Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/812 E. 2022/1007 K. 07.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/812 Esas
KARAR NO : 2022/1007

DAVA : Sıra Cetveline İtiraz (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235))
DAVA TARİHİ:30/12/2021
KARAR TARİHİ:07/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan Sıra Cetveline İtiraz (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesi özetle ; müvekkili olan davacının, davalı —–ada, —– parsel üzerinde henüz inşaatına başlanmamış olan —— projesinden ——adet taşınmazı 264.064,50-TL’ye satın almış olduğunu, taraflar arasında buna ilişkin taşınmazların satışı, teslimi, ödeme ve tapuda mülkiyet devrine ilişkin—— yevmiye nolu satış vaadi sözleşmesi akdedildiğini, taraflar arasında sözleşme bedeli olarak belirlenen 264.064,00-TL’nin tamamı müvekkil davacı tarafından davalıya ödendiğini, taraflar arasındaki sözleşmenin Bağımsız Bölümün Teslimi başlıklı 5. Maddesinin 1. Fıkrası uyarınca dava konusu bağımsız bölümün teknik şartnameye uygun olarak davalı tarafından inşa edilip inşaat yapı ruhsatı alınmasından itibaren 24 ay içerisinde müvekkile anahtar teslim olarak teslim edileceği belirlenmiş olup davalı tarafından 2018 yılının Haziran ayında projenin tamamlandığını ve teslim edilmiş olması gerekirken bu tarihte davalı tarafından proje tamamlandığını, dava konusu taşınmazın her türlü takyidattan ari olarak hacizsiz ve ipoteksiz olarak, bu mümkün olmaması halinde noterde tanzim edilen satış vaadi sözleşmesinin tapuya şerh verildiği tarihinden sonraki hacizl ve şerhlerin terkini ile müvekkilim adına tapuda tescilini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesi özetle ; Müvekkili şirketin davacı ile Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi akdetme iradesi bulunmadığını, davacı yanın sunmuş olduğu evrakın incelenerek, imzanın şirket yetkilisine ait olup olmadığı incelenmesi gerektiğini, Müvekkili şirket, belgenin sunulduğu tarihte şirket kaşesi altına müşterek çift imza ile birlikte temsil edildiğini Müvekkili şirketin temsil yetkisini kural olarak en az iki kişiye vermesindeki amaç; özellikle şirketi borç altına sokan işlemlerin denetimini sağlamak, şirket tüzel kişiliğinin, pay sahiplerinin ve üçüncü kişilerin zarara uğramasını önlemek olduğunu, Müvekkili Şirket açısından çift imza kuralının benimsenmiş olması, aynı zamanda temsil yetkisinin de sınırlandırılması anlamına gelmediğini, ancak dava konusu edilen belgede şirket kaşesi altında bulunan imzalardan birinin kim tarafından atıldığı belli olmayıp, şirketin imza sirkülerinde yer alan imzalardan biri olmayıp, müvekkili şirketi o dönemde temsil eden şahıslara ait olmadığını, bu nedenle sözleşmenin hiçbir bağlayıcılığı bulunmamakta olup sözleşmeyi imzalayan şahsın tespit edilemediğini,—–kayıtlarından da bu husus açıkça görüleceğini, Şirket adına hareket etme yetkisi olmadığı halde yetkisiz kişi tarafından işlem yapılması ”yetkisiz temsil” niteliğinde olup, bu işlemlerden müvekkil şirket sorumlu tutulamayacağını, işlemi yapan şahıs işlemden şahsen sorumlu olacağını, yetkisiz temsile ilişkin hükümler Türk Borçlar Kanunu madde 46’da düzenlendiğini, Kanun hükmünden de açıkça anlaşılacağı üzere temsil olunan müvekkili şirket yapılan işlemlere onay verdiği takdirde yükümlülük altına girdiğini, bu şekilde verilen bir onay olmadığı için yapılan işlemler müvekkili şirketi bağlamadığını, müvekkili şirket, yetkisiz temsilcinin veyahut taklit imza ile yapılan işlemlere onay vermediğini, müvekkili şirket hiçbir şekilde bu kişinin yaptığı işlemlere onay vermediğini, şirketin bağlı olduğu ticaret odasında da şirket yetkilisi olan kişiler görülmekte olup, herkesin erişimine açık bilgiler olarak ulaşılabilir nitelikte olduğunu, ayrıca müvekkili şirkette yetki sahibi olan kişilerin ve herhangi bir sahte imza hususuna mahal vermemek adına noterde düzenlenmiş imza sirküleri de bulunmadığını, bu bağlamda davacı tarafın iddia ettiği belgeye konu edilen işlemlerin, şirketin bu konuda yetki tevdi ettiği yetkilisi tarafından yapılması gerektiğini, yetkisiz kişinin yapmış olduğu işlem müvekkili