Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/286 E. 2022/432 K. 17.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/286 Esas
KARAR NO : 2022/432

DAVA : Ticari Şirket (Bilgi Alma Ve İnceleme Hakkı İhlali)
DAVA TARİHİ : 12/04/2022
KARAR TARİHİ : 17/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Bilgi Alma Ve İnceleme Hakkı İhlali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
DAVA;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinden—- —-asıl kurucusu babası — müddet birlikte çalıştığını —vefatından sonra da ikinci kuşak olarak çalışmaya devam ettiğini, diğer müvekkili—- —— yine ———- mensubu olarak anne —ve erkek kardeşi — birlikte —— olarak şirkete katıldığını, adı geçen şirketlerin tasfiye halinde olduğunu, tasfiye halindeki—— ortaklarının aynı bireyler olduğunu, bu şirketlerinden——-özellikle bir dönem —- birisi olduğunu, —- temelindeki ticari oluşum olduğunu, bu sebeple ticari anlamda da bir çok yeniliğe imza attığını, çok büyük kazançlar ve yatırımlarla önde gelen bir—- davacılardan …—- babasından miras yoluyla intikal etmiş olan —- olduğunu, diğer müvekkili—– ortaklardan birisi ancak en mağdur olanı olduğunu, davalı … —– tarihinde—- ancak bu genel kurul toplantısını usulüne uygun olarak diğer ortaklara bildirilmediğini, toplantıya ilişkin davetiye ve tebligat gönderilmediğini ve ilanda edilmediğini, söz konusu kurul toplantısında— başkanı olarak seçtiğini, genel kurul toplantı tutanağına atılmış olan sahte imzalar ile yaptığını, akabinde yine sahte imzalarla düzenlediği toplantılarda kendisini — olarak atadığını, diğer tarafların hiç bir şekilde toplantıya katılmadığını, bütün iş ve işlemlerin haber verilmeksizi gıyaplarında tanzim edilen sahte imzalı tutanaklar ile davalı tarafından kurgulandığını davalının planladığ—— işlemle usulsüz ve uygunsuz şekilde gerçekleştirildiğini, davalının bu haliyle birkaç kez —- yönetim döneminde birçok haksız ve usulsüz işleme de imza atarak haksız menfaat temin ettiğini, bu durumun aynı zamanda dayısı olan şirket ortağı müvekkili — aracılığı ile şirket yönetimini ele almasına kadar devam ettiğini, davacı müvekkilinin önceki vekilleri aracılığı ile suç duyurusunda bulunulduğunu—sayılı dosyasında yapılan grafolojik inceleme sonucu hazırlanan Bilirkişi raporuyla imzaların diğer ortaklara ait olmadığının tespit edildiğini, 28.08.2015 tarihe kadar davalı tarafından sahte imzalarla gerçekleştirilen — geçerliliği bulunmadığını, 15.12.2021 tarihinde—. İçin yasal esaslar içerisinde — ilan edildiğini, ilk defa şeklen usulüne uygun tüm ortakların katıldığı bir — tarihinde gerçekleştirilen–tüm ticari defter kayıt ve belgelerin ayni ve nakdi işlemlerin geriye —- incelenmesi ve değerlendirilmesi için ortakların ibrasına esas olmak üzere uzman heyet tarafından ya da özel —- bir şirket ile anlaşılmak suretiyle işlem yapılması konusunda oy çokluğuyla karar defterine kaydedilen bir karar oluşturulduğunu,— görevlendirildiğini TTK 392. Maddesi gereğince pay sahibi davacı müvekkillerinin — esnasında tatmin edici bir cevap alamadıklarını, bilgi alma hakkını kullanma hakkı bulunduğunu belirterek her türlü yasal hak ve talepleri saklı kalarak hukuka aykırı fiilleri ve tüm ortakları mağdur eden , güveni ve iyi niyetli suiistimal eden ortaklığa ve ortaklara karşı sadakat dürüstlük ilkelerini haksız menfaat uğruna haleldar eden davalının öncelikle kendi dönemine ait tüm kayıt, belge, defter ve dokümanları davalının ibraz ve teslim etmesine, tüm şirket kayıt ve belgelerinin ticari defterlerin tamamlanmasıyla 10 yıllık sürecin uzman heyet tarafından incelenmesine, davalının kendisinin usulsüz işlemleri sebebiyle hesap verme yükümlülüğünün ifasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE;
Dava hukuku niteliği itibariyle; bilgi alma hakkının tanınması istemine ilişkindir.
TTK m. 437 hükmüyle düzenlenmiş olan bilgi alma ve inceleme hakkının kullanılmasına yönelik davanın davacısı, genel kurul toplantısında veya toplantı bilgi alma ve inceleme haklarını kullanma talebinde bulunup da bu talebi genel kurul yada —– tarafından haksız yere reddedilen yada açıkça reddedilmemekle beraber ertelenerek sürüncemede bırakılmak suretiyle hakkı kullandırılmayan pay sahibi yada intifa hakkı sahibidir. Davalı tarafça ise, —-kişiliği yer alır. Zira dava konusu hakkın muhatabı ve ifa borçlusu, pay sahibinin hakkını ihlal eden anonim şirkettir. Dava —–üyelerine ve denetçilerine yöneltilemez.
Huzurdaki davada ise davacı tarafların davasını, bilgi alma ve inceleme talebinde bulunduğu —- yöneltilmediği, şirketlerin eski yönetim kurulu başkanı ve şirket ortağı olan —yönetilmiş olduğu, davalı olarak gösterilen gerçek kişinin taraf ehliyetinin bulunmadığı belirlenmekle; dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiği belirlenmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM; Ayrıntıları ve gerekçesi yukarıda açkılandığı üzere,
1-Dava şartı yokluğu nedeniyle davanın USULDEN REDDİNE,
2-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafından yatırılan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
HMK 138 maddesi gereği dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda TTK’nun 410/2. maddesi gereği kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.