Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/364 E. 2022/620 K. 21.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/364 Esas
KARAR NO: 2022/620
DAVA:Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 02/09/2015
KARAR TARİHİ: 21/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özette, müvekki1i şirketin “——–” olarak adlandırılan ödeme kaydedici cihazların donanımlarını ve cihazlar üzerinde çalışan her türlü yazılım uygulamalarını geliştirdiğini, davalının müvekkili şirkette—— ile ——– tarihleri arasında “———” olarak çalıştığını, davalının çalıştığı “———-” pozisyonu gereğince şirketin kurumsal müşterileri, fiyatlandırma listesi, ürünlerinin teknik özellikleri vs. ticari sırlarına vakıf olduğunu, davalının görevi süresince müvekkili şirketin müşterileri ile doğrudan iletişime geçtiğini, müşteri portföyü üzerinde hakimiyet kurduğunu, fiyat politikası ve ürün niteliği gibi müvekkili şirket bakımından hassasiyet arz eden konularda bilgi sahibi olduğunu, pozisyonu gereği müvekkili şirketin ticari sırlarına vakıf olması kaçınılmaz olduğundan müvekkili ve davalı arasında Belirsiz Süreli Hizmet Sözleşmesinde rekabet yasağı düzenlemesi üzerinde mutabık kalındığını, Sözleşmenin 9. maddesindeki Rekabet Yasağı uyarınca davalı işçinin işverene karşı iş sözleşmenin her ne sebeple olursa olsun sona ermesinden itibaren——yıl süresince ——– ili sınırları içerisinde herhangi bir biçimde onunla rekabet etmekten, özellikle kendi hesabına rakip bir işletme açmaktan, başka bir rakip işletmede çalışmaktan veya bunların dışında rakip işletmeyle başka türden bir menfaat ilişkisine girişmekten kaçınmayı yazılı olarak üstlendiğini, aksi halde işçinin, işverenin bu sebeple doğmuş herhangi bir zararının olup olmamasına bakılmaksızın işverene en son aldığı net ücretinin —–aylık tutarını cezai şart olarak ödeyeceğini kabul, beyan ve taahhüt ettiğini, davalının herhangi bir gerekçe bildirmeksizin görevinden “istifa” ederek iş akdini kendisinin sonlandırdığını, davalının istifa suretiyle işten ayrılmasının hemen akabinde müvekkil şirket ile aynı sektörde faaliyette bulunan——– bünyesinde ——— olarak çalışmaya başladığını, davalının ——– çalıştığı sırada ——– tarihinde müvekkilinin müşterisi———- e-mail attığı ve——–marka ——-model yazarkasa cihazının tanıtımını yaptığını, bu e-mailin davalının müvekkili şirket ticari sırlarını, müşteri çevresini kullandığını tespit eden bir örnek olması sebebiyle davalının rekabet yasağına aykırı davrandığını ve haksız rekabette bulunduğun,; davalının rekabet yasağına aykırı davranışlarının tespiti üzerine davalıya —— Noterliği’nin ——- tarih ve ——– yevmiye numaralı ihtarnamenin gönderildiğini, bu ihtarneme ile “haksız rekabet teşkil eden ve rekabet yasağı ve gizlilik yükümlüğünü ihlal eden davranışlara derhal son verilmesi, aksi halde yasal yollara başvurulacağımın ihtar edildiğini, davalının ihtarda belirtilen hususları yerine getirmemiş olduğunu, davalının hizmet sözleşmesinde öngörülen —–yıllık süre dolmadan rakip firmada göreve başlayarak vakıf olduğu ticari sırları müvekkil şirket aleyhine kullanmakta olduğunu, bu durumun müvekkili şirketin zarara uğramasına neden olduğunu belirterek davalının eyleminin rekabet yasağı maddesine aykırı olduğunun tespitini ve sözleşmenin 9. maddesine istinaden sözleşmede belirtilen cezai şartın fazlaya ilişkin talep hakkı saklı kalmak suretiyle kısmen———–miktarının ödenmesini ve haksız rekabet teşkil eden eylemin men’ine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ile davacı arasında iş hukuku kurallarına tabi olan hizmet ilişkisi haricinde ticari ilişki bulunmadığından ——–görevsiz olduğunu, talep konusunun miktarı açıkça belli olduğundan kısmi dava açılamayacağını, dava konusu talebin dayanağı olarak dosyaya sunulan Belirsiz Hizmet Sözleşmesinde işveren olarak davacı şirket imzasının bulunmadığını, davacı ile müvekkili arasında “————” olduğu iddia olunan kayıt ve buna bağlı cezai şartın her iki tarafın da imzasını taşımaması nedeniyle hukuken geçerli sözleşme niteliğini taşımadığını, davalı işçiden talep olunan cezai şartın işçi aleyhine ve tek taraflı olarak düzenlenmiş olması nedeniyle geçersiz olduğunu, cezai şartın geçerli olabilmesi için işçi ve işveren arasındaki iş sözleşmesinin belirli süreli olması gerektiğini, aksi halde belirsiz süreli sözleşmelerde sona erme tarihleri tespit edilemediğinden işçinin ekonomik özgürlüğü ve çalışma özgürlüğünün kısıtlandığını ve bu sebeple cezai şartın geçersiz olduğunu, dava dilekçesinde davalının şirkette ———- olarak çalıştığı ifadesinin doğru olmadığını, daha alt bir pozisyonda çalışmış olup şirketin sır niteliğindeki bilgilerine erişim imkanının olmadığını, davacı şirketin tüm müşterilerine ilişkin bilgilerinin referans amacıyla kamuoyu ile paylaşıldığını, faaliyet konusu cihazların tüm teknik özelliklerini de davacının kendi internet sitesinde yayınlandığını, bu sebeplerle davacı tarafından müşteri çevresi veya ürettiği/sattığı cihazlara ilişkin teknik bilgilerin aleni olduğunu, ticari sır olmadığını, bu bilgiler müvekkili tarafından kullanılsa dahi davacı işverenin önemli bir zararına sebep olacak nitelikte olmadığını, davacı şirketin davalı işçinin rakip bir şirkette çalışmasından dolayı önemli bir zarar gördüğünü somut olarak açıklaması ve ispat etmesi gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.Dava, taraflar arasında düzenlenen hizmet sözleşmesine aykırı davranan davalıdan, sözleşme gereğince talep edilen cezai şartın tahsili talebine ilişkindir.Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda ——- Sayılı ilam ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, verilen kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine ——– Sayılı ilamı ile; “Mahkemece davacının cezai şart talebi ile ilgili değerlendirme yapılmasına rağmen, davacının talepleri arasında bulunan, davalının haksız rekabet oluşturan eylemlerinin tespiti ve önlenmesi hakkında hiçbir değerlendirme yapılmadığı gibi bu taleplere ilişkin hüküm de kurulmamıştır. HMK’nın 353/1.a.6.maddesinde, “Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması.” kararının kaldırılması nedeni olarak gösterilmiştir. Bu nedenle, mahkemece, davacının haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi talebi ile ilgili inceleme yapılması ve her iki talebin sözleşme ve yasa hükümlerine göre değerlendirilerek bir karar verilmesi amacıyla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.” gerekçesiyle kararın kaldırılmasına karar verilmiş, dosyanın yukarıdaki esas numarasına kaydı yapılmıştır.Tüm dosya kapsamının değerlendirilmesinde; davacı tarafça rekabet yasağına aykırılık nedeni ile sözleşmede yer alan cezai şartın tahsili talep edilmiş, davalı taraf ise sözleşmede yer alan rekabet yasağının ve cezai şartın geçersiz olduğunu ileri sürerek davanın reddini savunduğu anlaşılmıştır.Öncelikle davalı tarafça mahkememizin görevi yönünden itirazda bulunulmuş ise de; davalı işçinin rekabet yasağını ihlal eden davranışının açık biçimde iş sözleşmesinin sona ermesinden sonraki döneme dair bulunduğu, bu davranışın iş sözleşmesinin sona ermesinden sonra gerçekleşen rekabet yasağına aykırılığı düzenleyen 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 444. ve devamı maddeleri kapsamında
değerlendirilmesi gerektiği, bu tip davaların ise, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1-3. maddesi gereğince mutlak ticarî dava niteliği taşıdığından mahkememizin görevli olduğu görülmekle; davalının göreve ilişkin itirazı dikkate alınmamıştır.Rekabet yasağının konusu davacı işyerinde yürütülen faaliyetler ve davalının bu işyerinde ifa ettiği ve bu itibarla işverenin teknik ve ticari sırlarına ve müşteri çevresine hakim olabileceği işlerdir. Özellikle müşteri çevresine ait bilgilerin davalı tarafından yeni işyerinde davacı aleyhine olacak biçimde kullanılması olanağı ve ihtimalinin mevcut olduğu, bu bilgilerin başkası tarafından kullanılmamasında davacı şirketin haklı menfaati vardır. Somut olayda sorun davalının, davacı şirkette görev yaptığı esnada edindiği davacıya ait bazı bilgileri (özellikle müşteri çevresine ait bilgileri) bir başka şirket lehine ve dolayısı ile davacı aleyhine olmak üzere kullanabilme olasılığıdır. Bu itibarla rekabet yasağının geçerliliğinde önemli olan husus somut bir zarar değil, önemli bir zarar olasılığıdır. Bu zarar olasılığını öngörüp önlemeyi amaçlayan sözleşmenin 9. Maddesi hükmü—— süre ve ——– ili ile sınırlı bir coğrafi alan içinde geçerli olmak üzere öngörüldüğünden davalının çalışma özgürlüğünü ve ekonomik varlığını tehlikeye düşüren nitelik taşımamaktadır. Davalının dosyada mübrez sözleşmeye göre bir iş tanımı yapılmamakla beraber, davalının imzaladığı ibranamede ünvanının “———” olarak belirtildiği, tanık beyanında da davalının kurumsal satış yöneticisi olduğunun ifade edildiği, bu itibarla, davalının pozisyonunun davacı şirketin satış strateji ve kaynakları, koşulları, kurumsal müşteriler ile var olan mutabakat içeriği, koşulları ve ayrıca müşteri çevresi gibi bilgilerine ulaşabilecek pozisyonda çalıştığı, bu bilgilerin kullanılmasının davacının önemli bir zararına sebep olma olasılığının yüksek olduğunun kabulünün gerektiği, davalının fesihten kısa bir süre sonra aynı işle iştigal eden başka bir şirkette göreve başlaması, davacının rekabet yasağını ihlal ettiğini gösteren somut olgular olup, bu durumda taraflar arasındaki sözleşmenin 9. Maddesinin davalı tarafından ihlal edildiğinin kabul edilmesi gerektiği, hizmet sözleşmesinde rekabet yasağına ilişkin olarak işveren bakımından karşı edim öngörülmemiş olmasının sözleşmenin 9. Maddesinin geçerliliğine etkisinin bulunmadığı, taraflar arasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesinin 9. maddesi uyarınca talep edilene ———–‘nin davalı işçi açısından yüksek bir meblağ olduğu değerlendirilerek hesaplanan cezai şart miktarından B.K.’nun 161/son maddesi gereğince 1/3 oranında indirim yapılmasının hakkaniyete uygun olacağı kanaatine varılmıştır.Davacı vekilinin haksız rekabetin tespiti ile önlenmesine ilişkin talebi yönünden; davacı tarafça, davalının kendisinin müşterisi olan ——- firmasına e-posta göndererek ——- cihazı tanıtımı yapmış olması nedeniyle ticari sırlarını kullanması nedeniyle haksız rekabet eyleminde bulunduğunun iddia edildiği, TTK md. 55/1-d bendinde; “Üretim ve iş sırlarını hukuka aykırı olarak ifşa etmek; özellikle, gizlice ve izinsiz olarak ele geçirdiği veya başkaca hukuka aykırı bir şekilde öğrendiği bilgileri ve üretenin iş sırlarını değerlendiren veya başkalarına bildiren dürüstlüğe aykırı davranmış olur.” düzenlemesine yer verildiği, anılan maddede düzenlenen haksız rekabet eyleminin gerçekleşmiş sayılabilmesi için her şeyden önce bir üretim veya iş sırrının bulunmasının gerektiği, davalının, davacının müşterisi ——– firmasına gönderdiği e-posta ile yazarkasa —— cihazı tanıtımı yaptığı, davacının müşterisi——– firmasının e-posta adresinin bir kimsenin olağanüstü emek sarf etmeden kolayca erişebileceği bir bilgi olduğu, ticari sır niteliği taşıyan bir husus olmadığı, ——– sektöründe çalışan ve ev ve işyerlerine paket servis hizmeti de bulunan bir işletmenin yazarkasa ——- cihazı ihtiyacı olabileceğinin bilinmesinin hayatın olağan akışı içinde herkesçe bilinmesi olanaklı olan bir bilgi olduğu, davalı tarafından gönderilen e-postada davacının herhangi bir ticari sırrının ele geçirilerek kullanılmadığı, bu hali ile haksız rekabetin koşullarının oluşmadığı anlaşılmakla; davacı yanın işbu isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.Davalı vekilinin zamanaşımı itirazı bakımından; Borçlar Kanununda cezai şarta ilişkin olarak özel bir zamanaşımı süresinin belirtilmediği, zamanaşımına ilişkin özel bir hükmün bulunmadığı hallerde genel zamanaşımı süresinin ——- yıl olduğu, ——-yıllık sürenin başlama tarihinin ise davalının davacı firmadan ayrılıp başka bir firmada çalışmaya başladığı gün olan ——-tarihi olduğu, eldeki davanın——— tarihinde açıldığı, ıslah isteminin———- tarihinde yapıldığı, bu hali ile zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşılmıştır.
Dosya kapsamında tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda açıklandığı üzere Yasa ve —— gereğince ayrıntılı, detaylı inceleme yapılmış olup, yukarıda gerekçesi de yazılı olduğu üzere davanın bu gerekçe ile kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının Haksız rekabetin tespiti ve önlenmesine ilişkin isteminin REDDİNE,
2-Davacının Cezai Şart isteminin KISMEN KABULÜ İLE;
Taraflar arasında imzalanan hizmet sözleşmesinin 9. Maddesi uyarınca davacı tarafça talep edilen ——-den TBK nın 182/son maddesi uyarınca 1/3 oranında indirim yapılmak sureti ile tespit olunan ——– nin davalının temerrüte düşürüldüğü ——— tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya dair istemin reddine,
3-Alınması gerekli karar ve ilam harcı olan ——–‘nin davacı tarafça dava açılırken peşin olarak yatırılan—— harcın mahsubu ile bakiye kalan ——- karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan ——- başvurma harcı,——- peşin harç ——– vekaletname harcı olmak üzere toplam —–harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça yapılan ——- bilirkişi ücreti,——– tebligat gideri olmak üzere toplam ——– yargılama giderinin davada haklı çıktığı——– oranında olmak üzere ———- yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenecek nisbi vekalet ücreti maktu vekalet ücretinden az olamayacağından——— vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen kısım için karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenecek nisbi vekalet ücreti maktu vekalet ücretinden az olamayacağından——– vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
8-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin ve Davalı Vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren —- hafta süre içerisinde——-nezdinde ——- yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu.