Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/317 E. 2023/82 K. 31.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/317 Esas
KARAR NO : 2023/82

DAVA : Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/02/2021
KARAR TARİHİ : 31/01/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: 16/12/2016 tarihinde —— yakınlarında meydana gelen trafik kazasında davalı —– şirketine—–poliçe nolu genişletilmiş kasko sigorta poliçesi ile sigortalı olan—– plakalı aracın sürücüsü ve maliki müvekkili —– ile yaya —– çarpıştığını, kaza sonucunda yaya —– yaralandığını, kaza ile ilgili cezai kovuşturmanın —-. sayılı dosyası üzerinden yürütüldüğünü ve müvekkili araç sürücüsünün kusurlu bulunarak cezalandırılmasına, 2.725,00-TL maktu vekalet ücretinin sanık müvekkilinden alınarak katılan—–verilmesine ve 965,00-TL yargılama giderinin sanık müvekkilinden tahsiline karar verildiğini, müvekkilinin ceza yargılamasında maktu vekalet ücreti ve yargılama gideri yanında davanın takibi için anlaşmış olduğu—–sözleşmesel avukatlık ücreti olarak 5.000,00-TL serbest meslek makbuzu karşılığında ödediğini, kaza sorasında yaralanan—– tarafından manevi zararlarının tazmini amacıyla——Sayılı dosyasının ikame edildiğini, yargılama sonucunda 10.000,00-TL manevi tazminat, 170,77-TL bakiye harç, 2.725,00-TL maktu vekalet ücreti, 727,16- TL yargılama gideri, başvuru ve peşin harcın davalı müvekkilinden alınmasına karar verildiğini, müvekkilinin kaza sebebiyle ceza yargılaması sonucunda 8.690,00- TL, hukuk yargılaması sonucunda 3.622,93-TL olmak üzere toplam 12.312,93- TL ödemek durumunda kaldığını, bu bakımdan toplam 12.312,93-TL maddi zarara uğradığını, yargılamaya konu kazalı—–plakalı aracın——- poliçe nolu genişletilmiş kasko sigorta poliçesi ile davalı —— tarafından sigortalandığını, Kasko sigortası teminatına 5.000,00-TL hukuksal koruma -araç, 5.000,00-TL hukuksal koruma -sürücü olmak üzere toplam 10.000,00-TL limitli hukuksal koruma sigortası klozunun dahil olduğunu, bu sebeple davalının, müvekkilinin anılan maddi zararlarından kasko sigortası kapsamında sorumluluğu bulunmakta olduğunu, trafik kazasından kaynaklanan maddi zararların tazmini için davalı ——-şirketine 16/11/2020 tarihinde başvurulduğunu, ancak müvekkilinnin zararlarının karşılanmadığını, bu sebeplerle ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, müvekkilinin kaza sebebiyle uğradığı 11.335,00-TL maddi zararlarının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek artan oranlarda ticari avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; söz konusu davada Tüketici Mahkemelerinin görevsiz olduğunu, davanın görevli mahkemeye gönderilmesi gerektiğini, dava konusu uyuşmazlığın Sigorta Hukukundan kaynakladığından Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğunu, başvuru sahibinin taleplerinin zamanaşımına uğradığını, Hukuksal Koruma Genel Şartlarında yer alan C.8 “Sigorta sözleşmesinden doğan bütün talepler iki yılda zaman aşımına uğrar. ” hükmünden de görüldüğü gibi, 2 yıllık zamanaşımı süresi sona ermiş olduğundan talebin zamanaşımına uğradığını, davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, davacı tarafa ait —— plakalı aracın,——-No’lu Genişletilmiş Kasko Sigorta Poliçesi tahtında 25/10/2016/2017 tarihleri arasında geçerli olmak üzere teminat altına alındığını, söz konusu poliçede sürücü ve araç için ayrı ayrı 5.000 TL limit ile hukuksal koruma teminatının ek teminat olarak verildiğini, Hukuksal Koruma Teminat ile ilgili olarak Genel Şartlarda yapılan tanım gereği; “Bu sözleşme ile sigortacı, sigortalının taraf olduğu ve bu sözleşmeyle saptanan konular kapsamındaki sözleşmeler ya da mevzuattan doğan hak ve yükümlülükleriyle ilgisi olan hukuksal uyuşmazlıkların, sulh yahut ilgili yargılama usulleri çerçevesinde giderilmesinde hukuksal çıkarlarının korunması için yapılması gereken gider ve diğer edimleri üstlenir.” denildiğini, bu poliçede ek olarak verilen hukuksal koruma teminatının, poliçe teminatına giren bir hasar nedeniyle, uyuşmazlığın sulh yahut ilgili yargılama usulleri çerçevesinde giderilmesinde hukuksal çıkarların korunması yani uyuşmazlıkta kendini savunmak/temsil ettirmek için yapmış olduğu hukuki giderleri kapsadığını, sigortalının aleyhine hükmedilen değil, yalnızca sigortalının yargılama sırasında kendi avukatına ödemiş olduğu avukatlık ücreti ve yargılama ile ilgili yapmış olduğu zorunlu masrafların teminata dahil kabul edilmesi gerektiğini, işbu haksız davada davacının; asliye ticaret mahkemesinde yapılan yargılama neticesinde tazminat olarak ödemiş olduğu bedelleri de hukuksal koruma teminatı kapsamında müvekkili şirketten talep ettiğini, davacının talepte bulunduğu bu kalemlerin hukuksal bir gider veya masraf olmadığını, tazminat olduğundan hukuksal koruma teminatı kapsamında tazmin edilemeyeceğini, davayı kabul anlamına gelmemek kâydı ile davacının taleplerinin teminat limitini aştığını, hukuksal koruma teminatı kapsamında ödenecek vekalet ücretinin karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde belirlenen vekalet ücretini aşamayacağını, müvekkili şirketin karar tarihindeki avukatlık asgari ücret tarifesinde belirtilen tutarlar üzerinden poliçe limitleri dahilinde sorumluluğu bulunduğunu, poliçede ek teminat ile teminat altına alınan hukuksal koruma teminat limitlerine bakıldığında sürücü için 5.000,00-TL teminat limiti ayrıldığının görüldüğünü, davacının avukatlık ücreti için talep etmiş olduğu rakam ile teminat limitlerinin aşıldığını, başvuru sahibinin avans faizi talebinin de yersiz olduğunu, davacının talebinin ticari alacaktan kaynaklanmayıp, sigortalının kendi sorumlu olacağı faiz oranından fazlasını sigortacı müvekkilinden talep etmesinin, sebepsiz zenginleşmeye sebep olabilecek nitelikte olduğunu, kaldı ki genel şartlarda belirtildiği gibi ticaret hukukuna giren uyuşmazlıkların teminat dışı olduğunu, bu nedenle en fazla yasal faiz sorumluluğu doğabileceğinin kabul edilmesini, dosyanın işbu davayı görmeye yetkili ve görevli —— Asliye Ticaret Mahkemeleri’ne gönderilmesini, davanın zamanaşımı ve husumet nedeniyle reddine karar verilmesini, yapılacak yargılamada tüm delillerin toplanmasından sonra davacının açmış olduğu haksız ve yersiz davanın reddini, yargılama masrafları ve vekâlet ücretinin karşı tarafa tahmilini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava; trafik kazasından kaynaklı hukuksal koruma tazminatının davalı kasko sigortacısından kasko sigortası poliçesi çerçevesinde tahsili istemine ilişkindir.Davanın tevzi edildiği—– Tüketici Mahkemesi’nin 18/01/2022 tarihli——Karar sayılı ilamı ile, dava konusu araç ruhsat ve poliçesi incelendiğinde aracın kullanım şeklinin —– olduğu, dolayısıyla görevli mahkemenin Tüketici Mahkemesi olmadığından bahisle görevsizlik kararı verildiği, görevsizlik kararının kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesi üzerine dosyanın Mahkememize gönderildiği anlaşılmıştır.28.11.2013 tarihli —– yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun (TKHK) 2. maddesinde Kanunun kapsamı “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanunun “Tanımlar” başlıklı 3. maddesinin birinci fıkrasının (l) bendinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukukî işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır.6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Bunun yanında Kanunun 83. maddesinde de taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.Bir hukukî işlemin sadece 6502 sayılı Kanunda düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı Kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir.6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un amaç başlıklı 1. maddesinde, “Bu Kanun’un amacı; kamu yararına uygun olarak tüketicinin sağlık ve güvenliği ile ekonomik çıkarlarının koruyucu, zararlarını tazmin edici, çevresel tehlikelerden korunmasını sağlayıcı, tüketiciyi aydınlatıcı ve bilinçlendirici önlemleri almak, tüketicilerin kendilerinin koruyucu girişimlerini özendirmek ve bu konulardaki politikaların oluşturulmasında gönüllü örgütlenmelerini teşvik etmeye ilişkin hususları düzenlemektir.” Tanım başlıklı 3. maddesinin “(1) sağlayıcı; Kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye hizmet sunan ya da hizmet sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, (k) Tüketici; Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, (1) Tüketici işlemi; Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzer sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi.” düzenlemeleri bulunmaktadır. Bir hukuki işlemin tüketici işlemi sayılabilmesi için yukarıda belirtilen tanımlara uygun olması gerekir.
Tüm dosya kapsamı yapılan açıklamalar ile beraber değerlendirildiğinde somut olayda, davacının yukarıdaki tanıma uygun tüketici konumunda olduğu, davaya konu aracın ise incelenen tescil belgesinde kullanım amacının “—–” olarak belirtildiği, kullanım şeklinin ticari olmadığı, davacı ile davalı şirket arasında kasko poliçesinin düzenlendiği, davacının dosyaya sunulan belgelere göre tacir olmadığı, sözleşmeye konu aracın ticari araç niteliğinde bulunmadığı, davacının kasko poliçesini tüketici olarak imzaladığı, taraflar arasında akdi bir ilişki olup, davalının sorumluluğunun kaynağının da bu sözleşme olduğu ve yargılamada bu sözleşme esas alınarak davalının sorumluluğunun belirleneceği, görev itirazının yargılamanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de re’sen nazara alınarak yargılamanın her aşamasında görevsizlik kararı verilebileceği, HMK 2. madde, TTK 4. ve 5. Maddesi ve 6502 sayılı yasanın ilgili maddeleri gereğince davaya bakma görevinin mahkememize ait olmadığı, davacı tarafça açılan davanın —— Tüketici Mahkemesi’nde görülmesi gerektiği mahkememizce anlaşılmış ve mahkememizin görevsizliğine ilişkin aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine,
2-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanı görevli ve yetkili —–Tüketici Mahkemesine gönderilmesine,
3-Yargılama gideri ve vekalet ücretinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
4-Kararın istinaf edilmeksizin kesinleşmesi halinde yargı yerinin belirlenmesi için resen ——Bölge Adliye mahkemesinin ilgili dairesine dosyanın gönderilmesine,Dair, Davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta süre içerisinde——BAM nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu.