Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/548 E. 2022/1017 K. 08.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/548 Esas
KARAR NO : 2022/1017

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/03/2015
KARAR TARİHİ : 08/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin dava dışı—– isimli şirketten taraflar arasında mevcut ticari ilişki kapsamında—- tutarında alacaklı olduğunu, müvekkili şirket ile dava dışı———temlikname düzenlendiğini,——— davalı şirketten olan doğmuş ve doğacak alacaklarının —— kadar kısmının her ne suretle olursa olsun doğmuş ve doğacak tüm borçlarının teminatını teşkil etmek üzere müvekkili şirkete devir ve temlik edildiğini, 22/09/2014 tarihinde temlik borçlus davalı şirketin müvekkil şirkete ulaştırmış olduğu taahhütname ve kabul niteliğindeki yazısı ile temliknamenin taraflarına ulaştığını teyit etmekle temlikname uyarınca —-alacağın tahakkuk etmesi halinde müvekkili şirketi ilk sıraya alacaklarını beyan ettiğini, temlik konusu alacağın müvekkili şirketin alacağı haline geldiğini, temlik miktarı alacağın davalı şirket kayıtlarına intikal ettiğinin öğrenildiğini, ödeme yapılmaması üzerine —- tarihinde —— numaralı ihtarname keşide edildiğini, davalı—— şirketten müvekkili şirkete devledilen ——– tebliğden itibaren 1 gün içinde müvekkili şirketin belirtilen hesabına ödenmesinin ihtar edildiğini, ihtarnamenin 17/03/2015 tarihinde davalı şirkete tebliğ edilmiş olmasına rağmen davalı şirketin süresi içinde herhangi bir ödeme yapmadığından bahisle 169,174,74 TL’lik alacağın ———–tarihinden itibaren işleyecek olan ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkili mahkemede açılmadığını, müvekkil şirketin merkezinin —— olduğunu, bu nedenle öncelikle yetkisizlik kararı verilmesi gerektiğini, alacağını temlik eden ve dava dışı ———— müvekkili şirketin—- olarak görev aldığını,—- müvekkili şirketten —- doğduğunu, borçlu şirkete ait —- personel bordro ödemelelerinin hak edişten kesildiğini, söz konusu şirketin geçen yıl ekonomik sıkıntıya girdiğini, bazı şirket ve şahıslara borçlarını ödeyemediğini, hakkında çeşitli icra takipleri başlatıldığını, müvekkil şirkete çeşitli temlik sözleşmeleri ve haciz ihbarnamelerinin tebliğ edildiğini, davacı şirketçe gönderilen ihtarnameye—– verildiğini, şirket tarafından takip borçlusu şirketin alacaklılarına ödeme yapılmak istendiğini ancak birden fazla haciz talebinin ve temlik sözleşmesinin ellerinde olması nedeniyle resmi bir makamca hazırlanan sıra cetveli olmadan alacaklılara ödeme yapılamayacağı, verilen tevdi mahalli kararı neticesinde alacak ————hesabına yatırıldığını, bu borçla ilgili harhangi bir sorumluluklarının kalmadığının davacı şirkete bildirildiğini, müvekkil şirketlerinin tevdii mahalli tayini yoluna gitmesindeki amacın hakkaniyete uygun bir ödeme sıralaması yapılması, davacı şirket de dahil olmak üzere diğer tüm alacaklıların mağduriyetinin giderilmesi olduğunu, müvekkiil şirketin tevdi mahalli tayini neticesinde ve TBK’nın 187. maddesi uyarınca 17/03/2015 tarihinde ilgili hesaba 278.782,28 TL hakediş tutarını yatırarak borca ilişkin her türlü sorumluluktan kurtulduğundan bahisle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Bilirkişi raporunda özetle; davacı ile dava dışı şirket arasında alacağın temliki sözleşmesi imzalandığı, doğmamış alacağın da devrinin mümkün olduğu, eldeki dava bakımından doğmamış bir alacağın temlik edildiği, bu durumda—– geçerli şekilde doğduğu, —– tarihi itibari ile hüküm ifade ettiği, alacağın devri üzerine borçlunun ifa yükümlülüğünün yeni alacaklıya geçtiği, dolayısıyla da eski borçluya ödeme yapılarak kural olarak borçtan kurtulamayacağı, ancak borçlunun temlikin kendisine bildirilmeden yaptığı iyi niyetli ödeme halinde borcundan kurtulacağı, dava konusu temlikin teminat niteliğinde olmadığı, teminat amaçlı bir devir olduğu kabul edilse dahi davalının tevdi mahalline ödeme yapmakla borcundan kurtulamayacağı, davacının davalıdan 169.174,74 TL. tutarında alacaklı olduğu kanaatine varıldığını bildirmiştir.
——-sayılı dosyası ile ; davalı tarafından, davacı ve alacağı temlik eden dava dışı şirketin diğer alacaklıları taraf gösterilmek suretiyle, dava dışı şirketin alacağının tevdii için mahal belirlenmesinin talep edildiği, Mahkemece —– tarihli değişik iş kararı ile talebin kabul edilerek tevdi mahali belirlendiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce ———-kararı ile davanın kabulüne, ——– ile tevdi mahali olarak tayin edilen —– —— davacıya ödenmesine, davacının faize ilişkin istemlerinin reddine karar verilmiştir.
——— ilamı ile;
”—–Karar sayılı —- tarihli kararı ile davalının tevdi mahalli talebini kabul edilmiş, davalı yanca —-tevdi mahalli olarak belirlenen bankaya depo edilmiştir. İlgili karar davacıya—- kararına göre banka hesaba yatırılan para ancak bütün ilgililerin onayı veya hakimin kararı ile alacaklıya ödenir.
—– Tarihli belge içeriğine göre; davalının temlikten haberdar olduğu, dava dışı şirketin hakedişinin —– doğduğu, davalı yanca davacının temlik aldığı alacağın davacıya ödenmeyerek toplam—— tevdi mahalline depo edildiği,———- edildiği dikkate alındığında; ilk derece mahkemesince haciz yazılarının temlikten sonraki tarihli olduğu, temlikten haberdar olan davalının süresinde ödeme yapmamış olması gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmesi yerinde olduğu gibi, davalının davaya sebebiyet verdiği dikkate alındığında yargılama giderleri, vekalet ücreti ve nisbi harç masraflarından davalının sorumlu tutulması da yerindedir.
Davacı vekilinin istinaf istemine gelince; davacı yan hakedişin davalı nezdinde doğduğu tarihten itibaren faize hükmedilmesini talep etmiştir. Ancak; davacı yanın —- ihtarnamesinin davalıya —- tebliğ edildiği, 1 günlük ödeme süresi içinde davalının tevdi mahalline—— parayı ödediği dikkate alındığında mahkemenin faiz talebinin reddine karar vermesi yerindedir.——–.” gerekçesiyle her iki tarafın istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
——————————karar sayılı kararı ile;
”…1-Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda aşağıda belirtilen hususlar dışında bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; dava, —— sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda özetlenen gerekçe ile davanın kabulüne, davacı vekili lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince de istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir. Davalı, yargılamanın başında borcu inkar etmemiş, davaya konu alacak üzerine haciz ihbarnamelerine istinaden hacizler konulduğundan alacağın kime ödeneceğinin münazaalı olduğunu ifade etmiştir. Ayrıca dava konusu olan alacak dava tarihinden önce mahkemenin tevdi mahalli kararında belirtilen banka hesabına ödenmiştir. Bu durumda, davalı, davanın açılmasına sebebiyet vermediğinden davacı lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, nispi vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir…” gerekçesiyle bozma kararı verilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı tarafından davalıya bildirilen temlik nedeniyle alacağının tahsilinin talep edildiği, bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere; alacağın temliki ile temlik edilen alacak hakkındaki tasarruf ve talep yetkisinin temlik alana geçtiği, mevcut alacaklar temlik edildiği gibi doğmamış alacakların da temlikinin mümkün olduğu, davalı tarafça ——— beyan dilekçesi incelendiğinde; dava konusu temliknamenin davalıya ulaştığı ve davalı tarafça alacağın doğumu halinde davacıya ödeneceğinin bildirildiği, davacı tarafından söz konusu yazıya binaen ödeme yapılması için ———–sayılı ihtarnamesinin davalıya gönderidiği ve 16/03/2015 tarihinde davalıya tebliğ edildiği, sıra cetvelinde de görüleceği üzere davalıya gönderilen haciz ihbarnamelerinin temlik tarihinden sonra olduğu, alacağın temlik edilmesi nedeniyle eski alacaklının alacaklılarının haciz koydurma işleminde bulunamayacakları, davalının temlikden de haberdar edilmesine rağmen davacıya ödeme yapmadığı anlaşılmakla davanın kabulüne, alacağın ödenmesine ilişkin olarak gönderilen —- yevmiye sayılı ihtarnamesinin tebliğ tarihinin—- olduğu, tayin edilen—–tarihinde parayı ödediği anlaşılmakla faiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile
—- sayılı dosyası ile tevdi mahalli olarak tayin edilen —– numaralı hesaba yatırılan bedelin—— davacıya ödenmesine, davacının faize ilişkin istemlerinin reddine,
KARAR HARCI
2- Alınması gereken karar ve ilam harcı 11.556,33 TL olduğundan peşin alınan 2.889,09 TL’den mahsubu ile eksik kalan 8.667,24 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
AVUKATLIK ÜCRETLERİ
3—— tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
DİĞER YARGILAMA GİDERLERİ
5-Davacı tarafından dava açılırken harç olarak yatırılan 27,70 TL başvurma harcı, 2.889,09 TL olmak üzere toplam 2.916,89 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından sarfedilen 600,00 TL bilirkişi ücreti ve 168,00 TL posta ücreti olmak üzere toplam 768,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
7-Davalı tarafından sarf edilen yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı davacının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul BAM nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.