullanıma hazır olarak teslimi ve bazı yan edimleri içerdiği, bu sebeple davacı vekilinin de dava dilekçesinde belirttiği üzere mahkememizce de somut uyuşmazlığın kira sözleşmesi temelli olduğu, hizmet sözleşmesi olmadığı mahkememizce kabul edilmiş, mahkememizin eldeki davada görevsiz olduğu ve görevli mahkemenin kira ilişkisinden doğan tüm uyuşmazlıklara bakmakla görevli Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu mahkememizce değerlendirilmiştir.
Görev kuralları, kamu düzenine dair olup yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen gözetilmesi gereken hususlardandır. Bu durumda mahkememizce, Sulh Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu gözetilerek, HMK’nın 114/1-c maddesine göre, görevsizlik sebebiyle aynı Yasa’nın 115/2. maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan HMK’nun 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca DAVANIN USULDEN REDDİNE,
2-Yasal sürede başvurulması halinde dosyanın görevli ———– Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK’nun 331/2 madde gereğince süresi içerisinde müracaat yapıldığı takdirde yargılama giderlerine gönderilen mahkemece dikkate alınmasına,
4-Kararın kesinleşmesinden itibaren HMK’nun 20/1-son cümle gereği dosyanın iki haftalık süre içerisinde görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin istenilmemesi halinde DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesi için dosyanın yeniden ele alınmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde ———— nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.26/01/2023