Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/696 E. 2023/780 K. 25.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/696
KARAR NO : 2023/780

DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 13/09/2022
KARAR TARİHİ : 25/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

DAVA;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin 100.000.- T.L. lık sermayesinin 49.000.- TL’lık kısmının müvekkiline geri kalan 51.000.- TL’ lık kısmının da —- ait| olduğunu, söz konusu ortakların üçüncü kişiden hisse devir almak suretiyle davalı şirkete ortak olduklarını, —- Şirketi olan şirket unvanını —- Şirketi olarak değiştirdiklerini, —– şirket müdürü olarak seçildiğini ve şirketi münferiden temsil etme yetkisinin verildiğini, daha önceki müdürün temsil ve müdürlük yetkisinin kaldırıldığını, tüm bu hususların 01-04-2020 tarihinde tescil edildiğini, 08-04-2020 tarihli ve—- sayılı—- Gazetesi’nde yayımlandığını, müvekkilinin ve —- ortak olduğunda şirketin adresinin —– olduğunu, müvekkilinin şirketin amacının gerçekleşmesi için üzerinde düşen yükümlülükleri yerine getirdiğini, şirketin idaresinin müdür —– bırakıldığını, ancak şirket müdürü —–şirketi kötü yönettiğini, rekabet yasağına aykırı davrandığını, müvekkiline şirket ile ilgili bilgi verilmediğini, davalı şirket hakkında —-Cumhuriyet Başsavcılığı’nın —–sayılı dosyası üzerinden soruşturma başlatıldığını, 16-08-2022 tarihinde şirket merkezinde arama yapıldığını, malların yeddi emin olarak şirket çalışanına bırakıldığını, —–şüpheli sıfatıyla ifadesinin alındığını, 17-08-2022 – tarihinde —– giden müvekkilinin de ifade verdiğini, ifade sırasında şikayet eden firmanın davalı şirket hesabına 363.000.- ABD Doları gönderdiğini öğrendiğini, araştırma yapan müvekkilinin —- faturasız mal sattığını, bedellerini haricen aldığını tespit ettiğini, —– davalı şirketi kendi şirketine 2.000.000 Euro borçlandırdığını, —–önce şirketin unvanını —- Şirketi olarak değiştirdiğini, daha sonra da müvekkilinin endişeli halinden faydalanarak 17-08-2022 tarihli ve —- numaralı genel kurul kararı ile adres naklini sağladığını, adres naklinden bir gün sonra da sahtecilik yaparak hisselerini—–isimli kişiye devrettiğini, 18-08-2022 tarihli ve —- numaralı karar ile genel kurulun hisse devrini onayladığını ve —– şirket müdürü olarak seçildiğini, söz konusu kararda müvekkilinin imzasının sahte olarak atıldığını, kararın iptali için dava açıldığını, Savcılığa suç duyurusunda bulunulduğunu, şirketin merkez adresinin sanal ofis tabir edilen bir yere nakil edildiğini eldeki davada iptali talep edilen genel kurulda çağrı merasimine uyulmadığını, kararın kanuna aykırı şekilde alındığını, esas sözleşme hükümlerine de aykırı olduğunu, şirketin merkezinin —–adresine taşındığını, buranın başka şirketler tarafından da adres olarak gösterildiğini, bu adresin şirketin amacı ile bağdaşmadığını, TTK madde 616’ya göre şirket sözleşmesinin değiştirilmesi genel kurulun değiştirilemez yetkileri arasında sayıldığını, TTK madde 621’e göre de önemli kararlar arasında gösterildiğini ve temsil edilen oyların en az üçte ikisinin ve oy hakkı bulunan esas sermayenin tamamının salt çoğunluğunun bir arada bulunması halinde alınabileceğini, genel kurulun usulüne uygun halde yapılması halinde müvekkilinin kararın alınmasına engel olabileceğini belirterek şirket adresinin değiştirilmesine ilişkin kararın yürütmesinin tedbiren durdurulmasına, davalı şirketin adres değişikliğine ait 17-08-2022 tarihli ve—- numaralı kararın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP ;
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin adres değişikliğine ilişkin 17-08-2022 tarihli ve —- sayılı genel kurul kararının usulüne uygun olarak alındığını, davacının iddialarının genel kurul kararının iptali için geçerli bir neden olarak kabul edilemeyeceğini, kararın iki ortak tarafından birlikte alındığını, davacının alınan karara çekince koymadığını, dolayısıyla söz konusu genel kurul kararının iptalini talep etmesinin TTK madde 445 ve 446 uyarınca mümkün olmadığını, davacının genel kurulda çağrı usulüne uyulmadığı iddiasının da kabul edilebilir yönü olmadığını, iki ortaklı limited şirketlerde ortakların katılımı ile gerçekleştirilen toplantılarda TIK madde 617’nin uygulanabilirliğinin bulunmadığını, dava konusu genel kurulun TTK’nun 416’ncı maddesi uyarınca çağrısız genel kurul olarak toplandığını ve kararın alındığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE
