Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/59 E. 2022/174 K. 02.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/59 Esas
KARAR NO : 2022/174

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/03/2015
KARAR TARİHİ : 02/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dilekçesinde özetle ; müvekkilinin ———————– tarihinde imzalayarak aldığım,—- sözleşmedeki taahhüt işlerini ——- verdiğini, —- tarihinde—– saldırma uğradığım, yapılan binaların hasar gördüğünü, ———– şirkete———- dönüşte seyir halinde——– geldiğinde kimliği belirsiz —tarafından aracın durdurulduğunu, şirket yetkilisi olduğunun anlaşılması üzerine de boş bir bonoya kaşe bastırılarak ve imzalatılarak bononun elinden alındığım, bononun tarih, vade, miktar ve yetki kısımlarının tamamının boş olduğunu,———-suç ihbarı ve şikayetinde bulunulduğunu,—- gönderildiğini,—- gönderildiğini, … —lehtar gösterilerek—- sayılı dosyası ile — ödenmesi—– gönderildiğini, —– Mahkemesinin yetki itirazım kabul ederek ——— Müdürlüğüne gönderilmesine karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini, müvekkil ile davalı arasında hiçbir hukuki ve —– bulunmadığım, ihtiyati haciz karan veren —-sayılı dosyasına ihtiyati haczin kaldınlması için dilekçe gönderildiğini … ileri sürerek haksız bir şekilde cebir kullanılarak ele geçirilen bononun iptaline, müvekkile— takip yapılması halinde yapılacak takibin iptaline, davalıya dava konusu bono münasebetiyle ——— borçlu bulunulmadığının tespitine, icra takibi yapılması durumunda hakszı ve kötü niyetli takip münasebeti ile davalının %20 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı cevap dilekçesinde ; müvekkilinin davacı şirketin—— vasıtasıyla tanıdığını, şahsın —-olduğunu, ——- sahibi olduğunu, davacının işlerinde taşeron olarak çalıştığını,—– müvekkili ——- yapma konusunda ikna ettiğini ve araştıklarını, anlaşmaya göre hakkedişlerin %30 unu——– alacağını, %70 ni ise müvekkil, ——– ait olacağım, davacının hakedişlerin %70 ini ödemediğini, —müvekkilin ——— davacıdan alacağım almak için —– gittiklerini, davacmın —- dava konusu bononun verildiğini, bononun ödenmemesi üzerine icra takibi yapıldığını ileri sürerek tedbirin kaldırılmasına, takibin devamına, davanın reddine davacmın tazminat ödemesine karar verilmesini talep etmiştir.
ISLAH :
Davacı vekili ——– dilekçesi ile ; senedin ekonomik ve ticari ilişki bulunmaması sebebiyle —– bedelsizliğine dayandırdıklarını beyan etmiştir.
İLK KARAR
Mahkememizin ——– sayılı —tarihli kararı ile ;
DAVANIN KABULÜ İLE,
—— esas sayılı takip dosyası ve dayanağı senet nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine,
Koşulları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine, karar verilmiştir.
YARGITAY BOZMA İLAMI
——- tarihli kararı ile ;
6100 sayılı HMK’nın 180. maddesinde; davasını tamamen ıslah ettiğini bildiren taraf, bu bildirimden itibaren bir hafta içerisinde yeni bir dava dilekçesi vermek zorunda olup aksi halde ıslah hakkı kullanılmış sayılarak ve ıslah hiç yapılmamış gibi davaya devam edileceği düzenlenmiş bulunmaktadır.
Somut olayda davacı dava dilekçesinde, bedelsizlik nedeni olarak senedin tehdit ve zorla alındığını iddia etmiş, verdiği ıslah dilekçesi ile de talebini iş yapılmaması ve alacaklı ile hukuki ilişki bulunmaması nedeni ile bedelsizlik iddiasına dönüştürmüştür. Bu durum, dava sebebinin tamamen değiştirilmesi olup davanın tamamen ıslahı niteliğindedir. Anılan madde hükmünce bu halde, bildirimden itibaren bir hafta içinde yeni bir dava dilekçesi verilmesi zorunludur. 6100 sayılı HMK’nın 94/1. maddesi gereğince kanunda belirlenen sürelerin kesin olması nedeni ile bu sürelerin arttırılması ya da azaltılması mümkün değildir. Fakat kanunda bir haftalık kesin süre belirlenmiş olsa da mahkemece davacıya açıkça iki haftalık süre verilmesi nedeni ile davacının hakim tarafından iki haftalık süre verilerek yanıltılmış olacağı ve bu durumun hak ihlali sonucunu doğurabileceği dikkate alındığında sürenin iki hafta olduğunun kabulü gerekir.