şirketi bağlamayacağını, hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemekle birlikte; kaldı ki davacı yanlar tarafından temsil olunan müvekkili şirkete işlemi onayıp onamayacağını bildirmesini istemediği de görülmektedir. Müvekkil şirketin temsil yetkisi vermediği bir kişinin hukuki işlemlerinden sorumlu olması beklenemez, bu durum açıkça hukuka aykırılık teşkil etmediğini, Tüm bu açıklanan nedenlerle davacı tarafından haksız ve hukuka aykırı olarak tarafımıza dava ikame edilmiş olan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, sıra cetveline itiraz ve neticelerini düzenleyen İİK’nun 235.maddesi hükmüne dayalı kayıt kabul davasıdır—–Karar sayılı 07/01/2022 tarihli görevsizlik kararı ile ; ” davalı müflis şirket hakkında —– Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ——Esas sayılı dosyası üzerinden 15/12/2021 tarihinde iflas kararı verildiği ve işbu davanın iflas kararı verilmesinden sonra 30/12/2021 tarihinde mahkememize açıldığı anlaşılmaktadır. Bir diğer ifadeyle, davalı ——dava tarihinden önce iflasına karar verilmiş durumdadır. İflastan sonra masaya giren mal ve haklara ilişkin olarak müflis aleyhine bir dava açılamaz. İflas masasından hak iddiasında olanlar, alacaklarını veya haklarını İİK’nın 219/2. maddesi gereğince masadan isterler (masaya yazdırırlar). İflas idaresinin istenen alacakları kabul etmemesi halinde ise İİK’nın 235. maddesinde açıklanan sıra cetveline itiraz (kayıt kabul) davasının açılması gerekir. İflastan sonra müflise karşı dava açılması halinde bu davaya İİK’nın 235/11. maddesi gereğince sıra cetveline itiraz (kayıt kabul) davası olarak devam edilmelidir.
Ancak, İİK’nın 235/1. maddesinde “Sıra cetveline itiraz edenler, cetvelin ilanından itibaren onbeş gün içinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesine dava açmaya mecburdurlar” hükmü düzenlenmiş olup, bu nedenle bu davanın görevli asliye ticaret mahkemesinde görülmesi gerekmektedir. Buradaki mahkemenin yetkisi de kamu düzenine ilişkindir.
Bu nedenle; —–Bölge Adliye Mahkemesi——Hukuk Dairesi’nin 02/07/2019 tarih ve —–Esas, —— Karar sayılı kararı da dikkate alınmakla, satıcı —– davadan önce iflasına karar verilmiş olmakla eldeki bu dava “kayıt kabul davası” niteliğinde olduğundan, davada ticaret mahkemesinin görevli olduğu, iflas kararı verilmesinden sonra açılan Tapu iptali ve Tescil davasının iflas idaresine yönelik olarak yürütülmesi gerektiği ve talebin de aslında İİK’nın 235. maddesi gereğince sıra cetveline itiraz ( kayıt kabul ) davası olduğu ve Asliye Ticaret mahkemesinde açılması gerektiği anlaşılmakla, Mahkememizin görevsizliği ile İİK md.235/1 uyarınca kesin yetki kuralının bulunması, iflas işlemlerinin de —— Mahkemesi’ndeki İflas İdareleri tarafından yürütülecek olması nedeniyle dosyanın ——– Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verilmiş ve mahkememize tevzi olunmuştur.
İş bu dava, davalı hakkında 15.12.2021 günü verilen iflas kararından sonra 30.12.2021 tarihinde açıldığı ve İİK 235. Maddesine dayalı Kayıt ve Kabul davası olduğu belirlenmekle ; —— Asliye Ticaret Mahkemesi’nin—— esas sayılı dosyasından 15.12.2021 günü saat 14.13’den itibaren iflasına karar verilen davalı ——-Hakkında verilen iflas kararı ——Hukuk Dairesi’nin 08/06/2022 Tarih, —— Esas, ——-Karar sayılı ilamı ile KALDIRILMASINA karar verildiği, mahkememizde görülmekte olan iş bu kayıt kabul davasının konusuz kaldığı anlaşılmakla yargılama evresinde konusuz kalan dava hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere :
1-Yargılama evresinde konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
HARÇLAR
2-Alınması gerekli 80,70 TL harç davacı tarafından peşin olarak yatırıldığından başkaca harç tahsiline yer olmadığına,
VEKALET ÜCRETİ
3—— maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
YARGILAMA GİDERLERİ
4-Davacı tarafından harç olarak yatırılan 161,40 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından sarf edilen 162,50 TL posta ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 10 gün içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile —– Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.