Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/388 E. 2023/156 K. 21.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/388 Esas
KARAR NO : 2023/156

DAVA : 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 18/05/2022
KARAR TARİHİ : 21/02/2023
Mahkememizde görülmekte olan 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı bankacı müvekkil aleyhine sahte senet kullanılarak —– icra müdürlüğünün ——esas sayılı dosyası ile 3.000.000,00 (üç milyon ) TL lik senet ile icra takibi yaptığını, icra takibine tarafımızca——icra hukuk mahkemesi —— esas sayılı dosyası ile imza itirazında bulunulduğunu, müvekkili şirkete ait olmadığı anlaşıldığını, takip aşamasında davalı yan müvekkili firmaya araç gayrimenkul ve fiili hacizler uyguladığını, müvekkil firmayı çalışamaz hale geldiğini, icra baskısı ile 226.000 (iki yüz yirmi altı bin ) tl tahsilat yaptığını, ——. asliye hukuk mahkemesi—— esas —— kara sayılı ilamı ile açılan davada müvekkil lehine karar verilmiş olup bu karar en son yargıtay karar düzeltmeden geçerek 03.02.2022 tarihinde kesinleştiğini, . kesinleşen bu karara göre yapılan bu icra takibi sahte senede dayalı olup icra işlemi niteliği itibari ile haksız fiil niteliğinde olduğunu, dava konusu manevi, tazminat husuusnda davalı ile arabuluculuk görüşmesi başarısızlıkla neticelendiğini, 500.000,00 TL ( Beşyüz Bin Türklirası )TL manevi tazminatın haksız fiil tarihi olan haksız icra takibinden ( 30.09.2011 ) itibaren işleyecek ticari reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsilini , yargılama gider ve avukatlık ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafça—–İcra Müdürlüğü’nün ——Sayılı dosyası ile yapılan takibin haksız olması nedeni ile manevi tazminat talepli işbu dava açılmış olup davanın kabulünün mümkün olmadığını, somut olayda icra takibi 2011 yılında açılmış olup 2 yıllık zamanaşımı süresi dolduğunu, davacı tarafça icra takibinin başlatıldığı tarihten itibaren iki yıl içerisinde işbu davanın açılarak diğer davaların bekletici mesele yapılması gerekirken manevi tazminat talebine ilişkin herhangi bir işlem yapılmamış olup manevi tazminat hakkının zamanaşımına uğradığını, davacı ——ortakları tanzim tarihi itibarı ile aynı olduğunu, Bu husus Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne Müzekkere yazıldığında ortaya çıkacağını, —–Asliye Ceza Mahkemenin ——.sayılı dosyasında dinlenen tanık beyanları ile de sabit olduğunu, . Davacı —— firması durumundadır. Davalı Müvekkil bankaya—— kullandırılacak krediler için vadesinde ödenmek üzere takibe konu bono alındığını, —–.İcra Müdürlüğünün—— sayılı dosyasından geçilen icra takibine diğer grup firmaları olan ——- firmaları itiraz etmemişlerdir. Bu husus değerlendirildiğinden imzanın davacı Firma yetkilisi tarafından atıldığı anlaşıldığını, davacının sadece imzaya itiraz ettiğini, kaşeye itiraz etmediğini, kaşenin kendilerine ait olduklarını kabul etttiklerini, kredi veren davalı bankanın sahte kaşe yaptırıp, sahte İmza atarak davacı firmaya kredi kullandırması hayatın olağan akışına aykırı olacağını, davacı —— ipotekli taşınmazların satışından sonra kalan borç bakiyesini ödememesi neticesinde —–.İcra Müdürlüğünün——- sayılı dosyasından yasal takip başlatıldığını ve borçlu davacı firmaya hacze gidildiğini, şirket yetkili——– borcun 100.000.00 TL’lik kısmını kabul ettiğini beyan ettiğini ve bu beyanı zapta geçirildiğini, tüm beyanları doğrultusunda davacının davasının ve taleplerinin reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerine yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
İş bu dava dosyası ile ——– Esas sayılı dosyası arasında hukuki ve fiili bağlantı bulunduğu anlaşılmıştır. HMK 166.maddesi uyarınca;
(1) Aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması durumunda, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir. Birleştirme kararı, ikinci davanın açıldığı mahkemece verilir ve bu karar, diğer mahkemeyi bağlar.
(2) Davalar, ayrı yargı çevrelerinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış ise bağlantı sebebiyle birleştirme ikinci davanın açıldığı mahkemeden talep edilebilir. Birinci davanın açıldığı mahkeme, talebin kabulü ile davaların birleştirilmesine ilişkin kararın kesinleşmesinden itibaren, bununla bağlıdır.
(3) Birleştirme kararı, derhâl ilk davanın açıldığı mahkemeye bildirilir.
(4) Davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda, bağlantı var sayılır.
(5) İstinaf incelemesi ayrı dairelerde yapılması gereken davaların da bu madde hükmüne göre birleştirilmesine karar verilebilir. Bu hâlde istinaf incelemesi, birleştirilen davalarda uyuşmazlığı doğuran asıl hukuki ilişkiye ait kararı inceleyen bölge adliye mahkemesi dairesinde yapılır. Tüm dosya kapsamına göre, Mahkememizin—— Esas sayılı dava dosyası ile——Asliye Ticaret Mahkemesinin——– Esas sayılı dava dosyası arasında HMK’nun 166. maddesinde ön görülen hukuki ve fiili bağlantının bulunduğu, birleştirme koşullarının gerçekleştiği belirlendiğinden aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizin iş bu dosyası ile —– Asliye Ticaret Mahkemesi’nin —— Esas sayılı dosyası arasında hukuki ve fiili bağlantı olduğu anlaşılmakla, MAHKEMEMİZ DOSYASININ—— ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN ——ESAS SAYILI DOSYASI İLE BİRLEŞTİRİLMESİNE, esasın bu şekilde kapatılmasına,
2-Birleştirme kararının derhal birleştirilen mahkemeye bildirilmesine ,
3-Yargılamanın ——Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ——– Esas sayılı dosyası üzerinden devamına,
4-Yargılama harç ve giderlerinin birleştirilen dosyada karara bağlanmasına, Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı esas hükümle birlikte istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.