Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/105 E. 2022/486 K. 26.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/105 Esas
KARAR NO : 2022/486

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/02/2022
KARAR TARİHİ : 26/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Yukarıda adı ve adresi yazılı davacı tarafından açılan hukuk davasının 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 9. Maddesi gereğince Türk Milleti adına yargılama yapmaya görevli ve yetkili— yapılan yargılaması sonucunda aşağıda gerekçesi yazılı hükme ulaşılmıştır.
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkilinden 11/09/2020 tarihli sözleşmesi — faturalar düzenlendiği, müvekkili ve davalı defterlerine işlendiği, dava dilekçesi ekinde sunulan muavin defter kayıtlarından da anlaşılacağı üzere toplamda — borcun tahakkuk ettiği, davalı tarafından 76.870,00-TL ödeme yapıldığı, bakiye 21.600,90-TL alacağın kaldığı, davalı firma ile defalarca görüşüldüğü ancak bugüne kadar ödeme yapılmadığı, müvekkilinin alacağın tahsili için — esas sayılı dosyası ile davalı şirket hakkında ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı şirketin haksız e kötü niyetli olarak icra takibine itirazı sonrası takibin durduğu, icra takibindeki borca itirazında hiçbir şekilde borcu olmadığının belirtildiği, davalının itirazında haksız ve kötü niyetli olduğu, tüm bu nedenlerle —- esas sayılı dosyasına vaki itirazın iptali ile takibin devamına, davalının haksız ve kötü niyetli itirazı sebebiyle alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından müvekkili şirket aleyhine —-esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığı ve davaya konu icra takibine yasal süresi içinde vekil sıfatıyla taraflarınca itiraz edildiği ve takibin durduğu, 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 11, Avukatlık Kanunu’nun 41 ve HMK’nın 73, 81, 82, 83 maddeleri gereğince vekil ile takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılmasının zorunlu olduğu, vekil olarak takip edilen icra dosyası ile alakalı açılmış olan itirazın iptali davasında dava dilekçesi tensip zaptı ve sair yargılama sürecinde tebliği gereken evrakların taraflarına tebliğ edilmesi gerekirken sehven bu durumun atlandığı, davaya cevap haklarının saklı kalmak üzere müvekkili şirketin davacı şirkete herhangi bir borcu bulunmadığı, yalnızca fatura düzenlenmiş olması ve bu faturaların ticari defterlere işlenmesi alacağın varlığını ispata yeterli olmadığından bahisle yokluklarında yapılmış tüm işlemlerin iptali ile eksik hale dönülmesine ve dava dilekçesinin taraflarına tebliğine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, İİK’nun 67/1 maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır.
Mahkememizce; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek; taraf vekillerinin vermiş olduğu dilekçeler, tarafların ibraz ettiği tüm deliller,— sayılı dosyası ile dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
— takip dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine —- tahsiline yönelik icra takibi — emrinin davalıya 10/11/2021 tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafından 12/11/2021 tarihinde icra takibine itiraz edildiği, davanın yasal 1 yıllık süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
6100 Sayılı HMK’nun “Sulh Hukuk mahkemelerinin görevi” başlığı altındaki 4. maddesinde de “(1) Sulh Hukuk mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın; a) Kiralanan taşınmazların, 09.06.1932 tarihli ve 2004 Sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine dair hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları, b) Taşınır ve taşınmaz mal veya hakkın paylaştırılmasına ve ortaklığın giderilmesine dair davaları, c) Taşınır ve taşınmaz mallarda, sadece zilyetliğin korunmasına yönelik olan davaları, ç) Bu Kanun ile diğer kanunların, sulh hukuk mahkemesi veya sulh hukuk hâkimini görevlendirdiği davaları, görürler” hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda; uyuşmazlığın kaynağı—- tarihli sürücüsüz araç hizmet sözleşmesi başlıklı sözleşmedir .Sözleşme incelendiğinde her ne kadar başlığı sürücüsüz araç hizmet sözleşmesi olsa da içeriği hükümlerle beraber değerlendirildiğinde sözleşmenin sürücüsüz araç kiralama sözleşmesi olduğu mahkememizce değerlendirilmiştir. Örneğin sözleşmenin muhtelif yerlerinde bahsi geçen —-, “—-” gibi terimler sözleşmenin açıkça sürücüsüz araç kiralama sözleşmesi olduğu, tarafların kira sözleşmesi imzaladığını göstermektedir. Bir uyuşmazlıkta olayları belirtmek ve açıklamak taraflara, hukuki niteleme ise hakime aittir. Somut olayımızda ise belirtilen sebeplerle temel hukuki ilişkinin kira ilişkisi olması nedeniyle, davada Sulh Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu açıktır.
Görev kuralları, kamu düzenine dair olup yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen gözetilmesi gereken hususlardandır. Bu durumda mahkememizce, Sulh Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu gözetilerek, HMK’nın 114/1-c maddesine göre, görevsizlik sebebiyle aynı Yasa’nın 115/2. maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan HMK’nun 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca DAVANIN USULDEN REDDİNE,
2-Yasal sürede başvurulması halinde dosyanın görevli—-Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK’nun 331/2 madde gereğince süresi içerisinde müracaat yapıldığı takdirde yargılama giderlerine gönderilen mahkemece dikkate alınmasına,
4-Kararın kesinleşmesinden itibaren HMK’nun 20/1-son cümle gereği dosyanın iki haftalık süre içerisinde görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin istenilmemesi halinde DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesi için dosyanın yeniden ele alınmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul BAM nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.