Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/65 E. 2023/105 K. 02.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/65 Esas
KARAR NO : 2023/105

DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/01/2022
KARAR TARİHİ : 02/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Yukarıda adı ve adresi yazılı davacı tarafından açılan hukuk davasının 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 9. Maddesi gereğince Türk Milleti adına yargılama yapmaya görevli ve yetkil—- yapılan yargılaması sonucunda aşağıda gerekçesi yazılı hükme ulaşılmıştır.
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı firma tarafından ithal edilen——— müvekkili şirketçe satın alındığı ve bu—–istinaden davalı firma tarafından —–, faturayı müvekkili şirketin ödediği ancak üzerinden yaklaşık 7 ay geçmesine rağmen, davalı tarafından taşınırın müvekkiline teslim edilmediği, taşınırın teslimi için davalı firmaya —-yevmiye numaralı ihtarnamesi gönderildiği, müvekkili şirket tarafından defalarca davalı firma ile iletişime geçildiği ancak taşınırın teslimine dair herhangi bir işlem yapılmadığı ve borcun ifasında temerrüde düşüldüğü, taşınırın teslimi ve gecikmeden doğan zararın tazmini için arabuluculuğa başvurulduğu ancak yapılan görüşmeler neticesinde de anlaşma sağlanamadığından bahisle mahkemeye başvurma zorunluluğu hasıl olduğu, izah edilen nedenlerle, fazlaya ilişkin hak ve talepleri ile gecikmeden doğan tüm hak ve alacaklarının saklı kalmak kaydıyla, sözleşmenin aynen ifa edilmek üzere davaya konu —- seri numaralı güç kaynağının taraflarına teslimini, mahkemece yapılacak inceleme sonrası tespit edilecek tutar üzerinden ıslah etme hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkilinin gecikmeden dolayı uğramış olduğu şimdilik —-zararın davalıdan tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin dava dışı üçüncü şahıs —-olduğu anlaşma uyarınca —————–ithal ettiği, ihal edilen güç kaynaklarından —–esnasında hasarlanarak —–ayrıldığı, sigorta şirketi ile yapılan görüşmelerde,—- ayrılan kısmı için olan değeri düştükten sonra geri kalan bedeli ödediği, dava konusu olan taşınır mal olan bu hurda güç kaynağı davacıya fatura mukabili satıldığı ancak davacı tarafından teslim alınmaya gidildiğinde—— kullandığından bahisle taşınır malı davacıya teslim etmediği, müvekkilinin bunda herhangi bir kusuru bulunmadığı, dava dışı —-müvekkili şirkete haksız ve hukuka aykırı olarak icra takibi başlatıldığı ve taşınmaz üzerinde hapis hakkı uygulandığı, bu konudaki ihtilafın taraflar arasında devam ettiği, bu sebeple davacıya malın fiilen teslimi müvekkili şirketin herhangi bir kusuru bulunmamasına rağmen mümkün olmadığı, davacının geç teslim sebebiyle zararının tazminini talep etmesi haksız ve hukuka aykırı olduğundan bahisle davacının davasının ve taleplerinin reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İhbar olunan — vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Davalı tarafa —– müvekkili ——sigortalı olduğu, müvekkili şirketin dava konusu taleplere ilişkin herhangi bir sorumluluğu olmadığı, davalı tarafın talebi üzerine müvekkili şirket nezdinde,——– hasar dosyası açılmış olup, hasar dosyası tahtında tanzim edilen ekspertiz raporu doğrultusunda,—- 21.483,05-TL muafiyet bedeli düşülerek 1.470.128,53-TL, kayıtsız şartsız ibraname tahtında, davalı tarafa 28.04.2022 tarihinde ödendiği, bu hususun davalı tarafın dava dilekçesinde de açık bir şekilde beyan edildiği, hasar gören emtianın —- davalı tarafa bırakılması hususunda davalı taraf ile mutabık kalındığı, davalı taraf, davadışı —— ticari uyuşmazlıktan kaynaklı emtianın —– hapis hakkı uygulanması sebebiyle emtianın —— davacı tarafa teslim edemediği, bu yönüyle, müvekkil şirketin davalı tarafın emtiayı davacı tarafa teslim edememesine ve yaşanan gecikmeye ilişkin zararlardan herhangi bir sorumluluğu olmadığı, müvekkili şirketin nezdindeki —-sorumluluk —- niteliğinde olmadığından, davacı tarafın işbu poliçe kapsamında tazminat talebinde bulunma hakkı da bulunmadığı, tüm bu açıklamalar ışığında, somut davanın müvekkili şirkete ihbarında hukuki yarar bulunmadığı gibi, davalı tarafın dava sonucunda sorumluluğuna hükmedilse dahi iş bu poliçler nedeniyle müvekkili şirkete rücuen tazmin talebinde bulunması mümkün olmadığından İhbar olunan olarak aleyhlerine hüküm kurulamayacağını da belirterek; vaki ihbar üzerine davaya cevap vermiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, sözleşmeden kaynaklanan tazminat davasıdır.
