Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/816 E. 2023/476 K. 08.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/816 Esas
KARAR NO : 2023/476

DAVA : Zayi Belgesi Verilmesi
DAVA TARİHİ : 12/10/2022
KARAR TARİHİ : 08/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan zayi belgesi verilmesi davasının yapılan açık yargılaması sonunda;

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;müvekkili şirketlerin, peyzaj işi ile iştigal ettiğini, 2020 ve 2021 yıllarında şirketlerin muhasebe işlemlerini yürütmesi adına serbest muhasebeci ve mali müşavir olan —–ile çalıştığını, ancak muhasebe işlemlerinin usulüne uygun olarak yürütülmemesi, kayıtların tutulması ve mali müşavirin sorumluluklarını yerine getirmemesi gibi nedenler ile 2022 yılı itibari ile taraflar arasında devam eden iş ilişkisinin usulüne uygun olarak sona erdirildiğini, söz konusu evrakların teslim ve iade edilmediğini, —-Cumhuriyet Başsavcılığının —— Sor. Numarası ile gerekli tahkikatın yapılması amacı suç duyurusunda bulunulduğunu, müvekkilin tüm özen ve dikkatine karşın elde olmayan sebepler ile, güven duyularak işin teslim edildiği şahıs tarafından alınmış ve tüm çabalarına rağmen iade edilmediğini, işbu sıkıntıların ve müvekkilinin ticari hayatının sürdürülebilmesi için Türk Ticaret Kanunun 82/7. Maddesi uyarınca 2020 ve 2021 yıllarına ait ticari defterlerin, nizamlar ve mali bilançoların zayi olduğuna dair zayi belgesi verilmesini talep ve dava etmiştir.
Hukuki Nitelendirme, Delillerin Değerlendirilmesi ve Netice
Talep, 6102 sayılı Yasanın 82/7 maddesi gereğince ticari defterlerin kaybolması nedeniyle zayi belgesi verilmesi istemine ilişkindir.
Yasanın 18/2 maddesinde ise; “Her tacirin ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerekir” hükmü düzenlenmiştir.
6102 sayılı Yasanın 82/7 maddesinde; “Bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defterler ve belgeler; yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içinde zıyaa uğrarsa tacir zıyaı öğrendiği tarihten itibaren onbeş gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden kendisine bir belge verilmesini isteyebilir. Bu dava hasımsız açılır. Mahkeme gerekli gördüğü delillerin toplanmasını da emredebilir” şeklinde düzenleme yapılmakla tacirlere ticari defter ve kayıtlarını saklama ve ibraz hususunda zorunluluk getirilmiştir.
Anılan TTK’nun 82/7 maddesinde zayi belgesi istenebilmesi için tacirin saklamakla yükümlü olduğu defter ve belgelerin zıyaa uğraması halleri tahdidi olarak sayılmamış ise de, yapılan tadadi sayımdan defterlerin tacirin elinde olmayan sebepler ile zıyaa uğraması gerektiği anlaşılmıştır. Bir başka anlatımla, tacir saklamakla yükümlü olduğu defter ve belgelerin saklanması ve korunmasına yönelik gerekli özeni göstermekle yükümlü olup, bu özene rağmen defter ve belgelerin zıyaa uğraması halinde zayi belgesi verilmesini talep edebilecektir.”… Dava, TTK 82/7 m. uyarınca bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu ticari defterin zayi olduğuna dair belge verilmesi istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
TTK’nın 82/7. maddesinde; “Bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defterler ve belgeler; yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içinde zıyaa uğrarsa tacir zıyaı öğrendiği tarihten itibaren onbeş gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden kendisine bir belge verilmesini isteyebilir. Bu dava hasımsız açılır. Mahkeme gerekli gördüğü delillerin toplanmasını da emredebilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Yukarıda belirtilen kanun hükmü uyarınca tacirin defter ve belgelerinin korunması amacıyla gereken dikkat ve ihtimamı göstermiş bulunması, ayrıca ziyaa uğramanın onun iradesi dışında elinde olmayan bir durum nedeniyle meydana gelmiş olması gerekmektedir.
Somut olayda, davacının defterlerin mali müşavirde bulunduğu sırada kaybolduğu yönündeki soyut iddiasına karşılık, mali müşavirin davacıya cevabi ihtarında defterlerin kendisinin uhdesinde değil her zaman şirketin muhasebe servisinde bulunduğu belirtilmek suretiyle iddianın doğrulanmamış olması, dinlenen tanık beyanlarının da iddianın ispatı için yeterli görülmemesi karşısında, davacının gerekli dikkat ve özeni gösterdiği halde elinde olmayan bir nedenle defterlerinin kaybolduğunu ispat edemediği, dolayısıyla zayi belgesi verilmesine ilişkin şartların mevcut olmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.Bu itibarla mahkemece verilen kararda bir isabetsizlik bulunmamakta olup, açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE” (—- Bam —–.HD —– numaralı soruşturma dosyası getirtilerek incelenmiş, şikayet hakkında takipsizlik kararı verildiği, itiraz üzerine ilgili sulh ceza hakimliğinin itirazı reddettiği, davacının beyanı dışında defterlerin muhasebecide kaybedildiğine dair herhangi bir delilin mevcut olmadığı, davacının gerekli dikkat ve özeni gösterdiği halde elinde olmayan bir nedenle defterlerinin kaybolduğunu ispat edemediği, dolayısıyla zayi belgesi verilmesine ilişkin şartların mevcut olmadığı sonuç ve kanaatine varıldığından davanın reddine karar verilmiştir.

HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1.-Yasal şartları oluşmayan davanın REDDİNE,
2.-Alınması gerekli 179,90.-TL maktu harçtan dava açılırken peşin olarak yatırılan 80,70.-TL mahsubu ile bakiye 99,20.-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3.-Davacı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,
4.-Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesi ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren iki hafta süre içerisinde —– Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu.