Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/602 E. 2022/915 K. 09.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/602 Esas
KARAR NO:2022/915

DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 14/02/2022
KARAR TARİHİ : 09/11/2022
Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesi özetle ; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin müdürü olduğu dava dışı —- tür değişikliğine giderek şahıs şirketi olduğunu ve daha sonra kapandığını ancak, şirket adına kayıtlı —plakalı aracın bulunduğunu, aracın şahıs şirketine tescil edilemediğini, aracın devri için şirketin ihyasının gerektiğini ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle dava dışı —- ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı —- vekili cevap dilekçesi özetle ; tür değiştirmenin söz konusu olması durumunda eski şirketin devamı niteliğinde olan yeni şirketin yahut huzurdaki davada olduğu gibi gerçek kişi tacirin ticaret sicilinden terkin edilmesi hâlinde eski şirketin ihyası (ek tasfiyesi) mümkün olmayıp, ancak yeni türün ihyası talep edilebilir. Oysa huzurdaki davada netice-i talep, tür değiştiren — şirketin ihyasına karar verilmesinden ibaret olduğundan davanın reddi gerektiğini, Hâl böyleyken; netice-i talebin tür değiştirerek ticari işletmeye dönüşen gerçek kişi tacirin ihyasına yönelik olduğunun değerlendirilmesi durumunda da; gerçek kişi ticarin ihyasına karar verilemeyeceğinden bu durumda da davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiğini, Zira gerçek kişi tacirin, ticaret sicil kaydının terkin edilmesi onun tacir sıfatına (hak ehliyetine) etkili değildir. Nitekim gerçek kişi tacirin, ticaret sicilinden terkin edilmesi durumunda bir tasfiye işlemi (prosedürü) söz konusu olmadığından bu nedenle de ihya (ek tasfiye) kararı verilmesi mümkün olmadığı, tüzel kişi tacirlerden farklı olarak gerçek kişi tacirlerin, ticari faaliyetlerinin sona ermesi durumunda 2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 44. maddesi haricinde bir prosedür bulunmamakta olup; bu itibarla, ticaret sicili kaydı talebe (Terki Ticaret Nedeniyle) istinaden kapatılan gerçek kişi tacirin, ihyasına karar verilmesi mümkün değildir. Nitekim Ticaret Sicili Yönetmeliğinin “Kaydın silinmesi” başlıklı 51. maddesinde gerçek kişiye ait ticari işletmenin, faaliyetine son vermesi durumunda ticari işletmenin sahibince Müdürlüğe başvurulacağı; ticareti terk eden tacirin, İcra ve İflas Kanunu’nun 44. maddesine göre terk dilekçesi ile birlikte mal beyanını da Müdürlüğe vermesinden başkaca hiçbir prosedür düzenlenmediğini, sicilin davanın açılmasına da sebebiyet vermediğinden yargılama gideri ve vekalet ücretinden muaf tutulması gerektiğini, açıklanan nedenlerle davanın reddini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava; Dava, sicil kaydı terkin edilen dava dışı—-sicilden terkinine ilişkin işlemin iptali ile şirketin tüzel kişiliğinin yeniden ihyası istemine ilişkindir.
HMK.nun 115 nci madde hükümlerinde , mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.
HMK.nun 114/h madde hükümlerinde , davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması dava şartı olarak belirtilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 01.02.2012 gün ve —-Karar sayılı ilamında da açıkça belirtildiği üzere,uyuşmazlığın çözümü için öncelikle hukuk yargılamasının amacı ve davada menfaat (hukuki yarar) kavramları hakkında açıklama yapılmasında yarar bulunmaktadır.
