Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/792 E. 2022/814 K. 10.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/792 Esas
KARAR NO : 2022/814

DAVA : Ticari Şirket (Tasfiyeye İlişkin)
DAVA TARİHİ : 05/10/2022
KARAR TARİHİ : 10/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Tasfiyeye İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesi özetle ; yetkilisi olduğu ——- dairesine kapanış verildiğini, ancak —- kapanış yapılmadığını, şirketle ilgili tüm evrakların — teslim edildiğinden bahisle ——–kapanış işlemlerinin yapılmasını dava ve talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava ; Hukuki niteliği itibariyle ——– kayıtlı ——- kapatılmasına ilişkindir.
HMK.nun 115 nci madde hükümlerinde , mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.
HMK.nun 114/h madde hükümlerinde , davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması dava şartı olarak belirtilmiştir.
——— numarasında kayıtlı bulunan dava dışı davacının ortağı bulunduğu,————– sermayesinin ————- olduğu, sermayenin———— davacı ———-olduğu, şirket müdürünün ortak davacı ——- münferit temsile yetkili bulunduğu görülmüştür.
Davacı dava dilekçesinde, şirketin kapatılması isteminde bulunulmuştur.
TTK.nun 636/1 madde hükümlerinde ;—— hallerde sona erer,
a) Şirket sözleşmesinde öngörülen sona erme sebeplerinden birinin gerçekleşmesiyle,
b) —— ile,
c) Kanunda öngörülen diğer —hallerinde sona erebileceği düzenlenmiştir.
Haklı nedenlerin varlığı halinde, her ortak mahkemeden şirketin feshini isteyebilir.
Davacı tarafından kapatılması istenilen şirketin organının mevcut bulunduğu, —- sona — sebeplerinin birinin gerçekleşmesi halinde —— erdirilebileceği belirtilmiştir.
—- ilamında da açıkça belirtildiği üzere,uyuşmazlığın çözümü için öncelikle hukuk yargılamasının amacı ve davada menfaat (hukuki yarar) kavramları hakkında açıklama yapılmasında yarar bulunmaktadır.
Medeni usul hukukunda hukuki yarar, mahkemeden hukuksal korunma istemi ile bir davanın açılabilmesi için davacının bu davayı açmakta (veya mahkemeden hukuksal korunma istemekte) bir çıkarının bulunmasıdır.
Davacının dava açmakta hukuk kuralları tarafından haklı bulunan (korunan) bir yararı olmalı, hakkını elde edebilmesi için mahkeme kararına ihtiyacı bulunmalı ve davacı mahkemeyi gereksiz yere uğraştırmamalıdır. (—————————- kararlarında da belirtildiği üzere buna hukuki —- ihtiyacı da denir. (——— Mahkemelerden hukuki himaye istenmesinde,—– değer bir yarar olmalıdır.
Öte yandan, —-, ——
—- — sayılı Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun yürürlükte olduğu dönem içinde öğreti ve yargısal kararlar, dava açarken hukuki yararın bulunması gereğini, “dava şartı” olarak kabul etmiştir. Bu şart, “dava konusuna ilişkin genel dava şartlarından biri” olup, davanın esası hakkında inceleme yapılabilmesi ve esas hakkında hüküm verilebilmesi için varlığı gerekli olduğundan “olumlu dava şartları” arasında sayılmaktadır.
Nitekim, aynı görüş, ——–.sayılı kararlarında da, benimsenmiştir.
01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda öğreti ve yargısal kararların bu uygulaması aynen benimsenerek, davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması “Dava Şartları” başlıklı 114. maddesinin 1.f ıkrasının (h) bendinde açıkça dava şartları arasında sayılmıştır.
Bir davada , hukuki yarar ilkesinin dava şartı olarak gözetilmesinin, yargılamanın amacına ve usul ekonomisi ilkesine uygun olarak yargılama yapılmasına yarar sağlayacağı, her türlü duraksamadan uzaktır.
Bu ilkeden hareketle, dava şartı olarak hukuki yararın varlığının, mahkemece, taraflarca dava dosyasına sunulmuş deliller, olaya veya olgular çerçevesinde, kural olarak davanın açıldığı tarihe göre, kendiliğinden ve yargılamanın her aşamasında gözetilmesi gerekir. Bu sayede, iç hukukumuzun bir parçası olan —– Özgürlüklerin Korunmasına İlişkin Sözleşme)’nin 6.maddesi ve —–düzenlenen “hak arama özgürlüğü” — dürüstlük kuralına uygun kullanılması sağlanabilecek; bu durum, haksız davalar açmak suretiyle, dava hakkının kötüye kullanılmasına karşı bir güvence oluşturacaktır.
Dava açmaktaki hukuki yarar; hukuk düzenince kabul edilmiş meşru bir yarar olmalı, bu yarar dava açan hak sahibi ile ilgili olmalı ve dava açıldığı sırada halen mevcut bulunmalıdır. Ayrıca açılacak davanın, ortaya çıkacak tehlikeyi bertaraf edecek nitelikte olması gerekir. Bir kimsenin hakkına ulaşmak için mahkeme kararının o an için gerekli olması durumunda hukuki yararın olduğundan sözedilebilir. Bir mahkeme kararına ihtiyaç yoksa hukuki yarardan söz edilemez ——
Yukarıda açıklanan açıklamaların ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
Davacı hem şirket müdürü olarak, hemde şirketin % 99 pay sahibi olarak —- yapma yetkisine sahiptir. —– toplantısında kanunda belirtilen sona erme nedenleri gerçekleşmiş ise fesih ve tasfiye kararı alma yetkisinin bulunduğu, burada Mahkemenin iznine gerek yoktur. Türk Ticaret Kanununda —- öngörülmüş toplantı nisabı bulunmamaktadır.
Davalı ——- devam etmekte ve —————— değildir.
Bu itibarla davacının şirket müdürü olarak — toplayıp, fesih ve tasfiye ile terkin kararı alma yetkisine sahip olduğu, bu nedenle dava açmasında hukuki yararının bulunmadığı belirlendiğinden, davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-KOŞULLARI OLUŞMAYAN DAVANIN USULDEN REDDİNE,
KARAR HARCI
2-Alınması gerekli 80,70 TL harç peşin alındığından başkaca harç tahsiline yer olmadığına,
DİĞER YARGILAMA GİDERLERİ
3-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Bakiye gider avansının talep halinde yatırana iadesine,
HMK 138 maddesi gereği dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.