Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/442 E. 2022/755 K. 22.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/442 Esas
KARAR NO: 2022/755
DAVA: Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/05/2018
KARAR TARİHİ: 22/09/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin —- bulunan bir şirket olduğunu, müvekkili ile davalı arasında— tarihli belirsiz süreli ——- imzalandğını,—— tarihi itibariyle verdiği istifa dilekçesi ile işten ayrıldığını, davalının iş akdinin emeklilik nedeniyle kıdem tazminatı da ödenerek sona erdirildiğini, ancak öğrenildiği üzere davalının rakip —— işe başladığını, davalının müvekkilinden ayrılmadan önce bütün müşteri bilgilerini ve datalarını kopyaladığını, davalının işe başladığı dava dışı firma ile müvekkili arasında —– tarihinde imzalanan ——– bulunduğunu, buna göre firmaların iki yıl boyunca birbirinden personel alamayacaklarını, davalı ile yapılan sözleşmenin ——— düzenlendiğini, davalının istifası sonrasında —– tarihli ek protokol yapıldığını, davalının fiilinin ——- aykırı olduğunu, davalının müvekkili şirket personeli—- müvekkilinden istifa ederek ayrılmasına sebebiyet verdiğini ve —- belirterek; davalının haksız rekabet yasağını ihlal etmesi nedeniyle şimdilik —– şartın ihlal tarihinden itibaren başlayacak en yüksek banka mevduat faiziyle birlikte tahsiline, haksız rekabete aykırı davranışlar nedeniyle müvekkilinin uğradığı zararlar nedeniyle şimdilik —– maddi tazminatı en yüksek banka faiziyle birlikte tahsiline, haksız rekabetin tespitini ve menine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının —— bir firma olduğunu, dava dilekçesinde gösterilen adresin doğru olmadığını, davacının —- teminatı göstermesi gerektiğini, müvekkilinin——olduğunu, müvekkilinin davacı firmada çalışmaya başlamadan önce kendisine yönetici ortak olacağının ve ilerleyen zamanda şirkete ortak olacağının sözünün verildiğini, taraflar arasındaki iş sözleşmesinin —— dilindeki teklife dayandığını, davacı yanın bu sözleşmeyi gizlediğini, bu sözleşmedeki rekabet yasağının —-olduğunu, sunulan —- sözleşmeyi kabul etmediklerini, davacının iddialarının gerçek olmadığını, kötü niyetli olduğunu, davacının ticari olarak faaliyette bulunduğu tek —– olduğunu savunarak; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememiz ———- tarihli ilamı ile kaldırılarak mahkememiz yukarıdaki esası üzerinden yargılamaya devam olunmuştur.
Hukuki Nitelendirme, Delillerin Tartışılması
Dava, her biri birbirinden bağımsız olmak üzere;
– Davalı yanın eylemlerinin sözleşmeye ve haksız rekabet hükümlerine aykırı olduğunun tespiti,
– Davalı yanın hizmet sözleşmesi ile yükümlendiği rekabet etmeme yasağına aykırı davranması nedeniyle belirlenen tazminat ve
– Bu eylemleri nedeniyle davacı şirketin uğradığı zararın tazmin edilmesi taleplerinden ibarettir.
Bu yönüyle talep, aynı davalıya karşı olan birbirinden bağımsız birden fazla talebin, aralarında bir derecelendirme ilişkisi yani aslîlik–ferîlik ilişkisi kurmadan aynı dava dilekçesinde ileri sürmesi olarak tanımlanan davaların yığılması mahiyetindedir. Bu dava çeşidinde taleplerin tümü birbirinden bağımsız, eşdeğer ve aynı derecede öneme sahiptir.
Davalı taraf —- sunduğu sözleşmelerin —-ve delilleri dosyaya celp edilmiş, ayrıca davalının —– kayıtları ve dosyası dosyada mevcuttur.
