Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/2 E. 2023/511 K. 15.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2022/2 Esas
KARAR NO:2023/511
DAVA:Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ:22/06/2021
KARAR TARİHİ:15/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan sigorta (trafik sigortası kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili firmanın maliki olduğu —— plaka sayılı aracın, davalı karşı taraf — şirketine ——- vadeyle genişletilmiş kasko poliçesi ile sigortalı olduğunu, poliçede yazdığı üzere aracın hasar tarihi itibariyle rayiç bedel kadar teminat altına alınmış olduğunu, poliçe ve —– gereğince aracın pert total olması durumunda sigorta şirketinde kaza tarihindeki rayiç bedeli müvekkiline ödenmesi gerektiği, aracın hasarlanmasına sebep olan trafik kazasının oluşumunun genel şartları uygun olduğunu, hasarın poliçe kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini , müvekkiline ait kaskolu aracın 26 temmuz 2020 tarihinde karıştığı trafik kazasında hasarlandığını, hasarın ve tazminat talebinin Sigorta poliçesi kapsamında değerlendirileceğinin taraflar arasında uyuşmazlık konusu olmadığını, Sigorta Eksperi tarafından yapılan tespit neticesinde aracın ağır hasarlı pert olarak işlem görmesi gerektiğinin belirtildiğini, sigorta şirketi tarafından aracın kaza yapmadan önce 120 bin lira piyasa rayici olduğunun tespit edildiğini , sigortacının müvekkiline mutabakatname gönderdiğini, müvekkilinin araç bedeline ilişkin itiraz ettiğini, fakat sigorta şirketini itirazı dikkate almadığını, firma yetkililerinin ihtirazi kayıtla imzalanarak mutabakatnameyi sigorta şirketine teslim ettiklerini, ancak itirazi kayıtla imzalanan mutabakatnameyi sigorta şirketinin kabul etmemesinden dolayı ve firmanın yeni araç alabilmek için paraya ihtiyacı olması sebebiyle itirazi kayıt olmaksızın mutabakatnameyi imzalamak zorunda kaldıklarını, trafik kazasının meydana geldiği 2020 Temmuz ayı tarihlerindeki örnek satış ilanlarının sigortaca dikkate alınmadığını, 2 sayfa emsal fiyat listesinde 148.000 ile 192.000 TL arasında benzer araçlar bulunduğunu, emsal değerler ve yapılan ödeme dikkate alındığında Sigorta şirketi tarafından müvekkili firmaya eksik ödeme yapıldığını, tüm bu nedenlerle fazlaya ilişkin hak ve alacakları saklı kalmak kaydıyla gerçek zararın bilirkişi raporu ile belirlendikten sonra belirsiz alacak davası olduğunu, talep tutarı artırılmak üzere şimdilik 500,00 TL araç rayiç bedel farkının temerrüt tarihinden itibaren işeyecek ticari avans faiziyle birlikte, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından; aynı konuya ilişkin olarak —- sayı numarası —- başvuru yapıldığırı, başvuru üzerine —– sayı numarası ile başvurunun reddine karar verildiğini, 26.07.2020 tarihinde; sigortalı —- plakalı aracın,—- kara yolunun, ————- araç ile çarpışarak ölümlü ve maddi hasarlı trafik kazasına karıştığını ,söz konusu kaza akabinde, davacı sigortalı tarafından müvekkili şirkete yapılan başvuru üzerine, müvekkili sigorta şirketi eksperleri tarafından yapılan inceleme ve 2. el araç piyasa araştırması sonucu tanzim edilen ekspertiz raporunda sigortalı aracın 2. El piyasa rayiç değerinin 120.000,00 TL olduğu, araçtaki hasar miktarının ise 110.000,00 TL olduğu hususlarının tespit edildiğini , araçta meydana gelen hasarın piyasa rayiç değerine yakın olması nedeni ile aracın pert total işlemine tabi tutulmuş olduğunu, müvekkili şirket tarafından araç rayiç değerinin davacı sigortalıya ödenmesine karar verildiğini, müvekkili şirket tarafından davacı sigortalıya 31.08.2020 tarihinde 120.000,00 TL ödeme yapıldığını, davaya konu sigortalı aracın 2004 model olup, kazanın meydana geldiği tarih itibari ile 1.150.000,00 KM de bulunduğunu, aracın Tramer Kaydı sorgulaması sonucu geçmiş dönemde hasarlarının olduğunun tespit edildiğini, benzer nitelikteki araçların fiyatları ile karşılaştırma yapıldığında aracın tespit edilen 2. El değerinin makul olduğu bir kez daha ortaya çıkacağını , davacı sigortalının, müvekkili şirket tarafından yapılan 120.000,00 TL lik ödemeyi fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmadan, herhangi bir ihtirazi kayıt öne sürmeden kabul ettiğini ve müvekkili şirketi ibra etmiş olduğunu ,davacı tarafından huzurdaki olayın konusunu oluşturan alacağa ilişkin olarak müvekkil şirketin ibra edilmiş olmasının, taraflar arasından borç ilişkisinin sona erdiğinin açık bir ispatı olduğunu, Poliçede yer alan iş bu hüküm uyarınca; huzurdaki davamızın konusunu oluşturan sigortalı aracın tam hasara uğrayarak pert total işlemine tabi tutulduğu hususu da dikkate alındığında; davacıya tazminat ödemesi yapılırken aracın hasarsız emsal ikinci el değerinden %35 oranında indirim yapılmak sureti ile ödeme yapılması gerektiğinin sabit olduğunu, iş bu hükümde dikkate alındığında davacıya yapılan ödemenin uygun olduğu ve davacının taleplerinin haksız ve mesnetsiz olduğunun ortada olduğunu, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte; davacı tarafça, müvekkili şirketten kasko sigortası bulunan aracın 2. el piyasa rayiç değeri olduğu iddia edilen tutarın son derece fahiş olduğunu, aracın piyasa rayiç değerinin net olarak tespitinin gerektiğini, tüm bu nedenlerle davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir. Hukuki Nitelendirme, Delillerin Değerlendirilmesi ve Netice
Dava, kasko sigorta poliçesinden kaynaklanan alacağın tahsili davasıdır.
Davacı özetle, kasko poliçesi kapsamında, davalı şirket tarafından müvekkiline yapılan ödemenin yeterli olmadığını, aracın rayicinin ödenmediğini, mutabakat evrakına imza atılmak zorunda kalındığını, bu nedenle bakiye bedelin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Dava öncelikle ————— açılmış mahkemece yetkisizlik kararı verilerek dosya mahkememizin esasına tevzi olunmuştur.Mahkememizce esasa dair değerlendirmede gerekli tüm evrak dosyaya kazandırılmış; yargılamanın 26/04/2022 tarihli ilk celsesinde dosya, davacının aracının kaza tarihi itibariyle rayiç değerinin tespiti ile varsa sigorta tarafından yapılan eksik ödeme miktarının tespit edilmesi için hasar konusunda uzman bir bilirkişiye tevdi edilmiştir. Temin edilen 07/03/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle; hasar ve kusur yönünden —- olmasa da, —– plaka sayılı aracın Müteveffa sürücüsü —–2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu Madde 52 “sürücüler (…) b) Hızlarını, kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak, (…) zorundadırlar.” hükmüne aykırı davranarak aracının hızını yol şartlarına ayarlamadığı kontrolü kaybederek Karşı Geliş şeridine ters istikamete geçtiği, bu nedenle aynı kanunun “Trafik kazalarında sürücü kusurlarının tespiti ve asli kusur sayılan haller: Madde 84 – Araç sürücüleri trafik kazalarında; (…) b) Taşıt giremez trafik işareti bulunan karayoluna veya bölünmüş karayolunda karşı yönden gelen trafiğin kullandığı şerit, rampa ve bağlantı yollarına girme, (…) Hallerinde asli kusurlu sayılırlar.” hükmü gereği kazaya ASLİ olarak %100 kusuru ile sebebiyet verdiği, —- plaka sayılı aracın sürücüsü —- kaza oluşumunda herhangi bir trafik kuralını ihlal etmedi bu sebeple kazada kusuru olmadığı,
Sigorta eksperince 120.000 TL, davacı vekilince dosyaya sunulan emsal araçlara göre 195.000’ye kadar piyasası olabileceği görülen davaya konu aracın, 310.643,20 TL’ye onarımın ekonomik olmadığı, aracın pert total olmasının makul olduğu, taraflarca bu konuda bir uyuşmazlık olmadığı,Poliçede bahsi geçen %35 tenzili muafiyet uygulamasının, ağır hasarlı olduğu poliçe düzenlendikten sonra ortaya çıkan sigortalı araç için mi olduğu, yoksa poliçe düzenlenen her araç için mi geçerli olduğunun net olmadığı, 5. kademe, % 65 bandında hasarsızlık oranı ve 20.000 TL kasa bedelinin dahil oluşu beraber değerlendirildiğinde, istenirse 06.07.2020 tarihinde 3.700 TL poliçe fiyatıyla karşılaştırma yapabilecek bir sigorta bilirkişiden Rapor alınabileceği ama %35 tenzilin ağır hasar geçmişi olmayan işbu dava konusu araç için geçerli olmadığının ödenen bedelin miktarından da ortaya çıktığı, ödemenin eksper hesaplamasındaki gibi 120.000 TL olarak eksiksiz yapıldığı, takdir mahkemeye ait olmak üzere, dosyaya davacı tarafından sunulan benzer yaş ve marka modeli ait 14 aracın 3 tanesinin Emsal kabul edilemeyeceği, bir tanesinin fazlasıyla pahalı olduğu, bu tip ticari araçlardaki fiyat farklarının üst yapı kondisyonu, aracın bakım durumu, hasar ve lastik durumu gibi farklardan meydana gelebileceği; diğer 10 aracın kilometre ve fiyatları karşılaştırıldığında davalı Sigorta Eksperi tarafından tayin edilen 120.000 TL’nin doğru ve yerinde olduğu, bakiye ödeme bulunmadığı yönünde görüş bildirmiştir.Davacı vekili 26/07/2022 tarihli ıslah dilekçesi ile; tazminat taleplerini artırarak 40.000,00 TL araç rayiç bedel farkının temerrüt tarihinden işleyecek avans faizi, yargı gideri ve vekalet ücreti ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. 2918 sayılı Yasanın 111 inci maddesine göre, hukuki sorumluluğu kaldıran veya daraltan anlaşmalar geçersizdir (f.1).Tazminat miktarlarına ilişkin olup da, yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten başlayarak iki yıl içinde iptal edilebilir.Tüm dosya kapsamı ve teknik rapor içeriği birlikte değerlendirildiğinde; uyuşmazlık öncesinde davalı sigorta şirketi tarafından pert-total işlemine tabi tutulan araç için maliki/işleteni şirket ile anlaşmaya varıldığı ve bu anlaşma doğrultusun 120000,00 TL ödeme yapıldığı sabittir. Dosyaya kazandırılan raporda kaza tarihi itibariyle sigorta şirketi tarafından belirlenen bedelin rayice uygun olduğu belirlenmiş, davacı şirket vekili ise kendi emsallerinin değerlendirilmediğini belirterek rapora karşı itiraz etmiş, dava dilekçesinde de 140-160 Bin TL tutarlı emsalleri sunmuştur. Buna göre 2918 sayılı Yasanın 111 nci maddesindeki “fahiş olduğu açıkça belli olan” bir anlaşmanın bulunmadığı anlaşılmaktadır. Dolayısıyla 111 inci maddedeki yasal şartlar uyuşmazlık bakımından oluşmamıştır. Davalı vekili ayrıca uyuşmazlık öncesinde davalı şirket tarafından kendilerine teklif edilen tutarın, zaruret hali nedeniyle kabul edildiğini belirterek 6098 sayılı Yasada yer alan aşırı yararlanma (gabin) hukuki nedenine dayanarak ilgili anlaşmanın geçerli olmadığını iddia etmiştir. Öncelikle burada her iki tarafa borç yükleyen bir sözleşme bulunmamakla birlikte, bulunduğu kabul edilse dahi edimler arasında fahiş bir farktan da söz edilemez. Ayrıca aşırı yararlanma haline dayalı istemler, 6102 sy 18/2 gereği basiretli davranma yükümlülüğü söz konusu olduğundan tacir bakımından sınırlı olarak uygulanabilir. Tacirler, düşüncesizlik ya da deneyimsizliğe dayanamazlarsa da zor durumda kalma haline dayanabilirler. Ancak yukarıda belirtildiği gibi, davacının emsal olarak belirlediği tutarlar ile bilirkişinin raporunda belirlediği ve davacı tarafından da kabul edilen tutar arasında fahiş bir fark bulunmadığı gibi, taraflar arasındaki ibra/anlaşma metni, her iki tarafa borç yükleyen bir sözleşme de değildir. Açıklanan nedenlerle, davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1.-Yasal şartları oluşmayan davanın REDDİNE,
2.-Alınması gerekli 179,90 TL harcın davacı tarafından peşin olarak yatırılan 59,30 TL peşin harç ve 675 TL ıslah harcından mahsubu ile arta kalan bakiye 554,40 TL’nin karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
3.-Arabuluculuk sürecinde düzenlenmiş sarf kararında yer alan 1.320,00-TL’nin 6325 Sayılı Kanunun 18/A maddesi uyarınca, davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesine,
4.-Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davalı vekili için takdir olunan 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5.-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6.-Davalı tarafından sarf edilen yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7.-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren iki (2) hafta süre içerisinde ——- Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu. 15/06/2023