Medeni usul hukukunda hukuki yarar, mahkemeden hukuksal korunma istemi ile bir davanın açılabilmesi için davacının bu davayı açmakta (veya mahkemeden hukuksal korunma istemekte) bir çıkarının bulunmasıdır.Davacının dava açmakta hukuk kuralları tarafından haklı bulunan (korunan) bir yararı olmalı, hakkını elde edebilmesi için mahkeme kararına ihtiyacı bulunmalı ve davacı mahkemeyi gereksiz yere uğraştırmamalıdır.—–Dava açmaktaki hukuki yarar; hukuk düzenince kabul edilmiş meşru bir yarar olmalı, bu yarar dava açan hak sahibi ile ilgili olmalı ve dava açıldığı sırada halen mevcut bulunmalıdır. Ayrıca açılacak davanın, ortaya çıkacak tehlikeyi bertaraf edecek nitelikte olması gerekir. Bir kimsenin hakkına ulaşmak için mahkeme kararının o an için gerekli olması durumunda hukuki yararın olduğundan sözedilebilir. Bir mahkeme kararına ihtiyaç yoksa hukuki yarardan söz edilemez—-
Yukarıda açıklanan açıklamaların ışığında somut olay değerlendirildiğinde;Davacı Avukatı tarafından,— sayılı aracın trafikte kayıtlı bulunduğunu, daha sonra şirketin tür değiştirerek —-şahıs firmasına dönüştürüldüğünü, aracın halen tür değiştiren şirket adına kayıtlı olarak kaldığını belirtmiştir.Bir ticaret ortaklığı hukuki şeklini değiştirmesinde hukuken bir engel bulunmayıp, değişiklik yapılması halinde yeni türe dönüştürülen ortaklık eskisinin devamıdır. Yeni türe dönüştürülen ortaklığın, eski tür zamanındaki haklarında , alacak, borç ve yükümlülüklerinde hiç bir değişiklik olmadan yeni türde de devam eder. Burada hukuki kişilik tek olup, aynı tüzel kişi yani ticaret ortaklığı başka bir ticaret ortaklığına dönüşmektedir. Hukuki kişi tek olduğundan tür değiştirmede mal varlığı devri yoktur. Eski hukuki ortaklık ne fesh edilir, ne münfesih olur , ne de tasfiyeye tabi tutulur. İşlemler sonucunda bir ticaret ortaklığı sadece başka bir türe dönüşür. (—-
Tür değiştirme ana sözleşme değişikliği niteliğinde olduğundan, şirketin tüzel kişiliği ve hukuki ilişkileri değişmez. Eski şirkete ait tüm hak ve borçlar yeni şirketin doğması ile yeni şirkete geçer. Burada bir külli halefi yet durumu söz konusu değildir, çünkü tür değiştirmede aynı şirket tür değiştirmeden önce yüklendiği borçlardan yeni hukuki türü içinde de ve aynı tüzel kişi sıfatıyla sorumlu kalmaktadır.—–
Buna göre tür değiştirmede eski şirketin devamı niteliğinde olan yeni şirketin sicil kaydının terkin edilmesi halinde, eski şirketin ihyası mümkün olmayıp, ancak yeni şirketin ihyası talep edilebilecektir.
Kaldıki yeni şirket şahıs şirketi olup, 6102 Sayılı TTK.nun 12/1 maddesine göre bir ticari işletmeyi kısmen de olsa kendi adına işleten kişi tacir olup, buna göre bir gerçek kişinin ticaret sicilinden işletmesini terkin ettirmiş olaması koşulları varsa kendisinin tacir sıfatına etkili olmayacağından sağ olan ve hak ehliyetine sahip bulunan gerçek kişinin tekrar ticaret siciline kaydı için ihya davasının açılmasında hukuksal yarar bulunmadığından davanın hukuki yarar dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddi gerekir. (—-şahıs şirketine dönüştürüldüğü, görülmekle eski şirketin ihyasının mümkün olmadığı, tür değişikliğinde mal devrinin olmadığı, dolayısıyla eski şirket üzerine kayıtlı aracın yeni şirkete geçtiği bu aracın devri için ihya davası açmasında hukuki yararı bulunmadığından, davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
HÜKÜM : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere :
1-HUKUKİ YARAR YOKLUĞU NEDENİYLE DAVANIN USULDEN REDDİNE,
HARÇLAR
2-Alınması gerekli 80,70 TL harç davacı tarafından dava açılışı sırasında peşin olarak yatırıldığından başkaca harç tahsiline yer olmadığına,
VEKALET ÜCRETİ
3—- göre davalı vekili için takdir olunan—-maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
YARGILAMA GİDERLERİ
4-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yargılama gideri sarf edilmediğinden bu hususta bir karar verilmesine yer olmadığına,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile—Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.