Ancak davacı iki haftalık sürenin geçmesine rağmen davanın tamamen ıslah edilmesi için yeni dava dilekçesini vermemiş bunun nedeni olarak da kardeşinin ölümünü ve cenaze işlemlerinin yürütülmesi nedenlerini ileri sürmüştür. Davacı vekilinin bu talebi 6100 sayılı HMK’nın 95. ve devamı maddelerinde düzenlenen eski hale getirme talebi niteliğindedir. Davalı tarafça, süresinde ıslah talebinde bulunulmadığı ve eski hale getirme talebine karşı çıkılmasına rağmen mahkemece, eski hale getirme talebinin dayandığı sebepler ve bunların delil ve emareleri değerlendirilip yerinde olup olmadığı tartışılıp bu konuda herhangi bir karar verilmeksizin tam ıslah sureti ile verilen dava dilekçesi ve değiştirilen hukuki sebebe göre işin esası incelenerek dava sonuçlandırılması doğru olmamıştır.
Bu halde mahkemece; davacı tarafça süresinde ıslah yapılmadığının ileri sürülmesi ve eski hale getirme talebine de karşı çıkılması nedeni ile eski hale getirme talebini de ihtiva eden yeni dava dilekçesindeki sebep ve bunlar ile ilgili delil ——– eski hale getirme talebinin yerinde olup olmadığı, 6100 sayılı HMK’nın 180. maddesi gereğince davanın tamamen ıslahı sonucu verilen yeni dava dilekçesinin—– verilen kesin iki haftalık süre içerisinde verilip verilmediği değerlendirilerek bu karardan sonra sonucuna göre ıslah yapılmış sayılıp davanın sonuçlandırılması gerekmektedir. Bu konuda karşı çıkılmasına rağmen herhangi bir karar verilmeden ve nihai kararda da tartışılmadan ıslah süresinde yapılmış kabul edilerek ıslah sureti ile verilen dava dilekçesine göre işin esasının incelenmesi ve sonuçlandırılması doğru olmadığından mahkememizce verilen karar bozulmuştur.
İKİNCİ KARAR
Mahkememizin —- esas sayılı takip dosyası ve dayanağı senet nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, koşulları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
YARGITAY BOZMA İLAMI
—– sayılı kararı ile ;
Somut olayda; davacı dava dilekçesinde —— tehditle elinden alındığını, ıslah dilekçesiyle de davalı tarafla hiçbir ekonomik ve ticari ilişkisinin olmadığını bu nedenle senedin bedelsiz olduğunu ileri sürmüştür. Davanın konusu —- senedin düzenlenme nedeni yazılmamıştır.
Dolayısıyla senedin——– söz edilemeyecektir. Ancak senedin —— düzenlenmesinde olduğu gibi, davacı/keşideci, senedin tehditle alındığını tanık dahil her türlü delille, bedelsiz olduğunu ise sadece senet (kesin) delili ile ispatlamak zorundadır.—– bulunmayan bonoyu elinde bulunduran davalı/——-senedin iş karşılığı nedeniyle düzenlendiğini iddia ettiğine göre davacının söz konusu işin yapılmadığını ispatlaması gerekir ki söz konusu bonodan dolayı sorumlu tutulmasın.
Tüm dosya içeriği itibariyle davacı “senedin tehditle elinden alındığı” veya neticesi itibariyle aynı sonucu doğuracak “senedin bedelsiz kaldığı” iddiasını ispatlayamadığından davanın reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru olmamış bozmayı gerektirmiştir.
Bu durumda mahkemece yapılacak iş, davanın reddine karar verilmesinden ibaret olup hatalı değerlendirme ile davanın kabülüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilerek mahkememiz kararı bozulmuştur.
Usulün uygun ——– uyulmasına karar verilmiştir.
Dava; ———- bedelli bono nedeniyle bono keşidecisinin bono lehtarına karşı açtığı menfi tespit davasıdır.
Tüm dosya kapsamı itibariyle; “davacının dava konusu bononun” tehditle elinden alındığı ” ve “senedin bedelsiz kaldığı” iddialarını ispatlayamadığı, görevsizlik kararı——esas sayılı dosyasından —— tarihinde teminatsız olarak verilen tedbir kararının uygulanması nedeniyle davalının tazminat talebinin yerinde olduğu belirlenmekle kanıtlanamayan davanın reddine, davalının tazminat talebinin kabulü ile 2.500.000,00 TL’nin % 20’si oranında tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-KANITLANAMAYAN DAVANIN REDDİNE,
2-Davalının tazminat talebinin kabulü ile 2.500.000,00 TL’nin % 20’si oranında tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-KARAR HARCI
Alınması gereken 80,70 TL maktu karar harcının dava açılırken peşin olarak yatırılan 42.693,75 TL harç ve 31,40 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 42.725,15 TL harçtan mahsubu ile bakiye 42.644,45 TL karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı şirket yetkililerine yada yetkili vekillerine iadesine,
4-AVUKATLIK ÜCRETİ:
Tümü reddedilen davanın değeri olan——— davada — temsil edilen davalı yararına belirlenen —– nisbi —– ücretinin davacı taraftan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
5-DİĞER YARGILAMA GİDERLERİ:
a-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
b-Davalı tarafından yatırılan —-ekaletname harcı ile bozmadan önce yapılan—– tebligat gideri ile 1.800 TL bilirkişi inceleme gideri olmak üzere toplam 2.211,75 TL yargılama giderinin davacı taraftan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
c-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve temyiz harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile Yargıtay’a temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.