Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/141 E. 2022/683 K. 30.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/141 Esas
KARAR NO: 2022/683
DAVA: İpotek (Terkin İstemli)
DAVA TARİHİ: 22/02/2022
KARAR TARİHİ: 30/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan İpotek (Terkin İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Yukarıda adı ve adresi yazılı davacı tarafından açılan hukuk davasının —- adına yargılama yapmaya görevli ve yetkili —- yapılan yargılaması sonucunda aşağıda gerekçesi yazılı hükme ulaşılmıştır.
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; anne ve babası vefat eden davacı —-Esas sayılı dosyası ile amcası —- vasi tayin edildiğini, anne — davalı bankadan —— bağımız bölümü satın aldığını, bu kredi borcunun diğer davalı sigorta şirketi tarafından teminata bağlandığını, ayrıca banka lehine taşınmaz üzerine ipotek tesis edildiğini, sigorta katılım sertifikasında davalı bankanın —sıfatına haiz olduğuun ifade edildiğini, kredi borcunun büyük kısmının ödendiğini,—- bakiye borç kaldığını, borçlu — poliçe geçerlilik süresi kapsamında—- tarihinde beyin tümörü tanısı ile kaldırıldığı hastanede —- vefat ettiğini, vaki vefat ile sigorta poliçesi ve teminatı gereği, ödeme yükümlülüğünün davalı sigorta şirketine geçmiş olduğunu ve davalı bankada dain-i mürtehin sıfatına haiz bulunduğundan ipotek borcunun tamamen itfa edildiğini, davalıların dava konusu ipoteğin terkininden kaçındıklarından eldeki davayı açmak zorunda kaldıklarını, tüm bu nedenlerle hukuki dayanağını yitiren mevcut ipoteğin terkinine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı—— vekili cevap dilekçesinde özetle; dava açma hakkının lehtar sıfatıyla hak sahibi bankanın muvafakatine bağlı olması nedeniyle poliçedeki menfaat sahibinin, dain mürtehinin açık muvafakati olmadığı sürece başvurucuların poliçe konusu teminatlar üzerinde hiçbir talep , dava veya tahsil hak ve yetkisi bulunmadığını, bu sebeple başvuru sahibinin aktif dava ehliyeti olmadığı gözetilerek aktif husumet yokluğundan başvurunun reddi gerektiğini, sigortalı müteveffa ——— tarihinde vefat ettiği, eldeki davanın süresinde açılmadığını, müvekkili şirket tarafından düzenlenen poliçenin ——olduğu dikkate alındığında, sigorta poliçesi genel ve özel şartları kapsamında belirlenen zamanaşamı süresinin dolduğu gözetilerek davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, dava öncesi davacı tarafından arabuluculuk sürecinin başlatılmadığını, bu nedenle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddi gerektiğini, dava konusu uyuşmazlığın sigorta sözleşmesinden kaynaklandığını, açıklanan yasal düzenlemeler kapsamında uyuşmazlığın——– kapsamında kaldığından davanın tüketici mahkemesinde açılması gerektiğini bu nedenle görev şartı nedeniyle usulden reddine karar verilmesini talep ettikleri, dava konusu ipotek kaydının fekki talebi açısından müvekkili şirketin herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, sigortalı müteveffanın vefat dosyası kapsamında yapılan incelemede sigortalının poliçe başlangıcından önce ———- tabir edilen beyin veya omurilikte oluşabilen primer kötü huylu beyin tümörü tanısı konulduğu anlaşıldığından vefat teminat talebinin reddedildiğini, muris adına tanzim edilen sigorta poliçesi kapsamında ödenmesi gereken bir teminat bulunmadığını, davacı murisinin poliçe öncesinde var olan hastalıklarının, ilgili hastane kayıtları celbedildiğinde ortaya çıkacağını, murisin vefatından sonra poliçenin düzenlenmesinden önceki döneme dayanan hastalık tespit edildiğinden vefat tazminatının ödenmesinin mümkün olmadığını, tüm bu nedenlerle haksız ve mesnetsiz davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davalı— vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ile müteveffa—– arasında konut kredisi sözleşmesi imzalandığını ve davalı —- ise bu sözleşmeyi müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, akabinde ödeme planına konu olan —vadeli taksitlerin süresinde ödenmemesi üzerine —– yevmiye sayılı ihtarnamesinin keşide edildiğini ve borçların ödenmesi aksi halde hesabın kat edilerek sözleşmenin feshedileceğinin bildirildiği, gönderilen ihtarnamenin tebliğ şerhinde —– adresten ayrıldığı/taşındığı, yeni adresinin bilinmediği açıklaması ile bila döndüğü, —- ise dağıtım saatlerinde adreste bulunmadığı, bu nedenle tebligatın mahalle muhtarına tebliğ edilerek—- nolu haber kağıdının kapıya yapıştırıldığı açıklaması ile — tarihinde tebliğ edildiğinin görüldüğü, ihtarnamenin tebliğ sonrasında müvekkili tarafından —- Esas sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibe geçildiğini, takip başlatıldıktan sonra borçlunun vefat ettiğinin öğrenildiğini ve takibe mirasçıları aleyhine devam edilmeye başlandığını, mirasçılara ödeme emri tebliğ edildikten sonra mirasçılar tarafından takip konusu alacağın yargılamayı gerektirdiği, borcun sigorta teminatı altında bulunduğu gerekçeleri ile itiraz edildiğini, yapılan itiraz neticesinde ——-ile itirazın iptali talepli dava açıldığını, açılan davada mahkemece sigorta şirketine hukuki başvuru yollarını tüketmeden murisin mirasçılarına karşı takip başlatıldığı, HMK 117/1 gereği hukuki yarar bulunmadığından dava şartı yokluğu nedenyile davanın reddine karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini, verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, ancak yasal yollar tüketildiğinden taraflarınca yeniden sigortaya başvurulduğunu henüz cevap yazısının gelmediğini, —- Mahkemesi dosyasında bulunan bilirkişi raporundan da anlaşılacağı üzere borçluların konut kredisini ödemede temerrüte düştüğünü ve ihbar olunan ——- tazminat tutarının ödenmesi talebini reddettiğini, müvekkilinin davalılardan alacaklı olduğunun aşikar olduğunu, sigortaya yapılan ilk başvuru akabinde ilglii sigorta şirketi tarafından müvekkiline verilen bilgide —vefat tarihini kapsayan — bulunmakta olup, —- vefat ihbarı tarafımıza ulaşmıştır ve değerlendirme sonucunda poliçe öncesine dayanan hastalığın vefatına neden olması sebebiyle tazminat talebi reddedilmiştir” şeklinde olduğunu, ayrıca — ihbar olunan olarak — dava dosyasına sunduğu dilekçede açıkça —- müteveffaya ait poliçede yer alan vefat teminatından yararlanması için gerekli ön koşulların varlığının tespiti zımnında yapılan incelemede; sigortalının poliçe akdinden evvel akciğer hastası olduğu tespit edilmiştir. Sigortalı müteveffanın vefat dosyası kapsamında yapılan incelemede sigortalının poliçe başlangıcından önce —— tabir edilen beyin veya omurilikte oluşabilen primer kötü huylu beyin tümörü tanısı konulduğu anlaşıldığından vefat teminat talebi reddedilmiştir” denildiğini , müvekkilinin sözleşme gereği tüm edimlerini yerine getirdiğini, ancak buna rağmen borçluların sözleşme gereği ödemesi gereken bedelleri süresinde ödemediklerini, her ne kadar çekilen kredi nedeniyle müteveffaya hayat sigorrası yapılmış olsa da sigorta şirketi tarafından teminat ödemesi talebinin reddedildiğini, bu hususun mirasçılar ile sigorta şirketi arasındaki hukuki ilişki olduğunu, davacının ipoteğin terkinine ilişkin dava açmasının hakkın kötüye kullanımı olduğunu, tüm bu nedenlerle haksız davanın reddini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava; —- bölümde üzerindeki ipoteğin fekki ve terkini talebine ilişkindir.
Mahkememizce; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek; taraf vekillerinin vermiş olduğu dilekçeler, ibraz ettikleri tüm deliller, sigorta poliçesi,—– sayılı dosyası ile dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı küçüğün annesi olan müteveffa murisin davalı —– tüketici niteliğinde konut kredisi kullandığı, kredi kullanılır iken diğer davalı —-poliçesi düzenlendiği , açılan davanın tüketici niteliğindeki konut kredisi sebebiyle davalı banka lehine tapuda bulunan ipoteğin fekki talepli olduğu, davacının ve murisinin tacir olmayıp tüketici sıfatıyla hareket ettiklerinin dosya kapsamında sabit olduğu, tarafların sıfatı, davanın niteliği ve dava tarihinde yürürlükte bulunan —- Kanun nedeniyle öncelikle mahkememizin görevi ile ilgili dava şartının değerlendirilmesinin gerekeceği, —– gereğince yayım tarihinden itibaren altı ay sonra —– tarihinde yürürlüğe girmiştir.Dava tarihinde yürürlükte bulunan——göre, tüketici, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi , tüketici işlemi, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileride dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına veya hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık v.b. sözleşmelerde dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade edeceğinin vazedildiği, —– bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörüldüğü, ancak bir hukuki işlemin sadece —- yasada düzenlenmiş olmasının tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmeyeceği, bir hukuki işlemin —yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekeceği, somut olayımızda da davacının ve murisinin tüketici olduğu, —— birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması,bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.” düzenlemesine yer verildiği, ilgili yasa maddesi ile görev konusunun tartışılmasının da önüne geçildiği, somut uyuşmazlığın, davacının murisi olan müteveffa ile davalı sigorta şirketi arasında gerçekleştirilen sigorta sözleşmesinden ve diğer davalı olan banka ile arasında gerçekleştirilen tüketici niteliğindeki konut kredisinden kaynaklandığı, davacının murisinin tacir olmayıp tüketici sıfatında olduğu, kullanılan kredinin de tüketici kredisi niteliğinde konut kredisi olduğu, izah edilen yasal düzenlemer kapsamında somut uyuşmazlığın Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığı ve davaya bakmakta görevli mahkemenin tüketici mahkemesi olacağı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 1. maddesinde, mahkemelerin görevinin ancak kanunla düzenleneceği, göreve ilişkin kuralların kamu düzeninden olduğu, aynı yasanın 114/1-c bendinde mahkemenin görevli olması dava şartları arasında sayıldığı, mahkemelerin görevi ile ilgili yasal düzenlemeler sonucunda görevle ilgili konuların taraflar yönünden usulü kazanılmış hak oluşturmayacağı, ——-zira dava şartlarının mevcut olup olmadığının mahkemece davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılacağı ve dava şartı noksanlığı halinde HMK 115. maddesi gereğince davanın usülden reddine karar verilmesi gerektiği mahkememizce anlaşılmış ve mahkememiz görevsiz olmakla mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan HMK’nun 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca DAVANIN USULDEN REDDİNE,
2-Yasal sürede başvurulması halinde dosyanın görevli ——–Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK’nun 331/2 madde gereğince süresi içerisinde müracaat yapıldığı takdirde yargılama giderlerine gönderilen mahkemece dikkate alınmasına,
4-Kararın kesinleşmesinden itibaren HMK’nun 20/1-son cümle gereği dosyanın iki haftalık süre içerisinde görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin istenilmemesi halinde DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesi için dosyanın yeniden ele alınmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde ——- nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 30/06/2022