Tekmil dosya kapsamında; dosyamız davalısı —- kişi konumunda olan—- imzalamış olduğu sözleşme gereği davaya konu güç kaynağının da içinde bulunduğu bir kısım emtiayı — ithal ettiği, akabinde taşıma süreci içerisinde davalıya ait olan ve taşınan emtiadan davaya konu güç kaynağının—- taşınması esnasına —- kırılması neticesinde hasarlandığı, bunun üzerine dava dışı olan —– sigorta tazminatı ödediği ve hasarı tazmin ettiği, hasarın tazmini sonrasında — şirketince dava dışı —-gereğince hasar bedelinin taraflarına ödenmesinin talep edildiği, dava dışı —- numaralı ihtarnamesi ile hasarlı emtianın halen antreposunda bulunduğunu ve muhafaza edilmeye devam edildiği, ardiye ücretinin de işlemeye devam ettiğinin beyan edildiği, davalı şirketin de kabulünde olduğu üzere dava dışı —- davamıza konu olan ve davacı tarafından teslimi talep edilen taşınırın şu an hapis hakkına istinaden fiilen zilyetliğini elinde bulundurduğu, —— dosyasının incelenmesinde; davaya konu olayın aynı taşıma işi sebebiyle meydana gelen hasarın rücuen tazmini olduğu, her ne kadar tarafları aynı olmasa da taraflarının aynı olmamasının hukuki ve fiili irtibatı etkilemeyeceği, zira 6100 sayılı HMK’nın 166/1 ve 166/4 fıkraları gereği davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek mahiyette olmasının bağlantının tespitinde kıstas olduğu, bu hali ile uyuşmazlığın aynı taşıma işlemi sebebiyle meydana gelen hasardan kaynaklandığının dosya kapsamında sabit olduğu, dosyamızda ihbar olunan sıfatına haiz —–esas sayılı dosyasında davacı konumunda olduğu, dosyamızda hapis hakkını kullandığı iddia olunan — dosyasının halen derdest olduğu, dava tarihinin — tarihi olduğu, izah edilen tüm bu sebepler ile iş bu dava dosyası— dosyası arasında hukuki ve fiili bağlantı bulunduğu anlaşılmıştır. HMK 166.maddesi uyarınca; aynı yargı çevresi içinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması halinde davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir. Davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte olması halinde davalar arasında bağlantı var sayılır.
Tüm dosya kapsamına göre, Mahkememizin—– Esas sayılı dava dosyası arasında HMK’nun 166. maddesinde ön görülen hukuki ve fiili bağlantının bulunduğu, birleştirme koşullarının gerçekleştiği belirlendiğinden aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin iş bu dosyası ile——— dosyası arasında hukuki ve fiili bağlantı olduğu anlaşılmakla, MAHKEMEMİZ DOSYASININ———– DOSYASI İLE BİRLEŞTİRİLMESİNE, esasın bu şekilde kapatılmasına,
2-Birleştirme kararının derhal birleştirilen mahkemeye bildirilmesine ,
3-Yargılamanın —- Esas sayılı dosyası üzerinden devamına,
4-Yargılama harç ve giderlerinin birleştirilen dosyada karara bağlanmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı esas hükümle birlikte istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı