Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/246 E. 2023/445 K. 01.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/266
KARAR NO : 2023/435

DAVA : Çekin İstirdadı (6012 sayılı Yasanın 49 md.)
DAVA TARİHİ : 05/04/2022
KARAR TARİHİ : 25/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan istirdat (ticari satıma konu malın iadesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 25.11.2021—-Seri nolu) ve 25.12.2021 —— Seri Nolu) vade tarihli 100.000 (yüzbin) TL tutarlı çeklerin iptali talebiyle, ——. Asliye Ticaret Mahkemesine başvurulduğunu, işbu mahkeme tarafından çek bedelleri toplamının %15’i tutarında teminat karşılığında ödeme yasağı kararı verilmiş ve TTKnın ilgili maddeleri gereği ticaret sicil gazetesinde yapılması gereken ilanlar yapıldığını, —-Asliye Ticaret Mahkemesi——. Sayılı dosyasının 22.03.2022 tarihli duruşmasında taraflarına işbu istirdat davasının açılması hususunda süre verildiğini, çekler müvekkilin rızası dışında elinden çıktığını, mevcut hamillerin kötü niyetli olduğunu, dava konusu çeklerin müvekkilinin iradesi dışında kötü niyetli kişilerce yapılan dolandırıcılık yöntemi elinden çıktığını, Davalı Şirketlerin, Müvekkilinin rızası dışında elinden çıkan çekleri ciro ile devralırken çeklerin çalıntı olduğunu bilmelerine rağmen devri kötü niyetle gerçekleştirdiklerini, tüm bu sebeplerle dava konusu çeklerin tarafımıza iadesini, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı—— dava dilekçesi ve eklerinin TK.35 md. Göre 16/05/2022 tarihinde, davalı —- tebligat yolu ile 16/04/2022 tarihinde tebliğ edildiği, yasal süresi içinde cevap dilekçesi sunulmadığından, 6100 sayılı Yasanın 128 inci maddesi 128 uyarınca, dava dilekçesindeki vakıaların inkar edildiği kabul edilmiştir.
Hukuki Nitelendirme, Delillerin Değerlendirilmesi ve Netice
Dava, 6102 sayılı Yasanın 792 nci maddesi uyarınca açılmış çeki istirdadı davasıdır.
Yasanın 792 nci maddesine göre, çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790’ıncı maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür.Bu madde uyarınca ispat yükü, çekin yetkili hamili olduğunu ve çekin rızası hilafına elinden çıktığını ileri süren davacıya ait olup, davacının bu hususların yanı sıra ayrıca davalının çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğunu veya iktisapta ağır kusurlu bulunduğunu ileri sürüp kanıtlaması gerekmektedir (—- Bam——HD —– Esas —— Karar).”… 6102 sayılı TTK’nın 792. maddesinde; “Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790’ıncı maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür.” hükmü düzenlenmiştir. Zayi olan çekin istirdadı talebiyle açılan işbu davada ispat yükü davacıda olup, davacının öncelikle çekin yedinde iken rızası hilafına elinden çıktığını, ardından da çeki elinde bulunduran hamilin kötüniyetli veya iktisabında ağır kusurlu olduğunu ispat etmesi gerekir (Bu yönde bknz. Yargıtay —– HD —–).
Dava dosyasındaki bilgi ve belgelerin incelenmesinde; davacının karakoldaki ifadesinde, çeki arkadaşına vermek üzere kendi adına yazdığını ve cüzdanında iken kaybolduğunu beyan etmiş olduğu, çek iptali davasında sunduğu 13.02.2018 tarihli dilekçede de çekin arkasının davacı tarafça cirolanmış halde ofisinden çalındığını beyan ettiği anlaşılmaktadır. Davalı —– (soyadı değişikliği ile —–) ise, çekin aralarındaki araç kiralama ilişkisine istinaden elden davacıya yaptığı ödemenin karşılığı olduğunu beyan etmektedir. Davalı hakkında yapılmış bir şikayet ve açılmış herhangi bir ceza davası da dosya kapsamında beyan edilmiş değildir.
Yukarıda da açıklandığı üzere, ispat yükü üzerinde olan davacı tarafça, sözkonusu çekin rızası dışında elinden çıktığına, davalının çeki iktisabında kötüniyetli veya ağır kusurlu olduğuna dair herhangi bir delil sunulmadan, yalnızca çalındığı yönündeki kendi beyanlarına istinaden çekin istirdadının talep edildiği görülmekte olup, çekin davacı tarafından cirolanmış halde davalının elinde bulunması karşısında, mahkemece davanın ispatlanamadığından dolayı reddine karar verilmesinde usul ve esas yönünden hukuka aykırı bir yön görülmemiş” (—-Bam —-HD ——.).
Mahkememizce, tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek; taraf vekillerinin vermiş olduğu dilekçeler, tarafların ibraz ettiği tüm deliller, icra dosyaları, sicil dosyaları, mahkememizce alınan bilirkişi raporları, ek raporları ile dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
Davacı vekili, dava dilekçesinde iddiasının sübutu bakımından ilgili kıymetli evrakın çalınması nedeniyle suç duyurusunda bulunduklarını belirtmiş, Mahkememizce —–CBS na yazılan müzekkere ile ilgili soruşturma dosyaları istenmiş; incelendiğinde, dosyaların tek bir soruşturma dosyasında birleştirildiği ve bir çok eylemden kaynaklandığı, ayrıca soruşturmanın derdest olduğu; dava konusu iki adet çekin davalılara ciro edildiği, davacı —- çekin lehtarı olduğu, ——-tarafından keşide edildiği, kanun hükmü uyarınca davacının, kendisinin yetkili hamili olduğunu kanıtlaması yanında, yeni hamilin çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğunu veya iktisapta ağır kusurlu bulunduğunu da kanıtlaması gerekip, çeki elinde bulunduran davalı yeni hamilin, çeki edinme nedenini kanıtlamakla yükümlü olmadığı, aksi halin kabulü kıymetli evrakın “mücerretlik” ilkesini ortadan kaldıracağı (Yargıtay —–. H.D.’nin 27.09.2011 tarih —- ve 23.10.2013 tarih——); bu haliyle davacının iddiasını ispat edemediği, davacı ile davalı şirketlerin ticari kayıtlarının bilirkişi marifetiyle incelenmesinin de ispat bakımından (kıymetli evrakın “mücerretlik” ilkesi gereği) yeterli olmayacağı anlaşıldığından sübut bulmayan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1.-Sübut bulmayan davanın REDDİNE,
2.-Alınması gerekli 179,90.-TL karar ve ilam harcının, davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 3.415,50.-TL harçtan tahsili ile bakiye 3.235,6‬0.-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3.-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerilerinde bırakılmasına,
4.-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5.-Kararın kesinleşmesi ve talep halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren iki (2) hafta süre içerisinde —- Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu.