Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/430 E. 2023/379 K. 04.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/430 Esas
KARAR NO : 2023/379 Karar

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 16/09/2014
KARAR TARİHİ : 04/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Yukarıda adı ve adresi yazılı davacı tarafından açılan hukuk davasının 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 9. Maddesi gereğince Türk Milleti adına yargılama yapmaya görevli ve yetkili —–Asliye Ticaret Mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda aşağıda gerekçesi yazılı hükme ulaşılmıştır.

DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —- maliki olduğu —– plakalı aracın müvekkil şirketin nezdindeki 02/08/2010-2011 vadeli —–sayılı “Motorlu Kara Taşıt Araçları Tüm Oto Sigorta Policesi” ile sigortalı olduğunu 18/09/2010 tarihinde —- sevk ve idaresindeki —– plakalı çekici römork araç —- İstikametinden —– istikametine seyir halinde iken yol kenarında gerekli tedbirleri almayarak park eden ve patlayan lastiğini değiştiren davalı —–mali olduğu ve sürücü—-olan —-Plakalı çekici römork araca çarpması ve aynı istikamette seyreden —– plakalı çekici römork aracında—– plakalı römorkun arka kısmına çarpması neticesinde yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazısının meydana geldiğini belirterek haksız ve hukuki dayanaktan yoksun —- icra müdürlüğünün —– esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazların iptali ve takibin devamına karar verilmesini arz ve talep etmiştir,

CEVAP:
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davalılara atfı kabil her hangi bir kusur olmadığı müvekkilinin malik olduğu araç sürücüsünün aracı en sağ kısmına çekip lastiği değiştirdiği esnada davacı sigorta şirketine sigortalı olan—–plakalı araç sürücüsünün kuralları %100 ihlal ederek müvekkiline ait araca sol yan ve arka kısımdan çarptığı kazaya davacı şirkete ait sigortalı araç sürücüsünün sebep olduğu —-sulh hukuk mahkemesinin —–esas sayılı dava dosyası ile ——dava açıldığı açılan davada karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği talep edilen maddi hasar miktarının faiş olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava; İİK’nun 67/1. Maddesine dayalı itirazın iptali davasıdır.Dava önce —-Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılmış akabinde —–Esas —-Karar sayılı karar ile —–Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemeleri’nde görevsizlik kararı verilmiş ve sonrasında—– Kapatılan —– Asliye Ticaret Mahkemesi’nin—–Esas sayılı dosyasında esas almış ve yargılaması sürdürülmüş) akabinde—– Asliye Ticaret Mahkemesi kapanmakla mahkememizin yukarıdaki esasına kaydedilmiş, mahkememizden verilen 18/01/2021 tarih ve —- Esas —- sayılı kararı—–Bölge Adliye Mahkemesi—– Hukuk Dairesi’nin 07/04/2022 tarih ve —- Esas —— Karar sayılı ilamıyla kaldırıldığı anlaşılmakla yukarıdaki esasına kaydı yapılmıştır.
Mahkememizce kusur raporu aldırılması için bilirkişiye müracaat edilmiş 26/06/2014 tarihli bilirkişi raporunda davalı —– %75 oranında kusurlu olduğu, dava dışı sigortalı araç şoförü —— ise %25 oranında kusurlu olduğunun bildirildiği anlaşılmıştır.Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, taraf vekillerinin itirazı üzerine 12/02/2015 tarihli ek rapor aldırılmış ve bilirkişiler ek raporda kök rapordaki neticeye ulaştıklarını mahkememize bildirmişlerdir.Mahkememizce —— Soruşturma ve—–. Asliye Ceza Mahkemesi’nin—— Esas sayılı dava dosyası dosyamız arasına alınmış ve incelenmiştir.
Taraf vekillerinin aldırılan kusur ve hasar raporuna itiraz etmeleri neticesinde mahkememizce bu sefer dava dosyası —– Dairesi’ne sevk edilmiş,——12/12/2019 Tarihli kusur raporunda özetle; dosyadaki mevcut verilere göre kazanın seçenekli olarak değerlendirilmesi gerektiği, birinci duruma göre kaza esnasında patlayan lastiğini değiştiren davalı sürücü—– sevk ve idaresindeki aracın yola taşar vaziyette olduğunun kabulü halinde; davacı şirketin sigortalısı olan aracın sürücüsü dava dışı —— sevk ve idaresindeki çekici ve çekiciye bağlı yarı römork ile gece vakti aydınlatma bulunmayan yolda far ışığı altındaki görüş alanını kontrol altında bulundurarak seyrini sürdürmesi, yola taşar vaziyette bulunan aracı dikkate alarak zamanında etkili fren ve direksiyon tedbiri alması gerekirken bu hususlara riayet etmediği anlaşılmakla kazanın oluşumunda tali kusurlu olacağı; davalı sürücü —— ise sevk ve idaresindeki çekici ve çekiciye bağlı yarı römork ile gece vakti aydınlatma bulunmayan meskun mahal dışında aracının banketten yola taşar vaziyette olduğunu dikkate alarak yeterli ve gerekli önlemleri alması gerekirken bu hususlara riayet etmediği kaplama üzerinde seyir halinde olan araçların seyir durumlarını tehlikeye düşürdüğü, kazanın oluşumuna sebebiyet verdiği anlaşılmakla asli kusurlu olacağının bildirildiği, dava dışı sürücü —– ise meydana gelen kazada atfı kabil kusurunun bulunmadığı; ikinci durum olan kaza esnasında patlayan lastiğini değiştiren davalı sürücü —– sevk ve idaresindeki aracın yola taşar vaziyette olmadığının kabulü halinde davacı şirketin sigortalısı olan aracın sürücüsü dava dışı —– sevk ve idaresindeki çekici ve çekiciye bağlı yarı römork ile gece vakti aydınlatma bulunmayan yolda far ışığı altındaki görüş alanını kontrol altında bulundurarak kendi seyir içerisinde seyrini sürdürmesi gerekirken bu hususlara riayet etmeyerek banket içerisinde bulunan araca tedbirsizce çarptığı anlaşılmakla kazanın oluşumunda asli kusurlu olacağı, davalı sürücü—– ise ikinci durumda çekici ve çekiciye bağlı yarı römork ile gece vakti aydınlatma bulunmayan meskun mahal dışında aracı ile bankette durakladığı sırada yeterli ve gerekli önlemleri alması gerekirken bu hususlara riayet etmediği ve kazaya sebebiyet verdiği anlaşıldığın alt düzeyde tali kusurlu olacağı anlaşıldığı, dava dışı sürücü —– ise birinci duruma göre kusurunda farklılık olmayıp yine kusursuz olduğu neticeden birinci durumun kabulü halinde davacı şirketin sigortalısı olan aracın sürücüsü dava dışı —-%25 oranında kusurlu olduğu, davalı sürücü —– %75 oranında kusurlu olduğu, ikinci durumda ise —–%90 oranında kusurlu olduğu, davalı sürücü —— ise %10 oranında kusurlu olduğu kanaatinin mahkememize bildirildiği anlaşılmıştır.
—– raporu taraflara tebliğ olunmuş, tarafların itiraz dilekçeleri çerçevesinde 26/06/2014 tarihli rapor ile —– raporu arasında çelişki olduğu anlaşılmakla, kusur yönünden çelişkinin giderilmesi elzem olmuş ve mahkememizce——- oluşturulan bir heyete dosya tevdi edilerek kusur oranının aydınlatılması maksadı ile rapor düzenlenmesi istenilmiş ve 09/07/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesi sonucunda bilirkişi heyetince olayın aşağıda açıklanacağı üzere iki ayrı kaza şeklinde gerçekleştiğinin anlaşıldığı, birinci kazanın —– yönetiminde bulunan ve lastik patlaması sebebi ile park halinde olan aracın sol arka dorse kısmına —–yönetimindeki aracın sağ ön kısmıyla çarpması şeklinde gerçekleştiği, ikinci kazanın ise dava dışı—– yönetimindeki aracın ön kısmıyla —– yönetiminde aracın arka dorse kısmına çarpması şeklinde meydana geldiği, ikinci kaza ile ilgili olarak KTK’nın 52/B maddesine göre sürücülerin hızlarını aracın yük ve tekniğine göre, görüş yol ve hava durumun gerektirdiği şartlara uydurmak ve 52/C maddesine göre diğer bir aracı izlerken yukarıdaki durumları göz önünde tutarak takip mesafesini korumak zorunda