Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/16 E. 2022/374 K. 26.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/16 Esas
KARAR NO : 2022/374

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/01/2022
KARAR TARİHİ : 26/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin işyerinin yıllardır hizmet veren bir —- olduğunu, davalı tarafından hazırlanan haberdeki asılsız iddialar nedeniyle müvekkilinin itibarının zedelendiğini, —tarihinde isminin— tarafından —- şekilde sahipsiz olduğu söylenerek sahiplendirme işlemleri— ve —-işlemleri için müvekkilinin — getirildiğini,— şekilde gerçekleştirildiğini, daha sonra köpeğin tekrar — teslim edildiğini, gerçekleştirilen — ücretinin köpeği getiren —sorumluluğunda olduğunu, müvekkilince hayvan sahibinden herhangi bir talepte bulunulmadığını, köpeğin sahibi olduğunu iddia eden — tarafından köpeğin kaçırıldığına ilişkin müvekkilini zan altında bırakan yalan iddiaları içeren haberin davalı tarafından yapıldığını ve —- kuruluşlarına servis edildiğini, müvekkilinin haberdeki iddialarla herhangi bir ilgisinin bulunmadığını, davalının haberi doğrulamaksızın servis ettiğini, müvekkilinin hedef gösterildiğini, bu nedenle müvekkilinin ticari itibarının sarsıldığını, bir kısım müşterilerini kaybederek zarara uğradığını belirterek; davalının müvekkilinin kişilik hakları ve mesleki saygınlığı üzerinde yarattığı haksız ve hukuka aykırı müdahalenin men’ine ve tekrar yapılmasının önlenmesine, 20.000,00 TL manevi tazminatın ve 1.000,00 TL maddi tazminatın haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, asılsız haberlerin internetten çıkarılmasının sağlanmasına ve hükmün — yayınlanan en— ayrı ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava dilekçesi, davalı yana 12/01/2022 tarihinde tebliğ edilmiş olup, davalı tarafından yasal süresi içinde cevap dilekçesi sunulmadığından, HMK md. 128 uyarınca, dava dilekçesindeki vakıaların inkar edildiği anlaşılmıştır.
Dava; basın yoluyla kişilik haklarına yapılan saldırının önlenmesi ile uğranılan maddi ve manevi zararının tazmini istemine ilişkindir.
Mahkememizce; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek; davacı vekilinin vermiş olduğu dilekçeler, davacı vekilinin ibraz ettiği tüm deliller ile dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin “İfade özgürlüğü” başlıklı 10. maddesinin 1. fıkrası; “Herkes ifade özgürlüğü hakkına sahiptir. Bu hak, kamu makamlarının müdahalesi olmaksızın ve ülke sınırları gözetilmeksizin, kanaat özgürlüğünü ve haber ve görüş alma ve de verme özgürlüğünü de kapsar. — işletmelerini bir —— tabi tutmalarına engel değildir.” hükmünü içermekte olup hangi hâllerde ifade özgürlüğünün sınırlandırılabileceği de aynı maddenin 2. fıkrasında düzenlenmiştir.
Basın özgürlüğü ise ifade özgürlüğünün en önemli unsurlarından birisidir. Basın özgürlüğü, Anayasa’nın 28. maddesi ile 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 1. ve 3. maddelerinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemelerde basının özgürce yayın yapmasının — alındığı görülmektedir. Basına ——–, mutlu ve güvenlik içinde yaşayabilmesini gerçekleştirmektir. Bu durum da — dünyada ve özellikle içinde yaşadığı toplumda meydana gelen ve toplumu ilgilendiren konularda bilgi sahibi olması ile olanaklıdır. —— yayma ve böylece kişileri bilgilendirme, öğretme, aydınlatma ve yönlendirmede yetkili ve aynı zamanda sorumludur. Basının bu nedenle ayrı bir konumu bulunmaktadır.
Bunun içindir ki bu tür davaların çözüme kavuşturulmasında ayrı ölçütlerin koşul olarak aranması, genel durumlardaki hukuka aykırılık teşkil eden eylemlerin değerlendirilmesinden farklı bir yöntemin izlenmesi gerekmektedir. —bir olaydaki davranış biçiminin hukuka aykırılık oluşturduğunun kabul edildiği durumlarda, basın yoluyla yapılan bir yayındaki olay hukuka aykırılık oluşturmayabilir.
Ne var ki basın özgürlüğü sınırsız olmayıp yayınlarında Anayasa’nın Temel Hak ve Özgürlükler bölümü ile Türk Medeni Kanunu’nun 24 ve 25. maddesinde yer alan ve yine özel yasalarla güvence altına alınmış bulunan kişilik haklarına saldırıda bulunulmaması da zorunluluktur.
— ile kişilik değerlerinin karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin çatışan iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Bu iki değerden birinin diğerine üstün tutulması gerektiği, bunun sonucunda da, daha az üstün olan yararın daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Bunun için—- yararıdır. Gerek yazılı ve gerekse —-yerine getirirken— olmasını, kamu yararı bulunmasını, —–güncelliğini ——– arasındaki dengeyi de korumalıdır. — yayın yapmalıdır. O anda ve görünürde var olup da sonradan gerçek olmadığı —sorumlu tutulmamalıdır.
Somut olayda———– davacı şirketin kliniğine getirildiği, haberin — yapıldığı, dava konusu haberde ilgililerin karşılıklı olarak beyanlarına yer verildiği, dava konusu — görünür gerçeğe uygun olduğu,— hakkı kapsamında kaldığı, habere yönelik ——-bulunduğu, — gereği —– ilgisini çekecek nitelikte aktarıldığı,— arasındaki dengenin bozulmadığı, demokratik toplum tarafından meşru sayılabilecek nitelikte, ifade özgürlüğüne getirilmesi gereken bir sınırlamanın gerekli olmadığı, ——- davacıya ait —–gösterilmesinin ise yayını hukuka aykırı hâle getirmediği, bu nedenle davacının kişilik haklarına bir saldırı bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Dosya kapsamında tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda açıklandığı üzere Yasa ve Yargıtay İçtihatları gereğince ayrıntılı, detaylı inceleme yapılmış olup, yukarıda gerekçesi de yazılı olduğu üzere davanın bu gerekçe ile reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1.Davanın REDDİNE,
2.Alınması gerekli 80,70.-TL karar ve ilam harcından, davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 361,99.-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye kalan 281,29.-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3.Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4.Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5.Arabuluculuk sürecinde düzenlenmiş sarf kararında yer alan — 6325 Sayılı Kanunun 18/A maddesi uyarınca, davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
6.Kararın kesinleşmesi halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul BAM nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu.