Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/606 E. 2023/366 K. 27.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2022/606 Esas
KARAR NO:2023/366
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 08/08/2022
KARAR TARİHİ:27/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali (ticari satımdan kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile müvekkili arasındaki ticari ilişki dolayısıyla taraflar arasında bir cari hesap ilişkisi oluştuğunu, ancak, bu ilişki dolayısıyla davalı tarafından ödenmesi gereken alacağın ödenmediğini, davalı aleyhine ———-dosyası ile başlatılan icra takibine davalının haksız ve kötüniyetli olarak itiraz ettiğini, oysa müvekkilinin mevcut ticari kayıtları, faturalar ve ticari defterleri mucibince davalıdan alacaklı ve dolayısı ile takibin haklı olduğunun sabit olduğunu, yapılacak bilirkişi incelemesiyle bu hususun sübuta ereceğini, davaya konu takip alacağının davalıya kesilen faturalara eksik ödeme yapılmasından kaynaklandığını, davalının, kendisine bildirilen fiyatlar üzerinden sipariş verildiğini, fiyatların sipariş verildikten sonra arttırıldığını iddia etmesine karşın yapılan yazışmaları gösterdiğini, sipariş onayı verilmeden önce güncel fiyatların davalıya bildirildiğini ve davalının güncel fiyatlara itiraz etmemesi üzerine ürünlerin hazırlanıp davalıya gönderildiğini, güncel fiyatın kendilerine bildirildikten sonra siparişinden vazgeçmeyen üstüne ürünler teslim edilince eski tarife üzerinden ödeme yaparak “bize güncel fiyat önceden bildirilmedi eski fiyattan aldık” gibi bir açıklama ile eksik ödeme gerçekleştiren davalının haksız ve kötüniyetli olduğunu, borçlunun, cari hesap ekstresinde borçlu olduğunun görüldüğünü, arabuluculuk yoluna başvurulduğunu, ancak anlaşma sağlanamadığını, tüm bu nedenlerle takibe yapılan itirazın asıl alacak ve faiz yönlerinden iptali ile takibin tüm alacak yönünden devamına, haksız itiraz nedeniyle davanın açılmasına sebebiyet verildiğinden asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ile davacı arasında uzun süreli bir ticari ilişki söz konusu olduğunu, müvekkilinin davacı tarafından önceden kendisine bildirilen fiyat listelerine göre davacı firmadan mal/ürün aldığını, davacı firmadan ——tarihlerinde mevcut ve geçerli olan fiyatlar üzerinden mal siparişinde bulunduğunu ve ürünlerin bedeli olan toplam———– tarihinde banka kanalıyla davacı firmaya ödediğini, ancak davacının eksik ödeme yapıldığını ileri sürerek müvekkili hakkında icra takibi başlattığını, davacının sipariş tarihlerinden sonraki tarihli fiyat güncellemesini esas alarak müvekkili firmaya borç çıkarsa da güncel fiyat listesini 06/04/2021 tarihinde yani sipariş tarihlerinden sonraki bir tarihte gönderdiğini, bu hususun dava dilekçesi ekinde sunulan mail yazışması ile de sabit olduğunu, eski tarihli siparişlerin sonradan bildirilen tarife üzerinden faturalandırmasının hukuken izahı mümkün olmadığı gibi taraflar arasında böyle bir ticari teamül de bulunmadığını, davacı firmanın müvekkilinden bu olaya kadar hiçbir zaman fiyatların güncellendiğinden bahisle geçmişe yönelik fark bedel talep etmediğini, kaldı ki fiyat güncellemesinin davacı tarafından düzenli periyotlarla yapılmadığını, bu hususta takdirin davacıya ait olduğunu, müvekkili firmanın davacının ne zaman fiyat değişikliği yapacağını bilmediğini, fiyat değişikliğini kendisine yapılan bildirimle öğrendiğini, davacının tamamen inisiyatifinde kalan bir husustan dolayı müvekkilinin öngörülü olmasının beklenemeyeceğini, davacının basiretli bir tacir gibi hareket etmek zorunda olduğunu, aksi halde sonuçlarına katlanması gerektiğini, müvekkilinin davacı tarafından düzenlenen faturaları da kabul etmediğini, dilekçe ekinde sundukları karşılıklı mail yazışmalarının davacının hukuka aykırı bir talepte bulunduğunun net bir şekilde ortaya koyduğunu, davacı firma yetkilisinin müvekkili firma yetkilisine gönderdiği 24/04/2021 tarihli mail yazısından görüleceği üzere davacının dahi haksız bir talepte bulunduğunu bildiği halde bazı ekonomik gerekçelerle müvekkili firmadan anlaşış göstermesini istediğini, ancak müvekkilinin taraflar arasında böyle bir ticari teamül oluşmaması için davacının talebini haklı olarak reddettiğini, tüm bu nedenlerle davanın reddini, kötü niyetle başlatılan takipten dolayı davcının takip konusu alacağın %20’si oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Hukuki Nitelendirme, Delillerin Değerlendirilmesi ve Netice Dava, İİK’nun 67/1 maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır.İtirazın iptali davası, takip borçlusunun ödeme emrine süresi içinde itiraz etmesi halinde, takibin devamını sağlamak amacıyla, takip alacaklısı tarafından 2004 sayılı Yasanın 67 nci maddesine göre, itirazın kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde açılan ve genel hükümler çerçevesinde incelenen bir eda davasıdır.Borçlunun itirazı, icra dairesi tarafından alacaklıya tebliğ edilmiş olmadıkça bir yıllık süre işlemeye başlamaz; yüksek mahkeme kararlarına göre alacaklı, itirazın kendisine tebliğinden önce de itirazın iptali davası açabilir ———– Alacaklı bir yıllık süresi içinde itirazın iptali davası açmaması halinde takip düşer ise de alacağı zamanaşımına uğramadığı sürece genel hükümlere göre alacağını dava edebilir.Davanın kabul edilmesi halinde, borçlu tarafından yapılan itiraz iptal edildiğinden, itiraz üzerine duran takibe (haciz) devam edilebilir. İtirazın iptali davası devam ettiği sürece, bir yıllık haciz talebi süresi işlemez.İspat yükünün -kural olarak- davacıda olduğu itirazın iptali davasında, alacaklı (normal bir alacak davasında olduğu gibi) alacağının varlığını usul muhakemesinde caiz olan her türlü delil ile ispat edebilir. Davanın reddi halinde, itiraz ile duran takip iptal edilmiş sayılır ve ilam kesin hüküm teşkil ettiğinden takip alacaklısı tarafından konusu aynı olan bir dava tekrar ikame edilemez. Ayrıca borçlunun talep etmesi halinde, mahkeme, alacaklının kötüniyetle icra takibinde bulunduğu kanısına varırsa alacaklıyı yüze yirmiden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum eder (67/II). Kötüniyet olgusunu ispat yükü, tazminat talep eden davalı borçludadır. Tazminatın, asıl alacak üzerinden hesaplanması gerekir.
Davanın kabulü halinde, itiraz üzerine duran takibe devam edilir; (varsa) ihtiyati haciz, kesin hacze dönüşür. Ayrıca, alacaklı tarafça talep edilmesi halinde, takip konusu alacağın belirlenebilir (likit) olduğu durumlarda davalı (takip borçlusu) alacak miktarının asgari yüzde yirmisi oranında inkar tazminatına mahkum edilir. Yüksek mahkemenin yerleşik uygulamasına göre hüküm altına alınacak inkâr tazminatının asıl alacak üzerinden hesaplanması gerekir ———–
Mahkememizce; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek; taraf vekillerinin vermiş olduğu dilekçeler, ibraz ettikleri tüm deliller, ——— sayılı dosyası, tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.——— incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine 6.220,85-TL Asıl Alacak, 677,31-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 6.898,16-TL’nin tahsiline yönelik icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya 24/04/2022 tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafından 08/03/2022 tarihinde icra takibine itiraz edildiği, davanın yasal 1 yıllık süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce aldırılan 27/01/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı tarafça incelemeye sunulan 2020-2021-2022 yıllarına ait ticari defterlerin 6102 sayılı TTK ilgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu, davalının incelemeye katılmadığı, ticari defterlerini ibraz etmediği, davacının davalıdan takip tarihi olan 18/04/2022 tarihi itibariyle 6.220,85 TL alacaklı olduğu, davacının 6.220,85 TL alacağı için 3095 sayılı yasaya istinaden icra takip tarihi olan 18/04/2022 tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi talep edebileceği, tarafların icra inkar tazminatı ve diğer taleplerinin mahkemenin takdirinde kaldığı görüş ve kanaati bildirilmiştir.Tüm dosya kapsamı ve denetime/hüküm tesisine elverişli rapor içeriği birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasındaki yazışmalardan ticari mal satım sözleşmesinin kurulduğu hususunda bir ihtilafın olmadığı, ihtilafın ürünlerin birim fiyatı noktasında toplandığı, davacının ise sipariş tarihlerinden sonra gönderilen fiyat listeleri üzerinden fark tutar çıkarıldığı iddiasıyla bu farkı kabul etmediği anlaşılmaktadır.
“(…) Kabul, tıpkı öneride olduğu gibi, açık veya örtülü nitelikte olabilir ———– Açık kabul, söz, yazı veya işaret yahut davranış aracılığıyla gerçekleşmiş olması fark etmeksizin, sözleşme içeriğinin benimsendiği yönünde açıkça anlaşılabilir niteliktedir. Bu kapsamda, açıklamada bulunanın “Evet”, “Peki”, “Olur”, “Tamam” veya “Kabul ediyorum” yönündeki sözleri yahut öneride bulunanın imzalayarak kendisine sunduğu sözleşme metnini imzalaması, birer açık kabul olarak nitelendirilir. Açık kabul olarak nitelendirilmesi mümkün olmayan diğer bütün açıklamalar ise örtülü kabul niteliğindedir. Mutat yöntemler aracılığıyla (irade beyanı olarak) gerçekleşen bir kabulün örtülü nitelikte olabileceğinde tereddüt yoktur.Davranış aracılığıyla gerçekleşen kabul ise çoğu kez örtülü niteliktedir. Zira bu davranış, pek çok durumda yorumlanması sonucunda irade açıklaması olarak hukuki sonuç doğurur. Davranış aracılığıyla gerçekleşen kabul, fiili kabul ve susma olarak ikiye ayrılır.
i. Fiili Kabul
“Fiili kabul” (Realakzept), davranış aracılığıyla gerçekleşen kabulü ifade eder125. Bu tür kabul, açıklamada bulunanın sözleşmenin kurulmasına yönelik (işlem) iradesinin açıklamaya konu davranışın yorumlanması sonucunda anlaşılabilir olması sebebiyle, pek çok durumda örtülü niteliktedir”————
Buna göre, davalı yan tarafından tek taraflı hazırlanan ve birim fiyat içermeyen, toplamda ——- işlenecek alüminyum siparişinin ———- başlıklı belgelerin davacı yana mail atılmak suretiyle verildiği; davacı yan tarafından ise sipariş mailine “güncel fiyatlarımız artık budur” denilmek suretiyle 06.04.2021 tarihinde dönüş yapıldığı; satınalma formalarında birim fiyat ve toplam ödenecek tutar yer almadığı gibi, davacı yan tarafından yeni birim fiyatların, henüz işlenecek ham alüminyum alınmadan, siparişe konu ürünlerin teslimden 16 gün önce davalı yana bildirildiği, davalı yan tarafından fiyatlara itiraz edilmeyerek ürünlerin teslim alındığı anlaşılmaktadır. Dolayısıyla sipariş talebinden sonra davacı firma tarafından gönderilen yeni fiyat tarifesi “icap” mahiyetinde, davalının (davacının fatura kestiği tarihe kadarki 16 günlük sürede) itiraz etmemesi ise zımnen “kabul” mahiyetinde olduğu, taraflar arasındaki sözleşmenin bu son sipariş formundaki tutarlar üzerinden kurulduğu anlaşıldığından davanın kabulüne karar verilmiş, alacağın mahiyeti dikkate alınarak davacı lehine inkar tazminatına hükmedilmiştir.

HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1.-Davanın kabulü ile,
a.)Davalının———- takibine yaptığı itirazın iptali ile takibin 6220,85 TL asıl alacak üzerinde devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranda avans faizi işletilmesine,
b.)Alacağın mahiyeti ve nevi göz önünde bulundurulduğundan likit olduğu değerlendirilmekle %20 si olan 1244,17 TL inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine
KARAR HARCI
2-Alınması gerekli 179,90 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 106,24 TL harcın mahsubu ile eksik bakiye 73,66‬ TL nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
ARABULUCULUK ÜCRETİ
3-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca 1.560,00 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
AVUKATLIK ÜCRETLERİ
4-Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 6.220,85 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
DİĞER YARGILAMA GİDERLERİ
5-Davacı tarafından dava açılırken harç olarak yatırılan 80,70 TL başvurma harcı, 106,24 TL peşin harç olmak üzere toplam 186,94 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından sarfedilen 1.200,00 TL bilirkişi ücreti ve 188,50 TL posta ücreti olmak üzere toplamda 1.388,50 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı tarafından sarf edilen yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı 6100 sayılı HMK nın 341/2 maddesi gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okundu usulen anlatıldı. 27/04/2023