Dava; davalı şirketin 17.08.2022 tarihli ve —- sayılı genel kurul toplantısında alınan merkez nakli değişikliği kararının iptali istemine ilişkindir.Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek, kanıtlar toplanmak ve bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle sonuçlandırılmıştır.
Düzenlenen bilirkişi raporu gerekçeli ve denetime elverişli bulunmakla hükme esas alınmıştır.
Bu itibarla toplanan deliller, mahkememizce benimsenen bilirkişi raporu, tarafların iddia ve savunmaları hep birlikte değerlendirildiğinde;
Bilindiği üzere Türk Ticaret Kanunu’nun 622 inci maddesine göre; anonim şirket genel kurul kararlarının butlanına ve iptaline ilişkin hükümleri, kıyas yoluyla limited şirketlere de uygulanır.
T.T.K. m. 446’da genel kurul kararlarının iptalinin hangi durumlarda ve kimler tarafından talep edilebileceği açık biçimde düzenlenmiştir. Maddeye göre toplantıda bulunup karara olumsuz oy veren bu durumu toplantı tutanağına geçirten pay sahipleri ile toplantıda hazır bulunsun veya bulunmasın, olumsuz oy kullanmış olsun ya da olmasın; çağrının usulüne göre yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini ve yukarıda sayılan aykırılıkların genel kurul kararının alınmasına etkili olduğunu ileri süren pay sahiplerinin, yönetim kurulunun ve kararların yerine getirilmesi kişisel sorumluluğuna sebep olacaksa yönetim kurulu üyelerinden her birinin iptal davası açabileceği belirtilmiştir.
Davalı—–Şirketi, —–Ticaret Sicili Müdürlüğü’nde—– sicil numarasıyla kayıtlıdır. Şirket daha önce —– Ticaret Sicili Müdürlüğü’nde kayıtlı olup, sicil numarası —– dur.
Davalı şirketin dava konusu genel kurulunun yapıldığı tarih itibarıyla sermayesi 1.500.000.- TL’ sı olup, bu sermayenin; 765.000.- TL’ lık kısmı ——, 735.000.- TL’ lık kısmı ise davacı——aittir.Davacı —– hisse oranı % 49’a tekabül etmektedir. Diğer ortağın hisse oranı da % 51 dir. Sirket müdürü ——Dava konusu genel kurul toplantısı, “merkez nakli” gündemiyle 17-08-2022 tarihinde yapılmıştır. Genel kurula—– ve davacı ——asaleten katılmışlardır. Şirketin mevcut iki ortağının katılımı ile % 100 oranında nisap sağlanmıştır. Genel kurulda şirketin “Merkezi ve Şubeleri” başlıklı ana sözleşmesinin 4 üncü maddesinin tadil edilmesine karar verilmiş ve kararı iki ortak da imzalamıştır. Alınan kararın sıra numarası “—-” dür.
Türk Ticaret Kanunu’nun 621.inci maddesinin |1.inci fıkrasının (f) bendinde; “şirket merkezinin değiştirilmesi” önemli kararlar arasında sayılmıştır. Karar 621 inci maddenin |1.inci fıkrasında belirtilen nisaba uygun olarak alınmıştır. Söz konusu karar 25-08-2022 tarihinde tescil edilmiş, 07-09-2022 tarihli ve —- sayılı—- Gazetesi’nde yayımlanmıştır.
Davacı —- genel kurula katılmış, kabul oyu kullanmış ve herhangi bir muhalefet beyanında da bulunmamıştır. Davacı çağrı merasimine uyulmadığını belirterek genel kurul kararının iptalini talep etmiştir, davalı ise genel kurulun TTK’nun ” çağrısız genel kurul” başlıklı 416’ınca maddesi uyarınca toplandığı ve karar alındığını savunmuştur, somut olayda; bütün pay sahiplerinin toplantıya katıldığı ve herhangi bir itirazda bulunmadan alınan kararı da itirazsız, muhalefetsiz imzaladıkları görülmekle; TTK’nun 416’ıncı maddesinde belirtilen çağrısız genel kurula ilişkin şartların gerçekleştiği, dava konusu kararın iptali içinde koşullar oluşmadığı belirlenmekle; davanın reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.

HÜKÜM; Ayrıntıları ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-KANITLANAMAYAN DAVANIN REDDİNE,
2-KARAR HARCI
Alınması gereken 269,85 TL maktu karar harcının 80,70 TL’si dava açılırken peşin olarak alınmış olduğundan geriye kalan 189,15 TL karar harcının davacı taraftan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-AVUKATLIK ÜCRETİ:
Davada avukatla temsil edilen davacı yararına belirlenen 17.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-DİĞER YARGILAMA GİDERLERİ:
a-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
b-Davalı tarafından yatırılan 11,50 TL vekaletname harcının davacı taraftan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
c-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,Dair, E- duruşma ile katılan davacı vekili ve duruşma salonunda hazır bulunan davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile —-Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.