DAVALI EYLEMLERİNİN SÖZLEŞMEYE ve HAKSIZ REKABET HÜKÜMLERİNE AYKIRI OLDUĞU VE TAZMİNAT İDDİALARINA DAİR YAPILAN DEĞERLENDİRMEDE;
6098 sayılı Yasanın 444/1 maddesinde, fiil ehliyetine sahip olan işçinin, işverene karşı, sözleşmenin sona ermesinden sonra herhangi bir biçimde onunla rekabet etmekten, özellikle kendi hesabına rakip bir işletme açmaktan, başka bir rakip işletmede çalışmaktan veya bunların dışında, rakip işletmeyle başka türden bir menfaat ilişkisine girişmekten kaçınmayı yazılı olarak üstlenebileceği, aynı maddenin —– ise, rekabet yasağı kaydının, ancak hizmet ilişkisi işçiye müşteri çevresi veya üretim sırları ya da işverenin yaptığı işler hakkında bilgi edinme imkânı sağlıyorsa ve aynı zamanda bu bilgilerin kullanılması, işverenin önemli bir zararına sebep olacak nitelikteyse geçerli olacağı düzenlenmiştir. Buna göre rekabet yasağı kaydının geçerliliği için zararın gerçekleşmesi şart olmayıp, işçinin edindiği bilgilerin iş verenin önemli bir zararına sebep olacak nitelikte olması yeterlidir —–
Taraflar arasında imzalanan —- tarihli belirsiz süreli iş sözleşmesinin ———-
“İşçi, işinin niteliği gereği işverenin sırlarına vakıf olacak ve müşterilerini tanıyacak ise;
a) Hizmet süresinin devamı süresinde kendi namına iş sahibi ile hareket edeceği bir iş yapamaz, rakip bir müessese(de) çalışamaz ve böyle bir işletmede ortak, müdür veya herhangi bir sıfatla alakadar olamaz. Bu hal işveren için iş akdini haklı nedenle fesih sebebi teşkil edecektir.
b) Hizmet sözleşmesinin hitamından sonrasında işçi —— boyunca işverenin faaliyet gösterdiği bölgelerde işveren ile aynı iştigal konusuna sahip kendi namına işveren ile rekabet edeceği iş yapamaz, rakip bir —–çalışamaz ve böyle bir işletmede ortak, müdür veya herhangi bir sıfatla alakadar olamaz.
c) İşçi yukar(ı)da a ve b maddelerine aykırı davrandığı takdirde işverene —— senelik şirkette elde ettiği /edeceği kazancı cezai şart ödeyecektir. Cezai şart haricinde işverenin işçinin yasağa uymamasından dolayı uğramış olduğu tüm maddi ve manevi zararları karşılamakla mükelleftir. İşveren ayrıca rekabet yasağına aykırı davranan işçinin faaliyetinin önlenmesini talep edebilecektir. İçinin rekabet yasağından kurtulmak amacı ile muvazaa bir şekilde işletme açma, ortak vb.olma hallerinde de işveren aynı hakları kullanacaktır” hükmünü içermektedir.
Davalıya ait—–eki bildirgelerinden davalının —- tarihinde davacı şirketten ayrıldığı, ——Şirketinde işe başladığı anlaşılmaktadır.
İş sözleşmelerinin geçersiz olduğu ve aslının sunulmadığı hususundaki itiraz ve savunmalara itibar edilmemiştir, zira —— yazılan —— istinaden gönderilen belirsiz süreli iş sözleşmesi, davalı işçinin anılı iddialarının aksini ortaya koymaktadır.
Dosyaya kazandırılan ——— tarafından tanzim olunan —— tarihli ilk raporda;
“Davalı işçiye rekabet yasağı getirilmesinde davacı eski işverenin hukuken korunacak bir menfaatinin olduğu,——- süre ve konu açısından hakkaniyete uygun bir sınırlama içerdiği,
Yer açısından içerdiği sınırlamanın muğlak olduğu, BK m. 442/1 hükmüne aykırı olduğu,
Buna karşılık BK m. 445/2 uyarınca en azından davacı eski işverenin bulunduğu ilin hakkaniyete uygun bir sınırlama olabileceği,
Bu doğrultuda ele alındığında davalının eyleminin rekabet yasağı sözleşmesine aykırılık teşkil ettiği,
Öte yandan ——işverenin menfaatinin kalmaması halinde rekabet yasağının da sona ereceği,
Davalının dava dışı —- çalışmaya başladığı —-tarihinde ——- dosyadan anlaşılamadığı,
Faal olduğu sonucuna varılması halinde davalının eyleminin yasağa aykırılık olarak niteleneceği, faal olmaması halinde ise —–uyarınca yasağın sona erdiğinin kabul edilmesi gerektiği,
Her ne kadar —- daha sonradan —- sürülmüş ise de, ——-tek ortaklı olarak kurulduğunun anlaşıldığı” nın belirtildiği anlaşılmıştır.
Davacı —- kapanış tarihinin —- olduğu, dolayısıyla dava tarihi olan —– tarihi itibariyle şirketin faal olduğu anlaşıldığından davacının aktif husumet ve dava ehliyetinin bulunduğu sabittir.
Yargılamanın —– celsesinde yukarıda anılık —- rapora karşı itiraz ve beyanlarının karşılanması amacıyla dosya ek rapor sunmak üzere heyete tevdi edilmiş; raporda,
—- rapordaki kanaatimizi koruduğumuzu ve dava konusu ihtilaf açısından, dava tarihi itibari ile davacı şirketin yahut irtibat —- faal olup olmamasının belirleyici olduğu, faal olduğu sonucuna varılması halinde —- uygulanmayacağı ve davalının eyleminin rekabet yasağına aykırılık teşkil edeceği, buna karşılık faal olmadığının tespit edilmesi halinde ise —- uyarınca yasağın ortadan kalmış sayılması gerekeceği, dava dışı ——– davacı şirketten farklı bir şirket olduğu ve dava dışı şirketin kurulmasının “davacının yasağın devamında menfaati olduğu” sonucuna yol açmayacağı” belirtilmiştir.
Hem kök hem ek raporda şartlarının oluşması halinde sözleşmeden kaynaklanan tazminat miktarının belirlenmediği anlaşıldığından dosya, bu hususla sınırlı olmak üzere ikinci defa ek rapora gönderilmiş; dosyaya sunulan nihai raporda,
———Tarafımızdan tanzim edilen —– ek raporumuzda, “dava konusu ihtilaf açısından, dava tarihi itibari ile davacı şirketin —— faal olup olmamasının belirleyici olduğu, faal olduğu sonucuna varılması halinde ——uygulanmayacağı ve davalının eyleminin rekabet yasağına aykırılık teşkil edeceği” kanaati bildirilmiştir.
Ek raporumuzdan sonra dosyaya sunulu belgelerin incelenmesinde; —- tarafından davacı yanın faal olup olmadığının —— sorulduğu, ilgili —— cevabi yazıda —– tarihine kadar istanbul da ——izni verildiğinin görüldüğü, yine davacı vekilin rapora karşı beyan dilekçesi ekinde dosyaya davacı yanın —–dosyaya sunulduğu, sunulu hizmet dökümünde, davacı yanın faal olduğu ve toplam —– bulunduğu, tarafımızdan görülmüştür.
Diğer bir ifade ile —-incelenmesinde davacı yanın dava tarihi olan —– tarihinde faal olduğu tarafımızdan tespit edilmiştir.
Taraflar arası akdedilen —– maddesinde;
“c) İşçi yukarıda a ve b maddelerine aykırı davrandığı takdirde işverene — senelik şirketten elde ettiği / edeceği kazancı cezai şart olarak ödeyecektir. Cezai şart haricinde işverenin işçinin yasağa uymamasından dolayı uğramış olduğu tüm maddi ve manevi zararları karşılamakla mükelleftir. İşveren ayrıca rekabet yasağına aykırı davranan işçinin faaliyetinin önlenmesini talep edebilecektir. İşçinin rekabet yasağından kurtulmak amacı ile muvazaalı bir şekilde işletme açma, ortak vb. olma hallerinde de işveren aynı hakları kullanacaktır” hükmünün bulunduğu,
Davalı yanın davacı şirkette çalıştığı dönemde ——- elde ettiği bir senelik kazancının ——– olduğu” belirlemelerine yer verilmiştir.
Davacı vekili tarafından davalı yanın bir yıllık kazancı olan——hakkaniyet indirimi uygulanacağı öngörülerek dava —-olarak ıslah edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı ve denetime ve hüküm kurmaya elverişli heyet raporları içeriklerine göre; davalı işçinin davacı şirketten istifası ile neticelenen hizmet ilişkini müteakip, —- tarihinde dava dışı —-sözleşmeden kaynaklanan—- yükümlülüğüne aykırı davrandığı; bu anlamda yine aynı sözleşme hükmü gereği bir yıllık geliri olarak belirlenen —- tutarlı tazminat ödemek zorunda olduğu anlaşıldığından belirlenen miktar üzerinden, davalı işçinin görev tanımı,—– yoğunluğu da göz önünde bulundurularak —- tazminatın, taleple bağlı kalınarak —- davalının dava dışı —– başladığı —- tarihinden itibaren işleyecek en —– mevduat faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
DAVALININ EYLEMLERİ NEDENİYLE UĞRANILDIĞI İDDİA EDİLEN MADDİ TAZMİNAT BAKIMINDAN YAPILAN DEĞERLENDİRMEDE;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 194. maddesinde, somutlaştırma yükü düzenlenmiş olup, maddenin birinci fıkrası uyarınca, taraflar dayandıkları vakıaları, ispata elverişli bir şekilde somutlaştırmakla yükümlüdür. Madde gerekçesinde, maddenin ihdas amacının, uygulamada genel geçer ifadelerle somut vakıalara dayanmadan davaların açılıp yürütülmesinin önüne geçmek olduğu belirtilmiştir. Gerekçenin devamında, “Bir davada, ispat faaliyetinin tam olarak yürütülebilmesi, mahkemenin uyuşmazlığı doğru tespit ederek yargılama yapabilmesi, karşı tarafın ileri sürülen vakıalara karşı kendini savunabilmesi için, iddia edilen vakıaların açık ve somut olarak ortaya konulması gerekir. Genel geçer ifadelerle, somut bir şekilde ortaya koymadan iddia veya savunma amacıyla vakıaların ileri sürülmesi durumunda, yargılamanın sağlıklı bir şekilde yürütülmesi mümkün olmayacağı gibi, vakıaların anlaşılması için ayrıca bir araştırma yapılması ve zaman kaybedilmesi sözkonusu olacaktır. Taraflar, haklarını dayandırdıkları hukuk kuralının aradığı koşul vakıalara uygun, somut vakıaları açıkça ortaya koymalıdırlar. Bu vakıaların somut olarak ileri sürülmesi, ilgili taraf için bir yüktür; bu yükü yerine getirmeyen sonuçlarına katlanacaktır” şeklindeki ifadelere yer verilerek somutlaştırma yükünün anlam ve önemi vurgulanmıştır.
6100 sayılı Kanun’un 119/1-e. maddesi uyarınca davacının iddiasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerinin dava dilekçesinde yer alması zorunludur. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 25 inci maddesi gereğince de hâkim, tarafların ileri sürmediği vakıaları ve söylemediği bir şeyi dikkate alamaz, hatırlatmada dahi bulunamaz ve hâkimin kendiliğinden delil toplaması da mümkün değildir. Kanunda vakıaların açık ve somut olarak gösterilmesi yeterli görülmemiş, 6100 sayılı Kanun’un 119/1-f hükmünde ayrıca, açık ve somut olarak gösterilmesi gereken her bir vakıanın hangi delille ispat edileceğinin de belirtilmesi aranmıştır. Keza, bu durum, 194 üncü maddenin ikinci fıkrasının da tereddüt uyandırmayacak derecede açık hükmünün bir gereğidir——–
Bu hükümler birlikte değerlendirildiğinde, davacı, dilekçesinde maddi tazminat talebinin dayanağı olan vakıaları tek tek, açık ve somut olarak göstermek ve her bir vakıanın hangi delillerle ispat edileceğini de somut olarak belirtmek külfeti altında olmasına rağmen davalı işçinin rekabet yasağına aykırı eylemi nedeniyle hangi suretle ve ne şekilde maddi zarara uğradığı; daha sade bir ifadeyle, davalı işçinin sözleşmeden kaynaklanan rekabet etmeme yasağına aykırı davranmak suretiyle davacı şirket aleyhine nasıl bir zararın oluştuğu hususunda iddia ve somutlaştırma külfetinin yerine getirilmediği anlaşıldığından, soyut mahiyetteki bu iddia ve talebin reddine karar verilmiştir. Zira somutlaştırma yükünün yerine getirilmemesi, ispat yükünün yerine getirilmediği sonucunu doğurur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1.Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
a.)Davalı eylemlerinin taraflar arasında akdedilen —- tarihli belirsiz süreli sözleşmesinin —- maddesine ve rekabet yasağına aykırılık teşkil ettiğinin tespitine,
b.)Sözleşmenin—- maddesi gereğince kararlaştırılan cezai şart miktarı olan —- ——indirim sonucu tespit olunan —tazminatın, taleple bağlı kalınarak— davalının dava dışı —— tarihinden itibaren işleyecek —— —– birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
c.)Sabit görülmeyen —- maddi tazminat talebinin reddine,
2-Alınması gerekli karar ve ilam harcı olan — davacı tarafça dava açılırken peşin olarak yatırılan — ıslah harcı toplamı—- harcın mahsubu ile bakiye kalan —- karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafça yatırılan 35,90.-TL başvurma harcı, 1.024,65.-TL peşin harç 3.963,14.-TL ıslah harcı olmak üzere toplam 5.023,69.-TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan 3.500,00.-TL bilirkişi ücreti, 243,45.-TL tebligat gideri olmak üzere toplam 3.743,45.-TL yargılama giderinin davada haklı çıktığı %99 oranında olmak üzere 3.706,01.-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafça 13,00.-TL tebligat ücreti olarak yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenecek nisbi vekalet ücreti maktu vekalet ücretinden az olamayacağından 42.489,53.-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen kısım için karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenecek nisbi vekalet ücreti maktu vekalet ücretinden az olamayacağından 9.200,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
8-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin ve Davalı Vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta süre içerisinde ————- nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu.22/09/2022