Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/200 E. 2022/227 K. 16.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/200 Esas
KARAR NO : 2022/227

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/11/2018
KARAR TARİHİ : 16/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin —-yevmiye numaralı araç satış sözleşmesi ile davalıdan — aracı 53.500,00 TL bedelle satın aldığı, taraflar arasında aracın — satıldığına ilişkin el yazılı harici bir sözleşme de imzalandığını, davalının aracın yürür aksamı ve teknik donanımının tam olduğunu, kaza ile oluşan kusurların tamir edildiğini ve aracın teknik donanımında herhangi bir kusur olmadığının beyan ettiğini, satış bedelinin tamamının peşin olarak verildiğini, aracın müvekkiline teslim edildiğini, müvekkilinin 03/12/2017 tarihinde aracın çekişinde sorun olması ve hareket kabiliyetini kaybetmesi üzerine bakım ve arızanın belirlenmesi amacıyla — götürdüğünü, yapılan incelemelerde aracın motorunda sorun olduğunun tespit edildiğini, müvekkilinin onayı ile ilgili bakım ve onarımının yapıldığını, devamında yeniden arıza vermesi nedeniyle aracın—- gönderildiğini, söz konusu gizli ayıplardan dolayı bir kısım ek tamirat yapıldığını, müvekkilinin toplamda 26.000,00 TL masraf yaptığını, davalı yana —- yevmiye numaralı ihtarnamesi ile durumun kendilerine bildirildiğini ve aracın 7 gün içinde iade alınarak yapılan tamir masrafları ve araç bedeli toplamı 72.710,00 TL’nin ödenmesinin talep edildiğini, ancak davalının cevabi ihtarname ile işbu taleplerini reddettiğini, müvekkili tarafından tespit edilen arızaların ilk bakışta basit bir muayene ile tespit edilmesinin mümkün olmadığını, davalı tarafından ayıpların gizlenmesi için —–yanıltacak değişiklik ve eklemeler yapıldığını, bu nedenle araç satın alınamadan önce görülen serviste arıza kontrol sistemine takılmadığını, müvekkilinin buna güvenerek hasarsız olduğuna inanarak aracı satın aldığını belirterek; 26.000,00 TL tamir bedeli ve 182,34 TL ihtarname gideri olmak üzere toplam 26.182,34 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Dava dilekçesi davalı yana 01/03/2019 tarihinde tebliğ edilmiş olup, davalı vekilince yasal süresinden sonra 26/12/2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin tacir olmadığını, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, davacının süresi içinde ayıp ihbarında bulunmadığını, davacının taleplerinin haksız ve dayanaksız olduğunu savunarak; davanın reddine karar verilmesini talep etmiş, işbu beyanları HMK md. 128 uyarınca inkar kapsamında değerlendirilmiştir.
Dava, araç satış sözleşmesinden kaynaklı olarak aracın gizli ayıplı olması nedeniyle yapılan masrafların tahsili isteminden ibarettir.
Mahkememizin —Sayılı kararı ile davanın reddine dair verilen kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine;—- ilamı ile mahkememiz kararının “İlk derece mahkemesince her ne kadar göreve ilişkin itirazlar reddedilmiş ise de dosya kapsamındaki satış sözleşmesi incelendiğinde satış işleminin davalı tarafından yapıldığı, davalının şirket ortağı sıfatı ile veya kendisine ait bir şirket adına hareket ettiğini gösterir herhangi bir delil dosya kapsamında bulunmadığı gibi —- yazılan yazısı ve —- yazısında davalıya ait gerçek kişi ticari işletmesinin bulunmadığı görülmektedir. Bunun yanı sıra taraflar arasındaki satış sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlık mutlak ticari dava niteliğinde de değildir. Dava konusu uyuşmazlıkta aracı satın alan taraf ticari şirket, satıcı ise gerçek kişi olduğundan taraflar arasındaki uyuşmazlıkta genel mahkemelerin görevli olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle istinaf sebepleri incelenmeksizin kararın kaldırılarak mahkemesine iadesine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesisi usul ve yasalara uygun görülmüştür.” gerekçesiyle kaldırılmasına karar verilmiş ve dosyanın yukarıda belirtilen esas numarasına kaydır yapılmıştır.
HMK’nın 114.maddesinde dava şartları belirlenmiş ve Mahkemenin görevi dava şartları arasında sayılmış, 115.maddesinde de dava şartlarının bulunmaması halinde davanın usulden reddedileceği düzenlenmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4/1. maddesinde her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı hüküm altına alınmış, maddenin (A) bendinde bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ile çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve çekişmesiz yargı işi sayılacağı belirtilmiştir. Buna göre bir uyuşmazlığın ticari dava niteliğinde olabilmesi için, her iki tarafın da ticari işletmesini ilgilendirmesi yahut aynı maddenin alt bentlerinde düzenlenen istisnalardan birine dahil olması gerekmektedir.
30 Haziran 2012 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan 6335 Sayılı Kanunun 2.maddesi ile 6102 sayılı Ticaret Kanununun 5/3.maddesi değiştirilerek bir davanın ticari veya hukuki niteliği nedeniyle mahkemenin iş alanına girip girmediği, taraflarca sadece ilk itiraz şeklinde ileri sürülebileceği şeklindeki düzenleme, “Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır.” şeklinde değiştirilmiştir.
Somut olay bakımından; istinaf kaldırma kararında da belirtildiği üzere, eldeki davanın mutlak ticari dava niteliğinde olmadığı, davalı yanın gerçek kişi olduğu ve tacir kaydının bulunmadığı, bu hali ile eldeki davanın nispi ticari davalardan da olmadığı, bu durumda davaya genel görevli Asliye Hukuk Mahkemesince bakılması gerektiği dikkate alınarak, mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerektiği yönünde oluşan tam ve bağımsız vicdani kanaat ile aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ nedeni ile davanın usulden REDDİNE,
2-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili —– Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-HMK’nın 331. Maddesi uyarınca harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
HMK 138 maddesi gereği dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Hukuk Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.