Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/563 E. 2023/454 K. 01.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/563 Esas
KARAR NO: 2023/454 Karar
DAVA: Alacak
DAVA TARİHİ: 22/07/2022
KARAR TARİHİ:01/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Yukarıda adı ve adresi yazılı davacı tarafından açılan hukuk davasının —— — —Maddesi gereğince —- adına yargılama yapmaya görevli ve yetkili ———– Asliye Ticaret Mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda aşağıda gerekçesi yazılı hükme ulaşılmıştır.

DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;——— yapımını üstlendiğini —– bünyesinde, müvekkili alt yüklenici ——- kapsamında imalat işleri yaptığı, bu husus —-imzalanan ——– sözleşme ile sabit olduğu, bir süre sonra projenin durdurulduğu ve müvekkili şirkete 94.000,00- TL eksik ödeme yapıldığı, eksik ödeme sebebiyle projeyi üstlenen ve sözleşmenin tarafı olan, —– karşı —– dosya ile icra takibi başlatılmış ancak alacak tahsil edilemediği, gelinen süreçte, ———-arasında imzalanan——–çerçevesinde; proje inşaatı, ——– tarafından —– devredildiği, Yine ——-çerçevesinde —- adına ihale edilen ——- arasında imzalandığı, yüklenici —– müvekkili tarafından yapılan iksaların üstüne inşaatı devam ettirdiği, müvekkili şirket tarafından yapılmış olan———- temel kazık işleri yapının temelinde kaldığı müvekkilinin alacağını alamadığı, ——- dosyası ile yapılan işin tespit edildiği ve ——– dosyada alacağın kesinleştiği, arz edilen sebeplerle ve müvekkili şirket tarafından,—– yapılan proje kapsamındaki ——– işçilik ve malzemesiyle birlikte gerektiği gibi ifa edilmesi sebebi ile fazlaya ilişkin hak ve alacaklar saklı tutularak şimdilik; 10.000-TL alacağın işleyecek ticari faizi ile birlikte projeyi devralan davalılar tarafından müştereken ve müteselsilen, müvekkiline ödenmesine karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

CEVAP:Davalı ——— vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle davanın görev yönünden reddine karar verilmesini gerektiği, davacının dava dilekçesinde yer alan tüm iddialarının haksız, mesnetsiz, soyut ve gerçekten ari olduğu, davacı dava dilekçesinde her ne kadar bakanlığın davalı olarak göstermiş ise de işbu davanın husumet yönünden reddi gerektiği, davacının dava konu taleplerinin muhatabı dava dilekçesinde de belirttiği üzere —- tarihinde —– sözleşme imzaladığı ——- olduğu, ——————tarihli kararı ile sözleşmenin tarafı olmayan 3. Kişiye husumet yöneltilemeyeceğinin açıkça hüküm altına alındığını, —– tarafından yapılan işlemler —– kapsamında yürütülmekte olup bu hususun —— karara bağlandığı, —– bir kısmını kapsayan yaklaşık ———- edilmiş olup ——- sahipleri ile uzlaşarak kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzalamak suretiyle özel teşebbüs eliyle kentsel dönüşüm faaliyetleri yürütüldüğü, dava konusu ————- sayılı taşınmazda yüklenici firma tarafından inşaat projesi için hak sahipleri ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzalanması suretiyle kentsel dönüşüm faaliyetleri yürütülmüş olup ilgili firma tarafından yapım aşamasına başlanan inşai faaliyetler tamamlanamadığı, 6306 sayılı Kanunun 6/A maddesinin altıncı fikrasından da anlaşılacağı üzere feshedilmiş olan sözleşmeler hak sahipleri ile müteahhit firma arasında imzalanan gayrimenkul satış vaadi sözleşmeleri ile arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri olduğu, mahsuplaşma da gayrimenkul satış vaadi sözleşmeleri ile arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin tarafı olan ve bu sözleşmelere istinaden iş ve uygulama yapan müteaahit firma ile yapılacağı, dolayısıyla davacı işbu sözleşmelerin tarafı olmadığından mahsuplaşma durumu söz konusu olmayıp davacının haksız ve hukuka aykırı taleplerinin ve davasının reddi gerektiğinden bahisle davanın husumet yönünden reddine, davacı tarafından açılan davanın açıkça hukuki dayanaktan yoksun olması sebebi ile davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı ———- vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin yasal mevzuat ve protokoller kapsamında; müşavirlik hizmeti verdiği, müşavir şirket sıfatıyla vekaleten yürütmekte olduğu iş ve işlemler sebebiyle bahse konu taleplerden sorumlu tutulması mümkün olmadığı, müvekkili şirketin —– bağlı ———– tarafından bir çok —– projesi gerçekleştirilmekte ve idare tarafından görevlendirilmesi sonucu müvekkili şirketin de bu projelerde yer aldığı, —– kapsamında; —— bir kısmını içeren ——- kararı ile riskli alan ilan edilen bölge, dava konusu alanı da kapsadığı,—— başlıklı 6/A maddesi gereğince —- alanlarında resen düzenleme yapma yetkisi ————— Proje alanlarına yeni ilaveler yapılması ihtiyacı hasıl olduğunda, taraflar yeni bir protokol yapılmasına gerek kalmaksızın işbu protokol hükümleri çerçevesinde karşılıklı yazışma ile proje alanı ilave edebileceklerdir.” hükmü doğrultusunda dava konusu riskli alan da proje alanı olarak belirlenmiş ve bu minvalde ——– tarafından müvekkili şirkete protokolde belirtildiği şekliyle görevlendirme ve onay yazıları gönderildiği, Bu görevlendirmeler ve onay ile birlikte;——- tarafından, ————– kısmını içeren alanda yapılacak olan düzenlemelere ilişkin iş ve işlemlerin müşavir şirket sıfatı ile vekaleten yapılması için müvekkili şirkete talimat verildiği, sonuç olarak; dava konusu iş ve işlemlerle ilgili hususlarda yetki, kanunla ——– verilmiş olmakla, görevi müşavirlik hizmeti vermek olan müvekkil şirketin bahse konu taleplerden ve bu doğrultuda yapılacak yargılama neticesinden sorumlu olması hukuken mümkün olmayıp, huzurda görülen dava müvekkil şirket açısından husumet yokluğu nedeniyle reddini, aksi kanaat halinde ise davanın her halde esastan reddine, yargılama giderleri ile ücret-i vekaletin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.İhbar olunan ————cevap dilekçesinde özetle; Huzurdaki davanın haksız ve dayanaksız olduğu, dava konusu takip kapsamında tarqaflarına tebliğ edilen ödeme emri üzerine müvekkili kendi hesaplarında yaptığı incelemede konuda herhangi bir borca rastlayamadığı, hatta davacı tarafça takip talebinde takip dayanağı asıl alacak olarak belirtildiği, söz konusu talepte belirtilen sebeplere yönelik herhangi bir evrak da sunulmadığı, borcun nereden ve hangi tarihli faturadan, sözleşmeden veya cari hesaptan kaynaklandığı taraflarınca anlaşılamadığı, tüm bu hususlar göz önüne alındığında davacı yan her ne kadar bir takım haksız iddialarda ise de, bu iddialara ilişkin HMK m.194/1 fıkrasında düzenlendiği üzere dayandığı vakıaları ispata elverişli şekilde somutlaştırmadığı, asla kabul anlamına gelmemek kaydıyla, müvekkili şirketin böyle bir borcu bulunmamakla birlikte davacı tarafından yerine getirildiği iddia edilen hizmetin yapıldığı proje halihazırda diğer davalılara devredildiğinden bahisle husumet itirazında bulunduğu, davacı, davalı idarenin ————– uyarınca davaya konu yapıldığı iddia edilen iş ve işlemlerin bulunduğu taşınmaz diğer davalılar tarafından devralındığı, davacının dava dilekçesi incelendiğinde bile bu el atmanın davalı idare tarafından yapıldığı kabul edildiği, haliyle davacının yapıldığı iddia edilen hizmetin bedelini müvekkilinden müştereken ve müteselsilen talep etmesi haksız ve hukuka aykırı olduğundan işbu talebin reddi gerektiği, bu sebeplerle haksız ve hukuka aykırı huzurdaki davanın reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :Mahkememizce; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek; taraf vekillerinin vermiş olduğu dilekçeler, ibraz ettikleri tüm deliller, ———- numarası ile alınan bilirkişi raporu ile dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.———- sayılı dosyasında aldırılan —– tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle; Önce yerinde yapılan incelemeler, sonrasında da iş veren ve alt yüklenici tarafından son olarak —– tarihinde imzalanmış son hakediş raporunda ——- numaralı sözleşme kapsamında alt yüklenicinin toplam ——- tutarında imalat yaptığı tespit edildiği, bu imalattan yemek, su, koğuş, gecikme cezası, işveren tarafından verilen malzeme bedeli ve sigorta kesintisi olarak toplam —- kesintinin taraflarca kabul edildiği tespit edildiği, bu kesintilere ilaveten ——— bartır kesintisinin de taraflarca kabul edildiği, hukuki değerlendirme ve takdirin sayın mahkemeye ait olduğunu bildir rapor sunmuşlardır.Tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesi neticesinde; davacının dava dışı ———– alt yüklenicilik sözleşmesi imzaladığı, sözleşmenin konusunun dava dışı şirketin yapacağı ——-imalatları olduğu, davacının imalatları ve üstüne düşen edimleri tamamladığı ancak proje dava dışı şirket tarafından devam ettirilmemekle davacının 94.000,00-TL eksik ödeme aldığı, davacının talebinin de durdurulan inşaatın davalı ——— arasındaki protokolle tekrar yapımına başlanmakla kendi imalatı olan ——-üzerinde inşa edildiği ve ödenmeyen bedelin davalılardan talep edildiği, 6098 Sayılı TBK’nın 77. maddesine göre sebepsiz zenginleşmenin “Haklı bir sebep olmaksızın, bir başkasının malvarlığından veya emeğinden zenginleşen, bu zenginleşmeyi geri vermekle yükümlüdür. Bu yükümlülük, özellikle zenginleşmenin geçerli olmayan veya gerçekleşmemiş ya da sona ermiş bir sebebe dayanması durumunda doğmuş olur.” şeklinde tanımlandığı, davacı vekili, dava dışı şirketlerle imzaladığı sözleşme uyarınca———– işlerini yaptığı taşınmazların, 6306 sayılı Kanun 6/A maddesinin 6. fıkrası hükmüne göre ——– devredilerek ihale ile başka firmalara verildiği, yapılan yeni ihalede——- giderlerinin eklenmediği, böylece davalıların———- giderlerinden kurtularak sebepsiz zenginleştikleri için eldeki bu davanın açıldığı,7181 sayılı kanun ile eklenen 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun 6/A maddesinin 6. Fıkrasına göre mevzuatın “Uygulama yapılacak alan sınırları içerisinde bulunan taşınmazlarla ilgili daha önce imzalanmış olan gayrimenkul satış vaadi sözleşmeleri ile arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri, bu sözleşmelerin taraflarının ve diğer ilgililerin muvafakati aranmaksızın, uygulamaların Bakanlıkça yürütülmesinin uygun görüldüğü tarih itibarıyla feshedilmiş sayılır. Taşınmazların siciline şerh edilmiş olan gayrimenkul satış vaadi sözleşmeleri ile arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri ——— talebi üzerine terkin edilir. Feshedilmiş sayılan sözleşmelere istinaden herhangi bir iş ve uygulama yapılmış ise, bu iş ve uygulamaları yapan müteahhit ile ———arasında mahsuplaşma yapılır. Kira yardımı ödemeleri hariç olmak üzere, sözleşmenin taraflarından biri tarafından, diğer tarafa herhangi bir ödeme yapılmış ise, taraflar yapılan ödemeleri genel hükümler çerçevesinde karşılıklı olarak birbirlerinden talep etme hakkına sahiptir.” şeklinde olduğu, davacı ile davalılar arasında herhangi bir akdi ilişki olmadığı davacının yapmış olduğu——– işlerine dair faturaları dava dışı ———— kestiği, davacının taşeron olarak——– işlerini yaptığı projelere ilişkin dava dışı müteahhitin sözleşmelerinin feshedilerek taşınmazların 6306 sayılı yasa uyarınca davalı bakanlığa devredilmiş olması, ihalenin idarece davalı ———– verilmesi, yeni ihaleye—— bedelinin eklenmemesinin, davalılar yönünden herhangi bir sebepsiz zenginleşemeye neden olmayacağı, zira yasanın 6/A-6 fıkrasına göre feshedilmiş sayılan sözleşmeye istinaden yapılmış işlere ilişkin müteahhit ve bakanlık arasında mahsuplaşma yapılacağının belirtildiği, söz konusu yasa hükmü uyarınca mahsup yapma hakkı sözleşmesi feshedilmiş sayılan dava dışı müteahhide ait olup, davacı vekilinin ileri sürdüğü şekilde mahsuplaşma hakkının müteahhidin taşeronu olan davacıya ait olmadığı, açıklanan tüm bu sebeplerle, davacının taşeron olarak———— imalatı yaptığı projelere ilişkin sözleşmelerinin 6306 sayılı yasa uyarınca davalı bakanlığa devredilmiş olmasının ve diğer davalı ——- tarafından da yeniden ihaleye çıkarılmış olmasının sebepsiz zenginleşmeye neden olmayacağı, söz konusu devir nedeniyle sözleşmelerin tarafı olmayan davacının mahsuplaşma talebinde bulunamayacağı, bu talebini davalılara yöneltemeyeceği, zira davalıların davacının sözleşme imzaladığı şirket olmadığı, davalıların eldeki davada pasif husumetinin bulunmadığı mahkememizce anlaşılmış ve açılan davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gerekli 179,90-TL karar ve ilam harcından, dava açılışı esnasında peşin alınan 170,78-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 9,12 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalılar tarafından yargılama gideri sarf edilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Arabuluculuk aşamasında yapılan ve hazine tarafından karşılanan 1.600,00-TL arabuluculuk ücretinin hazine tarafından ilgili arabulucuya ödendiğinden, bu ücretin 6831 Sayılı Kanun’a göre; tarafların arabuluculuk toplantısına katıldığı ancak anlaşma sağlanamadığından ve dava reddedildiğinden arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesine,
6-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlülükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider ve delil avanslarının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin, davalı ——vekilinin ve davalı ——vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde ———nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 01/06/2023