Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/557 E. 2023/397 K. 09.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/855 Esas
KARAR NO : 2023/556 Karar

DAVA : Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/02/2020
KARAR TARİHİ : 10/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

Yukarıda adı ve adresi yazılı davacı tarafından açılan hukuk davasının 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 9. Maddesi gereğince Türk Milleti adına yargılama yapmaya görevli ve yetkili —–Asliye Ticaret Mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda aşağıda gerekçesi yazılı hükme ulaşılmıştır.

DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 07/09/2016 tarihinde——ile Nakit ve Kıymet Taşıma Muhafaza Hizmeti Sözleşmesi imzaladığını, bu sözleşme kapsamında —– Nakit ve Kıymet Taşıma, Muhafaza Hizmeti verildiğini, Mart 2018 tarihinde müvekkilinin para ve ve kıymetlieşya nakli operasyonlarının yürütüldüğü nakit merkezinde, müvekkilinin eski çalışanı —— emniyeti suiistimal eylemi gerçekleştirerek müvekkilinin kasasından çaldığı 4.267.455,00 TL ile ortadan kaybolduğunu, konu ile ilgili ceza davasının —– Asliye Ceza Mahkemesi’nin ——-Esas sayılı dosyası üzerinden devam ettiğini, müvekkilinin nakit merkezi sorumlu yöneticisinin—-direktörlük unvanlı —- olduğunu, müvekkilinin nakit merkezi ve para ve kıymetli eşya nakli operasyonlarının dava dışı —– 23/03/2017 – 22/03/2018 tarihli—–poliçesi ile sigortalı olduğunu, gerçekleşen hırsızlık olayının derhal —— şirketine bildirildiğini, yapılan ekspertiz incelemesinde müvekkilinin TTK 1444 ve ilgili maddelerinde düzenlenen beyan yükümlülüğüne aykırı davrandığı belirtilerek tazmin taleplerinin reddedildiğini, ancak bu süre zarfında müvekkilinin sözleşme gereği kasasından çalınan 4.267.455,00 TL’yi —— Bankasına ödediğini, —- ve avukatları ile yapılan uzun görüşmeler sonucunda her ne kadar müvekkilinin beyan yükümlülüğüne aykırı davranmış ve bu nedenle tazminat ödemesine hak kazanamamış olsa da müşteri memnuniyeti ve ticari ilişkilerinin devamı amacıyla şirketlerine 541.000,00 USD ödemesi konusunda sigorta şirketinin ikna edildiğini ve söz konusu ödemenin müvekkiline yapıldığını, böylece müvekkilinin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla yaklaşık 1.236.855,00 TL tutarında karşılanmayan zararı kaldığını, söz konusu hasarın sigorta kapsamı dışında kalmasının nedeninin dava dışı müvekkili şirket çalışanı —— gerçek paranın çalındığı nakit merkezini ve gerekse sigorta poliçesini kurgularken ve devamında üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmemesi olduğunu, müvekkilinin para ve kıymetli eşya nakli operasyonundan sorumlu yöneticisinin sigorta poliçesinin ve devamı sırasında operasyonel detayları ve soru formunda yer alan hususları gereği gibi ve doğru kurgulamaması nedeniyle şirketlerini zarara uğrattığını, —–eksperleri tarafından ” a) Soru formunda —– (kasa dairesi ve kasaların dışında) bulunacak para miktarına ”hayır ” şeklinde cevap verilmiştir. Ancak çalınan paranın bir kısmı zırhlı aracın içinde ve fakat hiç kasaya girmemiş durumdadır. B) Kasa dairesi ve kasaların teknik özellikleri ile ilgili 31.soruya cevap verilmemiştir. C) Tüm kasaların ve kasa dairelerinin açılmasında ve kapanmasında aynı anda çift personel çalıştırıyor musunuz? sorusuna ”evet” olarak cevap verilmiş fakat çift personelin sadece iç kasa için olduğu, dış kasa için olmadığı tespit edilmiştir. Ç) Yukarıdakine benzer şekilde ”işleme” alanlarına çift kontrol sağlanıyor mu? sorusuna da ” evet” diye cevap verilmiştir. Ancak uygulamada bu hususa da uyulmamıştır. D) Sadece nakit merkezine özel bir güvenlik görevlisi olmamasına rağmen soru formundaki nakit merkezinin 24 saat güvenlik personeli gözetiminde olup olmadığı sorusuna ” evet” denilmiştir. E) 40.soruya iş saatlerinde 2, iş dışı saatlerde 1 personel kalıyor şeklinde cevap verilmiştir. Ancak iç dışı saatler için böyle bir uygulama bulunmamaktadır. F) soru formunda çalışanlar için referans araması ve aslında yapılmamasına rağmen mahalle araştırması yapıldığı söylenmesine rağmen fail —— için bunların olmadığı tespit edilmiştir. G) Bildirilen sayıda personel yoktur ve Nakit Merkezinde silahlı personel yoktur. Ğ) Fail —–tek bırakılmış ve hiçbir şekilde kontrol veya gözetim altına alınmamıştır. H) Belirtilen bu değişiklikler riskin olasılığını ve tutarını arttırmıştır. I) Türk Ticaret Kanunu 1444.Maddesine aykırı davranılmıştır ve bu nedenle sigortacı TTK 1445 maddesine göre poliçeyi iptal etmiştir ve tazminat ödemesini reddetmiştir. ” denilerek müvekkilinin tüm zararının karşılanmadığını, müvekkilinin para ve kıymetli eşya nakli operasyonlarından sorumlu yöneticisi olan Bankalar Direktörü —– üzerine düşen, sigorta soru formunu gerçeğe uygun şekilde doldurmadığını, poliçe öncesi ve devamında ortaya çıkan beyan yükümlülüklerini yerine getirmediğini, para ve nakit merkezi operasyonunu yanlış kurgulayarak müvekkilinin zarara uğramasına neden olduğunu, müvekkilinin sigorta ettiren sıfatı ile davalıya yaptırmış olduğunu, bu poliçe kapsamında müvekkilini zarara uğratan üst düzey yönetici ——sigortalı kişi olduğunu, bu nedenle poliçe kapsamında davalı tarafından müvekkilinin uğradığı zararın tazmini gerektiğini, TTK 1478.maddesinde ve Yönetici Sorumluluk Sigorta Poliçesi’nin B.5 maddesinde düzenlenen doğrudan dava hakkına dayanarak davalıya doğrudan dava açıldığını, bununla birlikte dava dışı——- aleyhine de aynı vakıalara dayanarak iş mahkemelerinde dava açılacağını, mahkeme ve esas numarası bilgisi elde edildiğinde huzurdaki dava ile birleştirilmesini talep ettiği, tüm bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, müvekkilinin para ve kıymetli eşya nakli operasyonu kapsamında nakit merkezinden çalınan ve ——tarafından beyan yükümlülüğüne aykırı davranıldığı gerekçesi ile kısmen karşılanan zararının karşılanmayan kısmından yönetici sorumluluk sigortası kapsamında davalının sorumluluğu olduğu tutarın uzman bilirkişilerce hesaplanarak belirlenmesine, belirsiz alacak davası olarak görülmek ve yargılama sırasında davalının sorumlu olduğu tutarın kesin olarak belirlenmesi halinde artırılmak üzre müvekkilinin uğradığı şimdilik 10.000,00 TL tutarında zararın olay tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle ; davacının varlığını iddia ettiği zararına ilişkin talebini belirsiz alacak davası olarak ikame etmekte hukuki menfaati olmadığını, bu nedenle öncelikle hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, davacı tarafın talebinin Yönetici Sorumluluk Sigortası Poliçesi tahtında sağlanan teminat kapsamında olmayıp ancak bir Emniyeti Suiistimal Poliçesinin kapsamında değerlendirilebileceğini, davacının iddiasının aksine sorumluluğu iddia edilen yönetici—– gerek sigorta poliçesi kullanırken gerekse devamındaki yükümlülükleri yerine getirdiğini, ilgili yöneticinin talebe konu zarara ilişkin hiçbir sorumluluğu bulunmadığını, gerek iş sözleşmesi gerekse personel görev talimatı çerçevesinde yöneticiye somut olayla ilgili olarak atfedilebilecek bir sorumluluk olmadığını, davacı tarafın somut olayda varsa zararını belirleyebilecek durumda olduğunu, davacının dava dilekçesinde somut olaya konu talebin dayanağı olan davacının para ve kıymetli eşya nakli operasyonlarının yürütüldüğü nakit merkezindeki emniyeti suiistimal olayı sonucunda eski çalışan —— davacının kasasından çaldığı 4.267.455,00 TL ile ortadan kaybolduğunu belirttiğini, davacının nakit merkezi ve para ve kıymetli eşya nakli operasyonlarının teminat altına alındığı —- poliçesi tahtında, her ne kadar —– tarafından teminat dışında görülse de, müşteri memnuniyeti ve ticari ilişkilerin devamı amacıyla ——541.000 USD ödeme alındığını ifade ettiğini, hatta davacının dava dilekçesinin aynı paragrafında bu açıklamalarının devamında ” böylece müvekkilimin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla yaklaşık 1.236.855,00 TL tutarında karşılanmayan zararı kalmıştır” dediğini, dolayısıyla davacının huzurdaki davaya konu edilen sözde zarar miktarının belirlenebilir durumda olduğunu, bu nedenle hukuki menfaat yokluğundan davanın reddi gerektiğini, davacının eldeki dosyanın, sorumluluğu olduğu iddia edilen yöneticiye karşı—–. İş Mahkemesi nezdinde —–Esas sayılı dosya tahtında görülen ile birleştirilmesi talebinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, birleştirme talebinin kabul edilemeyeceğini, müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğu iddia edilen yöneticinin sorumluluk sigortacısı konumunda olduğunu, müvekkilinin sorumluluğunun her halükarda poliçe, hüküm ve koşulları ile sınırlı olduğunu, tüm bu nedenlerle davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacak olması nedeniyle davanın reddini, davacının birleştirme talebinin reddine, davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava; davacının uğramış olduğu zararın , davacının nakit merkezi sorumlusu dava dışı —— yönetici sorumluluk sigortası kapsamında davalıdan tahsil edilmesine ilişkin olarak açtığı belirsiz alacak davasıdır.Mahkememizce 07/10/2021 tarih ve—– Esas ——sayılı karar ile davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verildiği, akabinde —-BAM—– Hukuk Dairesi’nin 29/09/2022 tarih ve —-Esas——Karar sayılı ilamıyla mahkememiz kararının kaldırıldığı ve dosyanın mahkememizin yukarıdaki esasına kaydının yapıldığı anlaşıldı.

Taraflar arasında görülmekte olan davanın 30/03/2023 tarihli celsesine davacı vekilinin duruşma gün ve saatinden usulüne uygun tebliğ edilen tebligat ile haberdar olmasına karşın mazeretsiz katılmadığı, davalı vekilince de dosya takip edilmemekle mahkememizce dosyanın işlemden kaldırıldığı, yasal üç aylık sürenin 30/06/2023 tarihinde dolduğu, yasal üç aylık süre içerisinde de davacı tarafından yenilenme talebinde bulunulmadığı anlaşılmakla, davanın açılmamış sayılmasına karar vermek gerektiği yönünde aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK 320/4 md. Uyarınca DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
2-Alınması gereken 269,80-TL maktu harçtan dava açılırken peşin olarak yatırılan 170,78-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 99,02‬-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafça yatırılan gider avansından kararın tebliğ giderleri karşılandıktan sonra arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5.Avukatla temsil edilen davalı vekili yararına belirlenen 9.200,00-TL maktu avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Arabuluculuk sürecinde düzenlenmiş sarf kararında yer alan 1.360,00-TL’nin 6325 Sayılı Kanunun 18/A maddesi uyarınca, davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesine,
HMK 138 maddesi gereği dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile—–Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.