oldukları kazanın oluş şekli göz önüne alındığında —–aracı dikkatsiz ve tedbirsiz ve gereğinden sevk ve idare ettiği, yol hava ve trafik şartlarını göz önüne alarak önündeki araç ile arasında güvenli bir takip mesafesi bırakmadığı, eğer bırakmış olsa direksiyon ve/veya fren manevrası ile çarpışmayı önleyebileceği ve bu sebeple kazanın arkadan çarpma şeklinde meydana geldiği göz önüne alındığında KTK 84/B gereğince ikinci kazanın oluşumunda dava dışı—–asli kusurlu olduğu, —– ise kusurlu bulunmadığı; ancak birinci kazayla ilgili olarak ise —— soruşturma safhasındaki ifadesinde “Şeridin sağ tarafında yanan araç farı gördüğünü ve aracın ilerlemekte olduğunu düşünerek yoluna devam ettiğini, daha sonrasını hatırlamadığını, dikkatsizlik ve birazda yorgun olduğu için önünde duran araca istemeyerek çarptığını” belirtiği, dolayısıyla aracını dikkatsiz tedbirsiz gereğinden hızlı sevk ve idare ettiğin KTK’nın 52/b maddesine aykırı sevk ve idare ettiği aracı ile park halindeki araca arkadan çarptığı kazada asli kusurlu olacağı, trafik kazası tespit tutanağındaki krokide ise aracın banket ( Emniyet şeridi içerisinde olduğu) görülmekte ancak reflöktör veya benzeri tedbir aldığı görülmemekle beraber sürücü —–ifadesinde kazanın lastik değiştirme işleminden sonra meydana geldiği anlaşılmakla ——aracını bankete aldıktan sonra KTK yönetmeliğinin 135. Md belirtilen tedbirleri etkili olarak almadığı anlaşılmakla tali kusurlu olacağı değerlendirilmiş, neticeden dosyamız ile ilgisi olan birinci kazada davacı şirketin sigortalısı olan aracın sürücüsü dava dışı—–asli ve %90 oranında kusurlu olduğu, davalı——ise tali ve %10 oranında kusurlu bulunduğu anlaşılmıştır.

İLK KARAR;
Mahkememizce 18/01/2021 tarih ve —- Esas ——sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.

İSTİNAF KALDIRMA İLAMI;
—– Bölge Adliye Mahkemesi—–Hukuk Dairesi’nin 07/04/2022 tarih ve—– Esas —— Karar sayılı ilamıyla “…Bu durumda kusur raporları arasında özellikle kazanın meydana geliş şekli bakımından çelişki ortaya çıktığı halde İlk Derece Mahkemesince bilirkişi raporları arasında oluşan çelişkinin giderilmesi için gerektiğinde keşif de yapılmak suretiyle Karayolları Genel Müdürlüğünden yada—– seçilecek uzman bilirkişi kurulundan çelişkiyi giderecek şekilde kazanın oluş şekli ve kusur dağılımını belirleyen gerekçeli rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde sonuca gidilmesi doğru olmamıştır. Bu nedenle davacı vekilinin istinaf itirazı yerindedir.
Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,…” şeklinde karar vererek mahkememiz dosyasını iade etmiştir.Mahkememizce kaldırma ilamı doğrultusunda işlem yapılmak üzere doysa yeni esasına kaydedilerek kusur konusunda kaldırma ilamı doğrultusunda rapor alınmasına karar verilmiştir.Mahkememizce BAM kaldırma kararı çerçevesinde Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyeti’nden seçilen 3 kişilik kusur bilirkişisine dosya tevdi edilerek rapor aldırılmasına karar verilmiştir. 21/03/2023 tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle; —-plakalı çekici —- Yarı Römorkunun sürücüsü—– yönetimindeki TIR’la seyredip olay mahalline geldiğinde lastik patlaması sebebiyle yolun banket kısmına park etmek zorunda kalmıştır.—– her nekadar aracı emniyet şeridine çekmiş isede gerek emniyet şeridinin seyir şeridi ile aynı platformda olması ve gerekse dorsenin genişliği göz önüne alındığında hafifte olsa sol tarafının seyir şeridine taşacağı göz Önüne alındığında aracın burada park halinde olduğunu ikaz etmek için Karayolları Trafık Yönetmeliğinin yukarda ifade edilen 135. maddesi uyarınca 150 m geriye reflektif veya ışıklandırmalı işaret koyması gerekirdi. —-Plakalı çekici ve —– plakalı römorkun sürücüsü —– ifadesinde, “——- ilçesine yaklaştığım sırada bulunduğum şeridin sağ tarafında yanan araç farı gördüm ve aracın ilerlemekte olduğunu düşünerek yoluma devam ettim daha sonrasını tam olarak hatırlamıyorum, dikkatsizlik ve biraz da yorgun olduğum için önümde bulunan araca istemeyerek çarptım.” Şeklindeki ifadesinden, bankete park edilen aracın far ışıklarından dolayı aracın görünürlüğünün sağlandığı anlaşıldığı, ancak aracın park halinde olduğunun anlaşılması için de aracın gerisine yansıtıcılı veya reflektif işaret konulması zorunluluğu bulunduğundan, kazanın meydana gelmesinde Davalı —– %25 (Yüzde yirmibeş) oranında kusurlu olduğu, —– Plakalı çekici ve—— plakalı römorkun şoförü —–vaktin gece olduğunu göz önüne alarak far ışığı altında bir tehlike belirmesi halinde emniyetle hareket edebileceği bir süratle seyretmesi, dikkatli olması halinde olay mahalline yaklaşırken sağdaki aracı görebildiğinden yavaşlaması, şerit genişliği müsait olduğuna göre arkasını da kontrol etmek suretiyle park halindeki aracın uzağından geçmesi mümkün iken bunu yerine getirmediği, park halindeki TIR”’ın dorsesinin sol arkasına kendi yönetimindeki çekicinin sağ ön tarafı ile çarptığı, Karayolları Trafik Kanunun Madde 84-d) Fıkrasında; “Araç sürücüleri trafik kazalarında; d) Arkadan çarpma, hallerinde asli kusurlu sayılırlar.” Maddesini ihlal ettiği anlaşılmakla kazanın meydana gelmesinde ——%75(yüzde yetmişbeş) oranında kusurlu olduğu, Trafik Kaza Tespit tutanağındaki değerlendirmede kazaya karışan —– plakalı aracın —- plakalı dorseye çarpması —–plakalı çekicide ilave bir hasar meydana gelmediği anlaşılmakla —— plakalı çekicinin şoförü ——- kusur atfedilemeyeceği görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.Tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesi neticesinde; tekmil dosya kapsamında davanın davacı sigorta şirketinin dava dışı sigortalısına ödemiş olduğu hasar tazminatı dolayısıyla rücu istemli itirazın iptali davası olduğu, —- numaralı davalının aracın maliki ve işleteni, —–numaralı davalının ise aracın sürücüsü olduğu, davacının dava dilekçesinde sigortalısına 40.000,00 TL ödediğini, ödediği bu 40.000,00 TL’nin davalının %75 kusurlu olduğu kabulü ile kusuruna denk olan 30.000,00 TL’sinin davalılardan tahsili gerekeceğini, —– plakalı ve davalı —– işleteni ve maliki, davalı —– ise sürücüsü olduğu aracın ZMMS’cisi olan —— 17.500,00 TL ödeme aldıklarını ancak bakiye olan 12.500,00 TL için—- İcra Müdürlüğü’nün—– Esas sayılı dosyası ile takibe girişildiği ancak davalıların itirazı ile takibin durduğu, Bölge Adliye Mahkemesi kaldırma ilamı doğrultusunda en son aldırılan kusur raporuna göre davalı sürücü—– %25 oranında kusurlu olduğu, hasarın 40.000,00 TL olduğu değerlendirildiğinde 10.000,00 TL miktarınca davalıların sorumlu olacağı ve bu miktar dahilinde rücu alacağı oluşacağı, oysa davacı vekilinin dava dilekçesinde kabul ettiği üzere davalıların sigorta şirketince davacıya davadan önce 17.500,00 TL ödeme yapıldığının sabit olduğu, davacının başkaca bir tazminat talep edemeyeceği zira tarafların kusurları oranında tazminle mükellef oldukları 10.000,00-TL’nin de üzerinde miktar olan 17.500,00 TL’nin davalılar ZMMS’cisinden ödeme alan davacının rücu edilebilecek miktarın üzerinde bir rakam ödeme aldığı açıkça anlaşılmakla açılan davanın reddine karar verilmiş, 21/03/2023 tarihli bilirkişi raporu gerekçeli, bilimsel ve denetime uygun olduğu mahkememizce değerlendirilmiş ve davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 179,90-TL karar ve ilam harcından, dava açılışı esnasında peşin alınan 118,75-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 61,15‬-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalılar tarafından yapılan 338,00-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlülükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider ve delil avanslarının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair,taraf vekillerinin yüzüne karşı 6100 sayılı HMK ‘nın 341/2 maddesi gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okundu usulen anlatıldı.