Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/224 E. 2022/238 K. 24.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMES
ESAS NO : 2022/224 Esas
KARAR NO : 2022/238
DAVA: Sigorta (Hayat Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ: 30/12/2015
BİRLEŞEN DAVA —- MAHKEMESİ
ESAS NO:2016/1139
KARAR NO: 2016/777
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ: 27/10/2016
KARAR TARİHİ: 24/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Hayat Sigortası Kaynaklı), Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
ASIL DAVA
DAVA: Davacı vekili dilekçesinde özetle ; müvekkilinin murisi —- dava dışı — çeşitli zamanlarda kullandığı kredilere istinaden davalı şirket tarafından—- düzenlendiğini; müvekkilinin eşi —–hastalığına bağlı olarak aniden vefat ettiğini; defalarca gerek bankaya gerek davalı şirkete başvuru yapılmasına rağmen, olumlu bir yanıt alınamadığını; en son davalı şirketin —- yazısıyla murisin başvurusunda hastalığını bilmeine rağmen beyan etmediği gerekçesiyle reddettiği bildirildiğini; ancak tıbbi kayıtlarla sabit olduğu üzere murisin hasta olduğuna ilişkin herhangi bir teşhisin mevcut olmadığını; bu kapsamda — başvuru yapıldığını; hepatit —hastalığına bağlı—- tarihlerinde alındığını; poliçenin tanzim tarihinde bahse konu hastalığa ilişkin herhangi bir teşhis ve tedavi yapılmadığını; —- yapılan laboratuar tetkikinde — tarihinde yapılan tetkikte —-tespit edildiğini; daha önce murisin —— olduğuna ilişkin herhangi bir teşhis mevcut olmadığını; teşhisin üzerinden çok geçmeden vefat ettiğini; bahse konu poliçelerde değişken vefat teminatı bulunduğunu; öncelikle lehtar bankaya ödeme yapılmasını; bakiye tazminat tutarının varislerine ödenmesi gerektiğinden bahisle ödenmesi gereken tutarların tespiti ile tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi özetle ; öncelikle daini mürtehinin muvafakatinin alınması gerektiğini; istemin meblağ poliçesine konu olması sebebiyle kısmi dava açılamayacağını; müteveffanın —-doldurarak imzalandığını ve bu kapsamda tamamen sağlıklı olduğunu beyan ettiğini; yine —- tarihli başvuru formunda da aynı yönde beyanda bulunduğunu; müteveffanın beyanını esas alarak mevcut risk yönetmeliği kapsamında değerlendirme yapılarak —- verildiğini; vefat tarihinde teminat tutarının —- yönünden —– olduğunu; tazminat talebinin değerlendirilmesi bağlamında toplanan bilgilere göre, sigortalı murisin —- olduğunu ve bu hastalığın ölüm nedeni —–olduğunun tespit edildiğini; beyan yükümlülüğüne aykırı davranılması nedeniyle poliçeden doğan vefat teminatının ödenemeyeceğinin bildirildiğini; müteveffanın sağlık beyanlarını doldurduğu tarihten önce hasta olduğunu; hastalığının daha önce teşhis edilmesine ve tedavi görmesine rağmen müteveffanın kredi kullandığını; hastalığının sigortalama esnasında açıkça sorulmasına rağmen, müvekkili şirkete beyan etmediğini; TTK.m.1435 hükmü uyarınca doğru beyan yükümlülüğü bulunduğunu; keza aynı yasanın —– ettiren ihmali ile beyan yükümlülüğü ihlal edildiğini riziko gerçekleştikten sonra tespit edilmesi halinde kasıt derecesinde kusur var ise ve beyan yükümlülüğünün beyanı ile gerçekleşen riziko arasında bağlantı bulunması halinde tazminat ödeme yükümlülüğünün ortadan kalkacağının hükme bağlandığından bahisle yerinde olmayan davanın reddini istemiştir.
BİRLEŞEN DAVA
DAVA: Davacı vekili dilekçesinde özetle ; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin murisi—-dava dışı—- çekmiş olduğu kredilere istinaden davalı şirketin —–düzenlendiğini, murisin —— tarihinde ani rahatsızlanmaya bağlı olarak vefat ettiğini, ölüm nedeniyle gerek —– gerekse davalı şirkete başvuru yapıldığını, ancak davalının başvuruyu reddettiğini, davalının hukuka aykırı olarak müvekkillerine ve annelerine bir ödeme yapmadığını, bunun üzerine müvekkillerinin annesi——- dosya ile sigorta şirketine dava açtığını, bu davaya —- daini mürtein kayıtlı muvafakat verdiğini, ancak muvafakattan da görüleceği üzere bankaya olan borcun —— kapatıldığını, bu sebeple poliçenin yasal lehdarlarının müvekkilleri olduğunu, müvekkillerinin de murisin mirasçıları olarak davalıya alacaklarını tahsil amaçlı dava açmak zorunda kaldıklarını ileri sürerek belirsiz alacak davaları kapsamında, murisin ölüm tarihi itibari ve dava tarihi itibariyle dava dışı lehdar bankaya olan borcu ve faizlerinin tespiti ile bankaya yapılan ödemeler de dikkate alınarak bankaya ödenmesi gereken bir sigorta tazminatı olup olmadığı var ise ödenmesi gereken bu bedellerin tespiti ile dava dışı bankaya ödenmesine, daha sonra varsa bakiye sigorta teminatı açısından müvekkillerine ödenmesi gereken miktarın şimdilik her biri için —davalıdan tahsiline, iş bu dosyanın——- sayılı dava dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı tarafa dava dilekçesi tebliğ edilmemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Asıl dava ve birleşen dava ; —- kaynaklı tazminat davasıdır.
İLK KARAR
Mahkememezin —–tarihli kararı ile ;
1-ASIL DAVANIN KABULÜ ile ;
—-temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline,
2-BİRLEŞEN DAVANIN KABULÜ ile ;
Davacı —-
Davacı —-
Davacı —
Olmak üzere toplam — temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, karar verilmiştir.
İstinaf kanun yolu başvuru istemi üzerine—– tarihli kararı ile Mahkememiz kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Dava , hukuki niteliği itibariyle, davacının murisinin kullandığı krediler nedeniyle düzenlenen hayat sigortası poliçeleri kapsamında meydana gelen zararın tazmini istemine ilişkindir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 1. maddesinde; “Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir.” hükmü yer almaktadır.
HMK 114/1.c maddesi uyarınca “Mahkemenin görevli olması” dava şartlarından olup, HMK 138 maddesi dikkate alınarak dava şartlarının öncelikle karara bağlanması gerekmektedir.
HMK 115. maddesinde ise “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir…” düzenlemesi yer almaktadır.
—– tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 2. maddesi; “Bu Kanun her türlü tüketici işleri ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde düzenlenmiş, 3. maddesinde tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi olarak, tüketici işlemi ise; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem olarak tanımlanmıştır.
Aynı yasanın 73/1 bendinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu, —– tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun Altıncı Kısmında yer alan basit yargılama usulüne göre yürütüleceği belirtilmiş, 83/2 maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve 6502 Sayılı Yasa’nın görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engelleyemeyeceğine işaret edilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, murisin kullandığı krediler tüketici kredisi ve bu krediler nedeniyle düzenlenen hayat sigortası poliçeleri tüketici işlemi olduğu için görevli mahkeme Tüketici mahkemesidir.
Bu nedenle Mahkememizin görevsizliği nedeniyle 6100 sayılı HMK’nun 114/1.c ve 115/2 maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar vermesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
HÜKÜM : Gerekçesi Ayrıntılı Açıklandığı Üzere ;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın USULDEN REDDİNE,
HMK.20 maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde talep halinde dosyanın görevli ———-Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine,
2-HMK 331/2. maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
HMK 138 maddesi gereği dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile ——– Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.24/03/2022