Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/255 E. 2022/859 K. 20.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/255 Esas
KARAR NO: 2022/859
DAVA: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 01/04/2022
KARAR TARİHİ: 20/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Yukarıda adı ve adresi yazılı davacı tarafından açılan hukuk davasının ——— yapılan yargılaması sonucunda aşağıda gerekçesi yazılı hükme ulaşılmıştır.
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Söz konusu takibe konu —- verilen —- bedelli çek iş gereği —— vasıtasıyla gönderilmek üzere —— verildiği ancak —–ilgili çekin kaybolduğu, yetkili birim tarafından gönderinin akıbeti hakkında araştırma başlatıldığı ve yapılan araştırma sonucunda çekin bulunamadığı, çekte ciranta olan——Tarafından atılan mailde ilgili çekin kendilerine ulaşmadığı ve çek ile ilgili hiçbir hak iddia etmediklerini belirttikleri, söz konusu çek hakkında müvekkilinin herhangi bir borcu bulunmadığı, ciranta da herhangi bir hak iddiasında bulunmadığı, çekte ciranta olan —Tarafından ayrıca imzaya itiraz edildiği, imzanın kendilerine ait olmadığı ve imzanın sahte olarak düzenlendiği iddia edildiği, cirantanın beyanları ile beyanlarının örtüşmekte olup bu hususların söz konusu hususların beyanlarını desteklediği, —- tarafından açılan imzaya itiraz davası —- dosyasında devam ettiği, çek aslının bulunamamış olması ve ilgili banka kayıtlarına da geri gelmemiş olması nedeniyle —– dosyasında söz konusu—- iptali için —- İptali davası açıldığı, mahkemece — tarihinde —-ödeme yapılmaması konusunda ihtiyati tedbir konulduğu, bahse ———– ödeme yapılması için ibraz edildiği ancak çekin üzerinde rakamlarda tahrifat yapıldığı, kaybolmasından önce —– —bedel yazılan ———rakamı eklenmek sureti ile —-şeklinde tahrif edildiği görüldüğü, sz konusu tahrifat sebebiyle —– meydana gelmiş olup—– numaralı dosyasında şikayette bulunulduğu, müvekkili şirket aleyhine başlatılan icra takibine karşı—– numaralı dosyada borca itiraz edildiği ve teminat karşılığında takibin durdurulması talep edildiği fakat mahkemece takibin durdurulması taleplerinin reddine karar verildiği—- verilen kanaatlerince yerinde olmayan ret kararı üzerine müvekkilinin telafisi imkansız zararlara uğramaması için öncelikle ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulması veya dosya mevcudunun alacaklı tarafa ödenmemesi talebinde bulunulduğu,—- Sayılı kararı ile dosya mevcudunun alacaklı tarafa ödenmemesi yönünde tedbir kararı verildiği, söz konusu karar doğrultusunda müvekkili tarafından teminat yatırıldığı gibi icra dosyasına dosya borcunun tamamı—— edilmek zorunda kalındığı, zira müvekkilinin önemli ölçüde maddi külfet altına girdiğinden bahisle verilen ihtiyati tedbir kararının takibin durdurulması şeklinde değiştirilmesine, müvekkili şirketin——- tüm ferileri yönünden borçlu bulunmadığının tespiti ile söz konusu icra takibinin iptaline, davalı tarafın takip miktarının % 20 si oranında tazminata ve para cezasına mahkum edilmesine, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Öncelikle davacı, çekin çalındığını/kaybolduğunu ispat edemediği zira çekin——— yolu ile gönderilmesinin basiretli tacirin yapması gereken bir davranış olmaması bir yana, çekin kargoya verildiğine ilişkin herhangi bir yazılı bir delil de sunulmadığı, dolayısıyla ——- gönderilen şeylerin çek olup olmadığı dahi belli olmadığı, son derece soyut ve belirsiz ifadelerle ——- şeklinde bir iddiayla savcılığa suç duyurusunda bulunulması ve soruşturma dosyası açılması ise çeklerin çalındığının/kaybolduğunun/tahrif olduğunun ispatı için yeterli olmadığı, bu bakımdan davacı yan, —– verildiğini ve dolasıyla hırsızlık olayında çalınan şeyin dava konusu çek olduğunu ispat edemediğinden davanın öncelikle bu yönden reddine karar verilmesi gerektiği, her ne kadar davacı borçlu tarafından çekin ——— verildiğinde kaybolduğu iddia edilmiş ise de, çekin verildiği kargoya ait kargo takip numarası ilgili —– sorgulandığında çekin alıcısına teslim edildiğinin gözüktüğü, çek ve benzeri kıymetli evrakların —– aracılığı ile taşınması mevzuat gereği yasaklandığı, yine bu kurala uymayan davacının basiretli davrandığından söz edilemeyeceği, davacının davanın esası yönünden haklılığını yaklaşık olarak dahi ispat edememiş olması karşısında ihtiyati tedbir talebinde bulunması mümkün olmayıp, mahkemece tedbir isteğinin kabul edilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu, çek ibraz edildiğinde çek hakkında ödemeden men kararı olduğunun anlaşılması çeki —– devraldığı, yetkili ve meşru hamil durumundaki müvekkilinin icra takibi yapmasına engel teşkil etmediği, müvekkili şirket tarafından —– sayılı dosyasıyla kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile usulüne uygun olarak icra takibi başlatıldığı, söz konusu takibe dayanak olan çek, müvekkilinin daha öncesinde de bir çok kez ticari faaliyette bulunduğu ve çekin son cirantası olan——, alışını gerçekleştirdiği ürünlerin ödeme aracı olarak müvekkile ciro edildiği, müvekkili şirketin, çekin son cirantası olan dava dışı———– —anlaştığı ve ilgili ürünün satışına yönelik—- — malın dava dışı şirkete teslimine ilişkin irsaliye faturası düzenlediği, ilgili satış karşılığı fatura bedelinin dava dışı şirket tarafından karşılığı bulunmayan bir çek ile ödenmesi sonrasında ilgili çek müşteri şirkete iade edilmiş ve fatura bedeli vadesinde ödenmediği için—- tarihinde müvekkili şirket tarafından — tutarında vade farkı faturası düzenlendiği, yazışmalardan ve ekte yer alan fatura/irsaliye faturası/çek tahsilat makbuzu vb. belgelerden görüleceği üzere müvekkili şirketin öncesinde de her zaman ticari faaliyette olduğu dava dışı—- ihtilafa konu çeki alacağını tahsil etmeye yönelik aldığı, müvekkili şirketin tamamen usulüne uygun olarak gerçekleştirdiği bu satışın faturalarını ticari defterlerine işlemiş ve ödemesinin karşılığı olarak çeki bankaya ibraz ettiği, ancak banka tarafından—— kararına istinaden çek üzerinde tedbir konulmuş olduğundan işlem yapılamadığı ve müvekkili şirket tarafından ödeme alınamadığı, arz ve izah olunan sebepler ilemahkemece resen takdir edilecek sebepler doğrultusunda fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydı ile; davacının tüm taleplerinin reddi ile neticede davanın esastan reddine, davacının açmış olduğu huzurdaki davasının ara kararı ile icra takibine tedbir konulduğundan mütevellit; Takip konusu senet alacağının %40’ından aşağı olmamak üzere inkâr tazminatına ve takip konusu alacağın %10 u oranında para cezasına hükmedilmesine, davacının haksız ve HMK md. 390/3 koşullarını içermeyen ihtiyati tedbir talebinin reddi ile ihtiyati tedbir ara kararının kaldırılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine, hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemekle birlikte; Sayın Mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi ihtimalinde HMK ve Yargıtay İçtihatları uyarınca davanın açılmasına sebebiyet vermeyen müvekkil nezdinde yargılama giderine hükmedilmemesine, yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava takibe konu edilen çekten dolayı borçlu bulunmadığının tespitine ilişkindir.
—- incelenmesinde; mahkememiz dosyası ve taraflarının aynı olduğu, yine mahkememiz —- derdest olduğu, dava tarihinin —–tarihi olduğu, iş bu dava dosyası ile mahkememiz–arasında hukuki ve fiili bağlantı bulunduğu anlaşılmıştır. HMK 166.maddesi uyarınca; aynı yargı çevresi içinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması halinde davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir. Davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte olması halinde davalar arasında bağlantı var sayılır. Tüm dosya kapsamına göre, Mahkememizin iş bu ——–Esas sayılı dava dosyası ile yine mahkememiz —– dava dosyası arasında HMK’nun 166. maddesinde ön görülen hukuki ve fiili bağlantının bulunduğu, birleştirme koşullarının gerçekleştiği belirlendiğinden aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin iş bu dosyası ile yine mahkememiz—- sayılı dosyası arasında hukuki ve fiili bağlantı olduğu anlaşılmakla, MAHKEMEMİZ DOSYASININ—– DOSYASI İLE BİRLEŞTİRİLMESİNE, esasın bu şekilde kapatılmasına,
2-Birleştirme kararının birleştirilen mahkemece taraflara tebliğine,
3-Yargılamanın—–sayılı dosyası üzerinden devamına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı esas hükümle birlikte istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.
20/10/2022