Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/443 E. 2022/1043 K. 15.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/443 Esas
KARAR NO : 2022/1043

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/06/2022
KARAR TARİHİ : 15/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Yukarıda adı ve adresi yazılı davacı tarafından açılan hukuk davasının 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 9. Maddesi gereğince Türk Milleti adına yargılama yapmaya görevli ve yetkili ——Asliye Ticaret Mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda aşağıda gerekçesi yazılı hükme ulaşılmıştır.
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirket 18/10/2021 tarihinde ——ihale kayıt numarası ile ” —— atığı, müvekkili şirket tarafından ihalede istenen bilgi ve belgeler süresinde tanzim ve imza edilerek davalı şirkete teslim edildiği, müvekkili şirket bu ihaleye 11/10/2021 tarihinde——-sayı numaralı Geçici Teminat Mektubu ile 150.000,00-TL teminat mektubu sunduğu, ayrıca 14/10/2021 tarihinde “Birim Fiyat Teklif Formu”nda görüleceği üzere müvekkili şirketçe 01/01/2022-31/12/2024 tarihleri arasında gerçekleştirilecek hizmete ilişkin toplamda 4.091.790,96-TL teklif verildiği ve işbu teklifin davalı şirketçe kabul edildiği ve Silahsız Özel Güvenlik Görevlisi için 7 kişi üzerinden, diğer nitelikteki görevliler için ise teklif formundaki gibi anlaşma sağlandığı, bu anlaşmaya istinaden taraflar arasında 22/11/2021 tarihinde 01/01/2022-31/12/2024 tarihleri arasında —— ait sözleşme imzalandığı, Tarihler 31.12.2021’i gösterdiğinde, müvekkil şirketin —— adresi olan resmi yazışma mailine—–hitaben, davalı şirket tarafından; “30/06/2019 tarihinde ——- İle 31.12.2021 tarihine kadar çalışmış ve sürenin sona ermesi sebebiyle, firmanız ile yürütmekte olduğumuz faaliyetlerimiz son vermiş bulunmaktayız. 01.01.2022 tarihinden itibaren geçerli olacak şekilde —— yapılmış 31.12.2021 tarihine kadar sözleşme imzalanmamıştır. Gelinen aşamada ——Olarak güvenlik hizmetini kendi bünyemizde sağlamak üzere karar alınmıştır. Geçmişte ——- olarak vermiş olduğunuz hizmetlerinizden dolayı teşekkür ederiz. Gereğini bilgilerinize sunarım.” şeklinde mail gönderildiği, müvekkili şirket tarafından ilgili maile yanıt verildiği, sözleşmenin feshi sonrası müvekkili şirketin uğradığı menfi zararın giderilmesi için 11/02/2022 tarihinde —— yevmiye numaralı ihtarnamesi keşide edildiği ve işbu ihtarnamenin 25/02/2022’de iş yerinde daimi çalışana tebliğ edildiği lakin belirtilen süre içerisinde zararın giderilmediği, buna bağlı olarak arabuluculuk yoluna başvurulduğu ancak arabuluculuk görüşmeleri neticesinde de anlaşılamadığından işbu davayı ikame ettiklerinden bahisle müvekkili şirketin ihaleye girilme nedeniyle aynı dönemlerde başka ihalelere katılmama nedeniyle uğranılan zarar hakkında dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla, müvekkili şirket ile davalı arasında akdedilen sözleşme davalı tarafın keyfiyeti ile feshedildiği ve müvekkilinin kusuru olmaksızın karşı tarafça feshedilen bu sözleşmeyi yaptığı için uğradığı, sözleşme yapmamış olsa idi uğramayacağı zararı, sözleşmeye güvenilerek yapılan harcamaların (giderlerin) tamamını, başa bir anlatımla karşı tarafın mal varlığına girmese bile o sözleşme nedeniyle yaptığı tüm maddi zararların giderilmesini, uğranılan menfi zararın tazmini için fazlaya dair hakları ve harç tamamlama hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5000 TL’nin temerrüt tarihi olan, mezkur ihtarnamenin tebliğ tarihi 25/02/2022’den, aksi taktirde arabuluculuk başvuru tarihinden, aksi takdirde dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile taraflarına ödenmesini, yargılama giderleri, arabuluculuk ücretini ve vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından ikame edilmiş işbu davanın —— açıldığı, davacı ile müvekkili arasında bir sözleşme ilişkisi olmadığını belirtmek kaydıyla ifade etmek gerekir ki; davacının dava dilekçesinde sunmuş olduğu sözleşmede yetkili mahkemeler ——Mahkemeleri olarak belirtildiği, mahkemenin yetkisiz olduğu, müvekkili şirket ——- 30.06.2019 tarihinden itibaren ——- şirketiyle güvenlik hizmeti kapsamında çalıştığı, daha sonrasında müvekkil, şirket 01.01.2022 tarihinden itibaren geçerli olacak şekilde özel güvenlik hizmeti alım ihalesi kayıt oluşturmuş ve ihaleye başvuran şirketlerden bir tanesi ise davacı Şirket ——-Olduğu, yapılan başvurunun ardından davacı şirket ile herhangi bir sözleşme imzalanmadığı gibi müvekkili şirketin davacı tarafa mail yoluyla sözleşmenin imzalanmadığını açık bir şekilde ilettiği, bir sözleşmenin kurulabilmesi için tarafların objektif ve subjektif yönden tüm temel noktalar üzerinde iradelerini açığa vurması gerektiği, bir sözleşmede tarafların iradesi duraksamaya meydan vermeyecek şekilde açık ve anlamı belirgin ise sözleşmenin kurulmasının imkanı bulamadığı, zira müvekkili şirket’in “sözleşme imzalanmamıştır” şeklindeki açık ve anlamı belirgin iradesi davacı şirket’e ulaştığı, dolayısıyla davacının işbu davayı ikame etmesi sebepsiz zenginleşme amacı taşıdığı, davacı ile müvekkili şirket arasında akdedilen bir sözleşme olmadığından davacı nezdinde meydana gelen zararlardan müvekkili şirketin sorumlu olmadığı, davacı, dosyaya sunmuş olduğu Yargıtay kararları ile de müvekkili şirket ile aralarında imzalanan sözleşme bulunmadığını ikrar ettiği, davacının dilekçe ekinde sunmuş olduğu sözleşmedeki imza ve kaşeye itibar edilemeyeceği, müvekkilinin ihale nedeniyle sözleşme koşullarına ilişkin yayınlanan dokümanın tek taraflı olarak doldurulduğunu ve imzalandığını gösterdiği, zira Müvekkil’in bu şekilde bir sözleşme imzalaması söz konusu değildir. Zaten sunulan belge de imza tespitine imkan vermeyen ıslak imza içermeyen bir evrak olduğu, dolayısıyla davacı taraf iddia etmiş olduğu hususları ispat yükü altında olup dava dilekçesinde delil olarak sunmuş olduğu belgelerin hiç biri iddia edilen vakıayı ispata elverişli olmadığı, bu nedenle davacının haksız menfaat elde etmek amacıyla ikame etmiş olduğu bu davanın reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı yana bırakılmasına,
karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava hizmet sözleşmesinden kaynaklanan alacak davasıdır.
Dosya arasında bulunan sözleşme incelendiğinde sözleşmenin 36.1. maddesinde iş bu sözleşmeden doğacak ihtilafların çözümünde —— mahkemeleri ve İcra dairelerinin yetkili olduğu düzenlenmiştir.Taraflar tacir olup HMK 17. Maddesine göre aralarında yetki sözleşmesi yapabileceklerdir. Aynı maddeye göre aksi kararlaştırılmadıkça yapılan yetki sözleşmesi münhasır yetki sözleşmesidir ve dava sadece sözleşme ile kararlaştırılan mahkemede açılabilir.
Davalı da süresinde verdiği cevap dilekçesi ile mahkememizin yetkisine itiraz etmiş yetkili mahkemenin ——Mahkemeleri olduğunu beyan etmiştir.Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında akdedilen yetki sözleşmesi kapsamında davalı tarafın usulüne uygun olan yetki itirazı değerlendirilmiş olup, HMK’nın 17. maddesi uyarınca tarafların aksini kararlaştırmadıkları takdirde davanın sadece sözleşmeyle belirlenen mahkemede açılabileceği, taraflara arasında geçerli olarak düzenlenen yetki sözleşmesinin münhasır yetki düzenlemesi olarak değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmış,——-Mahkemeleri’nin yetkili olması nedeniyle Mahkememizin yetkisizliğine, dosyanın talep halinde yetkili —— Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1.Mahkememizin YETKİSİZLİĞİ nedeni ile davanın USULDEN REDDİNE,
2.Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili ——-Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine,
3.Yargılama gideri ve vekalet ücreti hususunun yetkili mahkemece hüküm altına alınmasına,
4.Kararın kesinleşmesinden itibaren HMK’nun 20/1-son cümle gereği dosyanın iki haftalık süre içerisinde görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin istenilmemesi halinde DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesi için dosyanın yeniden ele alınmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde —— nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.