Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/164 E. 2023/204 K. 07.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/164 Esas
KARAR NO: 2023/204
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ: 03/03/2022
KARAR TARİHİ: 07/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali (haksız eylemden kaynaklanan zarar nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete—— numaralı poliçe ile kasko sigortalı —- tarihindeki kazası sonrasında —– numaralı hasar dosyasının oluşturulduğunu, aracın tamiratı sırasında yedek parçanın müvekkili şirket tarafından onarım servisine gönderildiğini, ancak dosyanın incelenmesi aşamasında aracın kiralık olarak kullanıldığının tespit edildiğini, kullanım şekli istisna klozu gereği sebepsiz zenginleşme teşkil ettiğinden —— dosyası ile icra takibi başlatıldığını, fazla ödenen 2.949,00 TL bedelin iadesinin talep edildiğini, ancak davalının haksız itirazı nedeniyle takibin durduğunu, tüm bu nedenlerle haksız ve hukuka aykırı itirazın iptaline, takibin devamına, davalı aleyhine %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Hukuki Nitelendirme, Delillerin Değerlendirilmesi ve Netice
Dava, İİK’ nun 67/1 maddesine dayalı itirazın iptali davasıdır.
——- dosyasının incelenmesinde; mahkememiz davacısı tarafından 2.949,00-TL asıl alacak ve 46,01 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 4.995,01 TL’nin takip tarihinden itibaren işleyecek faiz ile birlikte tahsiline yönelik olarak ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya 22/12/2021 tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafından 24/12/2021 tarihinde borca itiraz dilekçesi sunulduğu, davanın yasal bir yıllık süresi içerisinde açıldığı görülmüştür.Uyuşmazlığın, davacı ———– tarafından—— poliçesi kapsamında hak sahibi davalıya ödediği tazminatın, zararın teminat dışında kalmasına rağmen ödendiği iddiasına dayalı olarak iadesi şartlarının oluşup oluşmadığı, davalının takibe yaptığı itirazın haklı olup olmadığı, inkâr tazminatı şartlarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Ön inceleme duruşmasında uyuşmazlığın tespitini müteakip tahkikat aşamasına geçilerek dosya bilirkişiye tevdi edilmiş; 11/08/2022 tarihli rapor içeriğinde, davacı——– tarafından davalı sigortalısına ödenen 7.018,27 TL hasar onarım bedelinin dava konusu kaza tarihi itibariyle piyasa koşullarındaki kadri marufunda olduğunun tespit edildiğini, aracın kiralık olduğu iddiası ile iadesi talep edilen 2.949,00 TL asıl alacağın nasıl hesaplandığının anlaşılamadığı, yapılan değerlendirmede davalının beyanına istinaden aracın kiralık olarak kullanıldığı tespitine katılmanın mümkün olmadığı tespitlerine yer verilmiştir.
“(…) Somut olayda, davacı tarafından, sigortalının dava dışı ——— teminat altına alınan ———— plakalı aracın yaptığı kaza sonucunda, yaya —————– vefat etmiş olup, açılan hasar dosyası kapsamında alınan aktüer raporu doğrultusunda ve konuya ilişkin poliçe ve sair belgeler incelenmek sureti ile davalıya (eşinin vefatı nedeni ile destekten yoksun kalma tazminatı olarak) 75.665,00-TL ödeme yapılmıştır. Ancak davalı tarafından eksik ödeme yapıldığı iddiasıyla sigorta şirketine karşı dava açıldığı, ————kararıyla sigorta şirketi yapılan ödemenin eksik ödeme olmadığı zira ödenmesi gereken tazminat miktarının 48.415,00-TL olduğu bu kapsamda sigorta tarafından fazla ödeme yapıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği, kararın kanun yoluna başvurulmadan kesinleştiği görülmektedir. Eldeki davada sigorta şirketi davalıya fazladan yaptığı 27.250,00-TL ödemenin tahsilini talep etmektedir.Davacı ———ancak sigorta poliçesi çerçevesinde ödeme yapmakla yükümlü olup, kendisi tarafından düzenlemiş olan poliçeye dayalı olarak ödeme yaparken basiretli bir tacir gibi davranarak gerekli incelemeyi yapması gerekirken bu şekilde davranmamış ve poliçe teminatında olmayan bir ödemeyi iradi olarak gerçekleştirmiştir.Her ne kadar TBK’nın 78/1 maddesi “Borçlanmadığı edimi kendi isteğiyle yerine getiren kimse, bunu ancak, kendisini borçlu sanarak yerine getirdiğini ispat ederse geri isteyebilir.”hükmünü havi ise de, davacı … şirketinin, kendi düzenlemiş olduğu poliçeye dayalı olarak yaptığı ödemeyi “kendisini borçlu sanarak” yapmış olduğunu ileri sürmesi mümkün değildir.Bu durumda, poliçede teminat dışı kaldığı halde yapılan ödemenin lütuf ———–ödemesi olarak değerlendirilmesi gerektiği ve bu ödemenin davacı … şirketine sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak talep hakkı vermeyeceğinden———— anılan gerekçeyle davanın reddi gerekirken hatalı gerekçeye dayanarak karar verilmiş olduğundan gerekçenin yukarıdaki şekilde düzeltilmesi gerekmiştir”————Davacı —— talebinin, kasko poliçesi kapsamında hak sahibi davalıya ödenen tazminatın, poliçe kapsamında olmadığı iddiasına dayandığı; yukarıda anılı ve istikrar kazanmış yüksek mahkeme içtihatlarına göre, davacı —— sigorta poliçesi çerçevesinde ödeme yapmakla yükümlü olup, kendisi tarafından düzenlemiş olan poliçeye dayalı olarak ödeme yaparken basiretli bir tacir gibi davranarak gerekli incelemeyi yapması gerekirken bu şekilde davranmayarak poliçe teminatında olmayan bir ödemeyi iradi olarak gerçekleştirdiği, her ne kadar 6098 sayılı Yasanın 78/1 maddesi “Borçlanmadığı edimi kendi isteğiyle yerine getiren kimse, bunu ancak, kendisini borçlu sanarak yerine getirdiğini ispat ederse geri isteyebilir” hükmünü havi ise de, davacı ———-şirketinin, kendi düzenlemiş olduğu poliçeye dayalı olarak yaptığı ödemeyi “kendisini borçlu sanarak” yapmış olduğunu ileri sürmesinin mümkün olmadığı anlaşıldığından davanın esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1.-Davanın REDDİNE,
2.-Alınması gerekli 179,90-TL karar ve ilam harcıdan, davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 80,70-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 99,20 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3.-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4.-Davalı tarafından yapılan herhangi bir masraf yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5.-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 2.995,01 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6.-Arabuluculuk sürecinde düzenlenmiş sarf kararında yer alan 1.560,00 TL’nin 6325 Sayılı Kanunun 18/A maddesi uyarınca, davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7.-Kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı miktar itibari ile kesin olmak üzere verilen karar açıkça okundu.
07/03/2023