Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/842 E. 2023/50 K. 24.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/842 Esas
KARAR NO: 2023/50
DAVA: İtirazın İptali (Taşınır Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 11/03/2021
KARAR TARİHİ: 24/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali (taşınır kira sözleşmesinden kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından davalı şirkete verilen ——kiralama, nakliye bedeli istinaden fatura düzenlendiğini, taraflar arasında düzenli olarak mal ve hizmet verildiği, bu nedenle cari hesap olarak çalışıldığını, müvekkili tarafından düzenlenen faturaların ödenmemesi üzerine davalı aleyhine——sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, takibe haksız olarak itiraz edildiğini, davalı tarafından faturalara itiraz edilmediğini belirterek; itirazın iptali ile takibin devamına ve %20 oranından az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava açılmadan önce usulüne uygun olarak arabuluculuğa başvurulmadığından davanın usulden reddinin gerektiğini, müvekkilinin davacıdan muhtelif zamanlarda ———aldığını, müvekkilinin almış olduğu bütün hizmetlerin karşılığı bedellerin tamamının ödendiğini, müvekkilinin karşı yana borcunun bulunmadığını, davacı tarafından verilmeyen hizmete dair fatura kesilmiş olması durumunun muhtemel olduğunu, davacının verdiği hizmeti ispat etmesi gerektiğini savunarak; davanın reddine ve %20 oranından az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Hukuki Nitelendirme, Delillerin Değerlendirilmesi ve Netice
Dava, İİK’nun 67/1 maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır.
İtirazın iptali davası, takip borçlusunun ödeme emrine süresi içinde itiraz etmesi halinde, takibin devamını sağlamak amacıyla, takip alacaklısı tarafından 2004 sayılı Yasanın 67 nci maddesine göre, itirazın kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde açılan ve genel hükümler çerçevesinde incelenen bir eda davasıdır.
Borçlunun itirazı, icra dairesi tarafından alacaklıya tebliğ edilmiş olmadıkça bir yıllık süre işlemeye başlamaz; yüksek mahkeme kararlarına göre alacaklı, itirazın kendisine tebliğinden önce de itirazın iptali davası açabilir ——- Alacaklı bir yıllık süresi içinde itirazın iptali davası açmaması halinde takip düşer ise de alacağı zamanaşımına uğramadığı sürece genel hükümlere göre alacağını dava edebilir.
Davanın kabul edilmesi halinde, borçlu tarafından yapılan itiraz iptal edildiğinden, itiraz üzerine duran takibe (haciz) devam edilebilir. İtirazın iptali davası devam ettiği sürece, bir yıllık haciz talebi süresi işlemez.
İspat yükünün -kural olarak- davacıda olduğu itirazın iptali davasında, alacaklı (normal bir alacak davasında olduğu gibi) alacağının varlığını usul muhakemesinde caiz olan her türlü delil ile ispat edebilir. Davanın reddi halinde, itiraz ile duran takip iptal edilmiş sayılır ve ilam kesin hüküm teşkil ettiğinden takip alacaklısı tarafından konusu aynı olan bir dava tekrar ikame edilemez. Ayrıca borçlunun talep etmesi halinde, mahkeme, alacaklının kötüniyetle icra takibinde bulunduğu kanısına varırsa alacaklıyı yüze yirmiden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum eder (67/II). Kötüniyet olgusunu ispat yükü, tazminat talep eden davalı borçludadır. Tazminatın, asıl alacak üzerinden hesaplanması gerekir.
Davanın kabulü halinde, itiraz üzerine duran takibe devam edilir; (varsa) ihtiyati haciz, kesin hacze dönüşür. Ayrıca, alacaklı tarafça talep edilmesi halinde, takip konusu alacağın belirlenebilir (likit) olduğu durumlarda davalı (takip borçlusu) alacak miktarının asgari yüzde yirmisi oranında inkar tazminatına mahkum edilir. Yüksek mahkemenin yerleşik uygulamasına göre hüküm altına alınacak inkâr tazminatının asıl alacak üzerinden hesaplanması gerekir ———
Kaldırma İlamı Öncesi
Mahkememizce, 2/12/202 tarihli karar ile,
“(…) Dosya kapsamında mahkememizce tarafların ilgili yıllara ait ticari defter kayıtları üzerinde inceleme yapılmasına karar verilmiş, belirlenen inceleme gününde ticari defter kayıtlarının sunulmaması halinde HMK md. 220/3 uyarınca ibrazdan kaçınılmış sayılacağı hususu duruşmada hazır olan davalı vekiline ihtar edilmiştir. Buna rağmen davalı tarafından ticari defter kayıtları ibraz edilmediği gibi, yerinde inceleme talep edilmesine rağmen defter kayıtları bilirkişi incelemesine sunulmamıştır. Bu durumda davalı ticari defter kayıtlarını ibrazdan kaçındığından, HMK md. 222/3 uyarınca, davacının usulüne uygun olarak tutulmuş ticari defter kayıtları kendisi lehine delil olarak kabul edilmiştir. İncelenen davacı kayıtlarına göre davacı tarafından toplamda —– bedelli fatura düzenlendiği, karşılığında ise davalıdan 18.500,00 TL ödeme alındığı, davacının 15.947,39 TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir. Kaldı ki; davalı vekilince sunulan cevap dilekçesinde, davacı şirketten alınan hizmet karşılığı düzenlenen fatura bedellerinin ödendiği, ancak davacı tarafından verilmeyen hizmete dair fatura düzenlenmesi ihtimaline binaen davacının verilen hizmeti ispatlaması gerektiği iddia edilmiştir. Davacı tarafından başlatılan icra takibi ile davalı yana gönderilen ödeme emrinde borcun dayanağı olan faturalar tek tek belirtilmiş ve fatura örnekleri icra dosyasına sunulmuştur. Basiretli bir tacir gibi davranmak zorunda olan davalı, takibe dayanak faturalara konu hizmetin verilip verilmediğini bilebilecek durumdadır. Davalı vekilinin cevap dilekçesi ile ileri sürülen beyanları HMK’nun 29. Maddesi kapsamında çelişkili beyanda bulunma yasağı kapsamına gireceğinden, hizmetin ispatlanması gerektiği yönündeki beyanlarına da itibar edilmemiştir. Hal böyle iken, ödeme savunmasında bulunan davalının iddiasını ispat ile mükellef olduğu, ödeme yapıldığına dair dosyaya herhangi bir delilin sunulmadığı, cevap dilekçesi ile birlikte yemin deliline de başvurulmadığı dikkate alınarak, davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir” denilmek suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; kararın istinaf edilmesi üzerine,——– ile,”(…) Somut olayda, davacı kiraya veren, taraflar arasındaki ———kiralama sözleşmesine göre ödenmesi gereken kira bedeli ile nakliye bedelinin tahsili için düzenlenen faturaya dayanarak, davalı hakkında başlatılan icra takibine itirazın iptali isteminde bulunmuştur. Dava dilekçesindeki açıklamalara göre taraflar arasındaki uyuşmazlık kira ilişkisinden kaynaklandığından —-tarihinde açılan davada görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesidir. ———-kiralama sözleşmesine göre ödenmesi gereken kira bedeli ile nakliye bedelinin tahsili istemli taleplerin kira ilişkisinden kaynaklandığı ve Sulh Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu ifade edilmiştir ———–Bu itibarla mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde işin esası incelenerek davanın esastan sonuçlandırılması hatalı olmuştur” demek suretiyle kararı kaldırmıştır.
Kaldırma Sonrası Tüm dosya kapsamı ve yüksek mahkeme kararı doğrultusunda, somut olayda uyuşmazlığın kira sözleşmesinden kaynaklandığı, taraflar arasındaki ————-kiralama sözleşmesine göre ödenmesi gereken kira bedeli ile nakliye bedelinin tahsili için düzenlenen faturaya dayanarak, davalı hakkında başlatılan icra takibine itirazın iptali isteminde bulunulduğu, uyuşmazlığın hallinde görevli mahkemenin sulh hukuk mahkemesi olduğu anlaşıldığından avanın görevsizlik —- nedeniyle usulden reddine, görevli mahkemenin ——– Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesi olduğunun tespitine karar verilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1.Uyuşmazlığın ticari davaya vücut vermediği, genel mahkemelerde çözümlenmesi gerektiği anlaşıldığından, davanın GÖREVSİZLİK (114/f.1-c) nedeniyle USULDEN REDDİNE, görevli mahkemenin ——- Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesi olduğunun tespitine, kararın kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulması halinde ise bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Mahkememize başvurulması halinde, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesine,
2.Yargılama gideri ve vekâlet ücretinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren iki hafta süre içerisinde——– Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu. 24/01/2023