Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/331 E. 2022/527 K. 08.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/331 Esas
KARAR NO : 2022/527

DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/06/2021
KARAR TARİHİ : 08/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Yukarıda adı ve adresi yazılı davacı tarafından açılan hukuk davasının 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 9. Maddesi gereğince Türk Milleti adına yargılama yapmaya görevli ve yetkili ———– yapılan yargılaması sonucunda aşağıda gerekçesi yazılı hükme ulaşılmıştır.
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —— tarihinde—- ——– imzalandığını, davalı tarafın özelleştirildiğini ——— devam ettiğini, ancak bütün hukuki yükümlülüklerin,—– satılması/devredilmesi hallerinde devam edeceğine ilişkin bağlayıcı hükümler bulunduğunu,—- neticesinde imzalanan sözleşmeye göre, müvekkilinden sözleşme damga vergisi ve———–tahsil edildiğini ve müvekkili şirketin zarara uğratıldığını, verginin iadesi için ——dava açılmış ve açılan dava—— gördüğü, anılan dava gerekçeli kararı ekte sunulduğu, kararda görüleceği gibi dava “verginin taraflar arasında imzalanan özel nitelikli sözleşmeye dayalı olarak alındığı ve özel hukuk hükümlerine göre iadesi talep edilmesi gerektiği” sebebiyle reddedildiğini, verginin iadesi için öncelikle arabuluculuğa başvurulduğunu, anlaşma sağlanamadığını, verginin müvekkilinden tahsil —- elde ettiğini, dava konusu sebepsiz zenginleşmeden doğan sorumluluğun devam ettiğini, arz ve izah edilen sebeplerle, fazlaya ilişkin talep ve hakları saklı kalmak üzere müvekkili şirketten haksız olarak tahsil edilen ihale kararı damga vergisinin şimdilik 100,00 TL kadarının taraflarına iadesini, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin karşı tarafa tahmili hususunda gereğini arz ve talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ——–yönünden husumet itirazında bulunduklarını, aracı davalıya müvekkil ——– davacı dava konusu aracı satın aldıktan yaklaşık 8 ay sonra motor arızası oluştuğunu iddia ettiğini ikinci el bir araç için 8 ay çok uzun bir süre olduğunu, 8 ay içinde aracın hangi koşullarda ve nasıl kullanıldığının tespit edilmesi imkansız olduğunu, davacının motor arızasına yönelik tazminat taleplerinin kabulü mümkün olmadığını, davanın müvekkil — yönünden husumet sebebiyle reddini, davacının açtığı haksız ve dayanaksız davasının reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıdan tahsilini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava önce—– Mahkemesinde ( Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) açılmış ——- ilamla mahkememize yetkisizlik kararı verilerek yukarıdaki esasına kaydedilmekle yargılamaya devam olunmuştur.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davacının ——— tarihinde ———— dair ihaleyi verdiği teklif ile kazandığı ve akabinde sözleşme imzalandığı, sözleşmenin imzalandığı ——- sürecinde bulunduğu ve ———— tarafından yapılan —————– özelleştirildiğini ve ünvanının neticeten ———————–Vergisi Kanunu çerçevesinde ———— tahsil edildiği, davacının ödemiş olduğu———- kendisinden tahsil edilmemesi gerekirken ——tarafına iadesini talep ettiği, davacı şirketçe öncelikle —- —–talebiyle——- başvurulduğu ——- talebinin reddedildiği,—— başvurarak fazla ödediğini iddia ettiği——- iadesini talep ettiği ancak başvurusunun————– reddedildiği, bunun———-dosyasıyla——– nezdinde yapmış olduğu idari başvuruların reddine dair işlemlerin iptali için dava ——– —— ilamıyla;
“Bilindiği üzere; ———————— ————zam ve cezalardan doğan uyuşmazlıkların çözümünde genel ilke; 2577 sayılı İYUK’a uygun olarak ——– mahkemesi nezdinde dava açılmasıdır.
Ancak, ——- işleminden doğan anlaşmazlık, bir hukuki ihtilaftan değil de, bir maddi hatadan ibaret bulunmakta ise, yasa koyucu pahalı ve uzun olan bu dava yolundan ayrı olarak Vergi Usul Kanununun 116. ila 126. maddelerinde düzenlenen ve ——————— vazetmiştir. Bu ———- işleyebilmesi, başka bir deyişle, bu yola başvurulabilmesi için ortada bir hukuki ihtilaftan ziyade, yorum tekniklerine başvurmadan, ilk bakışta anlaşılabilecek açıklıkta vergilendirme yanlışlıklarının bulunması gerekmektedir.
Olayda, uyuşmazlığın çözümünün;——— kuruluşun ——– karşısında statüsü belirlenerek yapılan işlemlerin damga vergisinden muaf olup olmadığı ve davacının üstlendiği ihale sonucunda yapılacak işin istisna kapsamında olup olmadığı hususlarının hukuki nitelemesinin yapılmasına bağlı olduğu, neticede hukuki bir sorun teşkil eden ve yasaların yorumu sonunda çözümlenebilecek nitelikte olan soruların cevaplandırılmasını gerektirdiği açıktır.
Bu durumda; davacı iddiaları çerçevesinde ortaya çıkan dava konusu uyuşmazlığın herhangi bir kuşku ya da hukuki tartışmaya meydan bırakmayacak şekilde nitelendirilebilecek açık bir vergi hatası kapsamında olmayıp, hukuki bir ihtilaf niteliğinde olduğundan diğer bir ifadeyle, ihtilafın çözümü maddi olayların ve mevzuatın değerlendirilmesi ve yorumunu gerektirmesi nedeniyle, uyuşmazlığın, düzeltme ve şikayet kapsamında değerlendirilemeyeceği sonucuna ulaşıldığından, düzeltme şikayet başvurusunun zımnen reddine dair davalı idare işleminde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.” şeklinde——— işleminin iptali talebini reddetmiş, davacının talebinin ihaleyi yapan kuruluşun —- Kanunu karşısında —–belirlenerek, yapılan işlemlerin damga vergisinden muaf olup olmadığı ve davacının üstlendiği ihale sonucunda yapılacak işin istisna kapsamında olup olmadığı hususlarının hukuki nitelemesinin yapılmasına bağlı olduğunu, neticeten hukuki bir sorun teşkil eden ve yasaların yorumu sonunda çözümlenebilecek nitelikte olan soruların cevaplandırılmasının gerekeceğini, somut olayda davacının iddiasının fazla alınan —- davalının sebepsiz zenginleştiğine yönelik olup, fazla alındığı iddia edilen —– bedellerinin ise genel bütçeye aktarıldığı ve davalı tarafın sebepsiz zenginleşmesinin—- olamayacağı, vergi mahkemesi kararında da açıkça belirtildiği üzere somut uyuşmazlığın çözümü için ihaleyi yapan kurumun iş ve işlemlerinin kamu ihale mevzuatı ve damga vergisi kanunu kapsamında istisna kapsamında kalıp kalmadığının tetkikinin gerekeceği, bu hususun ise münhasıran idari yargı yerlerinin ve özelinde vergi mahkemesinin görev alanında kaldığı, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu ve 488 sayılı Damga vergisi Kanunu hükümlerine göre ödenen verginin geri alınması lazım gelip gelmediğine ilişkin uyuşmazlığın vergi hukukuna mütedair olduğu, bu haliyle dava konusu uyuşmazlığın, 2576 sayılı yasanın 6. maddesi gereğince vergi mahkemelerinin görevi kapsamında kaldığı, yargı yolunun caiz olmasının 6100 sayılı HMK’nın 114/1-b fıkrası gereği dava şartı olduğu, 115. madde hükmüne göre de dava şartının her zaman mahkemece resen incelenebileceği ve taraflarca da ileri sürülebileceği mahkememizce anlaşılmakla açılan davada mahkememizin de dahil olduğu adli yargı yolunun caiz olmadığı değerlendirilmiş ve 6100 sayılı HMK’nın 115/2 maddesi gereğince yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde davanın yargı yolunun caiz olması dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın yargı yolunun caiz olması dava şartı yokluğu nedeniyle usulden REDDİNE,
2-Davalı lehine ——–maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine,
3-Alınması gerekli 80,70-TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 59,30-TL harcın mahsubu ile eksik bakiye 21,40-TL harcının davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu tebliğden itibaren 2 hafta süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.